Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/446 E. 2020/57 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE… TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI : … Esas – …Karar

DAVACI : … Dış Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/01/2020
YAZIM TARİHİ : 16/01/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 25/12/2018 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yetkilileri …, …, … ve … isimli şahıslar tarafından 17/06/2015 tarihinde dört ortaklı … Makine San. ve Tic. A.Ş. adında bir şirket kurduklarını hemen ertesi gün 18/06/2015 tarihinde aynı şahıslarla bu dosyanın davacısı olan … Dış Tic. Ltd.Şti.’ni kurduklarını …’yi her iki şirketin müdürü olarak seçtiklerini, işlerin sorunsuz ilerlerken dava dışı şirket yetkilisi …’nin şahsi harcamalar yapması kendi hesabına para aktarması, bunları belgelendirememesi ile huzursuzluklar çıktığını, diğer iki yetkili … ve …’ın şirket merkezini Bursa iline taşıma kararı aldığını ancak bu kararı …’nin kabul etmediğini, genel kurul kararı ile şirket merkezinin Bursa’ya taşındığını, sonrasında da ortakların fiili olarak sonlandırdıkları ortaklığı resmiyette de sonlandırdıklarını, daha sonra şirket yetkilisi …’ın Konya …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında şirket aracına haciz konulduğunu öğrendiğini, adliyeden sorguladığında dava dışı üçüncü kişilerce müvekkili şirket adına geçmişe yönelik senet düzenlenerek şirketin geçmişe yönelik borçlandırıldığını, bu işlemi …’nin kuzeni olan davalı …’a senet düzenleyerek diğer şirket yetkililerini zor durumda bırakmayı amaçladığını, senet ve icra takibi sebebi ile haklarında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yapılan şikayetin Konya CBS’nın … soruşturma sırasına kaydedildiğini, herhangi bir borç alacak ilişkisi de bulunmadığından şirket eski müdürü olan …’nin eski ortaklarının dolandırmak kastı ile halasının oğlu olan davalıya bir senet düzenleyerek verdiğini, davalının bu senedi derhal işleme koyduğunu, müvekkil şirket merkezinin Bursa iline taşındıktan 2 gün sonra ise, ödeme emri tebligatının şirket eski müdürünün sekreteri tarafından tebliğ alınarak müvekkil şirket yetkililerinin bu işlerden haberdar olması engellenerek takip dosyasının kesinleştiğini, ancak tüm devir ve ibralaşma sürecinde hazır bulunan davalının hiç bir aşamada davacı şirkette alacağı olduğundan hatta icra takibi yaptığından bahsetmeyerek aksine bu olayı gizlediğini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, dava konusu takibin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılamanın devamı sırasında davalı tarafından yapılacak olası tahsilatların davalı taraftan yasal faizi ile birlikte istirdatını, kötüniyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketten alacağına karşılık almış olduğu 10.10.2015 tanzim 20.12.2015 vade tarihli kıymetli evrakın ödenmemesi sebebi ile Konya …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bono ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup bağımsız borç ikrarını içerdiğini, şirket hissedarları arasındaki hisse devri veya bunlarla ilgili ortaya çıkan çekişmeler ayrı bir dava konusu olup tarafların kendisini ilgilendirdiğini, senedin verilme sebebinin müvekkili …, …, …, … ile beraber şirket ortaklığı yapmayı düşünmelerinden kaynaklandığını, ancak şirketin ilk kurulma safhalarında müvekkil …’ye…dan kendisine 04/05/2015 tarihinde havale edilen 100.000,00 TL yi teslim ettiğini, daha sonrasında ise … yetkilisi … ortaklarının şirket sermayelerini ödemedikleri için imalat ve eleman maaşlarını ödemede sıkıntılar yaşadığını söyleyerek müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin banka hesabında bulunan ve …isimli arkadaşından gelen paranın 40.000,00 TL sini elden … ye 80.000 TL sini hesaba yatırdığını, vermiş olduğu bu bedeller karşılığında şirket yetkilisinden senet aldığını, icraya konu olan senedin iş bu evraklar karşılığında ödenmiş olan para olduğunu, haksız ve usulsüz davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda; “…davacının dava konusu senedin önceki şirket yetkilisi tarafından sonradan düzenlenerek borçlandırıldığını, davalının önceki şirket yetkilisi ile birlikte hareket ettiğini, davalının bu senede dayalı olarak Konya… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip yaptığını belirterek, senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davacının senedin sonradan düzenlendiği ve davalıya borçlu olmadığını yazılı delille ispat edemediğini, Konya CBS yapılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği davacının davalıya yemin teklifinde bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 02/06/2016 tarih 2016/2577 Esas 2016/9913 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş davalının tazminat talebi olmadığı anlaşıldığından…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, senedi düzenleyen kişi …’nin borçlu olan şirketin eski müdürü olduğunu, şirketin diğer ortakları ve dava dışı eski şirket müdürü arasında çıkan anlaşmazlık sonucu 18/01/2016 tarihli ibra sözleşmesiyle şirketten ayrıldığını, dava konusu senetteki imzanın …’ye ait olduğunu, davalının …’nin kuzeni olduğunu, şirket için harcandığı iddia edilen bu meblağın şirket kayıtlarında mevcut olmadığını, şirketin ticari defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini, yerel mahkeme ilamının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirketin muvazaa hukuksal işlemine dayanılarak Konya … İcra Dairesinin … esas numaralı dosyadaki alacağa dayanak gösterilen keşidecisi davacı şirket, lehtarı davalı olan, 10.10.2015 tanzim, 20.12.2015 ödeme tarihli 220.000,00 TL meblağlı senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı taraftadır. Zira hukuki ilişkinin varlığını iddia eden ve bundan dolayı alacaklı olduğunu ileri süren taraf davalı olduğu için TMK.’nın 6. maddesi (HMK. md. 190) uyarınca ispat külfeti davalı alacaklıdadır. Kuşkusuz bu kuralın uygulanabilmesi için davacı borçlunun dava konusu hukuki ilişkiyi inkar etmesi ve borcun hiç doğmadığını ileri sürmesi gerekmektedir.
Menfi tespit davasını açan borçlu, kendisinden talep edilen alacağın ve bunun dayandığı hukuki ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip başka bir nedenle aradaki hukuki ilişkinin geçersiz olduğunu ya da sona erdiğini ileri sürmüş ise bu takdirde ispat yükü davacı borçluya düşer.
Menfi tespit davasının konusu bono ise ve bonoda “malen” ya da “nakden” şeklinde bedel kaydı varsa ve bu bedel kaydı talil edilmiş ise o takdirde senedin ihdas (düzenleme) nedenini talil eden taraf ispat yükünü üzerine almış olur.
Dava konusu bonoda “malen” kaydı varsa bu kayıt, malın teslim edilmiş olduğunu,”nakden” kaydı varsa bu da paranın verilmiş olduğunu gösterir. Bu durumda artık malın veya paranın verilmediğini iddia eden borçlu bu iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Çünkü, HMK’nın 201. maddesine göre, senede karşı ileri sürülen her türlü savunmanın yine senetle ispatı gerekir.
Konya … İcra Dairesi… Esas(… eski esas) sayılı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu bononun; tanzim tarihinin 10/10/2015, tanzim borçlusunun … Dış Tic. Ltd. Şti. , lehtarının …, tediye tarihinin 20/12/2015, bedelinin 220.000 TL, ihdas nedeninin “nakit” olarak düzenlendiği, 08/01/2016 tarihinde takibe konu edildiği görülmüştür.
Davacı … Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 18/06/2015 tarihinde kurulduğu, 26/06/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan kuruluş ana sözleşmesine göre ilk yıl için şirket müdürünün … seçildiği, 17 Aralık 2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 04/12/2015 tarihli ortaklar kurulu kararı uyarınca şirket eski müdürü … azline şirket müdürü olarak …’nın tayinine karar verildiği, 02/02/2016 tarihli Ticaret sicil gazetesinde yayınlanan 05/01/2006 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket merkezinin Yıldırım/ Bursa olarak değiştirildiği görülmüştür.
Şirket eski müdürü … tarafından düzenlenen ibranamede, 19/01/2016 tarihi itibariyle yapılan bu ibraname ile kendisine ait olan … Dış Tic. Ldt. Şti.’ndeki hisselerinin tamamının …’ya devrettiği, bu hisse devri ile ilgili hiçbir alacağının kalmadığını ve bunlardan dolayı faiz olduğu ve olabileceği her türlü dava haklarından feragat ettiğini, … Dış Ltd. Şti. Den ayrıca … yı ve …’ı serbest iradesi ile ibra ettiğini beyan ettiğini, 19/01/2016 tarihinde yapılan ibraname ile, … Mak. San. Tic. A.Ş deki … adına olan %25 hissenin ve … adına olan %25 hissenin ortaklardan …’ye devredilmesinin kararlaştırıldığını, karşılığında 10/01/2016 tarihinde sevk ve ihraç edilen 150.000 TL fatura bedeli ve 15/01/2016 tarihli fatura ile, … A.Ş.’nin imal ederek … Dış Tic. te sattığı CNC hidrolik Abkant Press’in fatura bedeli olan 150.000 TL nin 100.000 TL sinin tahsil edildiği, 50.000 TL sinin bakiye alacak olarak kaldığını, ibraname ve karşılıklı hisse devirleri ile birlikte 19 Ocak 2016 tarihi itibariyle … Ltd. Şti.’nden 50.000 TL bakiye alacağının haricinde hiç bir alacağının kalmadığını, …’dan ve …’tan herhangi bir talebinin bulunmayacağı belirtilmiştir.
Konya CBS … soruşturma nolu ……karar nolu 06/02/2018 tarihli karar ile şüpheliler hakkında dolandırıcılık ve resmi belgelerde sahtecilik suçundan, kamu davası açmaya yeterli delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, karar hakkındaki itirazın Konya … Sulh Ceza Mahkemesi … D.İş esas sayılı 04/04/2018 tarihli karar ile kesin olarak reddine karar verilmiştir.
Sahtelik iddiasına konu olay hakkındaki soruşturmanın kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek sonuçlandığı anlaşılmıştır. Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı-borçlu takibe/ konulan bononun muvazaa nedeniyle verildiğini yazılı delille kanıtlaması gerekir. Takibe konu yapılan senedin (bononun) metninden bu anlaşılamadığı gibi, davacı bu iddiasını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil de dosyaya sunmamıştır. Zira, davacı şirket, senedin (bononun) keşidecisi, davalı da lehtarı bulunduğuna göre, senedin tarafı olan davacı üçüncü kişi olmadığından, muvazaa iddiasını usulün öngördüğü biçimde yazılı delille ispatlaması gerekir( Y.İ.B.K. 18.03.1959 gün ve 18/21 sayılı kararı).
Davacı vekili tarafından 25/12/2018 tarihli duruşmada davanın ispatı yönüyle yemin deliline başvurulmayacağı belirtilmiştir. Davalı lehtar alacaklı olaya ilişkin soruşturmada vermiş olduğu 03.06.2016 tarihli ifadesinde; şirket eski yetkilisine şirket kurulmadan önce 100.000 TL verdiğini, şirket kurulduktan sonraki tarihlerde ise yine …’ye 120.000 TL daha verdiğini belirtmiştir.
Yukarıda yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda; özellikle Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma … karar numaralı kovuşturma sırasındaki 30/05/2016 tarihli dava dışı şirket yöneticisi …’nin ve 03/06/2016 tarihli davalı …’in beyanlarıyla; davalının henüz şirket kurulmadan (18/06/2015 tarihinden önce) ve şirket adına davaya konu senedi imzalayan eski yönetici …’ye şirket müdürü olarak atanmadan önce 100.000,00 TL verdiği, şirket kurulduktan sonra 120.000,00 TL verildiğinin açıkça belirtilmesi karşısında davacı şirketin 100.000,00 TL’den sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı, 120.000,00 TL ile ilgili iddianın davacı tarafça Yargıtay Yerleşik Kararları doğrultusunda Yargıtay 19.HD’nin 2016/2577 esas 2016/9913 karar 02/06/2016 tarihli karar). yazılı belge ile ispatlanamadığı, bu nedenle davanın 100.000,00 TL yönünden kabulüne, 120.000,00 TL yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı,
Menfi tespit davası sırasında yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca icra takibinin durması ya da icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise menfi tespit davasının redle sonuçlanması üzerine bu ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkar. Öte yandan mahkeme menfi tespit davasının reddine karar vermesi halinde ihtiyati tedbirin hükmün kesinleşmesine kadar devamına biçiminde bir hüküm oluşturamaz. Zira İİK.’nun 72/4. maddesinde öngörülen hüküm mutlak bir hükümdür. İhtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilebilmesi için davanın davacının lehine sonuçlanmış olması gerekir. Yasal düzenlemeler nazara alındığında; davacının ihtiyati tedbirin kararın kesinleşmesine kadar devamına ilişkin ve davalının ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talepleri ile ilgili ayrıca karar verilmesine gerek bulunmadığına,
Menfi tespit davasının kabulü halinde borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olduğu kanısına varırsa, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfi tespit davası nedeniyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verir; bu zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz (İİK. m.72/5 cümle 3 ve 4). Menfi tespit davasını kazanan borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının borçlu aleyhine icra takibine girişmesi yeterli olmayıp ayrıca icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olduğunun da kanıtlanması gerekir (İİK. m.72/5 c.3). Davalı alacaklının her ne kadar takipte kısmen haksız olduğu kabul edilmiş olsa da kötüniyetli olduğuna dair yeterli kanaat hasıl olmadığından davacı borçlunun kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek, reddedilen kısım yönüyle davalı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi ve bu hususun istinaf sebebi yapılmaması nazara alınarak; davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince esas hakkında yeniden karar verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2018 tarih … esas …karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın kısmen kabulü ile; Konya ..İcra Müdürlüğü’nün … esas (eski esas …) sayılı icra takibine konu alacağa dayanak keşidecisi … Dış Ticaret Ltd. Şti., lehtarı davalı … olan, 10/10/2015 tanzim, 20/12/2015 vade tarihli, 220.000,00 TL meblağlı kambiyo senedinden dolayı davacının 120.000,00 TL borcu bulunduğu, 100.000,00 TL’lik kısmı yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2- Davacının haksız icra takibine yönelik tazminat talebinin reddine,
3- Alınması gereken 6.831,00 TL harçtan peşin alınan 3.757,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.073,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 3.757,05 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 13.450,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 15.350,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı ile 126,90 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 156,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları nazara alınarak 71,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı tarafından yapılan 9,00 TL tebligat masrafının kabul ve red oranları nazara alınarak 5,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9- Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
D) Karar tebliğ işleminin HMK’nın 359/son cümlesi gereğince dairemizce yapılmasına,
E) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 16/01/2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ

Dava dilekçesi, davalı savunmaları dairece incelenen takip dosyası, dosyaya celp edilen bilgi ve belgeler beraberce değerlendirildiğinde;
Tanzim borçlusu … Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 26/06/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan kuruluş ana sözleşmesine göre, ilk yıl için şirket müdürünün … seçildiği, 17 Aralık 2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 04/12/2015 tarihli ortaklar kurulu kararı uyarınca şirket eski müdürü … azline şirket müdürü olarak …’nın tayinine karar verildiği, 02/02/2016 tarihli Ticaret sicil gazetesinde yayınlanan 05/01/2006 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket merkezinin Yıldırım/ Bursa olarak değiştirildiği,

Şirket eski müdürü … tarafından düzenlenen ibranamede, 19/01/2016 tarihi itibariyle kendisine ait olan … Dış Tic. Ldt. Şti. Deki hisselerinin tamamının … ya devrettiği, bu hisse devri ile ilgili hiçbir alacağının kalmadığı, bunlardan dolayı faiz ve olabilecek her türlü dava haklarından feragat ettiğini, … Dış Ltd. Şti. Den ayrıca … yı ve …’ı serbest iradesi ile ibra ettiğini beyan ettiğini, … Mak. San. Tic. A.Ş deki … adına olan %25 hissenin ve … adına olan %25 hissenin ortaklardan … ye devredilmesinin kararlaştırıldığını, karşılığında 10/01/2016 tarihinde sevk ve ihraç edilen 150.000 TL fatura bedeli ve 15/01/2016 tarihli fatura ile, … A.Ş. Nin imal ederek … Dış Tic. te sattığı CNC hidrolik Abkant Press’in fatura bedeli olan 150.000 TL nin 100.000 TL sinin tahsil edildiği, 50.000 TL sinin bakiye alacak olarak kaldığını, ibraname ve karşılıklı hisse devirleri ile birlikte 19 Ocak 2016 tarihi itibariyle … Ltd. Şti.’nden 50.000 TL bakiye alacağının haricinde hiç bir alacağının kalmadığını, …’dan ve …’tan herhangi bir talebinin bulunmayacağının dairemizce de sabit olduğu,
Dosyaya konu olay hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığına ait … sayılı soruşturma dosyasında davalı …’ın 03/06/2016 tarihli ifadesinde; ismi geçen …’nin dayıoğlu olduğunu, şirket kurulmadan önce bu kişiye 100.000,00 TL verdiğini, sonraki tarihlerde yine 120.000,00 TL verdiğini, verdiği paralar karşılığında akrabası …’den senet aldığını, verdiği paraların ödenmemesi nedeniyle … istediğini, aynı dosya üzerinden 30/05/2016 tarihinde dinlenen … ise şirket kurulmazdan önce şirkette kullanmak için halasının oğlu davalı …’in borç istediğini ve 100.000,00 TL para aldığını, bilaren 100.000,00 TL daha aldığını, aldığı paralara karşılık 220.000,00 TL’lik senet imzalayarak verdiğini ifade ettiği, davalı …’nin akrabası …’in ifadelerinde bahsi geçen paraların davacı şirket adına verildiği veya davalı şirket adına alındığı yönünde bir ifade bulunmadığı, taraflar arasında bahsi geçen paraların davacı şirkete verildiğine ilişkin protokolde yapılmadığı, ayrıca verilen paraların şirketin muhasebesine de işlenmediği, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne muhalefet etmekteyim.

Üye …
e-imzalıdır