Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/403 E. 2020/82 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2018
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … Holding A.Ş. (Eski Ünvan: … Holding A.Ş)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/01/2020
YAZIM TARİHİ : 13/02/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 28/11/2018 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı taraf dava ve ıslah dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Holding A.Ş. nin 100 adet 4. tertip A grubu hisse senetleriyle ve … İnşaat A.Ş. nin de 40 adet 4. tertip D Grubu ve 620 adet 3. tertip C grubu hisse senetlerini 24/02/2000 tarihinde satın alarak şirketlere ortak olduğunu, … İnşaat A.Ş. nin … Holding A.Ş. ile birleştiğini, bugüne kadar müvekkilinin herhangi bir genel kurula çağrılmadığı gibi kendisine herhangi bir kâr payı da ödenmediğini, müvekkilinin tüm girişimlerine rağmen bilgi alma ve inceleme haklarının da kullandırılmadığını, davalı şirketin hakim ortaklarının yasaya aykırı ve gizli birçok işlemleri ile müvekkilini mağdur ettiklerini ve mağdur etmeye devam ettiklerini, müvekkili açısından haklı nedenlere dayalı olarak davalı şirketin feshini isteme hakkının doğduğundan bahisle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine her yıl için müvekkilinin kâr payı alacaklarının tespit edilerek dönem sonu itibari ile ticari faizi ile birlikte kâr paylarından fazlaya ilişkin hakları kalmak üzere şimdilik 2.000,00 TL kâr payının davalıdan tahsiline bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde müvekkilinin şirket paylarının gerçek değerleri tespit edilerek bunun müvekkiline ödenmesine ve müvekkilinin şirketten çıkarılmasına veya uygun görülecek bir diğer çözüme karar verilmesini, ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkilinden toplanan paranın şimdilik 2.000,00 TL’sinin bilirkişi raporunda tespit edilen paraların davalı şirkete yatırılma tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hem … Holding A.Ş. ‘nin hem de … İnşaat A.Ş. ‘nin pay defterinde kayıtlı ortak olduğunu, TTK 417. maddesi gereğince şirket pay defterinde kayıtlı hisse senedi sahibi olması nedeniyle davacı tarafın şirket ortağı sıfatını kazandığını, TTK nun 531. maddesindeki şirket feshi davasının halka açık anonim şirket olan müvekkiline karşı açılabilmesi için sermayenin en az 1/20 sini temsil eden pay sahiplerinin açabileceklerini, davacının şirketteki payının 1/20 nin çok çok altında olması nedeni ile davanın reddi gerektiğini, işin esası yönünden de TTK nun 529. maddesindeki anonim şirketin fesih ve tasfiyesini gerektiren hallerden hiç birinin bulunmadığını ve ayrıca kâr payı alacağının zaman aşımına uğradığından ve müvekkili şirket tarafından kâr payı dağıtımına ilişkin alınmış bir genel kurul kararı olmadığından TTK nun 408/d maddesi gereğince bu talebinde reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “….davacı tarafın, davalı şirketin ortağı olunmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının kabulü ile davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, davacı tarafın alacak davasının kabulü ile; 2.000,00 TL nın ıslah tarihi olan 11/06/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına..” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme her ne kadar şimdilik talepleri olan 2.000 TL nin avans faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmiş ise de iş bu avans faizini ıslah tarihinden itibaren hükmettiğini, müvekkilinden paraların toplandığı tarihten itibaren ticari (avans) faizinin başlatılması taleplerinin yerinde olduğunu, bu sebeple “avans faizinin başlangıç tarihinin müvekkilden paraların toplandığı tarihlerden itibaren” olarak hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarının kabul edilmemesi, davacının ilk dava dilekçesindeki ikrarlarıyla bağlı olduğunu, davacının taleplerinin hak düşürücü süre yönünden reddedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme faiz konusunda yasal faiz yerine avans faizine hükmederek hukuka aykırı davrandığını, bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak cevap dilekçesindeki savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu … İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş’nin ünvanının … Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare … Holding A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının … Holding A.Ş. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
İlk derece mahkemesince delillerin esastan değerlendirilmesi ve tarafların istinaf kanun yoluna başvurmasından sonra dairemizce henüz istinaf sebepleri esastan incelenmeden; 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4.Madde eklenmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen 31/12/2014 tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiğini, verilen para karşılığında kendisine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen parasının iade edilmediğini verdiği paranın faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacı tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendisine verdiği para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini , davacının şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının TTK.nun 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle; tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili bildirdiği deliller esastan değerlendirilmeden, 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. Maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Yasal düzenleme gereğince tarafların istinaf talebinin KABULÜNE; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2018 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında yapılan istinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davacı tarafından peşin yatırılan 70,06 TL harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,66 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 35,90 başvurma harcı, 221,80 TL keşif harcı, 4.500,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 187,80 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 4.999,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 3.400,00 TL maktu ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
6- Bakırköy…İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın (4.365,85 TL) yatırana iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 17/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır