Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/934 E. 2019/642 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ :
NUMARASI :

TALEP EDEN :
VEKİLLERİ :

KARŞI TARAFLAR :

TALEP : İhtiyati Haciz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :
YAZIM TARİHİ :
İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin …D.İş Esas sayılı dosyası ile açılan ihtiyati haciz talebi ile ilgili 19/03/2019 tarihinde tesis edilen talebin kısmen kabulüne ilişkin karara karşı, ihtiyati haciz talebinde bulunanın istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra; dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP: İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın …/ … Şubesi ile borçlulardan … arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden adı geçen borçlulara kredi kullandırıldığını, kredi borçlarının geri ödenmemesi üzerine Beşiktaş ….Noterliği’nin 23/01/2019 tarih …yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, açıklanan nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla alacağa yeter miktarda olmak üzere öncelikle takdiren teminatsız olarak borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “….kefillerden … yönünden yapılan incelemede; kat ihtarnamesinde yazılı 14.282.588,1 TL.’lik nakdi kredi borcunun vadesinde ödenmediği gibi, alacağın bu kefil yönünden rehinle de teminat altına alındığına dair bir bilgi bulunmadığı anlaşıldığından, işin aciliyetine binaen dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, kat ihtarnemesinde yazan miktar üzerinden kefillerden … aleyhine istenilen ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Kefillerden …A.Ş. yönünden yapılan incelemede ise ; bu kefil şirketin Uyap sorgusunda TMSF’ye devredilen şirketlerden olduğu belirlenmiştir.
5411 s. Bankacılık Kanunu’nun 2. maddesine göre, “Türkiye’de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye’deki şubeleri, finansal holding şirketleri, Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bunların faaliyetleri bu Kanun hükümlerine tâbidir.”
5411 s. Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesine göre de, “Fon: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunu ifade eder.”
5411 s. Bankacılık Kanunu’nun 134/5. maddesine göre ise, “…Ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturulmasına karar verilmesinden itibaren iki yıl içerisinde ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturan varlıklar ile ilgili işletmelere ait menkul, gayrimenkul ve her türlü hak ve alacaklar ile üçüncü kişiler nezdindekiler de dahil nakit varlıklarının imtiyazlı alacaklılar dâhil üçüncü kişiler tarafından haczi, muhafaza altına alınması ve satışı talep edilemez, mahcuzların maliklerinin iflasına karar verilemez, ilgili takyidatlar hakkında zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez.”
Aleyhine ihtiyati haciz istenilen kefillerden … A.Ş.’nin TMSF’ye devredilen şirketlerden olması ve 5411 s. Bankacılık Kanunu’nun 134/5. maddesi gereğince, mal varlıklarının haczedilemeyecek olması nedeniyle kefillerden … A.Ş. yönünden ihtiyati haciz talebinin reddi…” gerekçesiyle talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; …/… Şubesi takip borçlusu ….A.Ş kefilleri hakkında Konya …ATM ….D.İş Esas sayılı dosyasından kendilerine keşide edilen ihtarname ve kredi genel sözleşmeleri doğrultusunda 14.282.588,51 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, söz konusu kararın … A.Ş yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararına itiraz ettiklerini, her ne kadar 678 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 33.maddesi ile değişik 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 134/6 maddesi gereğince hakkında ticari ve iktisadi bütünlük kararı verilen şirketler aleyhinde 2 yıl süre ile haciz, muhafaza ve satış işlemlerinin yapılamayacağı öngörülmüş ise de TMSF’nin kayyum olarak atandığı kefil …A.Ş hakkında 21/11/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Ticari Ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına Yönelik Usul ve Esasları İçeren Yönetmelik uyarınca henüz verilmiş bir ticari ve iktisadi bütünlük kararı olmadığından ve şirket yönetimine TMSF’nın kayyum olarak atandığı şirketlere, Fon Kurulunca şirketler yönetim kurulu oluşturularak üyeliklerine atamalar yapılmakta ise de şirketlerin tüzel kişiliğinin devam ettiği ve borçlarından bizzat sorumlu olduklarını, bu anlamda her türlü hak ve alacak taleplerinin doğrudan şirketlere yapılması gerektiğini, bu nedenle kefil … hakkında icra takip işlemlerine girişilerek haciz, muhafaza ve satış işlemlerinin yürütülmesinde herhangi bir hukuki sakınca bulunmadığını, yerel mahkeme kararının müteselsil borçlu kefil şirket yönünden reddine dair verilen kararın kaldırılmasına, tüm borçlular yönünden ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Alacaklı banka ile asıl borçlu … A.Ş. (Eski Ünvanı: … Şti.) arasında 26/08/2011 tarihli 6 milyon USD sözleşme tarihindeki bedelli kredi genel sözleşmesi imzalandığı, genel kredi sözleşmesine aleyhine ihtiyati haciz istenen müşterek borçlu ve müteselsil kefiller … ve …A.Ş.’nin 6 milyon USD sözleşme tarihindeki bedelli olarak müteselsil kefil oldukları, 31/07/2013 tarihli 1 milyon Euro sözleşme tarihindeki bedelli kredi genel sözleşmesi imzalandığı, genel kredi sözleşmesine aleyhine ihtiyati haciz istenen müşterek borçlu ve müteselsil kefiller … ve … A.Ş’nin 1 milyon 300 bin euro sözleşme tarihindeki bedelli olarak müteselsil kefil oldukları, 06/11/2013 tarihli 2 milyon TL sözleşme tarihindeki bedelli kredi genel sözleşmesi imzalandığı, genel kredi sözleşmesine aleyhine ihtiyati haciz istenen müşterek borçlu ve müteselsil kefiller … ve …A.Ş’nin 5 milyon TL sözleşme tarihindeki bedelli olarak müteselsil kefil oldukları, alacaklı banka tarafından Beşiktaş … Noterliği 23/01/2019 gün ve 5816 yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesap kat ihtarı gönderildiği, ihtarnamenin asıl borçlu şirkete tebliğ edilemeden iade edildiği, 31/07/2013 ve 06/11/2013 tarihli sözleşmelerin 18. maddesinde ve 26/08/2011 tarihli sözleşmenin 40. maddesinde “müşteri ve kefillerin bu sözleşmelerde yer alan hususların yerine getirilmesi için bu sözleşmedeki isim ve imzalarının yanında yazılı adresi, değişiklik Noter aracılığıyla bildirilmedikçe, kanuni ikametgah olarak tesis ettiğini ve bu adrese yapılacak yazılı bildirimlerin şahıslarına yapılmış sayılacağını” kabul ettikleri yazılıdır.
Asıl borçlu …A.Ş. (Eski Ünvanı: … Şti.)’nin sözleşmelerdeki adresinin “… Mah. … Sok. No:.. Konya” olduğu, alacaklı banka tarafından asıl borçlu şirket aleyhine kat ihtarnamesinin tebliğe gönderildiği adreslerden birisinin de bu adres olduğu anlaşılmıştır.
Uyap sorgulaması ve ticari sicil kayıtlarının incelenmesinde 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 19.maddesi ile 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı CMK 133.maddesi uyarınca asıl borçlu şirket … A.Ş. (Eski Ünvanı: … Şti.) ile müteselsil kefil borçlu şirket … A.Ş’ye TMSF’nin kayyum olarak atandığı anlaşılmış olup, TMSF II. Tahsilat Daire Başkanlığı 25/06/2019 tarihli … sayılı yazı cevabı ile aleyhine ihtiyati haciz istenen müteselsil borçlu şirket hakkında kurumun kayyum olarak atandığı ve fon kurulu kararı ile yönetim kurulu başkan ve üyeliklerine atamalar yapılmış ise de; mezkur şirket ile ilgili alınmış ticari ve iktisadi bütünlük kararı bulunmadığı, şirketin tüzel kişiliğe haiz hak ve alacak taleplerinin muhatabı olup, şirketin hak, borç ve dava takiplerinin kurumca devralınmadığı belirtilmiştir.
TMSF II. Tahsilat Daire Başkanlığı 25/06/2019 tarihli yazısı ile aleyhine ihtiyati haciz istenen borçlu şirket hakkında 21/11/2016 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan Ticari Ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına Yönelik Usul ve Esasları İçeren Yönetmelik hükümlerince ticari ve iktisadi bütünlük kararı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Alacaklının müteselsil kefile başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir (Uygur, Turgut; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, Nisan 2012, Cilt II, s. 2541).
Türk Borçlar Kanunu uyarınca müteselsil kefile başvurulabilmesi için asıl borçlunun ifada gecikmesi tek başına yeterli olmayıp ifada gecikmiş olan borçluya ihtar gönderilmesi ve bunun da sonuçsuz kalması gerekmektedir. Ancak borçlunun ödeme güçsüzlüğü içinde bulunması halinde diğer şartların aranmasına gerek yoktur. Ayrıca kanunda müteselsil kefile ihtar çekilmesi şartı aranmamaktadır. Müteselsil kefile ihtar çekilmesi, sadece onun takipten önce temerrüde düşürülmesi ile ilgili bir sorundur. Başka bir anlatımla, müteselsil kefil hakkında icra takibine girişilebilmesi için diğer koşulların yanında ayrıca müteselsil kefile de ihtar gönderilmesi gibi bir koşul yasada yer almamaktadır. Bu itibarla, hem asıl borçluya, hem de müteselsil kefile aynı anda ihtar gönderilip borçluya gönderilen ihtarın tebliğine rağmen verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine yasada belirtilen koşullar gerçekleşmiş olacağından bu durumda müteselsil kefil aleyhine takibe girişilebileceği ve aynı anda gönderilen ihtarnamelerin tebliğ tarihleri gözetildiğinde müteselsil kefile yapılan tebligatın asıl borçluya yapılan tebligattan sonra olması durumunda, TBK’nın 586/1 maddesindeki “borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması” şartı gerçekleşmiş olur. (Yargıtay 11.HD’nin 2014/422 esas 2014/1788 karar 03/02/2014 tarihli kararı)
7071 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin kefaletine ilişkin 34.maddesi “(1) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ve şahsi malvarlığı değerlerine kayyım atanmamış ortak, yönetici veya üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin malvarlığına müracaat edilir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, bu kapsamda şirket borçlarının ödenmesi ya da şirket sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen öncelikle şahsi malvarlığı değerlerine kayyım atanmamış kefillerin varlıklarına müracaat edilmek kaydıyla kefillerin varlıklarının doğrudan veya ticari ve iktisadi bütünlük yoluyla satılması konusunda yetkilidir. (2) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil, kefil olduğu borçlarda ise kayyımlık kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl borçludan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilir. (3) 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu maddenin birinci fıkrasında yapılan değişiklik hükümleri, 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarih itibarıyla başlatılmış olan takip ve tahsil işlemleri hakkında da uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Alacaklı banka tarafından asıl borçlu … A.Ş. (Eski Ünvanı: … Şti.) ve müteselsil kefil borçlular … ve … A.Ş. hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı olarak doğan toplam 14.282.588,51 TL (faiz, masraf ve vekalet ücreti hariç) borcun tahsili amacıyla hesap katının yapıldığı, asıl borçlu şirket ve kefillere noter kanalıyla ihtarname gönderildiği, ilk derece mahkemesince müteselsil kefil borçlu … hakkında ihtiyati haciz kararı verildiği, diğer müteselsil kefil borçlu şirketin ise yönetimi TMSF’ye devredilen şirketlerden olması ve 5411 sayılı BK’nın 134/5 maddesi uyarınca mal varlıklarının haczedilemeyecek olması nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Alacaklı banka tarafından ihtiyati haciz isteminden önce müteselsil kefilleri de kapsayacak şekilde hesap kat ihtarnamesi düzenlendiği, TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketlerin tüzel kişiliğinin devam ettiği ve TMSF tarafından müteselsil kefil borçlu şirket hakkında ticari ve iktisadi bütünlük kararı verilmediğinden; ilk derece mahkemesince 5411 sayılı B.K. 134/5 madde ve bendi uyarınca yönetimi TMSF’ye devredilen müteselsil borçlu şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği yönündeki ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
İcra İflas Kanununun 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları” düzenlemiş olup,
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258.maddesinin 1.fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir.
TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketlerin asıl borçlu veya kefil olmaları halinde borcun öncelikle şirket lehine kefil olan ve şahsi mal varlığı değerlerine kayyum atanmamış, ortak, yönetici veya 3. gerçek ve tüzel kişilerin mal varlığına müracaat edileceği, bu kapsamda şirket borçlarının ödenmesi yada şirket sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen öncelikle şahsi mal varlığı değerlerine kayyum atanmamış kefillerin varlıklarına müracaat edilmek kaydıyla kefillerin varlıklarının doğrudan veya ticari ve iktisadi bütünlük yoluyla satılması konusunda yetkili olduğu, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil kefil olduğu borçlarda ise kayyumluk kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl borçludan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidileceğinden, kayyumluk kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl borçludan ya da diğer kefillerden tahsiline ilişkin başvuru şartının yerine getirilmesi gerekmektedir.
7071 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 34/2 madde ve bendince TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketlerin müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil, kefil olduğu borçlarda; kayyumluk kararının davamı süresince borcun öncelikle asıl borçludan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilmesinin zorunlu olduğu, şayet buradan sonuç alınamadığı taktirde TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketin kefaleti yönüyle sorumluluğuna gidilebileceğinden, ihtiyati hacze konu borcun öncelikle asıl borçlu ve diğer müteselsil kefilden tahsili yoluna gidilmesi, bu kişilere karşı takip yapılmasına engel bir durumun mevcudiyeti ya da yapılan takibin semeresiz kaldığının aciz vesikası gibi yaklaşık olarak ispatı sağlandığı taktirde; ihtiyati haciz isteyen alacaklı TMSF’nin kayyum olarak atandığı müteselsil kefil şirketi takip hakkına kavuşacağından, TMSF’nin kayyum olarak atandığı müteselsil borçlu şirket hakkındaki ihtiyati haciz talebinin bu sebeple reddi gerektiğinden, ihtiyati haciz talep edenin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının müteselsil kefil borçlu … A.Ş. yönünden kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince, bu borçlu yönünden ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek ihtiyati haciz talebinin reddine, müteselsil kefil borçlu … yönünden ihtiyati haciz kararına yönelik istinaf talebi bulunmadığından bu konuda karar tayinine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin 19/03/2019 tarih … D.İş esas,… D.İş Karar sayılı kararın müteselsil kefil borçlu şirket …A.Ş. yönünden KALDIRILMASINA,

– İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
– İstinaf kanun yoluna başvuran davacının 6219 sayılı Kanunun geçici 5.maddesi uyarınca harçtan muaf olması nedeniyle harç ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen’in müteselsil kefil borçlu … A.Ş. hakkındaki talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- İhtiyati haciz talebinin müteselsil kefil borçlu … A. Ş. yönünden REDDİNE,
2- İhtiyati haciz istenen müteselsil kefil borçlu … hakkındaki ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararı istinaf edilmediğinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- 24/12/2017 tarihli 696 sayılı KHK’ nın 11.maddesi ile 6219 sayılı Türkiye Vakıflar Bankası Anonim Ortaklığı Kanunu’ na eklenen geçici 5. madde uyarınca harç alınmasına yer olmadığına,
C) Kararın infazının ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/07/2019 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır