Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/915 E. 2021/202 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2019
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
YAZIM TARİHİ : 19/02/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 25/03/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava, tavzih dilekçesi ve duruşma alınan beyanlarında özetle; davalı şirket ortaklarından …ın 25/02/208 tarihinde vefat ettiğini ve müvekkilinin müteveffaya mirasçı olduğunu, bu mirasçılık neticesinde müvekkilinin davalı şirket hisselerine 333/32/200 oranında ortaklığının ortaya çıktığını ancak davalı şirketçe müvekkiline hiçbir şekilde kar payı ödemesi yapılmadığını, son genel kurul toplantısı hariç hiçbir genel kurul toplantısına davet edilmediğini, kararların tebliğ edilmediğini, müvekkilinin bu durumunu davalı şirkete Konya .. Noterliği’nin 13/09/2017 tarih ve … yevmiye nosu ile ihtaren bildirdiğini ancak davalı şirketin müvekkilinin taleplerini yerine getirmediğini, mahkemece davalı şirketin faaliyet gösterdiği sektörün genel gelişimi, ekonomik faaliyet ve amaçları, şirket işlemlerinin devamlı gelişmesini veya mümkün olduğu kadar istikrarlı kar payı dağıtılmasını temin bakımından 2008 yılından dava açıldığı ana kadar davalı şirketin kar payı dağıtılmasının gerekip gerekmediğini, gerekiyor ise ne oranda dağıtılması gerektiği yolunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 25/02/2008 tarihinden dava tarihi olan 12/12/2017 dönemine kadar geçen süre için dava tarihinden geriye dönük 1. yıl için 15.000,00 TL, 2. yıl için 2.500,00 TL, 3. yıl için 500,00 TL, 4. yıl için 500,00 TL, 5. yıl için 500,00 TL, 6., 7., 8. ve 9. yıllar için 100,00’er TL ve son yıl için 600,00 TL olmak üzere toplam da 20.000,00 TL kâr payı alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye cevaben şirketin tahsil edilemeyen yurtdışı alacakları nedeniyle ticari anlamda karı olmadığından kar payı dağıtılmayacağına ilişkin genel kurul kararlarının bildirildiğini, kar payı tahsilatları 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının dürüstlük ve iyiniyet kuralları ile bağdaşmayan iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık (12/12/2017 – 12/12/2012) döneme ilişkin 19.000,00 TL’lik kâr payı alacağının ispat edilememesi, 5 yıllık dönemi aşan (12/12/2012 – 25/02/2008) döneme ilişkin 1.000,00 TL’lik kâr payı alacağının ise 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu davada müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirket tarafından davacıya hiçbir şekilde kâr payı ödemesi yapılmadığını, davalı şirketin genel kurullarında kar payı dağıtmama kararının neye göre alındığının ve kar payının tespit edilerek davalı şirketin faaliyet gösterdiği sektörün genel gelişimi, ekonomik faaliyet ve amaçları, ayrıca şirket işlemlerinin devamlı gelişmesini veyahut mümkün olduğu kadar istikrarlı kar payı dağıtılmasına engel bir durum olup olmadığının araştırılmadan kar payı alacağını ispat edilemediğinden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kar payı alacağına ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2015 tarih 2015/5356 Esas 2015/12685 Karar sayılı ilamında; “….limited şirketlerde karın dağıtımına ilişkin esaslar, 6762 sayılı TTK’nın 533 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 533. maddesi hükmüne göre, ortaklık sözleşmesinde aksine kural bulunmadıkça, ortaklar, sermaye koyma borçlarını yerine getirdikleri oranda, yıllık bilançoda gösterilen safi kârdan pay alırlar. Bir sermaye ortaklığı sayılan limited ortaklıkta, çıkarılan ticari bilançoya göre saptanan kâr dağıtılabilir. Kârın dağıtılması için çıkarılması gereken ortaklık bilançosu, TTK’nın 539. maddesi hükmüne göre, ortaklar kurulunun kararı ile kesinleşir. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere, kârın dağıtımına ortaklar kurulu karar verebilir. Mahkemece, ortaklar kurulunun yerine geçilerek, kâr dağıtımına karar verilemez. Kâr dağıtımına ilişkin kararları almak yetkisi ortaklar kuruluna ait olup, bu yetki başka bir organa devredilemeyeceği gibi ortaklar kurulu, kâr dağıtımı için bir karar vermedikçe şirket ortağı dava açarak kendisine ait kârı isteyemez. Bu kural buyurucu nitelikte olduğundan, sözleşmeye aksine bir hüküm konulamayacağı” belirtilmiştir.
Somut olayda davacının kar payı talebinde bulunduğu, davalı şirketin 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin 20/10/2016 tarihinde yapılan genel kurulunda 2013 ve 2015 yıllarına ait kârların dağıtılmamasına karar verildiği gibi, davalı şirketin 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ilişkin 09/02/2009 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında da şirket kârının yönetim kurulunun daha sonra belirleyeceği bir tarihe kadar dağıtılmamasına karar verildiği tespit edilmiş, dava tarihinden geriye dönük 10 yıllık döneme ilişkin olarak başka bir genel kurul kararının bulunmadığı, kar payı dağıtımına ilişkin TTK 616/1-e (TTK 533) maddesi uyarınca genel kurulun kar payı hakkında karar verme yetkisine sahip olduğu, genel kurul tarafından dağıtım kararı verilmedikçe kar payının muaccel hale gelmeyeceği, gerek mülga 818 Sayılı BK’nın 128, gerekse 6098 Sayılı BK’nın 148. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacağı, kar payı dağıtımı konusunda şirket genel kurulunca alınan bir karar olmadığından ilk derece mahkemesince 12/12/2012-25/02/2008 dönemine ilişkin kar payı alacağının zamanaşımı süresi geçmesi nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değilse de davalının bu konuda istinafı olmadığından bu kaldırma sebebi yapılmamış eleştirilmekle yetinilmiş, bunun dışında ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/02/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye … e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G