Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/687 E. 2020/364 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1 -…
2 -… – …
3 -…
İSTİNAF EDEN
MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İflas

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan iflas davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı feri müdahilin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçluların müvekkili şirkete ve başkaca birçok kişilere borcu olduğunu öğrendiklerini, davalı borçlular hakkında, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takip başlattıklarını, ödeme emrinin 08/08/2018 tarihinde davalı borçlulara tebliğ edildiğini, borçluların borçlarını ödemedikleri gibi itiraz da etmediklerini, bu nedenle iflas davası açma zarureti hasıl olduğunu, davalı borçluların piyasaya yüklü miktarda borçları bulunduğu ve haklarında birçok icra takibi yapılarak, haciz işlemleri gerçekleştirildiğini, iletişim kurulamayan davalıların fiilen iflas ettiklerini, alacaklarını tahsil etme imkanı bulunmadığını, davalı borçluların iflasına karar verilerek garameten paylaşım yapılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma günü ve depo kararının tebliğ edilmesine rağmen, cevap dilekçesi vermedikleri, sadece şirket temsilcilerinin ekonomik olarak ödeme güçlüğü içerisinde olduklarından borcu ödeyemediklerini beyan ettikleri görülmüştür.
Davaya katılma talebinde bulunan … Bankası vekili dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile … A.Ş. arasında kredi sözleşmesi imzalanarak kredinin kullanıldığını, iflas istenen firmadan alacaklı olmaları sebebiyle katılmak istediklerini ve davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile; takip konusu borcun 7 günlük kesin süre içerisinde ödenmesi konusunda ihtarname tebliğine rağmen borcun kesin süre içerisinde ödenmediği gibi son duruşma tarihine kadar da ödenmediğinden, Türkiye genelinde yayın yapan gazete, mahalli gazete ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yaparak, davalı şirketlerin iflasıyla, iflasların … günü saat 10:01 itibariyle açılmasına karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Feri müdahil vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile iflası istenen … A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, adı geçen borçlunun bu sözleşmeye istinaden kredi kullandığını, müvekkili bankanın iflası istenen … A.Ş.’den alacıklı olup iflas kararının yerinde olmadığını, iflas için belirtilen şartların oluşmaması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; iflas talebi ile haklarında takip başlatılan davalı şirketlerin; ödeme emrine itiraz etmemeleri ve borcu ödememeleri sebebiyle iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya dayanak Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından 06/08/2018 tarihinde bir adet kambiyo senedine dayanılarak 143.500,00 TL asıl alacak, 536,65 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz, 430,50 TL komisyon ücreti olmak üzere toplam 144.467,15 TL üzerinden iflas yolu ile takip talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak davalı şirketlere 08/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, takibe itiraz yapılmadığından takibin kesinleştiği,
Davacı tarafından davalıların iflasına karar verilmesi talebiyle iş bu davanın 15/08/2018 tarihinde açıldığı, İİK’nın 158. maddesi gereğince gerekli ilanların yapıldığı ve takibe konu borcun faiz ve icra masrafları ile birlikte 7 gün içerisinde ödenmesi veya mahkeme veznesine depo edilmesi, aksi taktirde iflasına karar verileceğinin ayrı ayrı borçlu şirketlere tebliğ edildiği, davalı şirketler tarafından borcun ödendiğine veya depo edildiğine ilişkin bir belgenin dosyaya sunulmadığı, istinaf eden bankanın 24/12/2018 tarihli dilekçe ile davaya katılma talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
İstinaf eden vekilinin talebi doğrultusunda dosyada yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davanın süresinde açıldığı, ilk derece mahkemesince İİK’nın 158. maddesi gereğince yapılması gereken usulü işlemlerin noksansız olarak yerine getirildiği ve delillerin değerlendirilmesi sonucu davalı şirketlerin iflasına karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle İİK’nın 158/1 maddesinde belirtilen şekilde davalı şirketlerin iflasını gerektiren bir durumun bulunmadığını ispatlayamayan müdahil … Bankası’nın istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Müdahil … istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan feri müdahil tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; verilen kararın İ.İ.K’nın 164/2 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
(muhalif)

Katip …
e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ: İlk derece mahkemesi kararı taraflarca istinaf edilmemiş, feri müdahil sıfatıyla karar başlığında yer verilen … Bankası’nın istinaf ettiği anlaşılmıştır.
… Bankası T.A.O. vekilinin 24/12/2018 havale tarihli dilekçede kendilerini davaya katılma talebinde bulunan olarak sıfatlandırıp, dilekçe içeriğinde davaya müdahale taleplerinin kabul edilmesini ve iflas talebinin reddini istedikleri görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “davaya katılma” veya “davaya müdahale” adı altında usulü bir müessese bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesi, sunulan iş bu dilekçeyle asli müdahale mi yoksa feri müdahale mi murat ettiği anlaşılmadığından, dilekçenin HMK 31. Maddesi gereğince açıklattırılması gerekirdi.
3. Kişi feri müdahil olarak davaya katılmakla taraf sıfatını kazanmaz ve davanın taraflarında bir değişiklik olmaz. Çünkü feri müdahil, katıldığı davada kendisi için bir hukuki korunma talep etmemektedir. Bu sebeple feri müdahil hakkında karar verilmez. Katıldığı davayı ancak yanında yer aldığı tarafa ait takip yetkisini kullanarak takip edebilir. Bu yetkiyle, yanında yer aldığı tarafı korumak amacıyla usulü işlemleri yapabilir.
Yargılama sonunda lehine müdahale edilen taraf hakkında karar verileceğinden, bu hükme karşı kanun yoluna başvurma yetkisi de doğal olarak sadece asıl (lehine müdahale edilen) tarafa aittir. Lehine müdahale edilen taraf hükmü kanun yoluna götürürse, onunla birlikte hareket etme yetkisine sahip olan feri müdahil de hükmü, lehine katıldığı tarafla birlikte kanun yoluna götürebilir. Lehine müdahale edilen taraf, hükme karşı kanun yoluna başvurmazsa birlikte hareket ilkesi gerçekleşmediğinden, feri müdahil yalnız başına hükmü kanun yoluna götüremez.
Yargıtay H.G.Kurulunun 24/05/2017 tarih 2016/4-504 Esas 2017/962 Karar ile 17/02/2010 tarih 2010/13-114- Esas 2010/81 Karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere; lehine müdahale edilen taraf kanun yoluna başvurmazsa, HMK’nın 68. maddesi uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahil, kendisine husumet tevcih edilmediği ve aleyhine bir karar verilmediği hallerde müdahilin tek başına kanun yoluna başvurma hakkı bulunmadığı içtihat edilmiştir.
Somut olayda, hakkında kambiyo senedine dayalı iflas yoluyla takip bulunan davalılar hakkında iflas istemiyle iş bu davanın ikame edildiği, yargılama süresinde bir şekilde haberdar olan … Bankası’nın iflası istenen, … A.Ş’den alacaklı oldukları gerekçesiyle iş bu davalı şirket yanında feri müdahil oldukları, yapılan yargılama sonucunda davalı borçlu şirketler hakkında iflas kararı verildiği, feri müdahilin yanında yer aldığı … A.Ş. tarafından istinaf kanun yoluna başvurmadığı ve ilk derece mahkemesinde açılan davada husumetin feri müdahile tevcih edilmediği ve feri müdahil ile ilgili hüküm kurulmadığı nazara alındığında; feri müdahilin tek başına ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkının olmadığı, bu nedenle HMK 114/1.e maddesi delaletiyle 115/2 maddesi ve HMK 352/1.ç – 353/1.a-4 maddeleri gereğince feri müdahilin istinaf başvuru talebinin usulden reddi gerektiğine ilişkin muhalefet şerhimdir.

Üye …
e-imzalıdır