Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/976 E. 2021/1344 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 11/06/2021
YAZIM TARİHİ : 16/06/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 21/03/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası …’ın 19/02/1992 tarihinde davalı kooperatife üye olduğunu, müvekkilinin 13/09/2005 tarihinde kooperatif hissesini babasından, annesinin vekaletiyle aldığını, kooperatifçe müvekkilin babası …’in üyeliğine son verilerek davacı müvekkilinin üye olarak kaydedilmesine, …’ın aidat ödemelerini davacı … adına işletilmesine ve müvekkilinden 27.500 TL bedelli senet alınmasına karar verilerek, ilk kura çekimine direk katılması hüküm altına alındığını, senetlerin ödendiğini, devir tarihi olan 2005’ten sonra yedi sene daha beklediğini ve ”yakında daireniz çıkacak” yalanı söylendiğini, müvekkilinin davalıya ihtar çektiğini, davalı kooperatifin ise ”bizimle alakanız yok” diyerek cevap verdiğini, birkaç kez daha ihtarlaştıktan sonra 12/06/2012 tarihinde fesihle ilgili ihtarlarının …’e tebliğ edildiğini, ayrıca … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, davalarının ihtardan sonra kooperatif genel kurulunun beklenmemesi sebebiyle usulden reddedildiğini, bu dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılarak müvekkilinin ödediği senetlerin 06/06/2013 tarihi itibariyle değerinin 61.559,14 TL olduğu sonucuna varıldığını, kooperatifin tasfiye aşamasına geçtiğini ve üyelerin dairelere oturduğunu, müvekkilinin dairesinin muhtemelen başkalarına satıldığını, davalı kooperatifin 30/06/2013 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığını, fakat müvekkille ilgili bir karar alınmadığından; fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkili tarafından ödenen 61.559,14 TL’nin müvekkilinin ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden müvekkil davacıya düşen kısımlarının mahsubundan sonra bakiyenin müvekkiline iadesini talep ettikleri, ayrıca kooperatifin tasfiyesinin engellenmesi amacıyla … Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere gönderilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatifin dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle: Kooperatifler yasasına göre, kooperatiften istifa veya ihracın gerçekleştiği yılı takip eden yıl içerisinde yapılan, genel kurul kararından sonra ödenmesi gereken bir paranın bulunması halinde ödenebileceğinin düzenlendiğini, davacının kooperatiften ihraç edildiği veya istifa ettiğine dair dava dilekçesinde beyanı bulunmadığı gibi delil de sunmadığını, aynı mahiyette açılan davanın mahkemece reddedildiğini, bu nedenle kesin hüküm itirazında bulunduklarını, davanın kooperatifler yasasının 17. Maddesine göre beş yıllık süre geçtikten sonra açıldığı için zaman aşımına uğradığını, üye …’ın 1998 yılında vefat ettiğini, davacının hangi tarihte üye olduğunu ispat edemediğini, ayrıca 11/04/2012 tarihli ihtarnamede istifa ettiğini belirtmekte ise de açık ve net olarak kooperatiften istifa ettiğinin yazılı olmadığını, davacının talebinin yasal olmadığını, dava miktarı kadar ödemesi bulunmadığını, … Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında toplam ödemenin 27.717,50 TL olarak belirtildiğini, bu paranın ek bilirkişi raporuyla ödenmesi gereken miktarı 40.050 TL olduğunun belirtildiğini, bu rapora da itiraz ettiklerini, ödenen ve ellerinde bulunduğu iddia edilen senet suretlerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkili kooperatifin imzasını taşımayan, banka işlemi görmeyen senetleri kabul etmediklerini, faize faiz işletilmesini de kabul etmediklerini, kooperatif genel giderleri düşüldükten sonra inşaata yansıtılmış kısmıyla yüzde kaç seviyede imalat yapılabiliyorsa ancak bu imalat tutarını talep edebileceklerini, kooperatifin temerrüte düşürülmediğini, ödemelerinin ispat edilmediğini, kooperatiften herhangi bir talebinin olmadığını belirterek davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının babası …’ın 19/02/1992 tarihinde S.S. … Konut Yapı Kooperatifin üyesi olduğunu, babasının üyeliğini devraldığını, üyelikten istifa ettiğini belirterek ödediği 61.559,14 TL’nin ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden hissesine düşen kısmın mahsubundan sonra bakiyesinin tahsilini talep ettiği, S.S. … Konut Yapı Kooperatifinin ünvanının sonradan S.S. … Konut Yapı Kooperatifi olduğu,davacının talebinin çıkma payına yönelik olduğu, davacının davalı kooperatiften Konya Noterliğinin gönderdiği 11/04/2012 tarihli ihtarname ile istifa ettiği bu ihtarnamenin davalıya 12/06/2012 tarihinde tebliğ edildiği 2012 yılına ait genel kurulun 30/06/2013 tarihinde yapıldığı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 23/01/2017 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, davacının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve anasözleşmenin 15/1. maddesi gereğince, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkına haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda bu alacak temerrüt ihtarına gerek kalmaksızın muaccel olacağı ve talep edebileceği, bu genel kurulda üyelikten ayrılan ortaklarla ilgili olarak üyelikleri sona eren üyelere geri ödemelerinin 3. Yılı sonunda defaten ödenmesi şeklinde karar alındığı, davalı kooperatifin defterlerini sunmadığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünden gelen belgelere göre ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğu, bu nedenle davanın 30/07/2016 tarihinden sonra açılması gerektiği, davanın erken açıldığı anlaşıldığından davacının davasının Yargıtay …Hukuk Dairesinin 07/06/2017 tarih … Esas … Karar nolu ilamında da belirtildiği gibi reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,…” şeklinde karar vermiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Dairenin teslim edilmemesi üzerine babasının çamurdan kurtarması adına kooperatif hissesini devraldığını, gerekçeli kararda ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğu belirtilmesine rağmen bu sonuca nasıl varıldığının anlaşılamadığını, dosyadaki evraklardan bu sonucun nasıl çıkartıldığının matematiksel olarak izahının bulunmadığını, defterlerin tamamının incelenmeden rapor düzenlendiğini, kooperatifin borcu kabul etmediğini, alacağın muaccel hale gelmediği gerekçesinin de anlaşılamadığını, esas alınan Yargıtay kararının dosyalarıyla uyumlu olduğunu, bu nedenle ret gerekçesi yapılamayacağını, bilirkişi raporunda kaç ortağın istifa ettiği, toplanan aidat, istifa eden üyelere yapılacak nazara alındığında kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye düşüp düşmediği hususlarında net tespitler içeren denetime açık yeni bilirkişi raporu aldırılıp erteleme kararının usulüne uygun olup olmadığının tespit edilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bunlar yapılmadan verilen kararın doğru olmadığını, kabule göre de davanın dava şartı yokluğundan reddedildiği dikkate alınarak, karar tarihi itibariyle geçerli olan maktu ücreti vekalete hükmedilmesi gerekirken nispi ücreti vekalete hükmedilmesinin doğru olmadığını, babasının kooperatife üye olduğu tarihin üzerinden 27 sene geçtiğini, davacının kooperatife üye olmasının üzerinden ise 13 sene geçtiğini, ”ilk kurayla sana ev vereceğiz, sen de bize senet ver” denilmesi üzerine ödemelerinin yapıldığını, ortada dairenin ve ödenen paraların bulunmadığını, kooperatif üyelerinin eşit işlem borcunun bulunduğunu, diğer üyelerin en az yedi sekiz seneden beri dairelerinde oturduğunu, müvekkilin ise dairesinin olmadığını, bu nedenle kira gelirinin de olmadığını, açtığı davaların dahi reddedildiğini, adaletsizliğe uğradığını, kooperatifin borcunu ödemediğini, belirterek istinaf talebinde bulunup yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettikleri anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyamız arasında bulunan Konya … Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasının taraflarının aynı