Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/305 E. 2019/594 K. 28.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … Gıda Nak. Otom. İnş. Akar San. Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALILAR : 1- … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
: 2- … Sigorta A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …
: 3- … Sigorta A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …
: 4- … (T.C Kimlik No: …)

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı, taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dava dosyasının Konya Bölge Adliyesi … Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderildiği, dairece yapılan ön inceleme sonucunda “iş bölümü gereği aidiyet nedeniyle Konya BAM 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine” karar verilmesi üzerine dava dosyasının dairemize geldiği ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı … sigorta şirketi nezdinde işyerine gelebilecek zararları teminat altına alan Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi bulunduğunu, 17/08/2014 günü müvekkili şirketin işyerinin açık park alanında park halinde bulunan araçlara davalı …’ ya ait olan ve diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekicinin çarpması sonucu araçların zarara uğradığını, meydana gelen olayın ardından Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasıyla delil tespiti yapıldığını, söz konusu raporda zarar miktarı 226.898,00 TL olarak belirlenmişse de müvekkilinin zararının daha fazla olduğunu, başvuru yapmış oldukları halde sigorta şirketinin bir ödemede bulunmadığını, yine aynı şekilde davalılara ait … plakalı aracın, davalı … sigorta şirketi nezdinde Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunduğunu, ihtar çekilmesine rağmen müvekkili şirkete bir ödemede bulunulmadığını, bu sebeplerle zararlarının giderilmesi için ikame ettikleri davanın kabulü ile davalı sigorta şirketleri açısından poliçe bedelleriyle sınırlı olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 226.898,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAPLAR : Davalı … Sigorta A.Ş cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin araçlarında meydana gelen hasar bedelinin ödenmesi hususunda müvekkili şirkete başvurusu üzerine, hasar dosyası kapsamında inceleme yapıldığını, yapılan inceleme neticesinde kazanın oluşumunda diğer davalı sürücü …’ın kasıtlı olarak hareket etmiş olabileceğinin anlaşıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için maddi gerçeğin ortaya çıkartılması ve işletenin sorumluğu cihetine gidilmesi gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş cevap dilekçesinde özetle; eksper raporuna göre hasarın meydana geldiği adres ile poliçede ve zeyilnamede yazılı riziko adresinin faklı olduğunu, aynı şahısların Konya Oto Galeri sitesi içinde de işyeri bulunduğunu, hasarın 2. İşyeri adresinde meydana geldiğini, hasarın gerçekleştiği adresin sigortalı olmadığını, …’ın istediği paranın borç olarak verilmemesi üzerine araçlara kasten çarparak zarar verdiği iddiasının kurgu olması ihtimali bulunduğunu, hasarın kötü niyetli hareket sonucu meydana gelebileceği kanaati oluştuğunu, işyerinde hasar gören görmeyen toplam 1.558,500 TL’ sı rayiç değerli araç bulunduğu halde poliçe teminatı 800.00,00 TL’sı olduğundan eksik sigortanın söz konusu olduğunu, talep edilen hasar miktarının fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davada kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, olay ile bir ilgisinin bulunmadığını bildirmiştir.
Diğer davalı sürücü davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanan iş yerinde bulunan araçlara davalı …’ın sevk ve idaresindeki diğer davalılardan …’ya ait diğer davalı … Sigorta A.Ş tarafından sigortalanan araçla kasıtlı olarak çarparak zarar verdiğini belirterek uğradığı zararın tazminini talep ettiği alınan bilirkişi raporunda davalı …’ın % 100 kusurlu olduğu alınan bilirkişi raporuna göre iş yerindeki araçlarda meydana gelen zarar miktarının 226.898,00 TL olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe limitinin 53.600,00 TL olduğu … Sigorta A.Ş’nin bu miktardan temerrüd tarihi olan 25/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş. her ne kadar poliçenin farklı işyerine ait olduğunu, işyerinin değişikliğinin bildirilmediğinden sorumlu olmadığını beyan etmişse de dosya içinde mevcut yazışmalardan acente tarafından işyeri değişikliğinin sigortacıya bildirildiği, fakat sistemden veya acenteden kaynaklanan sorunlar nedeni ile işyeri değişikliğinin gerçekleştirilemediğini, bu nedenle sigortacının sorumlu olduğunu, eksik sigortanın söz konusu olduğunu bu nedenle bilirkişilerce yapılan hesaplamaya göre davalı … Sigorta A.Ş.’nin 158.122,70 TL zarardan temerrüd tarihi olan 06/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sorumlu olduğunu, diğer davalıların ise zararın tamamından sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş tarafından sigortalanan araçlara davalı … sevk ve idaresinde olan ve müvekkile ait olan araç ile … tarafından kasıtlı olarak çarparak zarar vermiş olduğunu …’ın %100 kusurlu olduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre de belirlenen zarardan bahse konu olay ile hiçbir ilgi ve alakası olmamakla birlikte araç sahibi olarak müvekkil …’ nın da sorumlu tutulmasının hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, dava konusu hasarın riziko adresi dışında gerçekleşmiş olup poliçenin teminat dışında olduğunu, dosyada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğine dava konusu olayın bir senaryo olduğunun anlaşıldığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile eksik sigortaya ilişkin cevap dilekçesinde itirazlarının mahkemece değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, mahkemece tanzim ettirilen ve hükme dayanak teşkil eden 12.02.2018 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişsiz olduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden esas hakkında karar verilerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılamaya konu olayın gerçek bir kaza olmadığını, kazanın oluşumunda yer alan tır sürücüsü, kaza mahalli olan galerinin sahibi…’ın amcasının oğlu olduğunu, olayın kurgulanarak gerçekleştirildiğini, tanıklarının …’ ın davacıyı tehdit ettiğini söylemişler ise de bu hususta yapılmış bir şikayetin bulunmadığını, ayrıca davacının davalı hakkında yaptığı şikayetinden Konya …Ağır Ceza Mahkemesinde ki yargılama sırasında vazgeçtiğini, eksik inceleme neticesinde verilmiş yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik sigortaya ilişkin bir kısım değerlendirmelerde bulunulduğunu, poliçe de belirtildiği üzere müvekkiline ait iş yerinin oto satış galerisi olduğunu, poliçe de teminat altına alınan araç sayısının 8 olarak belirlendiğini, kazanın meydana geldiği alandaki araçların değerini sabit olacak şekilde tespit etmenin mümkün olmadığını, bu nedenle araç başına ortalama bir değer belirlendiğini, poliçede bu durumun dikkate alındığını, hatta poliçe de yer alan klozlarda işyerinde bulunan üçüncü kişilere ait araçların da giriş çıkış kayıtları tutulmak suretiyle teminata dahil edildiğini, davalı sigortanın sorumluluğunun eksik sigorta sebebiyle azaltılmasının usül ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin zararının poliçe dahilinde tamamen karşılanması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kısmen ortadan kaldırılarak … Sigorta A.Ş nin sorumluluğunun talepleri gibi belirlenerek davanın bu şekilde tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı sigorta şirketleri nezdinde teminat altına alınan rizikonun gerçekleşmesi nedeni ile oluşan hasar bedelinin davalı sigorta şirketleri ile zararın oluşuma sebep olan sürücü ve işletenden tazminine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
6102 sayılı TTK 1409 sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden soIumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.
TTK.nun 1446. maddesi uyarınca, sigorta süresi içinde rizikonun gerçekleşmesi halinde, kural olarak sigorta şirketi zarar bedelini ödemekle yükümlüdür. Ancak, gerçekte böyle bir olayın gerçekleşmediğini ve buna göre talebin teminat dışı olduğunun ispatlanması halinde davalı sigorta sorumluluktan kurtulabilecektir.
Poliçe genel şartlarının B.7. maddesinde yer alan “Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebebiyet verir veya zarar miktarını artırıcı eylemlerde bulunursa, bu poliçeden doğan hakları düşer.” Yine açıkta duran her türlü emtianın ve / veya muhteviyatın teminat haricinde kalacağı poliçe genel şartlarında düzenlenmiştir.
Somut olayda değerlendirilmesi gereken bir diğer husus ise eksik sigortadır.Menfaat değerinin altında sigorta olarak da ifade edilen eksik sigorta, 6102 sayılı TTK’ nun 1462 maddesinde düzenlenmiş olup sigorta bedelinin sigorta menfaat değerinin altında düzenlenmesi halini ifade etmektedir. Eksik sigortanın söz konusu olduğu halde sigorta menfaat değerinin tamamen kaybında bir sorun yoktur. Bu durumda sigortacı, sigorta bedelini ödemek durumundadır. Ancak, kısmi hasar veya kayıpta ise sigortacı, sigorta bedelinin sigorta ettirilen menfaat değerine olan oranını hesaplamak suretiyle (proporsiyon kuralı) bu oranda indirim yaparak ödemede bulunur. Eksik sigorta incelemesi ise, sigorta poliçesi genel ve özel koşulları da dikkate alınarak sigorta sözleşmesinin akdedildiği tarihe göre tespit edilmelidir.(Yargıtay 11. HD’nin 2011/5852 Esas 2012/13174 Karar)
Başka bir anlatımla eksik sigorta, sigortalanan menfaatin kısmen zayii halinde işlerlik kazanır ve kısmi zayi gerçekleştiğinde sigortacının sorumluluğu sigorta sözleşmesi ile kararlaştırılan sigorta bedelinin sigorta ettirilen menfaatin gerçek değerine olan oranı hesaplanarak bu oranda yapılacak indirim sonucu kalan miktar ile sınırlı olur. Bu biçimde oranlamaya dayalı yapılan ödemeye esas olur. Bu biçimde oranlamaya dayalı yapılan ödemeye esas hesaplama yöntemine ise uygulamada proporsiyon adı verilmektedir.Diğer bir deyişle, eksik sigortada, sigorta bedeli, sigorta menfaat değerinin altında kalmaktadır. Sigorta edilen menfaatin kısmen zayi olması halinde, sigortacı sigorta bedelinin sigorta ettirilen menfaat değerine olan oranını hesaplamak suretiyle bu oranda indirim yaparak ödemede bulunur.
Somut olayda; Davalı …’ın davacıya ait otomobillere hasar verdiği sırada icra ettiği manevraları kasten yaptığının anlaşıldığı, KTY 145. maddesi (b) bendinde ve (e) bendinde görülen trafik kurallarını ihlal etmek sureti ile asli kusurlu olduğu, araçların kusura etki edecek şekilde park edildiklerine dair bilgi bulunmadığından kusurun paylaştırılmasına yer olmadığı, zarar gören beş araçtaki hasar bedelinin 226,898,00 TL’ sı olduğu, 17/07/2014 tarihli kazanın meydana gelmesinde ZMMS poliçesi davalı … Sigorta A.Ş tarafından tanzim edilmiş, … plaka sayılı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu anlaşıldığından davalı sigortacının KTK m85/1 ve 91/1 ile Sigorta Genel Şartları A.1 hükmü gereği, davacının uğramış olduğu ZMMS poliçesi teminatına dahil zararlardan sigortalı araç sürücüsünün tespit edilmiş kusur oranı nispetinde ve poliçe limit ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, zarar görenin olayın oluşumda kurgulanmak sureti ile olayın gerçekleşmesine katkısı bulunduğu iddia edilmiş ise de soyut iddia niteliğinde bulunan bu hususun ispat yükünün iddia eden sigorta şirketleri üzerinde bulunduğu, Davacıya ait Fevzi Çakmak Mahallesi’ nde bulunan oto satış galerisi olarak faaliyet gösteren işyerinin 12/11/2013-2014 süreli 400 m2 kapalı alandaki 5 araç 375.000,00 TL’ sı sigorta bedelli, Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edilmiş Karar taşıtları Çarpmasından kaynaklanan zararlar teminata dahil edildiği, poliçenin 04/04/2014 tarihli zeyilnamasi ile sigorta bedeli 400 m2 kapalı alandaki 4 araç 500.000,00 TL’sı, açık alandaki 8 araç için 800.000,00 TL’sına yükseltildiği, riziko adresinin aynen muhafaza edildiği, 05/05/2014 tarihinden 08/08/2014 tarihine değin riziko adresinin değiştirilmesi için talepte bulunulduğu acentenin sistemden/kendinden kaynaklanan sebepler ile adres değişikliğini gerçekleştirmediği, bu neden ile yeni adres için teminat verilmediğine dair savunmanın yerinde olmadığı, 04/04/2014 tarihli Yeni Tüm İşyeri Sigorta Zeyilnamesi Genel Zeyil – Ek teminat ilavesi ile riziko adresinde açık alanda bulunan araçların da teminat kapsamına alındığı, Eksik sigorta ile müşterek sigorta ve muafiyetlere ilişkin sigorta genel şartları uyarınca 12/02/2018 tarihli bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplamada poliçe kapsamında ödenebilir sigorta tazminatının 158.122,70 TL’ sı olarak hesap edildiği anlaşılmıştır.

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, tarafların yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE
– Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
– İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Davalılar … Sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş ile …’nın istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
1- Davalı …’dan alınması gereken 15.499,40 TL harçtan peşin alınan 3.875,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.624,40 TL karar ve ilam harcının bu davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- Davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 10.801,36 TL harçtan peşin alınan 3.875,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.926,36TL karar ve ilam harcının bu davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 3.661,42 TL harçtan peşin alınan 916,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.745,42 TL karar ve ilam harcının bu davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf talebinde bulunanların başvuru sırasında yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır