Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/764 E. 2020/496 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … & Av. …
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın … Şubesi’nde … nolu hesabının bulunduğunu, hesaba ait İBAN numarasının ise TR ** **** **** **** ** olduğunu, müvekkilinin belirtilen hesap ve ıban numarasından 10/08/2017 tarihinde davalı banka tarafından … numaralı dekont ile kredi tahsis komisyonu adı altında 7.875,00 TL tahsis edildiğini, müvekkilinin davalı Banka Müdürlüğü’ne herhangi bir kredi borcunun veya kredi talebinin olmamasına karşın kesinti yapıldığını, davalı tarafça yapılan kesintilerin tamamının iadesi için Konya … Noterliği aracılığıyla 30/10/2017 tarihinde … nolu ihtarname gönderdiklerini, davalı yanın ihtarnamede göre haksız kesintiyi ödemediğini ve kesintinin müvekkilince imzalanan genel kredi sözleşmesi ve bankacılık hizmet sözleşmesine istinaden yapıldığını ve geri ödeme talebinin reddedildiğini, davalı yanın haksız yere yaptığı kesintiyi yasal faizi ile birlikte talep ettiklerini, müvekkili şirketin davalı banka ile genel kredi sözleşmesi imzaladığını ancak bu süreçte davalı bankadan sözleşmeye bağlı herhangi bir kredi kullanmadığını, bu sözleşmelerin de matbu olarak hazırlandığını ve sözleşmelere müdahale etme imkanının bulunmadığını, bu şekilde bir kesinti yapılacağının da müvekkiline önceden haber verilmediğini, bu haliyle davalı yanın yapmış olduğu kesintinin haksız olduğunun sabit olduğunu, yapılan kesintinin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir, tüzel kişiliğe haiz bir şirket olduğunu, tüketici hukukundan kaynaklanan hakların tacirlere uygulanamayacağını, yapılan kesintinin davacı şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 8.1. maddesi ile alakalı olduğunu, bu madde içeriğine göre ise müvekkili bankanın tahsis edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisinin bulunduğunu, müvekkili bankanın bu hükme istinaden davacı firmaya yönelik olarak yapmış olduğu kredi limiti yenilemesi ve tahsiline istinaden yapıldığını, aynı zamanda bankaların TTK’ya göre tacir olması nedeniyle ücret/ komisyon alma hakkının bulunduğunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun bir maddesinde bankalar tarafından reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ve faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirlenmesi öngörülmüştür, aynı zamanda genel kredi sözleşmesinin imza tarihinden önce davacı yana “sözleşme öncesi bilgi formu” verildiğini ve kendisinin bu formu okuyarak teslim aldığını, bu hususların da dikkate alınması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı yana hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacının davasının kabulü ile 7.875,00 TL alacağın dava tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkil banka arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin faiz, komisyon, vergi fon ve masraflar başlıklı 8.1 maddesinde “Banka, bu sözleşmeye dayanarak açtığı ve/veya açacağı döviz kredisi, teminat mektubu ve aval-kabul kredisi, dövize endeksli TL kredi dahil her türlü krediye, yetkili merciler tarafından bildirilen veya ileride bildirilecek en yüksek oranları geçmemesi üzerine belirleyebileceği oranlarda faiz ve her nevi komisyonlar ve Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu gibi yasal ve banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edilebilecek her türlü ücret, masraf ve sair giderleri uygulayacak ve bunları gider vergileri ve sair resim ve harçları ile birlikte müşterinin cari hesabına borç yazılacaktır.” hükmü uyarınca müvekkil bankanın komisyon alma hak ve yetkisinin mevcut olduğunu, bu doğrultuda ilgili şirket hesabına yönelik yapılan kredi limiti yenilenmesi ve tahsisine istinaden davacı tarafından hesabına 7.875,00 TL komisyon tahsil edildiğini, komisyon ücretinin TTK’dan doğan hak olup herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davaya konu olayda her iki tarafında tacir olduğunu belirterek Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanmasının uygun olmadığını, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğünü ihmal ederek banka tarafından yapılan kredi tahsis ücretinin iadesini talep ettiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafından davacıdan kredi tahsis komisyonu adı altında kesilen paranın istirdadı talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının davalı tarafından hesabına 10/08/2017 tarihinde kredi tahsis komisyonu adı altında 7.875,00 TL tahsil edildiğini belirterek bu paranın iadesini talep ettiği, davalının ise davacı ile genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacıdan kredi tahsis komisyonu kesmesinin yasaya ve sözleşmeye uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Davacı ile davalı arasında 27/09/2012 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesinin bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davacının daha önce kullandığı kredilerin borcunu 11/10/2016 tarihinde tamamen kapattığı, bu tarihten sonra hiçbir kredi kullanmadığı gibi 2017 yılında yeniden kredi tahsis edilmediği, bu nedenle fiilen yapılan bir hizmet ve masraf karşılığı olmadan davalı tarafından davacının hesabından kredi tahsis komisyonu adı altında kesinti yapılmasının taraflar arasındaki mevcut sözleşme hükümlerine ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalının istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 537,94 TL harçtan peşin alınan 134,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 403,46 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır