Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/562 E. 2020/589 K. 29.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketle orman, bahçe ve tarım aletleri satımı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin 26.05.2016 tarih … irsaliye nolu 6.526,00 TL’lik fatura ve 08.10.2012 tarih … irsaliye nolu 4.240,00 TL’lik iki fatura ile malları davalıya teslim ettiğini, davalı faturaları defterine işlediğini, bakiye 5.132,00 TL’lik kısmı ödemediğini, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ile takip yapıldığını, davalının borcu olmadığı yönünde itiraz ettiğini, 1 yıllık hak düşümü süresini geçirdiklerini, davayı alacak davası olarak açtıklarını, TBK 89/1 md gereğince Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunu, davadaki ispat külfetini davalının ticari defterlerine hasrettiklerini, davalının ticari defterlerinin incelenerek davalının borçlu olup olmadığının tespitini talep ettikleri, ticari hayatın hızı gereği bazen malları teslim tutanağı olmadan teslim ettiklerini, HGK 2010/13-246 Esas 2010/267 sayılı içtihattan bahsederek ödeme emrinin tebliğinden 7 gün sonrası için değişen oranlarda ticari temerrüd faizine hükmedilmesi gerektiğini, davalarının kabulüne karar verilmesini talep edip delil olarak takip dosyası ve her iki tarafın defterlerine dayandıklarını belirtmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazı tekrar ettiklerini, Ortaköy Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, davanın genel hükümlere göre açıldığını, bu nedenle TBK 82/1maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımana tabi olduğunu, zamanaşamının dolduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ticari temerrüd faizi degil yasal faiz istenebileceğini, dava dilekçesinde belirtilen fatura numaralarıyla takipteki fatura numaralarının birbirini tutmadığını, 26.05.2016 tarih … nolu faturanın defterlerine kayıtlı olmadığını, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takipte belirtilen faturaların ödendiğini savundukları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “..Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıya 2 adet fatura karşılığı mal sattığını davalının borcunun bir kısmını ödemediğini belirterek ödenmeyen miktarın tahsilini talep ettiği, davalı akdi ilişkiyi kabul ettiğinden davanın para alacağına ilişkin olması nedeniyle davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, davacının davalının defterleri dışında başka delillere de dayandığı, bu nedenle Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 01/02/2016 tarih 2015/8148 esas 2016/1244 karar nolu ilamında da belirtildiği gibi münhasıran davalı defterlerine dayandığından sözedilemeyeceği davalının söz konusu borcu ödediğini iddia ettiği bu durumda ispat yükünün davalıya geçtiği, davalı defterlerine göre fatura tarihlerinden sonra davalının fatura bedellerinden daha yüksek ödemeler yaptığının gözüktüğü, davacının bu ödemeleri ve başka ödemeleri de kabul ettiği fakat bu ödemelerin davalı ile olan cari hesap ilişkisindeki başka alacaklarına ilişkin olduğunu beyan ettiği, bu durumda ispat yükünün ödemelerin başka alacaklara ait olduğunu iddia eden davacıya geçtiği, alınan bilirkişi raporuna göre davalı defterlerine göre davalının davacıya cari hesaptan 777,64 TL borcu olduğu, her ne kadar davalı defterlerinı inceleyen bilirkişi raporunda … nolu 4.240,00 TL bedelli fatura davalı defterinde kayıtlı olmadığı için hesaba katılmamışsa da davalı borcunu ödediğini iddia ettiğinden bu fatura ile kargo ve posta masrafını ödediğini ispat etmesi gerektiği, davalının bunu ispat edemediği bu fatura bedeline kargo ve posta masrafı da dahil edildiğinde (777,64+4.240,00+115,00) davalının davacıya 5.132,64 TL borçlu olduğu davalının açıkça yemin deliline dayanmadığı, davacının davalıyı dava tarihinden önce takip yapmakla temerrüde düşürdüğü davacının 15/07/2014 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu anlaşıldığından ….Davacının davasının KABULÜ İLE; 5.132,00 TL’nin 15/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans faizi) ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK’nın 222/5 maddesinde defterlerin ibrazdan kaçınılması halinde davacının iddiasını ispat edememiş sayılacağını, ibrazı durumda ise sonucun ne olacağının belirtilmediğini, Yargıtay kararlarında defterin ibrazı halinde; münhasıran davalı tarafın defterlerine dayanılması durumunda davanın ticari defter ve kayıtlara göre çözülmesi gerektiğinin belirtildiğini, somut olayda müvekkilinin yerleşim yeri Otaköy Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal dosyasında alınan ek raporda … nolu faturanın 2012 yevmiye defterinin 31.07.2012 tarih ve … nolu yevmiye kaydında kasa (nakit) tediye ödeme fişi olmadığı halde, kasa ödeme şeklinde kayıtlarda yer aldığını, … nolu faturanın ise muhasebe kayıtlarında yer almadığını ve dava dilekçesinde ticari defterlerinin incelenmesine gerek olmadığının belirtildiği, davalının ticari defter ve muhasebe kayıtlarında yer almayan … nolu faturanın hesaplara dahil edilmemesi gerektiğini belirterek, bakiye tutarın 774,64 TL olarak rapor edildiği, … nolu fatura için ödeme belgesinin dosyaya ibraz edildiğini, davacının ödemelerin başka alacaklar için anıldığı iddiasını ispatlayamadığı, verdikleri belgeler ile raporun birbirlerini teyit ettiği, 27.04.2017 tarihli duruşmada davacının defterlerini ibraz etmesi için kesin süre verilmesine rağmen defterler ibraz edilmediği, HMK nın 222 maddesi gereğince borçlu olmadıklarının ortaya çıktığı, … nolu faturayı kabul etmediklerinin göz önünde bulundurulmadan ödemeyi kabul etmiş sayarak hüküm kurmasının hukuka uygun olmadığı savunmalarıyla istinaf ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı … Şirketinin davalı borçlu … A.Ş. ile …, … ve … ve …’i borçlu olarak gösterdiği, 5.132,00 TL fatura ve 1.412,51 TL Ticari temerrüd faizi olmak üzere 6544,51 TL den takip başlattığı, takip dayanağı olarak 26.05.2012 faiz başlangıç tarihli … nolu 6526,00TL tuturlı fatura ve 08.10.2012 faiz başlangıç tarihli … nolu 4240.-TL tutarlı faturaya dayandırdığı, örnek 7 ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine tüm borçluların yasal süre içerisinde borca ve yetkiye itiraz ettiğinden takibin 16.07.2014 tarihinde durmasına karar verildiği, görülmüştür.
Davacı, tacirler arasında yapılan satışıntan ödenmeyen bakiye kısmı için faturaya dayalı yapılan icra takibi nedeniyle açtıkları itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle 5.132,00 TL üzerinden alacak davası açtıklarını ve Davacı HMK 222 maddesine göre iddiasınını ispatlamak için münhasıran davalının defterlerine dayandığını belirtmiştir.
İlk derece mahkemesi davacının, defterlerden başkaca delillere de dayandığından Yargıtay kararları gereğince, davacının münhasıran davalı defterlerine dayandığından söz edilemeyeceğini, davalının borcu ödediğini iddia etmesi nedeniyle ispat külfetinin davacıya geçtiğini, davacının da bu ödemeleri cari hesap ilişkisi nedeniyle başka alacakları için ödendiğini belirtilmesi üzerine ispat külfetinin tekrar davacıya geçtiği, davalı defterlerine göre davalının 777,64 TL borcu olduğunun göründüğü, davalının defterlerine kayıtlı olmayan … nolu 4.240,00 TL’lik faturanın ödendiğinin ispatlanamadığı, fatura ve kargo masraflarını da dahil ederek davanın tam kabulüne karar verdiği görülmüştür.
Dava dilekçesinde her ne kadar, münhasıran ticari defterlere dayanıldığı beyan edilmiş ise de dilekçenin sübut delilleri başlığı altında fatura ve icra dosyasıyla bilirkişi ve yemin deliline de dayanıldığı anlaşıldığından HMK 222/5. maddesinin uygulama imkanı bulunmamaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir”. Alacak davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davacıya düşer. Zira hukuki ilişkinin varlığını iddia eden ve bundan dolayı alacaklı olduğunu ileri süren taraf davacı olduğu için TMK’nın 6. maddesi (HMK. md. 190) uyarınca ispat külfeti davacı alacaklıdadır. Kuşkusuz bu kuralın uygulanabilmesi için davalı borçlunun dava konusu hukuki ilişkiyi inkar etmesi ve borcun hiç doğmadığını ileri sürmesi gerekmektedir. Dosyada davalı borcunu ödediğini iddia ettiği, bu iddiasını HMK’nın 200 ve devamı maddelerindeki düzenlemeleri gereğince yazılı belge ile ispatlaması gerektiği, buna ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin delilleri esastan değerlendirmesi sonucu davanın kabulüne karar vermesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 350,56 TL harçtan peşin alınan 187,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 162,86 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç