Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/704 E. 2021/128 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2019
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –

DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/02/2021
YAZIM TARİHİ : 05/02/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 29/01/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalıya takip başlattığını, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı borçlu şirketten alacaklı olduğunu, bu hususun davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu beyan ederek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz sebebi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davada Konya Mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, itirazın iptali davasının bir yıllık sürede açılmadığını, davalı şirketin yönetiminin 24/03/2014 tarihine kadar davacıda ve bu yıllara ait ticari defterlerin davalının demetiminde ve sorumluluğunda olduğunu, davacının söz konusu dönemlere ilişkin ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutmadığını, davacının yönetimde tutulan ticari kayıtlara itibar edilemeyecek nitelikte olduğunu, ticari defterlere sonradan gerçeğe aykırı kayıtların işlendiğini, davacı şirkete para getirdiğini, sermaye getirdiğini, borç para verdiğini ispat etmesinin gerektiğini, davacının, yönetim yetkilerini kötüye kullandığını ve bir hakkın suiistimalini kanunun himaye etmeyeceğini, davacının kötüniyetli olduğundan bahisle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacının haksız ve kötüniyetli olduğu için %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin eksik inceleme sonucunda hukuka aykırı bir şekilde karar verdiğini, karara dayanak yapılan 19/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda davanın konusunu oluşturan ödemeler hakkında bir döküm yapılmadığını ve bu konuda hiçbir ayrıntı verilmediğini, davanın esasını oluşturan kısmın üstünkörü geçildiğini, HMK’nın 222. maddesine göre açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil olacağının belirtildiğini, bu nedenle alacağın yok sayılmasının hukuka aykırı olduğunu, şirkete ait olan ve İzmir de bulunan işyerinin 2010 yılında otele dönüştürülmesi projesi kapsamında otel inşaatı nedeniyle müvekkilinin inşaat masraflarını şirket adına kendisinin bizzat yapmasından kaynaklandığını, buna ilişkin faturaların dosyada bulunmasına rağmen bilirkişi tarafından bu hususların incelenmediğini, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporuna itirazların dikkate alınmadan ve yeniden bir bilirkişi raporu alınmadan karar verildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket ortağının davalı şirkete borç olarak verdiğini iddia ettiği paranın tahsili için yaptığı takibe davalının yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/01/2012 tarih 2010/826 Esas 2012/388 Esas sayılı ilamında da belirtildiği gibi; “Bir ortak veya yöneticinin ortağı ve yöneticisi olduğu şirkete borç para vermesi, şirket yararına kendi parasını kullanarak harcamalar yapması, şirket harcamalarını kendi malvarlığından karşılaması ticari yaşamda olağan bir durumdur. Böyle bir durumda şirketin kendi malvarlığından harcama yapan ortak veya yöneticisine talepte bulunması halinde bunu ödemesi gerekmektedir. Hukuk düzeninin şirketlere şirkette pay sahibi olan ortaklarından ayrı bir kişilik tanımış olmasının sonucu olarak şirketler ortaklarından ayrı bir malvarlığına, gelirlere, giderlere, hak ve borçlara sahiptir.Şirketlerin hak, alacak ve borçlarının saptanmasında esas alınan temel belgeler ise şirket kayıtları olup, özellikle şirket defterlerinde veya şirket yetkilileri tarafından düzenlenen kayıt ve belgelerde yazılı bulunan bir borcun şirket tarafından benimsendiği sonucuna varılarak şirketin bunu ödemekle yükümlü olduğu kabul edilir. Özellikle üçüncü kişilere karşı olan borçların tespitinde şirket defter ve kayıtlarında geçen şirket aleyhine olan hususlar bu bakımdan büyük önem taşımakta olup, yasal olarak da bu kayıtlara hukuki sonuçlar bağlanmıştır. Ancak, bir şirketin yöneticisi veya yetkilisi gibi şirketin defter ve kayıtlarını kendi elinde bulunduran, bunları düzenlenme, takip ve denetim yetkisi olan, defterlere kendi yararlarına kayıt yapması veya kendi yararlarına şirket zararına bir belge oluşturması çok kolay olan bu kişilerin şirketten bir talepte bulunmaları halinde bu hususta sadece soyut olarak şirket kayıtlarına dayanmaları, kendilerine yarar sağlayan şirket kayıtları uyarınca istemde bulunmalarında sırf şirket kayıtları dayanak alınarak ortak veya yöneticinin talebi haklı bir talep olarak kabul edilemez. Bu durumda, bir şirket yöneticisi veya ortağı şirketten bir istemde bulunduğunda sadece şirket kayıtları değil, böyle bir kayda dayanak oluşturan bilgi, belge ve makbuzların da ortaya konulması suretiyle kaydın dayanağının geçerli bir şekilde ispat edilmesi, soyut kaydın somut ve geçerli delillere dayandırılması gerekmektedir. Aksi takdirde, somut delillerle desteklenmeyen veya yapılan genel kurullarda açıkça tartışılarak kabul edilmemiş bir kayıta dayanarak şirkete karşı alacak iddiasında bulunan ortak veya yöneticinin talebi hukuken haklı bir talep olarak kabul edilemeyeceği”nin belirtildiği, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/06/2015 tarih 2015/2805 Esas 2015/7911 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi; alacak kaydı düşüren tarih itibariyle davacı şirketin nakit paraya ihtiyacı olup olmadığı, davacı tarafından verildiği iddia edilen paraların hangi harcamalarda kullanıldığının incelenmesi gerekeceği, bu nedenle o dönem itibariyle şirketin ortaklarına borçlanmasını gerektirir finansal bir dar boğaz içerisinde olup olmadığı, borç verildiği iddia edilen paralar ile davacı şirketin ne gibi ihtiyaçlarının karşılandığı, nerelere ödeme yapıldığı hususunda bilirkişiden ek rapor alınması gerektiği, davacının şirkete ait İzmir İlinde bulunan işyerinin otele dönüştürülmesi işlemleri sırasında bir kısım masrafları kendisinin ödediğini beyan ettiği, Bodrum Asliye .. Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)’nin 12/01/2018 tarihli yazıyla dosyaya bir kısım faturaların gönderildiği, bu faturalarla ilgili bir inceleme yapılmadığı, davalının otelin yap işlet devret modeliyle yapıldığını beyan ettiğinden, otele dönüştürme işlemine ilişkin tüm bilgi ve belgelerin getirtilerek otelin yap işlet devret modeliyle yapılıp yapılmadığı araştırılarak ve faturalarla ilgili bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince eksik incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacının istinaf başvuru talebinin kabulü ile; HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye 3… Ticaret Mahkemesi’nin 29/01/2019 tarih, … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/02/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G