Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/736 E. 2020/495 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Şubesi’nden çekmiş olduğu kredileri düzenli olarak ödediğini, davalı banka ile yapılan görüşmeler neticesinde 28/02/2017 tarihinde tüm kredilerin kapatıldığını, davalı bankanın müvekkilinden 247.925,96 TL erken kapama komisyonu aldığını, bu miktarın fahiş olduğunu ve haksız olarak tahsil edildiğini ve açıkladığı nedenlerle müvekkilinden haksız olarak alınan 180.463,11 TL kapama komisyonunun kapama tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 28/02/2011 tarihinde 500.000,00 TL, 21/06/2011 tarihinde ise 1.000.000 TL olmak üzere iki ayrı sözleşme imzalayarak ticari kredi kullandığını, 28/02/2017 tarihinde ise erken kapama talep ettiğini, T.C Merkez Bankasının Bakanlar Kurulundan aldığı yetkisini kullanarak, faiz dışı menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların bankalar tarafından serbestçe belirlenebileceği, mevduat ve kredi faiz oranları ve katılma hesapları kar ve zarara katılma oranları ile kredi işlemlerinde faiz dışında sağlanacak diğer menfaatler hakkında 2006/1 sayılı tebliğ düzenlendiğini, ticari işletme olan müvekkili bankanın ticari işletmesiyle ilgili olarak bir iş veya hizmet görmesi durumunda ücret isteme hakkının bulunduğunu, kredinin erken ödenmesi halinde bankanın faiz gelirlerinden mahrum olacağını, erken ifanın mali tabloları olumsuz etkileyeceğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 176.699,54 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu’nun Ücret İsteme Hakkı başlıklı 22. maddesinde “Tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir. Bundan başka, verdiği avanslar veya yaptığı masraflar için ödeme tarihinden itibaren faize de hak kazanır.” düzenleme gereğince ticari işletme olan müvekkil bankanın ticari işletmesiyle ilgili iş veya hizmet görmesi durumunda ücret isteme hakkının bulunduğunu, yerel mahkemece dosyada yargılama sırasında üç ayrı bilirkişi raporu alındığını, bilirkişi raporlarında bankanın ücret alabileceğinin tespit edildiği, bilirkişi raporlarında asıl incelenmesi gerekenin ücret olduğunu, Bankacılık Kanunu ve diğer tebliğlere göre bankalar tarafından verilen hizmetlerin karşılığı alınacak ücretlerin belirlenmesinin bankalara bırakıldığını, bankanın bu yasal dayanağı esas alarak ücretlerini belirlediğini, belirlenen ücretlere ilişkin duyuruların bankanın tüm şubelerinde müşteriler tarafından görülebilecek yerlerde ve … adresli internet sitesinde ilan edildiğini, davacının banka nezdinde hesap açtırmak suretiyle banka hizmetlerinden yararlanma talebi oluşturduğunu, müvekkil bankanın hangi işlemler için ne ücret alacağını duyurduğunu, yerel mahkemece bilirkişi incelemelerinde diğer bankaların uygulamalarının ve ne oranda erken ödeme ücreti alındığının araştırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarına itiraz ettiklerini, % 2- % 40 arasında ücret alınabileceği sonucuna varıldığını, en düşük oran üzerinden (%2) bankanın komisyon alması gerektiğinin bildirildiğini, yerel mahkemenin bu bilirkişi raporuna göre hüküm kurduğunu, banka komisyon ücretini % 10 olarak Merkez Bankasına bildirdiğini, %7 oranında bilirkişi raporuna göre komisyon aldığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasınına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının davalı bankada kullandığı kredilerin erken kapanması nedeniyle tahsil edilen erken kapama ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30/09/2019 tarih 2018/5750 Esas 2019/5991 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; “… 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir…”
Somut olayda; taraflar arasındaki hukuki ilişkiye dayanak kredi sözleşmesinin 11. maddesinde, kredinin erken kapatılması halinde erken kapama bedeli tahsil edileceğinin yazılı olduğu ancak hangi oran üzerinden tahsil edileceği hususunda bir belirleme bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacı …’in davalı bankanın … Şubesinden kullanmış olduğu 5 adet taksitli kredinin 3.373.142,26 TL’lik ana para tutarının vadelerinden önce 28/02/2017 tarihinde erken kapatılması sırasında davalı banka tarafından %7 oranında erken kapatma komisyon ücreti olarak 236.119,93 TL ve bu tutarın BSMV’si olarak 11.806,00 TL olmak üzere toplam 247.925,93 TL tahsilat yaptığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar doğrultusunda istinaf sebepleri değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki sözleşmede erken kapama komisyon ücretinin açıkça belirtilmemesi nedeniyle; az yukarıda özet olarak verilen Yargıtay kararında açıklanığı üzere; davalı banka tarafından her ne kadar Merkez Bankasına kredinin ödenmesinden kısa süre önce %10 oranında komisyon alınacağını bildirmiş ise de; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlaması gerektiği, (Yargıtay 11. HD 26/09/2019 tarih, 2018/4650 esas 2019/5901 karar – aynı dairenin 15/04/2019 tarih, 2019/1303 esas 2961 karar sayılı ilamları) dosya üzerinde bankacılık konusunda uzman üç ayrı bilirkişiden alınan raporlarda da belirtildiği üzere; dava dosyası içerisine davalı tarafın; mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kar ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan ettiğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin bilirkişi raporları esas alınmak suretiyle hüküm kurmasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince; davalının istinaf talebinin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 12.070,34 TL harçtan peşin alınan 3.017,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.052,75 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
(Muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ: Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/09/2019 tarih 2018/4650 Esas 2019/5901 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; “Türk Borçlar Kanunu erken ifayı düzenleyen 96. maddesi; “ Sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kasdettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da adet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz” hükmünü havidir.

Resmi Gazete’de 09.12.2006 tarihinde Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, 4. maddesinde ise reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının, serbestçe belirleneceği kabul edilmiştir. Yine aynı Tebliğin 6/2. maddesine göre; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir (Emsal nitelikteki Dairemizin 15.04.2019 Tarih, 2019/1303 Esas- 2019/2961 Karar sayılı ilamı). ”
Davacının davalı bankadan ticari krediler kullandığı, ticari kredilerin erken kapanması nedeniyle davalı banka tarafından davacıdan %7 oranında erken kapama ücreti tahsil edildiği, davacının fahiş tahsil edilen 180.463,11 TL’nin kendisine iadesini talep ettiği, T.C. Merkez Bankası’nın 20/05/2020 tarihli yazısına göre davalı bankanın 15/09/2011-31/03/2020 tarihleri arasında ticari ve ticari taksitli kredi erken kapama komisyon oranını %10 olarak belirlediği, raporu hükme esas alınan …’ın raporunda sözleşme tarihinden sonra 15/09/2011 tarihinden itibaren BSMV dahil 100,00 TL’den az olmamak üzere %10 oranında “ticari ve ticari taksitli kredi erken kapama komisyonunun” ilan edildiğinin tespit edildiği, ayrıca bankaların ürün ve hizmet ücretlerini internet sitelerinde ilan ettikleri, davacının tacir olduğu dikkate alındığında davalı bankanın davacıdan tahsil ettiği erken kapama ücretinin bu oranın altında kaldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır