Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/473 E. 2019/1030 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Petrol Ürünleri Nakliyat Taah.Tic. ve San. Ltd. Şti.
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI : … Peyzaj İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan istirdat davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden müvekkilinin davalıdan dava konusu faturalara dayalı cari hesaptan kaynaklanan 22.750,52 TL alacaklı olduğunu, alacağın ödememesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu belirterek, davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzeri icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin aleyhine yapılan Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibinin haksız ve kötü niyetle yapılan bir takip olduğunu, müvekkilinin davacı ile arasında Taşıma ve Yakıt Sözleşmesi hükümlerince bir ticari ilişkisi bulunduğunu, icra takibine konu edilen faturaların münferit alacak oluşturmadığını, sözleşme hükümlerince oluşturulan cari hesabın içerisinde doğduğunu, sözleşme hükümlerine göre aradaki cari hesabın sözleşme sonunda kapatılması için hesap yapılacağı gözetilerek, davacı şirket yetkilileri bilgisi dahilinde sözleşmenin sonuna gelindiğinde fazla kesilen faturalar karşılığında davalı şirket tarafından yapılan mutabakata göre 14/10/2016 tarih … nolu iade faturası kesilerek davacıya teslim edildiğini, davacının iade faturası sonrasında davalı şirketten çekleri aldığı ve iade faturası ile sözlü olarak hesabın kapatıldığını, davacının iade faturasını müvekkiline gönderdiğini, faturaların oluşturduğu cari hesabın dayanağı işin nakliyeciden 15 adet araca yakıt sağlanması edimini içerdiğini, taraflar arasında sözleşme hükümlerine göre faturaların içeriğinde belirlenen iş günü sayı ve ücretlendirmeleri haksız kazanç oluşturacak şekilde fazla gösterildiği bu durum karşılıklı hesaplama ile cari hesap sonunda tespit edilerek hesap kapatıldığını ve kardeşlerimiz kabul etmiyor denilerek icra takibine geçildiğini savunarak davanın reddi ile davacının %20 den fazla oranda kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, kötü niyetle takip yapan alacaklının aynı zamanda %10 para cezası ile tecziyesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacının davasının kabulü ile davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yapmış olduğu asıl alacağın 22.720,52 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, hükmedilen 22.720,52 TL’nin % 20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe karşı itirazda bulunduğunu, bunun üzerine davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığını, yerel mahkeme gerekçeli kararında açılan itirazın iptali davası sırasında davalı tarafın savunma ve delillerini bildirmediğine ilişkin hüküm kurduğunu, yerel mahkemeye yargılama safhasında savunmalarını sunduklarını, cevap ve beyan dilekçelerinde delillerin bildirildiğini, tarafından bu hususun göz ardı edildiğini, yerel mahkemenin hukuki dayanaktan yoksun ve eksik inceleme sonucu hüküm tesis ettiğini, sadece mevcut ticari defterler üzerinden bilirkişi incelemesi yaparak sonuca ulaştığını, eksik inceleme sonucu oluşan bilirkişi raporunu hükme esas aldığını, taraflar arasındaki edimlerin yerine getirilmesinin araştırılması gerektiğini, sözleşmenin önüne geçerek edimlerin yerine getirilip getirilmediğin araştırmadığını, hakimin sözleşmeye müdahalesi olarak sonuç doğuran tasarrufun gerekçesinin açıklanmadığını, yerel mahkeme tarafından hazırlanan metne uygun şekilde yemin ettirilmesinin uygun olmadığını, davacı şirket yetkilileri tarafından eda ettirilen yemine ilişkin itiraza rağmen yerel mahkeme tarafından yeminin kesin delil olarak kabulü ile usulüne uygun şekilde yemin ettirildiğinden bahisle yemini hükme esas aldığını, hukuki dayanaktan yoksun şekilde ve eksik inceleme sonucunda hükmün açıklandığını, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, mümkün değil ise hükmün kaldırılarak dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının davalı ile imzaladıkları araç kiralama ve motorin teminine ilişkin sözleşme uyarınca davalıya araç kiraladığını ve motorin temin ettiğini, davalının borcunun bir kısmını ödemediğini, cari hesap ilişkisinden kalan alacağın tahsili için Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yaptığı takibe davalının yaptığı itirazının iptalini talep ettiği, davalının ise davacıya iade faturası kestiğini borcunun olmadığını beyan ettiğini, alınan bilirkişi raporlarına göre davacının ticari defterlerine göre davacının davalıya 1.174.318,44 TL fatura düzenlediği, 1.151.597,92 TL tahsilat yaptığı buna göre davacının bakiye alacağının 22.720,52 TL olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise, davalının davacıdan, 1.174.318,44 TL faturalı mal ve hizmet alımı yaptığı, 1.151.597,92 TL ödeme yaptığı, ve 14/10/2016 tarih … sayılı 22.399,80 TL’lik iade faturası kestiği, buna göre bakiye borcunun 320,72 TL olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iade faturasından dolayı davalının davacıya borçlu olup olmadığı noktasında olduğu görülmüştür.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
İspat yükü kenar başlıklı HMK’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için girişilen icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Bununla birlikte itirazın iptali davasında davalı borçlunun ödeme savunmasında bulunması ya da borcu ortadan kaldıran diğer itirazları ileri sürmesi halinde ispat yükü yer değiştirecek ve davalıya geçecektir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 191. maddesinde karşı ispat usulü “Diğer taraf, ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasında davalının davacıdan 1.174.318,44 TL TL fatura karşılığı mal ve hizmet aldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın 14/10/2016 tarih … sayılı 22.399,80 TL’lik iade faturasındaki mal ve hizmetin alınıp alınmadığı noktasında olduğu, iade faturasının davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu nedenle iade faturasına konu mal ve hizmetin alınmadığının, veya iade edildiğinin davalı tarafından ispatlanması gerektiği, davalının bunu yazılı delille ispat edemediği, davalı tarafından teklif edilen yeminin de davacı şirket yetkilisi tarafından eda edildiği anlaşıldığından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın bulunmamasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 1.552,04 TL harçtan peşin alınan 388,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.164,03 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır