Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/385 E. 2019/230 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : …
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … D.İş Esas … D.İş Karar

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN : T.C. Ziraat Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAFLAR : 1- …
: 2- … (T.C. Kimlik No:…)
: 3- … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
: 4- … Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İhtiyati Haciz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
İhtiyati haciz talep eden tarafından, Konya Asliye ….Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş Esas sayılı dosyası üzerinden … tarihinde tesis edilen ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine ilişkin ek karara karşı, aleyhinde ihtiyati haciz kararı verilenlerin istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra; dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP: İhtiyati haciz talep eden dilekçesinde özetle; müvekkilinin 06/03/2018 düzenlenme tarihli 20/12/2018 vade tarihli 5.000.000,00 TL’lik bono nedeniyle karşı yanlardan alacaklı olduğu, borçluya yapılan takip öncesi başvuruların sonuçsuz kaldığını, rehinle teminat altına alınmadığını, borçlunun borcu ödeme niyetinde olmadığı gibi mallarını üçüncü şahısların üzerine devretme ve mal kaçırma hazırlığı içerisinde olduğu gerekçesiyle borçlunun menkul ve gayri-menkul malları, vasıtaları ve diğer adına kayıtlı bulunan mal varlıkları üzerine 2.205.000,00 TL ve masraflarına yetecek miktarda ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece …. tarihli … D.İş esas … D. İş kararı ile talebin kabulüne karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından …. tarihli ek karara karşı borçlular tarafından yapılan itirazların reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Aleyhine ihtiyati haciz istenen borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; Konya ….ATM … tarihli ek kararının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, müvekkili … şirketi yönünden Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası nezdinde konkordato başvurusunda bulunulduğunu, 16/11/2018 tarihli ara karar ile 3 aylık geçici mühlet verildiğini, 16/11/2018 tarihli ara kararın 3/ç maddesi ile tedbiren borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına karar verildiğini, verilen tedbir gereğince müvekkil şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecbur olduğunu, aksi halde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkacağından tedbir kararına göre alacaklının ihtiyati haciz kararının uygulanmasını isteyemeyeceği dikkate alındığında ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuken anlamı kalmadığını, müvekkili … ve … yönünden ihtiyati hacze konu bononun müvekkili diğer borçlu şirketin … şirketine aval verildiğini, dolayısıyla müvekkillerinin sorumluluğunun aval hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, istinafa konu kararda müvekkillerinin “müşterek borçlu ve müteselsil kefil” başlığı altında imza attıklarını, bu sebeple kefil olduklarının belirtildiğini, aval sorumluluğunun kefilin sorumluluğundan daha ağır olduğu dikkate alındığında alacaklının faydasına olanın da aval olduğunu, asıl borçlu şirket aleyhine verilmesi mümkün olmayan ihtiyati haciz kararının aval sıfatıyla sorumlu olan müvekkilleri aleyhine de verilemeyeceğini, mahkemece bu hususun hatalı değerlendirildiğini, borçlu … Limited Şirketi yönünden hacze konu bonoda yer alan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, Konya …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında imzaya itiraz edildiğini, Konya ….ATM nin … esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, Ticaret Sicil Gazetesi çıktısına göre müvekkili şirketin tek yetkilisi bulunmakta olup imza için başka bir yetkilendirme de yapılmadığı, bonoda müvekkil şirket adına müvekkil şirket yetkilisi tarafından atılmış bir imzanın olmadığının tespit edildiğini, kaldı ki Konya …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına verilen beyanla imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığının kabul edildiğini, açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü yasal hakkı saklı kalmak kaydıyla … tarihli ek kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini, mümkün değil ise hükmün müvekkilleri lehine bozulmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Talep: ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine yönelik ek kararın kaldırılması talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.

İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1. maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir.
Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında itiraz eden tanzim borçlusu … Ltd. Şti. tarafından 14/11/2018 tarihinde konkordato istemli davanın açıldığı 16/11/2018 tarihli ara karar ile 3 aylık geçici mühlet verildiği, tedbir ara kararının 3/ç maddesi ile tedbiren borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına karar verildiği görülmüştür.
İcra İflas Kanunu’nun 294/1 maddesinde “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.” şeklinde hüküm yer almaktadır.
O halde, yukarıda yasa hükmü ve asıl borçlu şirket hakkında konkordato geçici veya kesin mühletinin verilmesi, ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. Yasa hükmü, ihtiyati haciz kararının verilmesini değil, uygulanmasını engellemektedir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince itiraz eden tanzim borçlusu şirketin ihtiyati hacze vaki itirazının reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
İhtiyati hacze konu bono, itiraz eden borçlular …, … ile … Ltd. Şti. adına müşterek borçlu ve müteselsil kefiller (avalistler) olarak imzalanmıştır. Kambiyo senetlerine özgü yasal düzenlemeler nedeniyle kambiyo borcuna kefaletin Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerine tabi olmayıp, Borçlar Kanunu’na göre daha özel bir kanun olan Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğu, bunun sonucu olarak kambiyo senedinin ön yüzüne asıl borçlu dışında imza atanların borca aval veren sıfatı ile sorumlu olurlar. Aval ise poliçe, çek ve bonoya özgü bir tür kambiyo taahhüdüdür kambiyo senetleri bakımından kendine özgü bir teminat türü olarak aval müessesesi kabul edildiğinden, bono üzerinde “kefil” yazıyor olması, bu taahhüdü kefalet haline dönüştürmez.
Aval 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 700 ila 702. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunda avalin tanımı yapılmamış; sadece aval ile poliçedeki bedelin ödenmesinin teminat altına alındığı belirtilmiştir (TTK.m.700). Aval senedin ödeneceğine dair güvence verilmek sureti ile kambiyo senetlerine tedavül kolaylığı sağlamaktır. Aval -bir geçerlik şartı olarak- senet (veya alonj) üzerinde bulunmalıdır. Kambiyo senedi dışında verilmiş bir teminatın, aval olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Aval gerek üçüncü bir şahıs gerekse poliçeye imza koyan diğer bir şahıs tarafından verilebilir. Türk Ticaret Kanunu’nun 701/4 maddesine göre aval beyanında kimin için verildiği belirtilmemişse avalin keşideci hesabına verildiğinin kabulü gerekir. Bu haliyle özel nitelikte bir şahsi teminat türü olan aval bakımından genel nitelikli kefalet hükümlerine gidilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Zira kefalette asıl borç bir nedenle geçersizse (söz gelimi kefilin fiil ehliyeti yoksa) kefilin de sorumluluğuna gidilemezken, avalde lehine aval verilenin sorumluluğu bulunmasa bile avalistin sorumluluğu devam etmektedir. Aval veren, lehine aval verilenin ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerini def’i veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremez. Bono üzerine “kefil” ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur (TTK.702 md.). TTK.nın 724. maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde imzası olan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumludur. Bono avalist borçluları tarafından bono tanzim borçlusunun ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerini def’i veya itiraz olarak hamil alacaklıya karşı ileri süremeyeceklerinden tanzim borçlusu şirket lehine konkordato başvurusu sonucunda 3 aylık geçici mühlet verilmesi ve hiçbir takip yapılmaması yada ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına karar verilmesi bono avalist borçlusunun müteselsil sorumluluğunu değiştirmez. Bu sebeple ilk derece mahkemesince itiraz eden avalist borçluların ihtiyati hacze vaki itirazının reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
İhtiyati hacze konu bono, itiraz eden … Ltd. Şti. adına müşterek borçlu ve müteselsil kefiller (avalistler) olarak imzalanmıştır. Borçlu tarafından bonodaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı itirazında bulunulmuştur. İİK’nın 265.maddesi gereğince ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olup, ihtiyati hacze itirazda imza sahteliğine ilişkin hususlar inceleme konusu yapılamaz, uyuşmazlığın esasına ilişkin menfi tespit davasının konusu olabilir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına, ilk derece mahkemesinin itirazla ilgili delilleri değerlendirme ve takdirinde hukuka aykırı bir yön tespit edilmediğinden ihtiyati hacze itiraz edenin istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Aleyhinde ihtiyati haciz talep edenlerin istinaf kanun yoluna başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisileri üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır