Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/372 E. 2019/215 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : …
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara karara karşı, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin ön incelemeye ilişkin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin üretmiş olduğu poşetleri davalı şirkete satın alma sözleşmesine dayanarak sattığını, bu ticari ilişkiden dolayı müvekkili şirketin davalıdan 164.740,98 TL alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı borçlu nezdinde şifahi girişimlerde bulunulmuş ise de alacağın tahsilinin mümkün olmadığını, Konya …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, borçlu şirket tarafından takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz edilip takibin durdurulduğunu, davalı borçlu tarafın borca vaki itirazlarının hukuka uygun olmadığını, davalı tarafın tamamen likit olan iş bu alacak hakkında kötüniyetli itirazda bulunduğundan %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 26/12/2018 tarihli dilekçesi ile; davalının Konya’nın farklı yerlerinde bulunan şubelerini kapatıp ticaret sicil kayıtlarının terkin ettiğini, mal kaçırma amacıyla hareket etmekte olduğundan davalı şirketin malvarlığı üzerine alacak miktarını karşılayacak tutarda ihtiyati haciz konulmasını, adına kayıtlı menkul , gayrimenkullerin satışının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili arasındaki tedarikçi sözleşmesi kapsamında cari hesap ilişkisi temelli sürekli alacak borç durumunun değiştiği ticari bir münasebet olduğunu, taraflar arasında ticari ve hukuki ilişki cari hesap ilişkisi olmasına rağmen davacı tarafın TTK’nın 89 ve devamı maddelerinde öngörülen hükümlere uymadığını, TTK’nın 97.maddesine göre cari hesaba geçirilen alacak borç kalemlerinin ayrılmaz bir bütün olduğunu, cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiçbirinin alacaklı yada borçlu sayılamayacağını, tarafların hukuki durumunun ancak sözleşmenin sonundaki hesabın kesilmesinin belirleyeceğini, açıkladığı nedenlerle davanın reddi ile davacı hakkında %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından alacağın varlığı ve muacceliyet hususunda yeterli kanaat oluşmadığından davacı vekilinin ihtiyati haciz ve tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı taraftan alacaklı olması sebebiyle alacağın tahsili için Konya … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, taraflarınca dosyaya sunulan 21/06/2018 tarihli satın alma sözleşmesi, ek protokol ve 27/09/2018 tarihli iki adet fatura ve malların davalıya sevk edilip teslim edildiğine dair irsaliyelerle müvekkili şirketin davalıdan alacağının olduğunun sabit olduğunu, BS formunda da malın davalıya satılmış olduğunu, Konya’nın farklı yerlerinde bulunan şubeleri kapatıp ticaret sicil kayıtlarından terkin edildiğini, davalı şirket sırf alacağın tahsilini engellemek ve süre kazanmak amacıyla icra takibine itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin … tarihli ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair verilen ara kararın bozulmasını, ihtiyati tedbir/hacze karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık; faturaya dayalı ilamsız icra takibine ilişkin itirazın iptali davası sebebiyle ihtiyati haciz/tedbir talebinin reddine karşı istinaf incelemesi talebinden kaynaklanmaktadır.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İcra İflas Kanununun 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları” düzenlemiş olup,
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258.maddesinin 1.fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (HMK m.200).
Türk Ticaret Kanununun 97/1 maddesinde “Cari hesaba geçirilen alacak ve borç kalemleri ayrılmaz bir bütün oluşturur. Cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiçbiri, alacaklı veya borçlu sayılamaz. Tarafların hukuki durumunu ancak sözleşmenin sonundaki hesabın kesilmesi belirler.”
Türk Ticaret Kanununun 98/1 maddesinde “Cari hesap sözleşmesi;
a) Kararlaştırılan sürenin sona ermesi,
b) Bir süre kararlaştırılmadığı takdirde taraflardan birinin fesih ihbarında bulunması,
c) Taraflardan birinin iflas etmesi, halinde sona erer.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava ve takibe konu faturalar tek taraflı bir belge olup, tek başına bir alacağın varlığını ve borcun ödenmediğini göstermez. Cari hesap ilişkisinde cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiç biri alacaklı veya borçlu sayılamaz. Fatura ile birlikte faturaya konu mal ve hizmetin sunulduğunun ispatına ilişkin delil ve belgelerin de yaklaşık ispat kurallarına göre sunulması gerekir. Bu husus İİK’nın 258/1 maddesinde; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” şeklinde belirtilmiştir.
Somut olayda; alacağın varlığına dayanak cari hesap ilişkisinde hesap devresi hakkında hesabın kapatılmasına ilişkin usulen düzenlenen bir hesap özeti bulunmamaktadır. İhtiyati hacze konu borcun davalı tarafından kabulüne ilişkin teyit mektubu yada cari hesap mutabakatı gibi İİK’nın 258. maddesi gereğince alacağın varlığı ve muacceliyetine ilişkin yaklaşık ispata yarar delil ve belgeler sunulmadığından alacağın varlığı ancak yargılama yapılarak toplanacak delillerle ispatlanabileceğinden; ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar usul ve yasaya uygundur.
Dava bir miktar para alacağına ilişkin yapılan icra takibine itirazın iptali niteliğinde olup, ihtiyati tedbir istenen malvarlığı davanın konusunu oluşturmadığından 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi gereğince; ancak uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz/tedbire yönelik yaptığı değerlendirme sonucunda talebin reddine karar vermesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, alacaklı tarafın ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçisi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına, ,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Kararın tebliğ işlemlerinin; HMK. 359/3 maddesi gereğince; İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
6- Dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır