Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/829 E. 2021/1347 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 11/06/2021
YAZIM TARİHİ : 16/06/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 28/02/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete … nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan davalı şirket adına kayıtlı, … plakalı aracın, 18/08/2015 tarihinde, sürücüsü …’ün sevk ve idaresinde iken … ilçesi … Mahallesinde yoldan çıkarak takla atması neticesinde tek taraflı ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, trafik kaza tutanağında, aracı kullanan …’ın sürücü belgesinin olmaması nedeniyle 2918 sayılı yasanın 52/1-b maddesini ihlalinden dolayı kusurlu bulunduğunu, araçta bulunan … isimli kişinin vefat ettiğini, müteveffa murislerinin Sigorta Tahkim Komisyonu’na müracaat ettiklerini, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nin müteveffanın annesi …’ya 67.525,51, babası …’a 57.363,80 TL’nin 27/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmettiğini, ayrıca yargılama giderleriyle avukatlık ücretine de karar verdiğini, uyuşmazlık kararının Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icraya koyduklarını, masraflar da dahil olmak üzere davacı şirketin 140.611,28 TL ödediğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince kazanın, gerekli ehliyete sahip olmayan kimseler tarafından aracın sevk edilmesi sonucunda meydana geldiğinden, sigorta şirketinin, sigorta ettirene rücu edebileceğini hüküm altına aldığını, sürücü …’ın da ehliyetinin olmaması nedeniyle müvekkili şirketin rücu hakkı doğduğunu, talep edilmesine rağmen toplam miktarın davalı şirket tarafından ödenmediğini belirterek; kazaya karışan … plakalı aracın devrinin önlenmesi için kaydına ihtiyati tedbir kurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin ödediği miktardan davalının kusuruna göre ödemesi gereken 140.611,28 TL’nin 12/05/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı şirket vekilinin dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; 18/08/2015 tarihi, saat 00:00, 00:05 sıralarında, … mevkinde, sürücünün aracın kontrolünü kaybederek yoldan çıkması sonucu kaza gerçekleştiğini, araçta … ve ekibin iş güvenliği görevlisi …’ün hayatını kaybettiğini, işbu nedenle davanın açıldığını, müvekkili şirketin, aracın sahibi olduğunu ve ehliyetsiz bir kimsenin aracı kullanmasında olurunun bulunmadığını, hak sahiplerinin yakını olan … isimli kişiye aracın teslimi yapıldığını ve 04/11/2012 tarihinde yine … tarafından araç kullanım taahhütnamesi imzaladığını, taahhütnamenin altıncı maddesinde iş amaçlı olsa da uzman ekip personeli olmayan birine aracın verilmesinin kesinlikle yasak olduğunun belirtildiğini, böyle bir durumda tüm zararı karşılayacağını taahhüt ettiğini, bu nedenle araç işleteni müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, aracı teslim alan …’un kusurlu olduğunu, aracın ehliyetsiz kişiye teslim etmesi nedeniyle tazminattan da sorumlu olduğunu, kazada üçüncü kişinin kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kazanın aynı zamanda bir iş kazası olması nedeniyle SGK’ya iş kazası bildirimi yaptıklarını, kurum tarafından hak sahiplerine ödeme olup olmadığını tespitiyle ödeme var ise tazminat miktarından mahsubunu talep ettiklerini belirterek, müvekkiline kusur olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davalı şirketin işleteni olduğu … plakalı aracın sürücü belgesi olmayan … tarafından kullanıldığı, bu nedenle davacı sigorta şirketinin rücu hakkının bulunduğu, davalının sorumluluğunun bulunmadığına yönelik savunmaları ispatlayamadığı, usul ve yasaya uygun bulunan 17/01/2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının davasının kabulüyle 140.611,28 TL’nin 12/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verdiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aracın ehliyetsiz sürücüye tesliminde müvekkili şirketin kusur veya ihmalinin bulunmadığını, Sigorta Genel Şartları B.4 maddesi uyarınca rücu şartlarının oluşmadığını, bu konuda İlk Derece Mahkemesince sağlıklı bir değerlendirme yapılmadığını, tazminat hesabında müteveffanın kusurunun dikkate alınmadığını, rücu davalarında müterafik kusur indirimi yapılmasına engel bir halin bulunmadığını, olayın aynı zamanda bir iş kazası olduğunu, SGK tarafından bağlanan gelirin rücuya tabi kısmını tazminat miktarından indirilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince kararının kaldırılmasına, davalı şirketin kusur ya da ihmalinin bulunmaması nedeniyle rücu şartlarının oluşmadığı da dikkate alınarak davanın reddine, kanaatin farklı olması halinde davacı sigorta şirketinin rücu edebileceği tutarın ödemiş olduğu tazminata göre değil, somut durumda hak sahiplerine ödenmesi gereken gerçek tazminat miktarına göre hesaplanması ve olayın iş kazası olması nedeniyle SGK tarafından hak sahiplerine yapılmış bir ödeme var ise bu ödemenin rücu edilebilir kısmının mahsubu gerektiği karşısında, tazminat miktarında müterafik kusur ve gerekse SGK rücu alacağı doğrultusunda indirime gidilmesine karar verilmesini, istinaf ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; sigortacının Karayolları ZMMS poliçe yükümlülüğü gereğince zarar görene ödediği bedelin sigortalıdan rücu istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince meydana gelen trafik kazasına dayalı olarak … ve …’un talepleri üzerine sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti tarafından alınan bilirkişi raporları, hakem heyeti tarafından …’a 67.525,51 TL, …’a 57.636,80 TL’nin 27.10.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ve fer’ileri ile birlikte ödeme yapılmasına ilişkin kararı, hakem heyeti kararı gereğince 144.699,08 TL’nin zarar görenlere ödemesi ile ilgili Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, trafik kazası tespit tutanağının getirtilip incelendiği ve tazminatın belirlenmesine yönelik alınan bilirkişi raporlarının dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin ekinde bulunan Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında başvuranın … ve … olduğu, davacı sigorta şirketine karşı başvurulduğu, sürücünün %100 kusurlu kabul edildiği, bilirkişiden rapor alındığı ve 08/01/2016 tarihli bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli kabul edildiği, başvuran … yönünden 67.525,51 TL’nin 27/10/2015, … yönünden 57.363,80 TL’nin aynı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte, sigorta şirketinden alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine, ayrıca 300 TL yargılama gideriyle 6.660.- TL vekalet ücretinin de sigorta şirketinden alınmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının sistem üzerinden celp ettiği, incelenmesinde; dava dışı … ve …’un davacı sigorta şirketi aleyhine toplam 144.699,08 TL üzerinden takip başlattığı, takip dayanağı olarak bahsi geçen komisyon kararının gösterildiği, takibe yapılan itiraz üzerine dosyanın tekrar hakem heyetine gönderildiği, hakem heyetince 02/05/2016 tarihinde önceki kararı tekrarladıkları anlaşılmıştır.
Kaza nedeniyle … tarafından kaza tespit tutanağı düzenlendiği, tutanakta; kazaya etken bir yol sorununun olmadığı, yolun stabilize olduğu, aydınlatmanın bulunmadığı, görüşe engel bir cismin olmadığı, havanın açık olduğu, yolun kuru olduğu, kazanın yoldan çıkma ve devrilme şeklinde meydana geldiği, kavşak ve geçidin olmadığı, güzergahın virajlı ve eğimsiz olduğu yönünde tutulduğu, anlatım kısmında ise direksiyon hakimiyetinin kaybedilerek gidişe göre yolun sağ tarafından çıkılarak, takla atılması sonucu tek taraflı ölümlü trafik kazası meydana geldiği, aracın kullanılmaz hale geldiği, araç sürücüsü …’ın sürücü belgesinin olmadığı, aracın hızını yük ve teknik özelliğine göre görüş yol ve hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması sebebiyle kazanın meydana geldiğinin rapor edildiği ve krokilerini ekledikleri görülmüştür.
İlk derece mahkemesince SGK tarafından konuyla ilgili tutulan tutanak ve bilgi ve belgelerin dosyaya celp edildiği, celp edilen evraklar arasında inceleme raporunun bulunduğu, raporun sonuç kısmının 5.8 bendinde araçta bulunan …’un kazanın oluşumunda %50 oranında ağır kusurlu bulunduğunun belirtildiği, kusurun aracın …’a teslim edilerek sorumluluğunun da …’a verilmesine rağmen, …’in aracı …’a vermesi nedeniyle %50 kusur verildiği, …’ın ise ehliyetsiz araç kullanması sebebiyle %50 kusur verildiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince dosyanın tazminat bilirkişisine verildiği, bilirkişi raporunda; kaza nedeniyle vefat eden …’un babası …’ın 44.478,37 TL destekten yoksun kaldığı, annesi …’nın ise 50.759,21 TL destekten yoksun kaldığı, davacı sigorta şirketince ilgili icra dosyasıyla 12/05/2016 tarihinde toplam 167.495,21 TL ödemede bulunduğu, ödeme tarihi itibariyle faiz, harç, masraf ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 128.718,16 TL rücu alacağının bulunduğunu rapor ettiği, bilirkişi raporuna karşı yapılan itiraz üzerine dosyanın tekrar aynı bilirkişiye gönderildiği ve bilirkişinin önceki raporunu tekrar ettiği, bu rapora karşı da itiraz edilmesi üzerine dosyanın başka bir bilirkişiye tevdi edildiği, aldırılan raporda özetle, rücu edilebilecek toplam miktarın 124.696,70 TL olduğunun belirtildiği, bu rapora da itiraz edilmesi üzerine dosyanın başka bir aktüerya bilirkişisine tevdi edildiği, bu bilirkişice 17/01/2019 tarihli raporunda rücu edilebilecek miktarın ferileriyle birlikte 167.495,21 TL olarak hesapladığı, İlk Derece Mahkemesince 17/01/2019 tarihli raporu esas alınarak karar verildiği görülmüştür.
Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) (dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan) 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Poliçenin düzenlendiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (KZMSS) Genel Şartlarının “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.3. maddesinde ise; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dâhilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır… Bu sigorta, sigortalının haksız taleplere karşı savunmasını bu genel şartların B.2.4. maddesi hükmü çerçevesinde temin eder.” ibarelerine yer verilmiştir.
Yine, Kanun’un 95. maddesi ile sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin Kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hâllerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği hüküm altına alınmıştır. Burada düzenlenen rücu hakkı kaynağını sigorta sözleşmesi ilişkisinden almaktadır. Eş söyleyişle; bu rücu hakkının kaynağını halefiyet ilkesinden almamakta, sözleşme ve Yasa gereği sigorta ettirene karşı defi hakkı bulunan sigortacının, bu hakka dayanarak kendi akidine dönmesini sağlamaktadır (Ulaş, I: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012, s:1010 ).
Hangi hâllerin sigortalıya rücu hakkı vereceği Genel Şartlar’ın “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4. maddesinde düzenlenmiş ve bu madde ile de sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin Kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hâllerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği bir kez daha vurgulanmıştır.
Somut olayda davalı şirketin işleteni olduğu … plaka sayılı kamyonete sürücü belgesi olmayan … ün 18/08/2015 günü saat 00:05 sıralarında yanında …’unda olduğu halde … Mahallesi istikametinden … Mahallesi istikametine seyir halinde iken eğimsiz virajlı yolda direksiyon hakimiyetini kaybedip yolda 75 metre fren izi bırakarak gidişe göre yolun sağ tarafındaki tarlaya savrulduğu ve takla atarak 100 metre ileride durması sonucunda ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, sürücünün, sürücü belgesinin olmaması yanında dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde aşırı hızla seyrettiği, bunun sonucu olarak aracın kontrolünü kaybederek kazanın gerçekleştiği ve kazada %100 kusurlu olduğu, kazaya sebep olacak başka bir kimsenin kusurunun bulunmadığı, kazada hayatını kaybeden üçüncü kişi …’un yakınlarının Sigorta Tahkim Komisyonuna müracaat ettiklerinden; masraflarda dahil olmak üzere davacı sigortacının, Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 140.611,28 TL’nin 12/05/2016 tarihinde ödendiği, iş bu davayı açmakta davacı sigorta şirketinin hukuki yararının bulunduğu, davalı işletenin kazanın illiyet bağını kesen sebeplerden kaynaklandığını ispat edemediğinden sorumluğunun bulunduğu, her ne kadar davalı savunma ve istinaf nedenlerinde sahibi olduğu aracın ehliyetsiz bir kimse tarafından kullanılmasında olurunun bulunmadığı, aracın …’a tutanakla teslim edildiği, bu kişi tarafından sürücü belgesi bulunmayan kişiye teslim edildiği, bu nedenle kusurlarının bulunmadığını, kazada üçüncü kişinin ve sürücünün kusurunun bulunup bulunmadığı tespitinin yapılmadığı, SGK tarafından yapılan ödemelerin tazminat miktarından düşülmesi gerektiği savunarak istinaf etmişler ise de aracın tutanakla kendisine teslim edilen tarafından ehliyetsiz kişiye kullandırılmasının işletenin sorumluluğunu kaldırmayacağı, bu husunun işleten ile aracı teslim eden kişi arasında ayrıca görülecek bir davanın konusu olabileceği, olayın oluşumunda üçüncü kişinin kusurunun olmadığı gibi yol durumunun da kazada etken olmadığı, TBK 55. madde gereğince sosyal güvenlik ödemelerinin zarar veya tazminattan indirilemeyeceği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 20/01/2014 gün 2014/358 Esas – 586 Karar ve 05/05/2014 gün 2014/4546-6989, 17. Hukuk Dairesinin 13/02/2014 gün 2013/2755 Esas 2014/ 1768 Karar sayılı içtihatlarının da bu yönde olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı istinaflarının hukuki dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından, davalının istinaf taleplerinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 9.605,15 TL harçtan peşin alınan 2.402,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.203,15 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır