Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/637 E. 2019/391 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
EK KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … esası ile açılan Menfi Tespit davasında davacının icra takibinin durdurulmasına yönelik talebinin teminatsız olarak kabulüne ilişkin tesis edilen ara kararına karşı davalının itiraz etmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirme sonucunda … tarihinde tesis edilen itirazın reddine ilişkin ara kararına karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 180.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak 140.500,00 TL için icra takibi başlattığını, takip ve dava konusu senedin miktar ve vadesinde tahrifat yapılarak sahte olarak tanzim edildiğini, konuyla ilgili olarak suç duyurusunda bulunduklarını, senetteki sahteliğin bilirkişi raporuyla tespit edileceğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve HMK’nın 209.maddesi uyarınca takibin teminatsız olarak durdurulması yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davacının bonoyu 80.000,00 TL olarak düzenlediği ve ödediğini iddia etmesine rağmen bedelsizlik iddiasını ispatlayacak herhangi bir yazılı delilinin bulunmadığını, Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda aynen ” söz konusu senedin rakamla değer gösteren hanesindeki 180.000 rakamlarından 1 rakamının ödeyecek bölümündeki 1 rakamları ile kaligrafik özellik gösterdiği ve söz konusu bölümdeki 1 rakamları ile fulaj izi yönünden belirgin bir farkın bulunmadığı,” şeklinde rapor bulunması nedeni ile ve davacının kıymet takdiri yapılması aşamasına değin icra takibinde borca itirazı bulunmadığından, satış günü tayin edildiği aşamada menfi tespit davası açmasının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 26/04/2018 tarihinde HMK’nın 209.maddesi uyarınca icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmiş, karara davalı vekili itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece duruşmalı yapılan inceleme sonunda”… Mahkememizce dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, Konya … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası incelenmiş, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası getirtilmiş, hazırlık aşamasında alınan Ankara Kriminal Polis Laboratuvarının 24/06/2018 tarihli raporunda söz konusu senedin rakamla değer gösteren hanesindeki “180.000” rakamlarından “1” rakamının fulaj izinin aynı hanedeki benzer mürekkepli diğer rakamlara göre kısmen farklılık gösterdiği, söz konusu senedin rakamla değer gösteren hanesindeki “180.000” rakamlarından “1” rakamının aynı hanedeki “8” rakamının arasındaki mesafenin diğer rakamlara göre daha fazla olduğu, söz konusu senedin rakamla değer gösteren hanesindeki “180.000” rakamlarından “1” rakamının “ÖDEYECEK” bölümündeki “1” rakamları ile benzer kaligrafik özellik gösterdiği ve söz konusu “ÖDEYECEK” bölümündeki “1” rakamları ile fulaj izi yönünden belirgin bir fark bulunmadığı, söz konusu senedin yazıyla değer gösteren hanesindeki “yüz seksen bin” yazılarından “yüz” ibaresinin ile aynı hanedeki benzer kaligrafik özellik gösteren “Seksen bin” yazısı arasındaki konum farkı olduğu (aradaki mesafe kısmen daha fazla olduğu) ve satır itibariyle kısmen daha aşağıda olduğu, söz konusu senedin yazıyla değer gösteren hanesindeki “yüz Seksen bin” yazılarından “yüz” ibaresinin ilk harfinin küçük harfle başlamasına karşın devamındaki “Seksen” ibaresindeki ilk harfin büyük harfle başladığı, söz konusu senedin düzenlenme tarihinin ay hanesindeki “9” rakamının bilhassa ovalimsi olmayan bölümde (yatay çizgi “/”) mükerrerlikler bulunduğu ve aynı hanedeki diğer rakamlara göre fulaj izinin farklı olduğunun tespit edilmiş,
İnceleme konusu senedin rakamla ve yazıyla değer gösteren hanelerinin 80.000 (seksen)’den 180.000 (yüz Seksen bin)’e yükseltilerek tahrifat yapılmış olması ihtimal dahilinde değerlendirilmiş ise de mevcut bulgular doğrultusunda ve daha belirleyici kesin bulguların tespit edilememesi sebebiyle ileri derecede bir kanaat beyanında bulunulamadığı bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce HMK 209/1 maddesi hükmü olan “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” gereğince takdiren teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına dair ara karar oluşturulmuştur. Dolayısıyla muteriz vekilinin İİK 72. Madde kapsamında karar verilmesi gerektiği yönündeki iddiası dikkate alınmamıştır. Zira Yargıtay 19. Hukuk Dairesi bu meseleyle ilgili görüşünü bir kararında şu şekilde dile getirmiştir : “…Mahkemece tensiple birlikte HMK.nın 209 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, İİK.nın 72/3.maddesi uyarınca %15 teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklısına ödenmemesi şeklinde tedbir karan verilmiş, bu ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan HMK.nın 209.maddesindeki hüküm uyarınca tedbir kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek İIK.nın 72/3 .maddesine dayanılarak tedbir karan verilmesi doğru görülmemiştir…”
Yukarıda izah edildiği üzere; Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında bulunan Uzman raporunda senette tahrifat yapıldığına dair bulguların olması, davaya konu senet hakkında ceza davasının derdest olması HMK 209/1 hükmünün uygulanmasını gerektirmiş ve icra dosyasında borçlu davacının gayrimenkullerinin haczedilmiş olması nedeniyle takdiren teminatsız verilen tedbir kararının devamına dair aşağıdaki hüküm kurulmasına karar verilmiştir…” gerekçesi ile davalının itirazının … tarihinde reddine karar verilmiş, işbu karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davacının Konya … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı icra takip dosyasına konu 05/09/2010 tanzim tarihli senet üzerinde miktar ve tarihte tahrifat olduğu iddiası ile takibin temimatsız durdurulmasını talep ettiğini, oysa söz konusu icra takibinde ödeme emri tebliği üzerine borca itiraz etmediğini, kıymet takdirine itiraz ederek zımnen borcu kabullendiğini, takip dosyasında satış aşamasına geçildiğinde davacının menfi tespit davası açmasında davacının kötüniyetli olduğunun kabulü gerektiğini, ihtiyati tedbir kararının teminatsız olarak verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kötüniyetli davacının ihtiyati tedbire ilişkin talebinde HMK’nın 209/1 hükmü yerine İİK’nın 72/3 maddesinin uygulanmasının gerektiğini, Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda aynen ” söz konusu senedin rakamla değer gösteren hanesindeki 180.000 rakamlarından 1 rakamının ödeyecek bölümündeki 1 rakamları ile kaligrafik özellik gösterdiği ve söz konusu bölümdeki 1 rakamları ile fulaj izi yönünden belirgin bir farkın bulunmadığı,” şeklinde rapor bulunması, icra takibinin geldiği aşama ve yapılan masraflar da nazara alındığında teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise; ilk derece mahkemesinin 07/01/2019 tarihli tedbir kararına yapılan itiraz üzerine … tarihinde verilen itirazın reddine ilişkin karara ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya dayanak Konya … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafından davacı aleyhinde 20/09/2017 tarihinde lehtarı …, keşidecisi … olan 05/09/2010 tanzim, 05/09/2015 ödeme tarihli 180.000,00 TL meblağlı senede dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 140.500,00 TL asıl alacak, 29.392,41 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz, 421,50 TL komisyon olmak üzere toplam 170.313,91 TL üzerinden takip başlatıldığı, ayrıca takibe dayanak yapılan senetteki gerçek meblağ olan 80.000,00 TL’nin tahrifat yapılmak suretiyle 180.000,00 TL haline dönüştürüldüğüne ilişkin davalı aleyhinde kamu davası açıldığı ve davacı tarafından takibe dayanak senedin 80.000,00 TL olarak tanzim edildiği, senetteki borcun ödendiği ve ayrıca 80.000,00 TL şeklindeki meblağın rakam kısmına (1), yazı kısmına (yüz) ilave edilmek suretiyle borçlandırıldığını, senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ve takibin teminatsız olarak durdurulması yönünden dava açtığı anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince davacının tedbir talebi kabul edilerek teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Dava dosyasındaki deliller incelendiğinde; taraflar arasında hukuki ilişkinin varlığı, takibe konu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olduğu ve senet karşılığında 39.500,00 TL ödeme yapıldığı konularında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın senetteki meblağın 80.000,00 TL iken 180.000,00 TL haline getirilip (davacının Milas 3. ASCM’nde 08.11.2018 tarihinde 2018/302 Talimat evrakında alınan beyanı) getirilmediği ve takibe konu senet karşılığında ödendiği kabul edilen 39.500,00 TL dışında davacının davalıya borcu bulunup bulunmadığı konusunda olduğu tespit edilmiştir.
İcra İflas Kanunu
Madde 72/3- İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir
Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Madde 209- (2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
Madde 389- (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Madde 392- (1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez.
Madde 394- (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.
(2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir.
……………………….
(5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.
Yukarıda metni verilen yasal düzenlemeler çerçevesinde davalının istinaf sebepleri incelenip değerlendirildiğinde; davacı tarafın takibe konu senetteki tahrifat iddiası nazara alındığında; ilk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik kararında bir isabetsizlik bulunmasa da; bizzat müştekinin dosyaya yansıyan beyanlarında takibe konu senedin 80.000,00 TL meblağlı olarak düzenlendiği ve davalının senetten dolayı 39.500,00 TL ödeme yapıldığına ilişkin beyanları ve özellikle HMK 392/1. maddesindeki düzenleme gereğince, mahkemece geçici hukuki korumaya hükmederken istisnai haller dışında, tedbirden dolayı gerek davacı alacaklının ve gerekse 3. kişilerin uğrama ihtimali bulunan zararlarına karşılık teminat almak veyahut teminat alınmaması gerekçesini açıkça belirtmek zorundadır.
İlk derece mahkemesinin gerek tedbir kararında ve gerekse itirazın reddine ilişkin verilen kararda teminat alınmaması sebeplerinin gösterilmemesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının istinaf talebinin kabulü, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince; alacağın %20’si oranında teminat alınmak suretiyle tedbirin kabulü yönünden oybirliği ile, teminat alınması yönünden oyçokluğu ile yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas sayılı ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddi’ne ilişkin ARA KARARININ KALDIRILMASINA,
-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince ihtiyati tedbir isteyen’in talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
-İhtiyati tedbire yönelik itirazın kabulü ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin 07/01/2019 tarih … Esas sayılı ihtiyati tedbire yönelik talebin kabulüne ilişkin tensip ara kararının 11. maddesinin aşağıdaki şekilde düzeltilmesine,
1- Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin HMK’nın 209. maddesi delaletiyle 389. maddesi gereğince TEDBİREN DURDURULMASINA,”

2- Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunu’nun 392. maddesi gereğince dava değerinin %20’si oranında (140.000,00 x %20 = 28.000,00 TL) hesap edilen 28.000,00 TL teminat (teminatın nakden veyahut kesin, süresiz ve geçerli kabul edilecek bir teminat mektubu olarak) alınmasına,
3- Belirlenen teminatın; kararın verildiği tarihinden itibaren bir hafta içerisinde teminat mektubu olarak ilk derece mahkemesine ibraz edilmesi veyahut nakit olarak ilk derece adliye mahkemeleri veznesine yatırılması ve aynı süre içerisinde içerisinde kararın infazının talep edilmesi gerektiği, aksi taktirde ihtiyati tedbir kararının HMK 393/1. Maddesi gereğince kendiliğinden ortadan kalkacağının davacı tarafa İHTARINA,
4- Belirlenen süre içerisinde teminatın yatırılması ve kararın infazının talep edilmesi halinde; kararın infazı amacıyla karardan bir suretin Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına gönderilmesine,
– Kararın infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
– İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda değerlendirilmesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yapılmasına,
D) Dava dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde tedbirin kabulü yönünden oybirliği ile, teminat alınması yönünden oyçokluğu ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

AZINLIK OYU MUHALEFET ŞERHİ: Dava, takibe konu bononun sahteliği iddiasına dayalı olarak, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır. Mahkeme dava açıldıktan sonra tedbir talebini değerlendirmiş ve mevcut delil durumunu özellikle de Konya … AsliyeCeza Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dava dosyası kapsamı, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 24/06/2018 tarihli bilirkişi raporu uyarınca senette tahrifat yapıldığına dair bulguların bulunduğu görüşü nazara alarak HMK 389 vd. ve 209. maddeleriyle İİK 72. maddesini birlikte değerlendirerek HMK’nın 392/1 maddesi uyarınca gerekçesini de açıkça belirtmek sureti ile takdiren teminatsız olarak takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı vermiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2012/3644-2012/8311 sayılı kararında da ‘…Bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan HMK’nın 209.maddesindeki hüküm uyarınca tedbir kararı verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek İİK’nın 72/3.maddesine dayanılarak tedbir kararı verilmesi doğru görülmemiştir.’’ şeklinde ilamı ve özellikle de saygıdeğer çoğunluk ile aramızdaki görüş farkı teminat hususunda olduğundan HMK’nın 392/1 maddesi uyarınca mahkemece teminat alınmaması gerekçelendirilmiş olduğundan ve somut belgeye dayandırıldığından İlk Derece Mahkemesi’nin kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaati ile Dairemiz çoğunluk kararına katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır