Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/548 E. 2020/350 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … Sigorta Şirketi
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ: 13/03/2020
YAZIM TARİHİ : 13/03/2020
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 17/01/2019 tarihinde tesis edilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine nakliye emtia taşıma poliçesiyle sigortalanan … Şirketine ait beton trafo merkezinin 14/04/2015 tarihinde … Bölge Müdürlüğü’ne sevk edildiği, sigortalı trafonun, borçlu şirkete ait … plakalı, dava dışı ………’ın, kullanımında olduğu vinç ile indirilirken düşmesi neticesinde hasarlandığını, olaydan sonra hazırlanan ekspertiz raporunda trafodaki hasarın trafoyu indiren vincin, halatlarının bağlı olduğu millerin eğilmesi neticesinde trafonun düştüğü, olayın meydana gelmesinde vinç operatörünün sorumlu olduğunun tespit edildiği, bu nedenle davalı şirket ile bu şirkette çalışan dava dışı vinç operatörünün meydana gelen hasardan müteselsilen sorumlu olduklarını, sigortalı trafoda oluşan 10.350,00 TL’lik hasarın 22/05/2015 tarihinde sigortalısına ödediğini, TTK 1472 maddesi gereğince davalı şirket ve şirket çalışanı operatörden rücuen tahsil amacıyla Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı şirketin hukuka aykırı itirazı neticesinde takibin şirket yönünden durduğunu belirterek; davalının haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebligat ile taraf teşkili sağlanmasına rağmen davalı cevap dilekçesi sunmamış, mahkemece dosyaya celp edilen Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı sigorta şirketinin davalı borçlu … Ltd. Şti. ile dava dışı …’a 10.350,00 TL asıl alacak ve 1.258,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.608,16 TL üzerinden takip başlattığı, takip dayanağı olarak dava dilekçesinde belirtilen olay olarak gösterildiği, örnek 7 ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, davalı şirket vekilinin süresinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine icra müdürlüğünce 04/10/2016 tarihinde davalı borçlu şirket yönünden takibi durdurduğu görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı vekili 17/01/2019 tarihli duruşmada itiraza konu dosya borcunun dava dışı … tarafından ödendiğini, davanın bu nedenle konusuz kaldığını belirterek talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığı kararı verilerek, yaptıkları yargılama giderleri ile ücreti vekaletin kendilerine verilmesini talep etmiş, mahkeme; meydana gelen zarardan tarafların %50 oranında kusurlu olduğu, bu nedenle her iki tarafa da ücreti vekalet verilmesi gerektiği, yargılama giderlerinin de eşit oranda hükmedilmesi gerektiği görüş ve kanaatiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Tarafından düzenlenen 19.02.2018 tarihli bilirkişi raporuna, davalı tarafının süresinde itiraz etmediğinin göz önünde bulundurulmadığını, rapora itiraz süresi geçtikten sonra 28.03.2018 tarihinde itirazda bulunduklarını, itiraz edilmeyen bilirkişi raporundaki lehlerine tespitlerin usulü müktesep hak oluşturduğunu, davanın 27.09.2017 tarihinde açıldığını, icra takibine ödemenin ise 05.08.2018 tarihinde yapıldığını, HMK 331. Md. göre davanın açıldığı tarihte davacı müvekkilinin hakkı olan bir alacağının varlığının tartışmasız olması nedeniyle, davanın açıldığı tarihteki haklılıklarına göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin yargılama giderleri ve ücreti vekalet konusundaki hükümlerinin kaldırılarak bu konularda lehlerine hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyaya konu olay, davacı şirket tarafından sigortalanan eşyanın teslim anında davalı şirket çalışanı tarafından indirilmesi esnasında şirket çalışasının, %50 kusuru nedeniyle eşyada oluşan zararın, davacının sigortalısına ödenmesi nedeniyle, sigorta şirketinin TTK 1472. Maddesi gereğince giriştiği icra takibine yapılan itirazın iptali davasından ibarettir.
Eşyanın davacı sigorta şirketi tarafından sigortalandığı ve davalı şirket tarafından teslimi esnasında davalı çalışanının kusuru nedeniyle eşyanın zarara uğradığı, dava dışı çalışanın olayda %50 oranında kusurlu olduğu ve oluşan zarar miktarına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sonuç niza, yargılama esnasında takibe konu borcun ödenmesi nedeniyle ilk derece mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda; davacı ve davalı lehine ücreti vekalet verilip verilmeyeceği ve yargılama giderlerine ne şekilde hükmedileceğine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde yargılama giderlerinin nelerden ibaret olduğu belirtilmiş, 326/1 maddesinde kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiş, 2. fıkrada ise kısmen haklılık durumunda tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı hüküm altına alınmış, 333/1 maddesinde ise davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek duyulmayan hallerde tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceğini belirtmiştir.
İlk derece mahkemesince olayın oluşu ve kusuru yönünden bilirkişiden rapor aldırılmış, ilk derece mahkemesi kararına esas teşkil eden 27/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda raporda, dava dışı vinç operatörünün yapılan işlem sırasında tehlike arz eden hususların fark etmesi ve gerekli önlemleri alması gerekirken eğilen millerle işleme devam etmesi nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğu yönünde rapor sunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince aldırılan raporlar neticesinde davalı şirket çalışanının kusurlu olduğu, ilk derece mahkemesinin de kabulündedir. Davalı şirket çalışanının kusurlu olması nedeniyle davalı şirketin de sigortacı davacı şirkete karşı müteselsilen sorumluluğu bulunmaktadır. 6098 sayılı TBK Müteselsil Borçluluk başlığı altında düzenlenen 162. Maddesinde “birden çok borçlulardan her biri alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse müteselsil borçluluk doğar.
Böyle bir bildirim yoksa müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hallerden doğar.”
Aynı yasanın 66/1. maddesinde ise “Adam çalıştıranın, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü getirmiştir.
Davacı sigorta şirketinin sigortalı eşyanın vinç ile indirilmesi esnasında eşyada meydana gelen hasarda kusur ve sorumluluğu bulunmadığı gibi bu olayın tarafı da değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince bilirkişi raporuna dayanılarak tarafların %50 oranında kusurlu olduğu tespiti bilirkişi raporuna, dosyaya ve olaya uygun düşmemiştir. Kaldı ki bilirkişi, vinç operatörünün %50 oranında kusurlu olduğunu belirtmiş, diğer %50 oranında kimin sorumlu olduğuna dair bir açıklama getirmemiştir. Eşyayı sadece sigortalı şirketin eşyanın indirilmesinde hiçbir etkisi olmayan sigorta şirketine %50 oranında kusur atfedilerek bu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemiştir.
Yukarıdaki hükümlerden ve anlatımlardan da anlaşılacağı üzere olay; müteselsil sorumluluk kanundan kaynaklanmaktadır ve her bir borçlu alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olması nedeniyle rücuya konu miktarın davanın açılmasından sonra ödenerek takibin kapatılması nedeniyle verilen, karar verilmesine yer olmadığına dair kararda, davacının, dava tarihinde haklı olması ve bunu mahkemede usul ve yasaya uygun olarak dermeyan etmesi neticesinde davalı tarafa ücreti vekalet verilmeden kendisine ücreti vekalet takdirine ve yargılama giderlerinden de davalı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 17/01/2019 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve 4,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 125,80 TL istinaf yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2- Dava açılırken davacı tarafça yatırılan 140,20 TL harçtan karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 85,80 TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
3- Davacı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 174,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.059,80 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/03/2020 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır