Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/448 E. 2019/916 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … Tıbbi Malzemeler Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLLERİ : Av. … – …

DAVALI : … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya …ASLİYE Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 2012 yılında başlayan tıbbi cihaz ve malzemelerin satışından doğan ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkilinin her türlü iyiniyetli ve yapıcı çabası ile defaatle yaptığı ikazlara karşın, 24.550,02 TL tutarındaki alacağın tahsil edemeyeceğini anladığını ve davalı borçlu aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, davalının müvekkilinden satın aldığı malların bedelini ödemeyerek uzun bir süre boyunca sürüncemede bıraktığını, hakkında yasal takip başlatılınca da kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz ettiğini, davalının, borçlarının bir kısmını ödemekle birlikte, muhtelif tarihli 7 adet fatura ile sabit, toplamda 24.550,02 TL tutarındaki borcunu ödemekten imtina ettiğini, davalının haksız itirazının yanı sıra, itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’ininde kabul edilemeyeceğini, davaya konu borca dayanak teşkil eden faturalardan en eskisinin 25.10.2013 tarihli olup, 23.01.2014 muacceliyet kazandığını, TBK’nın 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin sona ermediğini, davalı/borçlunun bu yöndeki itirazının da reddedilmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından iddia edilenin aksine, yakın zamana kadar borçların ifası devam ettiğini, davalı tarafından düzenlenen 2016 tarihli senetler, borç ilişkisinin devam etmekte olduğunun bir başka kanıtı niteliğinde olduğunu, söz konusu senetler ve davalı şirket tarafından yapılan muhtelif ödemeler de borcun ikrarı niteliğinde olduğunu, takibin hukuki dayanağını oluşturan faturaların, anılan ticari ilişkinin ifasına ilişkin olarak düzenlendiğini, davalı/borçlunun da anılan faturalara karşı sekiz günlük yasal süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını belirterek, davanın kabulü ile Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamındaki haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline, %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacı ile müvekkilinin geçmiş yıllarda çok fazla olmamakla birlikte alışverişlerinin olduğunu, yıllar önce ticari bağlarının kalmadığını, bu alışverişlerle ilgili tüm faturaların her iki tarafın ticari defterlerinden de anlaşılacağı üzere borcun 2013 ekim ayında ödendiğini, karşı tarafın cari defterlerinin kat edilerek kendilerine gönderilmediğini, 2013 yılı ekim ayında … Ltd. Şti’den aldıkları çekleri ciro yapmak suretiyle davacıya verdiklerini, bakiye borçlarda davacıya bir kısım bono verilmek suretiyle davacıya olan cari borcun sıfırlandığını, kendilerine verilen bonolardan bahsedilmeyerek cari hesap üzerinden takip yapılmak istendiğini, bonoların da ödenmesi halinde mükerrer ödemenin söz konusu olacağını, davacıya ödenebilir hale gelmiş borçların tamamının ödendiğini, varsa da bir alacak fatura alacağı ve sair bunların da zamanaşımına uğradığını, davacının bonoları başkalarına ciro ederek vermiş olabileceğini, dolayısıyla borçlarının davacıya değil de başkalarına olduğunu, bundan dolayı davacıya böyle bir borçlarının bulunmadığını, şayet böyle bir borçları olsa da karşı tarafın bu zamana kadar beklemeyerek icra takibine başlayacağını, davacının kanunun kendisine tanıdığı süre içerisinde haklarını kullanmaması nedeniyle hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, hak düşürücü süre yönünden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın kabulüne, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı itirazının iptali ile, icra takibinin devamına, asıl alacak miktarı 24.550,02 TL’nin %20 si oranında tayin ve hesaplanan 4.910,00 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı taraf ile alışverişlerinin olduğunu, her iki tarafın cari defterleri incelendiği zaman borcun 2013 ekim ayında sıfırlandığını, taraflarına ait defterlerin incelenmediği gibi bilirkişi karşı tarafın sadece cari muavin defteri incelendiğini, tek tek faturaların incelenmesi halinde borcun ödenmediğinin ortaya çıkacağını, bonoların taraflarına ödenmek üzere ihbar edilmediğini, defalarca sormalarına rağmen bilgi verilmediğini, bu bonolardan bahsedilmeyerek cari hesap üzerinden takip yapılmak istendiğini, bonoların ödenmesi halinde mükerrer ödemenin söz konusu olacağını, ödenebilir borçların hepsinin ödendiğini, varsa da alacakların zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı definin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini mümkün değilse dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DERĞELERDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptaline ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İspat yükü ile ilgili genel kuralı düzenleyen TMK.’nın 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat yükü kenar başlıklı HMK.’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için girişilen icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Bununla birlikte itirazın iptali davasında davalı borçlunun ödeme savunmasında bulunması ya da borcu ortadan kaldıran diğer itirazları ileri sürmesi halinde ispat yükü yer değiştirecek ve davalıya geçecektir.
Somut olayda davacının davalıyla olan cari hesap ilişkisinden kalan bakiye alacağının tahsili için Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yaptığı takipte davalının yaptığı itirazın iptalini talep ettiği, davalının cevap dilekçesinde davacı ile yaptığı alışverişe ilişkin tüm faturaları ödediğini iddia ettiği bu durumda ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının cevap dilekçesinde bakiye alacağı için tanzim tarihi; 27.07.2016, vade tarihi; 30.09.2016, miktarı; 5.500 TL, alacaklısı; … Ltd.Şti., borçlusu; … Ltd. Şti., tanzim tarihi; 27.07.2016, vade tarihi; 30.10.2016, miktarı; 5.500 TL, alacaklısı; … Ltd.Şti., borçlusu; … Ltd. Şti., tanzim tarihi; 27.07.2016, vade tarihi; 30.11.2016, miktarı; 5.500 TL, alacaklısı; … Ltd.Şti., borçlusu; … Ltd. Şti., tanzim tarihi; 27.07.2016, vade tarihi; 30.12.2016, miktarı; 7.395 TL, alacaklısı; … Ltd.Şti., borçlusu; … Ltd. Şti. olan senetler verdiğini, 30.09.2016, miktarı; 5.500 TL olan senedi ödediğini, davacının diğer senetlerinden bahsetmeyerek cari hesaptan takip yaptığını beyan ettiği, davacının dava dilekçesine bu senetleri eklediği, dolayısıyla bu senetleri alacaklarına karşılık aldığını kabul ettiği, 6098 sayılı Yasa’nın 133/2. maddesi “Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz.” hükmünü içerdiği, bu durumda davalının kambiyo senedi vermiş olması taraflar arasında açıkça borcun yenilenmesine ilişkin herhangi bir anlaşma bulunmadığı müddetçe borcun ödendiği anlamına gelmeyeceği, alacaklının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hem temel ilişkiye dayalı olarak hem de kambiyo yoluyla alacağını talep edebileceği ancak bu durumda borçlunun hukuki durumunun mükerrer tahsilat yoluyla kötüleştirilmemesi gerekeceği, bir an için tahsilde tekerrür olmamasına yönelik hükmün değinilen sorunu çözebileceği düşünülebilirse de mahkeme hükmü gereğince yapılacak olan tahsilatın ardından davacının elindeki bonoları ciro yoluyla devri ile bu durumun önüne geçilememesi riskinin mevcut olduğu bu nedenle davacı tarafa elindeki bono asıllarını sunmak üzere süre verilmesi, bono asıllarının ibrazı halinde aynı hükmün kurulması, ibraz edilmemesi halinde bonolardaki miktar yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerektiğinden (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/05/2013 tarih 2012/10782 Esas 2013/9971 Karar sayılı ilamı) davalının istinaf talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılmak ve sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 420,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır