Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/816 E. 2020/498 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … Bankası
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVALILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)
2- … – (T.C. Kimlik No: …)
3- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın … Şubesi ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 04/06/2014 tarihli kredi sözleşmesi imzalandığını, 17/06/2014, 19/11/2014 ve 08/04/2015 tarihli sözleşmeler ile limitin artırıldığını, davalıların kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun asıl borçlu şirket tarafından ödenmemesi üzerine banka tarafından hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, kat ihtarnamesine rağmen de borcun ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı kefillerin takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ancak, itirazlarının haksız olduğunu beyan ederek, davalı kefiller …, … ve …’in Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazların iptali ile takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının elinde alacaktan fazla ipotek olduğunu, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas ile yapılan kıymet takdirinde bu hususun ortaya çıkacağını, kefalet imzaları için eşlerinin rızasının alınıp alınmadığının araştırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile davalılar …, … ve …’in, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yapmış oldukları itirazın, asıl alacak 2.306.438,19 TL, takip tarihine kadar işlemiş faiz 192.693,88 TL, işlemiş faizin BSMV’si 8.132,57 TL, masraf 1.321,68 TL ve takip öncesi vekalet ücreti 400,00 TL olmak üzere alacağın toplam 2.508.986,32 TL’lik kısmı yönünden (davalılardan …’e ilişkin olarak asıl alacak 2.306.438,19 TL, takip tarihine kadar işlemiş faiz 188.405,19 TL, işlemiş faizin BSMV’si 8.019,22 TL, masraf 1.321,68 TL ve takip öncesi vekalet ücreti 400,00 TL olmak üzere alacağın toplam 2.504.584,28 TL.’lik kısmı yönünden) iptali ile takibin alacağın 2.508.986,32 TL’lik kısmı yönünden (davalılardan …’in sorumluluğu alacağın 2.504.584,28 TL’lik kısmıyla sınırlı olması kaydıyla) devamına, asıl alacak olan 2.306.438,19 TL’ye bütün davalılar yönünden takip tarihinden itibaren akdi temerrüt faizi yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, hükmedilen 2.508.986,32 TL’nin %20’si olan 501.797,26 TL icra inkar tazminatının (davalılardan …’in icra inkar tazminatından sorumluluğunun 2.504.584,28 TL’nin %20’si olan 500.916,86 TL.ile sınırlı olması kaydıyla) her 3 davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmeye başladığından 15/12/2016 tarihi itibariyle banka asıl alacak tutarının doğru ancak işlenmiş faiz ve ferilerinin eksik hesaplandığını, banka alacağı hesaplanırken GKS ve ilgili bankanın faizleri genelgeleri uyarınca %26 olarak kabul edilmesi gereken akdi faiz oranının bilirkişi tarafından daha düşük oranlar baz alınarak hesaplamalar yapıldığını, rapora itiraz ettiklerini, itirazın dikkate alınmadığını, davalılar ile imzalanan kredi sözleşmesinde “müşteri, iş bu sözleşme ve ekleri kapsamındaki herhangi bir borcunu vadesinde veya vadesinden önce bankaca yapılacak bildirim üzerine eksiksiz olarak ödemediği takdirde ödenmeyen borç ayrıca protesto keşidesine, ihtarname gönderilmesine, mehil tayinine velhasıl hiçbir kanuni takip ve teşebbüs icrasına mahal kalmaksızın muaccel ve mütemerrit olur.”,”… banka bu suretle muaccel kılınan her türlü kredi hesaplarının muacceliyet tarihi itibari ile ve müşteriye tebliğ edilecek bakiyelerinin işlemiş ve ödeme gününe kadar işleyecek faiz komisyon, ücret masraf fon kesintisi vergi ve diğer eklentileri ile birlikte ödenmesini, teminat mektuplarının iadesini veya bedellerinin depo edilmesini isteyebilir. Müşteri ihbar tarihinden itibaren talep edilen hususları derhal yerine getirmeyi kabul eder. Her durumda alacağın muacceliyet tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar (ödemenin yapıldığı gün de dahil olmak üzere) temerrüt faizi uygulanır…” ayrıca sözleşmede “Hesap özetlerini alan müşteri aldığı tarihten itibaren ilgili mevzuat uyarınca, 1 ay içerisinde itirazda bulunmadığı takdirde hesap özetinin gerçeğe aykırılığını bankaya karşı borcunu ödedikten sonra iddia ve dava edebilir. Süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri İcra İflas Kanunu kapsamında sılan kesin belgelerdendir. Hesap özetleri eline geçmeyen müşteri, bu tarihten itibaren 15 gün içerisinde noter aracılığı ile durumu bankaya bildirerek hesap özetini ister.” şeklinde de hüküm bulunduğunu, müşteri tarafından hesap özetlerine herhangi bir itiraz ve talep gelmediğinden hesap özetleri ve hesap kat tarihlerinin kesinleştiğini, bu nedenle sözleşme şartlarına uygun olarak hesaplanan ve takibe konu edilen Banka alacağının hesaplanmasının bilirkişi tarafından eksik yapıldığını, tüm borçlulara gönderilen usulüne uygun ihtarname doğrultusunda temerrüt tarihimin hesaplanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkil bankaya bildirilen adresten başka bir yere taşınan davalıların adreslerini bildirme yükümlülüğünün bulunmasına rağmen bu değişikliği bildirmeyerek temerrüde kendi kusurları ile sebep olduklarını, asıl alacak ve işlemiş faizlere dayanak olan ve talep edilen temerrüt faiz oranı yasal dayanağının 3095 sayılı yasada bulunduğunu, davacının borcun tamamına ve özellikle faize yapılan itirazların da yasal dayanağının bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen akitte belirlenen faiz oranı dışında bir faiz talep edilmediğini, uygulanan faiz oranın, sözleşmeye göre uygulanan temerrüt faizi olduğunu, davalı borçlu tarafça herhangi bir hesap özeti talebi ve itirazı gelmediğini, davalılar vekilinin sözleşmenin maddelerine ve geçerliliğine ilişkin herhangi bir itirazı bulunmadığını beyan ederek davanın 78.954,15 TL yönünden reddine dair kısmının kaldırılarak dava değeri olan 2.587.940,47 TL üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için müteselsil kefiller aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekilinin; davacı bankanın … Şubesi ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 04/06/2014 tarihli kredi sözleşmesi imzalandığını, 17/06/2014, 19/11/2014 ve 08/04/2015 tarihli sözleşmeler ile limitin artırıldığını, davalıların kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun asıl borçlu şirket tarafından ödenmemesi üzerine banka tarafından hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, kat ihtarnamesine rağmen de borcun ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı kefillerin takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ancak, itirazlarının haksız olduğunu beyan ederek, davalı kefiller …, … ve …’in Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazların iptali ile takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının davalıların temerrüt tarihlerinin ve faiz oranlarının yanlış belirlendiğine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesinde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/12/2015 tarih 2015/3357 Esas 2015/16301 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; “dava konusu kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 589/1. maddesi gereğince kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olacağı, kefil asıl borçlunun, asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumlu olacağı, ancak kendi temerrüdü oluştu ise bu aşamadan sonra limit ile sınırlı olmaksızın kendi sorumluluğunun başlayacağı, kefil, takipten önce temerrüde düşürülmemişse hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olacağı, temerrüt için hesap kat ihtarının kefile tebliği şart olduğu, asıl borçlu yönünden sözleşmede, belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde İİK. 68/b maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı” davalıların müteselsil kefil oldukları, bilirkişice tebliğ tarihlerine göre kefillerin temerrüt tarihlerinin belirlendiği, bilirkişice belirlenen akdi ve temerrüt faiz oranlarının yasalara ve sözleşmelere uygun olduğu, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı tarafın istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı 6219 Sayılı Kanunun geçici 5. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır