Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/820 E. 2021/1630 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C… BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …./…
KARAR NO : …./….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … ASLİYE …. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2019
NUMARASI : …/… Esas – …/… Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR :1- …-(T.C Kimlik No: … )
2-… MİRASÇILARI:
:a-… – (T.C Kimlik No:… )
b-… – (T.C Kimlik No: … )
c-… – (T.C Kimlik No: … )
d-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …- ..
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
YAZIM TARİHİ : 02/07/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptali ve tescil davasında 30/01/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabul kararına ilişkin davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile diğer müvekkillerinin miras bırakanı olan . .. ‘in mobilya ve ahşap işleri yapan esnaflar olduklarını, adı geçenler ile davalı kooperatif arasındaki 14/05/2002 tarihli sözleşme ile kooperatifin yaptığı inşaattaki 2 daireden oluşan 1 bloğun (iki adet villanın) adı geçenlere verilmesi karşılığı adı geçenlerin inşaatın tüm ahşap işlerini yapmasının kararlaştırıldığını, sözleşme kapsamında 8 blok halinde toplam 16 bahçeli villanın tüm ahşap işlerinin adı geçenler tarafından yapılıp davalı kooperatife eksiksiz teslim edildiğini, davalı kooperatifin yöneticilerinin değişmesi nedeniyle inşaatın tamamlanamadığını ve adı geçenlere 2 daireden oluşan bloğun teslim edilemediğini, kooperatifin adı geçenlere fazladan borç çıkardığını, yapılan ahşap işlerinin de aidat olarak kayıtlara geçirildiğini, eksik aidat bahanesiyle kendilerinden aidat istenildiğini, icra takipleri yapıldığını, itiraz üzerine alacak davalarının görüldüğünü, nihayet adı geçenlerin aidat borçlusu haline getirilmeleri nedeniyle noterden gönderdikleri ihtarnameler ile üyelikten istifa ettiklerini ve yapmış oldukları işlerin bedellerinin ödenmesini ve haksız tahsilatların iadesini istediklerini, adı geçenlerin ahşap işlerini yaparak tüm edimlerini yerine getirdiklerinden davalı tarafın edimini ifada temerrüde düştüğünden bahisle öncelikle 2 villadan oluşan 1 blok taşınmazın istifa üzerine yeni üye alınmamış ise davalı kooperatif adına olan tapusunun iptali ile müvekkilleri adına tapuya tesciline, tapu iptali ve tescili mümkün değilse 2 villadan oluşan 1 blok taşınmazın güncel değerinin belirlenerek dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, güncel değerin tahsili de mümkün değil ise müvekkili … ve diğer müvekkillerinin miras bırakanının yapmış olduğu işlerin güncel bedellerinin belirlenerek dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yapılan işlerin güncel bedelinin tahsili de mümkün değilse yapılan işlerin güncel bedellerinin aidat/ödenti iadesi olarak dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve ayrıca Konya …. İcra Müdürlüğünün ../… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan ödemeden dolayı müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline/istirdadına ve ayrıca sözleşmede belirtilen 5.000 USD nin cezai şart olarak dava tarihinden itibaren döviz faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 31/12/2018 tarihli duruşmadaki imzalı beyanı ile; “…Bizim bu davadaki tapu iptali ve tescil ve 2 adet taşınmazın piyasa rayiç değerleri ile ilgili taleplerimizi müvekkillerimin murisinin yaptığı işlerin güncel değeri olan 662.354,40 TL sine indirgiyoruz ve talebimizi bu miktara hasrediyoruz, tapu ve tapunun bedelleri ile ilgili taleplerimizi atiye terkediyoruz, aidatların iadesi, icraya ödenen paranın istirdadı ve cezai şart taleplerimiz bakidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili de 14/01/2019 tarihli dilekçesi ile davanın bir kısmının atiye terkine rızalarının olmadığını bildirmiştir.
Davacılar vekili 07/01/2019 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile özetle; talep ve davalarını 662.354,40 TL yapılan işlerin güncel bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, Konya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden aidat borcu olarak ödedikleri 35.814,00’TL nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve sözleşmede kararlaştırılan 5.000 USD’nin döviz faizi ile birlikte aynen davalıdan tahsiline indirgediklerini ve bu miktarların davalıdan tahsiline böylece karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi ../.. Esas sayılı dosyası üzerinden davacı … ve diğer davacıların miras bırakanı….’in kooperatif üyesi olduklarının, yaptıkları aidat ödemelerinin 87.209,60 ar TL olduğunun, daha 30.161,64 er TL daha aidat borçları kaldığının ve dosyadaki aidat tahsili ile ilgili alacak miktarlarının 8.000,00 er TL olması nedeniyle bu miktarlar üzerinden aidat alacaklarının hüküm altına alındığını ve bu yönde karar oluşturulduğunu, verilen kararın Yargıtay tarafından onandığını ve tebliğe rağmen karar düzeltme yoluna başvurulmaması nedeniyle kararın 25/02/2014 tarihinde kesinleştiğini, daha sonra tüm davacıların üyeliklerinden istifa ettiklerini, istifa eden üyenin tapu vs. istemesinin hukuken mümkün olmadığını, 14/05/2002 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunun yukarıdaki dava dosyasında verilen kararla kesinleştiğini, sözleşme geçersiz olduğundan cezai şart da istenemeyeceğini, önceki yöneticilerin usulsüz işlemlerinin müvekkili kooperatifi zarara uğrattığını, davacıların aidatlarının iadesi taleplerinin de kooperatifi tehlikeye sokacak olması nedeniyle reddedilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ıslaha cevap dilekçesinde özetle; 01/05/2015 tarihli kooperatif genel kurul toplantısının 4. maddesinde önceden yapılmış olan eskalasyon kararının iptal edilerek eskalasyon değerlendirmesine ve üyelerin yatırdıkları aidatların 115.000,00 TL sına eşitlenmesine karar verildiğini, davacıların talebinin bu miktarın çok çok üzerinde 662.354,40 TL olarak talep edilmesi nedeniyle bu durumun güncellemeye ve eşitliğe aykırı olacağı gibi davacıların sebepsiz zenginleşmesine de yol açacağından bahisle ıslah talepli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” İşbu dava; tapu iptali tescil veya taşınmaz bedelinin tahsili veya yapılan işler bedelinin güncel bedelinin bedel veya aidat iadesi olarak tahsili ve yapılmış ödentilerin iadesi ve cezai şartın tahsili davasıdır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı deliller ve … dışındaki diğer davacıların miras bırakanı…. ‘e ait veraset ilamı incelenmiştir.
Davacı … ve diğer davacıların miras bırakanı…. bir yanda davalı kooperatif öbür yanda olmak üzere imzalanmış olan 14/05/2002 tarihli sözleşme ile kooperatifin tüm ahşap işlerinin davacı … ve diğer davacıların miras bırakanı … tarafından yapılmasına ve buna karşılık davacı … ve diğer davacıların miras bırakanı … ‘e 2 adet villanın anahtar teslimi teslimine karşılıklı olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce inşaat mühendisi bilirkişi . .. ‘ün katılımı ile villaların başında keşif yapılmış olup bilirkişi 16/08/2018 tarihli raporu ile villaların dava tarihi itibariyle değerlerinin 295.000,00 er TL olduğunu ve yapılan işlerin dava tarihi itibariyle piyasa rayiç değerlerinin de toplam 662.354,40 TL olduğunu bildirmiştir.
Konya ,… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 08/03/2005 tarihinde davalı kooperatif tarafından davacı … hariç diğer davacıların miras bırakanı olan … aleyhine 4.000,00 TL asıl alacak 118,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.118,00 TL üzerinden icra takibine girişildiği, ödeme emrini 10/03/2005 tarihinde tebliğ alan borçlu vekilinin yasal süresinde 14/03/2005 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğu ve bu takiple ilgili herhangi bir itirazın iptali vs. davası açılmadığı anlaşılmıştır.
Konya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 08/03/2005 tarihinde davalı kooperatif tarafından davacı … aleyhine 4.000,00 TL asıl alacak 118,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.118,00 TL üzerinden icra takibine girişildiği, ödeme emrini 10/03/2005 tarihinde tebliğ alan borçlu vekilinin yasal süresinde 14/03/2005 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğu ve bu takiple ilgili herhangi bir itirazın iptali vs. davası açılmadığı anlaşılmıştır.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/.. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … Asliye Ticaret Mahkemesinin ,../… Esas sayılı dosyasının bu dosya ile birleştirildiği, birleştirme üzerine her iki davanın reddi yönünde verilen 16/09/2009 tarihli kararın Yargıtayca bozulması üzerine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin Yargıtayca onanarak 25/02/2014 tarihinde kesinleşen 26/02/2013 tarih ../… Esas …/… Karar sayılı kararı ile davacı … ve diğer davacıların miras bırakanı … in yaptıkları işler bedelinin bozma ilamına uygun eskale edilmiş değerlerinin daha açık söyleyişle adı geçenlerin ödedikleri aidat tutarlarının 87.209,60 ‘ar TL olup adı geçenlerin bakiye 30.161,64 ‘er TL daha aidat ödemeleri gerektiğine ve adı geçenlere yönelik davaların 8.000,00 ‘er TL olması nedeniyle 8.000,00 ‘er TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte adı geçenlerden tahsiline karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Konya… İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 10/04/2013 tarihinde davalı kooperatif tarafından davacılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen ilamına dayalı olarak … yönünden toplam 13.986,57 TL ‘nin, … mirasçıları yönünden ise 15.805,60 TL ‘nin tahsili için icra takibine girişildiği, işbu ilamlı takip nedeniyle davacılara icra emrinin tebliğ edildiği, ilam gereğince davacıların 02/07/2013 tarihinde 17.000,00 TL ve 31/10/2013 tarihinde 18.814,00 TL olmak üzere toplam 35.814,00 TL ‘sini ödedikleri ve dosyanın infazen işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Nihayet Konya … Noterliğinin 07/03/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacılar, kooperatif üyeliklerinden istifa etmişler ve yapılan ahşap işlerinin güncel bedellerinin nakden ödenmesini davalıya ihtar etmişler olup ihtarname 13/03/2014 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edilerek davacıların tebliğ tarihi itibariyle kooperatif üyeliğinden istifaları gerçekleşmiştir. Davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından 20/04/2014 tarihinde istifaların kabulü yönünde karar verilmiş olup bu karar istifa tarihini değiştirmez.
Davacılar vekilinin terditli taleplerinin bir kısımın atiye terketmesine davalı vekili rıza göstermediğinden davacılar vekilinin dört aşamalı terditli taleplerinin tamamının irdelenip tartışılması gerekmiştir.
Yargılama sırasında davacı vekiline eksik harcı tamamlatmak gerekmiş ise de davacı vekili ıslah dilekçesi ile taleplerini ıslah ettiğinden ve terditli taleplerinden en yükseği üzerinden de harçlar yatırılmış olduğundan dosyada harç eksiği bırakılmamıştır.
Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen …/… Esas sayılı dosyasındaki karar gereğince davacılar davalı kooperatifin üyesidirler. Yapılan ahşap işleri eser sözleşmesi gereği değil kooperatif üyeliği gereği aidat karşılığı yapılmış işlerdir. Davacıların kooperatif üyesi olması nedeniyle kendi edimlerini tamamen yerine getirmeden kooperatiften taşınmaz tapusu (birincil talep) veya bedelini (ikincil talep) istemeleri mümkün değildir. Dosya kapsamına ve kesinleşen karara göre davacıların aidat borçları olduğundan ve sonradan kooperatif üyeliğinden istifa da ettiklerinden artık davalıdan taşınmaz tapusunu veya güncel değerini isteyemezler.
Yine her ne kadar davacılar yapılan işlerin güncel değerlerinin iş bedeli olarak veya aidat iadesi olarak iadesini (üçüncül talep) istemişler ise de yapılan işlerin eskalasyonu yapılmış ve bu husus sözü geçen kesinleşen karara yansımıştır. Artık kesinleşen karar gereği yapılan işler aidat karşılığı sayılmalıdır. İstifa eden üye sadece ödentilerini geri isteyebilir, güncel bedellerini isteyemez. Davacıların yapılan işlerin iş bedeli olarak veyahut güncel bedelinin aidat olarak iadesi talepleri yerinde değildir. Davacıların bu kalem taleplerinin reddi gerekir.
Ancak ne var ki davacıların istifaları nedeniyle ödentilerini geri isteme hakları (dördüncül talep) vardır. Davacı … ve diğer davacıların miras bırakanı … ‘in ayrı ayrı 87.209,60 ‘ar TL miktarında aidat ödemiş sayılmaları gerektiği kesinleşen sözü geçen karar ile bellidir. Yine davacıların sözü geçen kesinleşen karar gereği 8.000,00 ‘er TL daha aidat ödemesinde bulundukları icra dosyası kapsamı ile bellidir. Davacıların toplam 16.000,00 TL nin üzerinde toplam 35.814,00 TL icra dosyasına ödedikleri gözükmekte ise de 8.000,00 ‘er TL nin yani 16.000,00 TL nin üzerindeki kısımlar aidat borcu olarak değil icra ve mahkeme masrafları ve faizi olarak ödendiğinden aidat dışındaki ödemeler aidat olarak nazara alınamaz. Bu nedenlerle davacı … ve diğer davacıların miras bırakanı … ‘in toplam 95.209,60 ‘ar TL aidat ödediklerinin (her ikisinin toplam 190.419,20 TL aidat ödediklerinin) kabulü gerekmiştir. Davacıların aidat iadesine yönelik sonuncu terditli taleplerinin bu şekilde kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacıların istifası 2014 yılında gerçekleşmiş olup 2014 yılına ilişkin genel kurul 01/08/2015 tarihinde yapılmış olup bu genel kurulda herhangi bir şekilde istifa eden veya ihraç edilen üyelerin aidatlarının/ödentilerinin iadesi konusunda öteleme vs. kararı verilmediğinden işbu genel kuruldan sonraki 30. günün bitimi ile davalı kooperatifin 01/09/2015 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekmiştir. Ancak davacıların faiz talebi dava tarihinden itibaren olduğundan talebin aşılmaması gerekmiştir.
Davacılar 14/05/2002 tarihli sözleşmeye dayalı olarak 5.000 USD (dava tarihi itibariyle Merkez Bankası kuruna göre 1 USD=2,9297 TL dir) cezai şart talebinde bulunmuşlar ise de genel kuruldan yetki almayan yönetim kurulunun cezai şart taahhüdünde bulunması mümkün olmadığından ve bu nedenle sözleşmedeki şart geçersiz olduğundan ve kesinleşen karar gereği davacılar kooperatif üyesi olduklarından cezai şart ile ilgili sözleşme hükmü geçersizdir ve bu nedenle davacının bu kalem talebinin de reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”gerekçesiyle davacıların davasının kısmen kabulü ile; 190.419,20 TL nin dava tarihi olan 07/03/2016 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak 1/2 sinin davacı … ‘ya kalan 1/2 nin veraset ilamındaki paylarına isabet eden 1/4 ‘erinin davacılar …, …, … ve … ‘e ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin aidat talebinin, icraya fazla ödeme talebinin ve cezai şart talebinin reddine karar verilmiş daha sonra mahkemece yapılan tashih şerhiyle hükümdeki “avans” kelimesi “yasal” olarak tashih edilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin peşin bedelli kooperatif ortağı statüsünde olduğunu, tüm üyelik bedellerini, kooperatifin tüm ahşap işlerini yapmak suretiyle ödemiş üye durumunda olduğunu olduklarını, bu konuda bir Genel Kurul kararı bulunmasa da, müvekkillerinin Kooperatif Yönetim Kurulu ile yapmış olduğu 14.05.2002 tarihli eser sözleşmesi gereğini ifa ettiklerini, kooperatifin tüm ahşap işlerini yaptıklarını, Kooperatif Genel Kurulu da bu işleri kabul etmiş ve 11.05.2006 tarihinde Konya … Noterliği’nin …. yevmiye nolu ihtarını çekene kadar da müvekkillerinden herhangi bir aidat talep etmediklerini, eser sözleşmesinin akdinden ihtarın çekilmesine karar geçen süre içinde 4 kez kooperatif olağan Genel Kurulu topladığını, müvekkillerinden herhangi bir aidat alınmasına karar verilmediği gibi, müvekkillerinin peşin ödemesi’ni de içerir hem yönetim kurulu ve hem de denetim kurulu kararlarının her yıl olağan genel kurulda okunduğu dikkate alındığında müvekkillerinin peşin ödemeli üyeliğinin Kooperatif Genel Kurulu tarafından zımnen kabul edildiğini, bu konuda Yargıtay HGK.nun 21.02.2018 tarih ve 2018/129 E. 2018/246 K. Sayılı içtihadının bulunduğunu ancak mahalli mahkeme yanlış değerlendirme yaptığını, daha önce açılmış bir davada verilmiş yetersiz ve taleplerini kapsamayan bir raporu esas aldığını, müvekkillere diğer üyelerin ödediği aidat adı altında bir meblağın ödenmesine (bu raporda belirtilen rakamı esas alarak) karar verildiğini, keşifte bilirkişinin tespit ettiği müvekkillerinin peşin ödeme olarak yaptığı işlerin bedelinin taraflarına ödenmesine karar vermediğini, mahalli mahkemenin kararının yanlış olduğunu, toplanan delillere göre değil, önceki mahkeme kararına esas olan bir bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiğini, müvekkillerinin 14.05.2002 tarihli eser sözleşmesi gereği, taahhüt etmiş oldukları işlerin tamamını eksiksiz ve sözleşmeye uygun olarak zamanında kooperatife yapıp teslim ettikleri konusunda ihtilaf olmadığını, böylece müvekkillerinin iş yapmak suretiyle tamamını peşin ödemiş oldukları iki üyelik karşılığı iki daireyi hak kazandıkları ama alamadıklarını, keşifte müvekkillerinin yapmış olduğu işlerin bedelinin 662.354,40 TL. olduğu bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, mahkemenin “yapılan ahşap işleri eser sözleşmesi gereği değil kooperatif üyeliği gereği aidat karşılığı yapılmış işlerdir” dediğini, infaz edilmiş bir sözleşmeyi yok saydığını, ortada hukuken geçerli olan, şartlarına uyulup işlerin yapıldığı ve yapılan işleri de işveren konumundaki kooperatifin kabul ettiği infaz edilmiş bir sözleşmenin var olduğunu, işlerin keşif mahallinde tespit edildiğini, hukuken geçerli eser sözleşmesi gereği yapılan işlerin iadesine karar vermeyen mahkemenin yanlış kararının kaldırılması gerektiğini, mahalli mahkeme dosyada hiçbir delil ve tespit yok iken her bir müvekkilinin 87.209,60 TL. aidat ödemiş sayılmasına karar verdiğini, bu tamamen keyfi ve âfaki bir rakam olduğunu, dosyada hiçbir dayanağı olmadığını, terditli davalarının, güya 4. taleplerine ilişkin karar verildiğini, kendilerinin böyle bir taleplerinin ve davalarının olmadığını, terditli davalarının 4. talebi de “müvekkillerin yapmış olduğu işlerin güncel bedellerinin aidat iadesi olarak… davalıdan tahsili” taleplerinin olduğu, mahkeme yapılan işlerin güncel bedellerini bilirkişiye tespit ettirdiğini ancak çok eski tarihte başka bir dosya üzerinden yapılmış olan bir hesaplamayı yatırılan aidat miktarı olarak kabul ederek talep dışı bir karar verildiğini, güncel bedel iadesi talep ederken dava tarihînden itibaren faiz taleplerinin de yanlış değerlendirildiğini, güncel hesaplamayı hükmüne esas almazken; hem eski bir hesaplamayı esas aldığını, hem de dava tarihinden itibaren faiz talep edildiğinden bahisle, faiz hesaplamasını da keyfi bir şekilde ve talep dışı yaparak, yanlış karar verdiğini, mahalli mahkemenin hükmüne esas aldığı 87.209,60 TL. aidat ödenmiş olduğundan bahisle bu miktara hükmetmesinin dayanaksız olduğunu, dosyada böyle bir delil ve tespit olmadığını, bu yönde bir karar taleplerinin de olmadığını, bu sebeple de kararın kaldırılması gerektiğini, mahkemenin müvekkiline iadesini kabul ettiği sözde toplam aidat olan 87.209,60 TL.yı ödeyen bir üye, keşifte bedeli tespit edilmiş 295.000,00 TL’lik daireyi alırken, en azından bunu (295.000,00 TL’yi) hak eden müvekkiline 87.209,60 TL’nin iadesine hükmedilmesinin, üyeler arasındaki eşitlik prensibine de aykırı olduğunu, mahalli mahkeme eser sözleşmesine değil, kooperatif hukukuna öncelik tanıyarak hüküm kurduğunu belirttiğini, ancak mezkûr Yargıtay HGK. Kararına aykırı hüküm kurulduğu gibi, Yargıtay 23. HD’nin 2015/9154 E. 2018/169 K. Sayılı 24.01.2018 tarihli kararına da açıkça aykırı hüküm kurulduğunu, mezkûr Yargıtay kararı ile kooperatife ait inşaatların su, kalorifer tesisatı ve montajını yapan ve üye kaydedilen davacıya “D Zemin 3” olarak belirtilen daire verilemeyince D Blok zemin kat 3 nolu bölümün dava tarihindeki değerinin davalıdan tahsiline karar veren mahalli mahkemenin kararının onandığını, güncel değere itibar edilmediğini, afaki bir rakam toplam aidat olarak esas alındığını, talep edilmemiş bir konuda ve yanlış değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, bu sebeple de hükmün kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, duruşmalı olarak karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; tapu iptali tescil veya taşınmaz bedelinin tahsili veya yapılan işler bedelinin güncel bedelinin bedel veya aidat iadesi olarak tahsili ve yapılmış ödentilerin iadesi ve cezai şartın tahsili talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacı … ve diğer davacıların murisi … ile davalı kooperatif arasında 14/05/2002 tarihli sözleşme imzalanarak kooperatife ait yapılmakta olan 16 adet villanın ahşap işlerinin davacılar tarafından yapılması ve karşılığında davacılara 2 villa verilmesi konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmede davacı … ve diğer davacıların murisi …’den marangoz üyeler olarak bahsedildiği görülmüştür.
Daha sonra davalı kooperatif tarafından davacı … ve diğer davacıların murisi … aleyhine davalıların 14/05/2002 tarihli sözleşme ile kooperatife iş karşılığı üye olduklarını sözleşmenin yönetim kurulu üyesi olmayan kişiler tarafından akdedilmiş olması nedeniyle geçersiz olduğunu, yönetim kurulunu peşin bedelle üye kaydetme yetkisinin bulunmadığını ancak bu şekilde üye kaydedilen kooperatif üyelerinin mağdur edilmemesi için 10/12/2005 tarihli genel kurulda peşin bedelle üye olan ortakların ödemelerinin eskalasyon oranlarını tespit edilmesi aradaki farkın ortaklardan 3 eşit taksitte tahsiline karar verildiğini, çekilen ihtara rağmen davalıların borçlarını ödemediklerini ileri sürerek fazlaya dair haklar saklı tutularak her bir davalıdan 8.000,00 TL’nin 30/01/2006 tarihinden itibaren işleyecek aylık %20 faiziyle tahsili talepli olarak Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… ve Konya… Asliye Ticaret Mahkemesin’in …/… Esas sayılı dosyaları ile dava açıldığı her iki davanın birleştirildiği, Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce Yargıtay bozma ilamına uyulması sonucu yapılan yargılama sonucunda; dosya içindeki 16/03/2009 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihi olan 26/09/2006 tarihi itibarı ile her iki davalının yaptığı işin 174.419,20 TL olduğu böylece her birinin ödemesinin 174.419,20 TL/2=87.209,60 TL olduğu buna karşılık aynı raporun ekinde genel kurul kararları çerçevesinde ödenmesi gereken aidatın 55.850,00 TL olduğu dava tarihi itibarı ile güncellenmiş ödenmesi gereken aidatın ise 117.371,24 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmasına göre davacı kooperatifin her bir davalıdan dava tarihi itibarı ile 117.371,24-87.209,60=30.161,64 TL aidat alacağı olduğu ancak davacının her bir dosyada 8.000,00 TL talepte bulunmuş olması karşısında taleple bağlı kalınarak mahkememizin …/… esas sayılı dosyada kayıtlı davanın kabulü ile 8.000 ,00 TL dava tarihi itibarı ile değişen oranlarda yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine , Bu dosya ile birleştirilen Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyada davanın kabulü ile ile 8.000,00 TL’nin dava tarihi itibarı değişen oranlarda yasal faiz ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır gerekçesiyle davanın kabulü ile 8.000.00 TL’ nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarla yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen …/… esas sayılı dosyada davanın kabulü ile 8.000.00 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarla yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nce onandığı ve kararın 25/02/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Kesinleşen bu ilamın kooperatif tarafından icraya konulması sonucunda davacıların 02/07/2013 tarihinde 17.000,00 TL, 31/10/2013 tarihinde 18.814,00 TL olmak üzere toplam 35.814.00 TL icra dosyasına ödeme yaptıkları, icra dosyasının infazen işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Davacıların kesinleşen Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı gereğince peşin bedelli üye olmadıkları normal üye statüsünde oldukları kesinleşmiş durumdadır.
Davacılar 13/03/2014 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edilen ihtarname ile kooperatif üyeliğinde istifa etmiş durumdadırlar.
Bu durumda davacıların tapu iptali tescil ve taşınmaz bedeli talep edemeyecekleri ancak ödedikleri aidat bedelinin iadesini talep edebilecekleri anlaşılmıştır.
Davacılar vekili 07/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davadaki taleplerini müvekkillerinin yapmış olduğu işlerin güncel bedeli olan 662.354,40 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline icra dosyasına müvekkillerinin ödediği 18.814,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmede kararlaştırılan 5.000,00 ABD Dolarının dava tarihinden itibaren döviz faizi ile birlikte aynen davalıdan tahsiline dava dilekçesindeki A, B ve D bentlerindeki taleplerinin atiye bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin, davacı vekilinin atiye bırakılması taleplerini kabul etmediğini beyan ettiği, mahkemece keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı, bilirkişi raporunda davacıların sözleşme gereği yapmış oldukları imalatların bedelinin 662.354,40 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Kesinleşen Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında bu davanın dava tarihi olan 26/09/2006 tarihi itibariyle her iki davalının yaptığı imalat bedelinin 174.419,20 TL olduğu böylece her bir davalının ödemesinin 87.209,60 TL olduğu belirlenmiş durumdadır.
Davacılar kooperatif üyeliğinden 2014 yılında istifa etmiş olup, 2014 yılına ilişkin genel kurul 01/08/2015 tarihinde yapılmış olduğundan genel kuruldan sonraki 30. günün bitimi ile davalı kooperatifin 01/09/2015 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Davacılar vekili her ne kadar kendi açtıkları dava tarihi itibariyle müvekkillerinin yaptığı imalat bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiş ise de; önceki davada davacıların yaptığı imalat bedeli belirlenerek davacıların aidatına sayılmış ve davacıların ödemesi gereken bakiye aidat bedeli belirlenmiştir. Artık bundan sonraki uyuşmazlıklarda imalatla ödenen aidatla ilgili belirlenen bu bedelin esas alınması gerekmektedir.
Ayrıca ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği gibi davacıların icra dosyasına aidat olarak ödedikleri asıl alacak kısmın 8.000,00 ‘er TL’dir. Üzerindeki yapılan ödemeler icra feri ve masraflarına ilişkin olduğundan asıl alacağın hesaplamaya dahil edilmesinde bir yanlışlık yoktur.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile davadaki terditli taleplerinden bir kısmını atiye bıraktıklarını beyan ederek geri almış ise de; davalı vekilinin buna muvafakati olmadığından mahkemenin dava dilekçesindeki tüm talepleri değerlendirilerek buna göre karar vermesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur.
Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Bu sebeple iadesine karar verilen miktarla ilgili dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde bir yanlışlık yoktur. Ancak icraya ödenen miktarla ilgili davacılar ödeme tarihinden itibaren faiz talep ettiklerinden bu miktara ilişkin temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken bu miktara da dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değil ise de; davacılar vekilinin bu miktarla ilgili açık bir istinafı olmadığından ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacıların istinaf başvuru taleplerinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 01/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.Ç