olduğu, davanın dosya davacısı tarafından dosya davalısı kooperatife karşı alacak davası şeklinde açıldığı ve kooperatife ödenen toplam 40.965,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline, mümkün olmazsa uygun bir dairenin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yargılama yapılarak kooperatif üyeliğinden ihraç edilmeyen veya üyelikten istifa etmeden ve istifa veya ihraç olsa bile kooperatifler kanununun 17. Maddesi gereğince istifa edilen yılın bilançosu görüşülmeden davalı kooperatife ödenen aidatların iadesinden sorumlu tutulamayacağından ve ferdileştirilmeye geçilmeden üyeler kooperatiften tapu veya daire isteyemeyeceğinden dolayı her yönden yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verdiği, kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmaması üzerine 24/06/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince … Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden davalı kooperatife ilişkin 2012 yılına ait bilanço yönetim ve denetim kurul raporları gelir gider cetvelleri ile davalı kooperatifin kuruluşundan itibaren tüm genel kurul tutanaklarını celp ederek dosya arasına aldığı görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli 11/04/2012 tarihli Konya … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesinde davacının davalı kooperatiften bir dairenin kullanım hakkının verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde üyeliğinin telkini ile bugüne kadar yaptığı ödemelerin belirtilen İBAN’a yatırılmasını talep ettiği, ihtarnamenin 12/06/2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinde belirtilen senet fotokopilerinin dilekçeye eklendiği, ayrıca … adına ortaklık pay senedi suretinin bulunduğu, yine dava dilekçesinde belirtilen … ve … sayılı karar fotokopisinin bulunduğu görülmüştür.
Dosya bilirkişi mali müşavir …’a tevdi edildiği, bilirkişice verilen 22/09/2016 tarihli raporda tarafların iddia ve savunmalarının özetlendiği, 2001 ve 1992 yılı karar defteriyle 1991 yılı üye kayıt defterinin noterlik tarafından usulünce onaylandığı, bilirkişiye bu defterlerden başkaca ticari defterlerin verilmediği, dosyanın içerisinde de başkaca ticari defterlerin bulunmadığının bildirildiği, ödemelerin güncellenmiş değerinin tablo halinde sunulduğu ve toplam 58.746,50 TL olduğu, davacının kooperatiften ayrılma iradesini Konya … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesiyle bildirdiği, ihtarnamenin davalı kooperatife 12/06/2012 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davacının davalı kooperatiften 2012 yılında ayrılmış olup davalı kooperatifin ise 2012 yılı genel kurulunun 30/06/2013 tarihinde yaptığı, 6163 sayılı yasanın 15 ve 17. Maddelerinden bahsederek ödenen aidatın üyelikten ayrılma iradesinin tebliğ tarihinden sonraki üçüncü yılın sonunda defaten ödeneceğinin kabulü halinde, alacağın 15/06/2015 tarihinde muaccel olacağının kabulü gerektiği, kooperatifin defterlerini sunmaması nedeniyle masraf hissesinin düşülmesinin mümkün olmadığını belirterek neticeten ödenen aidatın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 12/06/2012 tarihine göre güncellenmiş değerinin 58.746,50 TL olduğu, davacının davalı kooperatiften 2012 yılında ayrıldığı, 2012 yılına ait genel kurulun 30/06/2013 tarihinde yapıldığı, davacı alacağının 30/06/2013 tarihinden bir ay sonra yani 30/07/2013 tarihinde muaccel hale geleceğinin tespit edildiği, 30/06/2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kooperatiften ayrılan üyelerle ilgili olarak üyelikleri sona eren üyelere geri ödemelerin üçüncü yılı sonunda defaten ödenmesi kararının oy birliğiyle alındığı, ticari defterlerin sunulmadığı için kooperatiften ayrılan üyelere yapılacak aidat geri ödemesinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin tespit edilemediğini, mahkemece genel kurulda alınan kararının kabul edilmesi halinde alacağın 15/06/2015 tarihinde muaccel olacağının kabulü gerektiğini rapor ettiği, rapora itiraz edilmesi üzerine tekrar dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve neticeten bilirkişinin kök rapordaki görüş ve kanaatlerinde değişiklik olmadığını bildirdiği görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesince 27/04/2017 tarihli yedince celsede mahkemelerinin yukarıda özetlenen … esas sayılı dosyasının içerisinde bulunan defterleri incelemek, ayrıca bildirilen adreste bulunan defterleri inceleme yetkisi verilerek bilirkişiden tekrar ek rapor istendiği, bilirkişinin sunduğu ek raporda özetle ödenen meblanın güncel değerinin eskisi gibi 58.746,50 TL olarak belirterek alacağın muaccelliyetinin genel kurul tarihinden bir ay sonraki tarih olan 30/07/2013 tarihi olduğunu belirttiği, ayrıca bir kısım istifaların gerçekleşmesi nedeniyle genel kurulda ortaklık sayısının 50 olup ortaklıktan ayrılan üyelerin düşüldüğünde 2012 yılı içinde ayrılan üyelere yapılacak ödemelerin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği kanaatine varıldığını, davacının ödediği üye aidatının, üyelikten ayrılma iradesinin tebliğ edildiği tarihten sonraki üçüncü yılın sonunda defaten ödeneceğinin kabulü halinde davacının, alacağı 15/06/2015 tarihinde ödenebileceğinin kabulü hususunu mahkemenin takdirlerine sunduğu, davacı üyenin ayrılmasından sonra yerine üye alınmadığı, davacının payına düşen masraf hissesinin 490,50 TL olduğu, bu miktarın düşümüyle davacının çıkma payının tespit edilmiş olacağını rapor ettiği görülmüştür.
Dava, davalı kooperatifin son genel kurulda aldığı kararlarda davacının üyeliğinden bahsedilmediği, kooperatifin tasfiyesine geçilmesinin kararlaştırıldığından bahisle, müvekkili tarafından ödenen miktarın genel giderler payının düşümü ile bakiye kısmın davalı kooperatiften alınarak davacıya verilmesine istemi ile açıldığı, davalının ödenmesi gereken bir paranın olması halinde ödenebileceği, davacının kooperatiften ihraç edildiği veya istifa ettiğine dair beyan ve delilinin bulunmadığı, dosyaya sunulan senetlerde kooperatifin kaşesi ve imzasının bulunmadığı, ödemelerinde banka yoluyla yapılmadığı, gerekçeleriyle kabul etmediklerini, kooperatifin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında davalı kooperatife ait 1992 ve 2001 yılı karar defteri ile 1991 yılı üye kayıt defterini incelediği, başkaca defter sunulmadığından diğer yıllara ait defterlerin incelenemediği, diğer defterlerin sunulmaması nedeniyle masraf hisse düşümünün mümkün olmadığı, ilk alınan raporda ticari defterlerin sunulmaması nedeniyle; kooperatiften ayrılan üyelere yapılacak aidat geri ödemelerinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin tespit edilemediğinin bildirilmesine rağmen ek raporda genel kurulda ortak sayısının 50 olduğunun belirtildiği ve ayrılan üyelerin düşüldüğünde 2012 yılı içinde ayrılan üyelere yapılacak ödemelerin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği kanaatiyle sunulan raporun, önceki raporla çeliştiği düşünülmeden ek rapor doğrultusunda ilk derece mahkemesince karar ittihazına gidildiği, bilirkişinin sunduğu rapor ve ek raporlarda aynı defterleri incelediği, başka defterler kendisine tevdi edilmediğini belirtmesine rağmen, ek raporda ayrılan üyelerin adedini bildirmeden, ayrılan üyelere yapılacak ödemelerin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği kanaatine nasıl vardığına ilişkin ek raporda bilgi olmadığından, bilirkişi kanaatinin denetlenemediği, bu kanaate varılabilmesi için istifa sayısının ve bu istifalar nedeniyle ödenecek miktarın net olarak belirlenip, kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşürülüp düşürülmeyeceğinin tespitininden sonra bir karar verilmesi gerektiği, Yargıtay 23. H.D. 23/01/2017 tarih, 2015/6431 E. 2017/108 K. sayılı içtihadının da bu yönde olduğu anlaşıldığından; davacının istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin 21/03/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/06/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır