Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/463 E. 2019/1099 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Kooperatif Ortaklığından Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı …dan 08/06/2000 tarihinde davalı kooperatif üyeliğini devraldığını, bu hususun kooperatifin karar ve üye defterleriyle sabit olduğunu, üyelik neticesinde zemin katta bulunan daireyi 31/03/2016 tarihinde teslim aldığını, zemin katta bulunan dairelerin metrekaresinin küçük olduğunu, buna rağmen metrekaresi büyük olan daire sahiplerinin ödediği miktar kadar ödeme yapılması nedeniyle metrekare farkının ödenmesinin talep ettiği, davalı kooperatifin fark alacağının üye aidatlarından düşülerek ödeneceğini beyan ettiğini, fakat aidatlardan herhangi bir düşüş yapılmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak ileride düşülür düşüncesiyle ses çıkartmadığını, davalı kooperatife müvekkilinin toplu ödeme yapması nedeniyle 31/07/2010 tarihinden itibaren ödemesiz üye olarak devam etmesine ilişkin karar alındığını, hesaplanan ödemeleri yaparak borcunun kalmadığının bu hususun Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … E. Ve … sayılı kararıyla da sabit hale geldiğini, tüm taleplerine rağmen davalı kooperatifin fark borcunun ifa etmediği, oysa diğer üyelerin aidatlarından düşüldüğünü bu hususun 6163 sayılı kooperatifler yasasının 23. Maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 4.600,00 TL nin 31/08/2010 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatif vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kooperatif kayıtlarının tetkiki sonucunda 23/06/2006 tarihinde davacıya kat farkı için 5.250,00 TL ödendiğini, ödemeye ilişkin makbuzu dilekçelerine eklediklerini, imza karşılığı ödeme yapıldığını gösterir belge düzenlendiği için kooperatifin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davanın haksız ve mesnetsiz açıldığı savunmasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “…Dava; kat farkı alacağı (şerefiye) istemine ilişkindir. Davalı … Kooperatifi tarafından davacı …’a 5.250,00 TL kat farkı ödemesinin 23/02/2006 tarihinde masraf/avans makbuzu adı altında ödendiği anlaşılmıştır.
Resen seçilen SMMM bilirkişi … 22/06/2018 tarihli raporu ile davalı … Kooperatifi’ne ait incelenen ticari defterlerin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığını, 2015 ve 2016 yılı yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin de süresinde yapıldığını, 2015 ve 2016 yılları defter-i kebir ve envanter defterlerinin yazılı olmadığını, bunun dışında incelenen ticari defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun şekilde tutulduğunun tespit edildiğini, davalı kooperatif yevmiye defterleri ve genel kurul hazirun listelerinden anlaşılacağı üzere davalı …’ın üyeliğini davacı kooperatife ait 08/06/2000 tarihli karar ile …’dan devraldığını, davalının, davacı kooperatifin üyesi olduğu ve bu hususta taraflar arasında her hangi bir ihtilaf bulunmadığını, davalı kooperatife ait 2015 ve 2016 yıllan ticari defterleri temin edilebilmiş olup 2006 yılı ticari defterleri incelenemediğinden, 23.06.2006 tarihli 5.250,00TL tutarlı makbuzun davalı kooperatif ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespit edilemediğini, ancak davacının isminin yazılı olduğu … hesap kodunda davacı … 2015 yılından daha önce yapılan bir yevmiye kaydı ile 5.250,00TL borçlandırıldığını, söz konusu kayıtın ya …’a 5.250,00 TL ödendiği ya da hesabına 5.250,00TL borç tahakkuk ettirildiği anlamına geldiğini, davalı kooperatif 2006 yılı ticari defterlerini dosyaya sunmadığı için davacı emsali üyelere kat farkı ödemesi yapılıp yapılmadığı hususunun tespit edilemediğini, … hesapta geçen 5.250,00 TL 23.06.2006 tarihli makbuzdan kaynaklanan bir işlemse bu işlemle davacının 5.250,00 TL tutarındaki kat farkı alacağının hesabına tahakkuk ettirilmediği, davacının doğrudan 5.250,00TL borçlandırıldığının anlaşıldığı, Konya Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından dosyaya eklenen davacı kooperatifin kuruluşundan bugüne kadarki genel kurul tutanaklarının incelenmesinden davaya konu kat farkı alacağına ilişkin alınmış herhangi bir genel kurul kararının tespit edilemediği belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun ispat yükü başlıklı 190.maddesi “(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” hükmünü içermektedir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ihtilafın kat farkı (şerefiye) alacağının ödenip ödenmediğine ilişkin olduğu, zira davacının kendisine kat farkı alacağının ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise 2006 yılında kat farkı alacağının ödendiğini iddia etmiştir.

Davalı kooperatif tarafından 23/02/2006 tarihli kat farkı ödemesine ilişkin makbuz sureti dosyaya sunulmuştur. Makbuzun incelenmesinde; ”kat farkın geri ödemesi” şeklinde açıklama yapılarak kooperatif tarafından davacıya 5.250,00 TL ödeme yapıldığı, makbuzun alt kısmında davacının isim ve imzasının yer aldığı anlaşılmıştır. Davacı imza inkarında bulunmamış ve imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş ancak makbuzda gözüken ödemenin gerçekte yapılmadığını iddia etmiştir. Davacıya bu iddiasının ispatı yönüyle yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hatırlatılmış, davacı da yemin teklifinde bulunmayacağını beyan etmiştir. Bu bakımdan davacı makbuz ile yapılan ödemeyi kabul etmiştir. Ayrıca davacı tarafından makbuz üzerine ödemenin kısmi bir ödeme olduğu yönünde konulan bir ihtirazi kayıt da bulunmamaktadır. Anılan nedenlerle kat farkı alacağının kooperatif tarafından davacıya ödendiği anlaşılmakla davanın reddine…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kanun hükmüne aykırı karar verdiğini, fark ödemesi yapılması için genel kurulda karar alınması ve hangi daire için ne miktarda ödeme yapılacağının belirtilerek karar defterine işlenmesi gerektiğini, fakat böyle bir karar olmadığını, ödeme iddiasını ortaya koyduğu iddia edilen belgenin kooperatifin defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle muteber kabul edilmesinin hukuka uygun olmadığını belgenin masraf avans makbuzu başlıklı maktu bir belge olduğu, bu belgenin oldu bittiyle müvekkiline imzalatıldığını, keşif taleplerinin reddedildiğini, bilirkişi raporuna itibar edilmediğini, hiç bir üyeye fark alacağının nakit olarak ifa edilmemişken müvekkiline böyle bir ödeme yapıldığı iddiasının inandırıcı olmadığını, mahkemenin karşı tarafa yemin teklifinde bulunup bulunulmayacakları hususunda ihtarat yapılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, kooperatifin, müvekkiline karşı hasımane tutum içerisinde olduğunu, bir kısım defterlerin mahkemeye ibraz edilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; kat farkı alacağı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının, davalı kooperatif üyeliğini, dava dışı …dan 08/06/2000 tarihinde devraldığını, bilahare zemin katta bulunan dairenin kendisine 31/03/2016 tarihinde teslim edildiğini, zemin katta bulunan daireler ile haricindeki dairelerin arasında metrekare farkının olduğunu, buna rağmen üye aidatının tek bir kalem üzerinden alındığını kendisine düşen dairenin küçük olması nedeniyle ödediği toplam aidatlardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 4.600,00 TL’sinin 31/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davalı kooperatifin davacının dilekçesinde belirttiği alacağa ilişkin 23/06/2006 tarihinde 5.250,00 TL ödediğini, ödemeye ilişkin davacının da imzası bulunan makbuzu dilekçelerine ekledikleri mahkeme yargılama sonucunda davalı kooperatif tarafından 23/02/2006 tarihli kat farkı ödemesine ilişkin düzenlenerek dosyaya sunulan belgenin incelenmesinde kat farkının geri ödenmesi şeklinde açıklamayla davalı kooperatifin davacıya 5.250,00 TL ödeme yaptığı, makbuzun alt kısmında davacının isim ve imzasının yer aldığı ve makbuzda itirazi bir kayıt bulunmadığı, davacının imzasını da inkar etmediği, imzanın kendisine ait olmasına rağmen ödemenin fiilen yapılmadığını iddia ettiği, iddiasının ispatı yönünde yemin teklifinin hatırlatılması üzerine yemin teklifinde bulunmayacağını beyan ettiği, bu şekilde kooperatifin makbuz ile yaptığı ödemeyi kabul ettiği gerekçesiyle yerel mahkemece davanın reddine karar verildiği, verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, ödeme yapıldığının yazılı delille davalı tarafından ispatlanmasına rağmen, ödemenin fiilen yapılmadığı iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır