Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2844 E. 2022/2049 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
YAZIM TARİHİ : 06/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 16/10/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ” … ” markası adı altında mobilya üretimi ve satışı yapan ve bayilikler veren bir şirket olduğunu, bayilerine destek yatırımları yaparak çeşitli yardımlar da sağladığını, müvekkili ile davalı arasında 18/04/2014 tarihli 3 yıl süreli bayilik sözleşmesinin imzalandığını ancak zaman içinde davalının sözleşmeye uygun davranmadığını, başka firmaların mallarının satışını yaptığını, mağazanın tabela ışıklandırmalarının yanmadığının, elektrik ve suyunun kesik olduğunun, ara kablo ile başka yerden mağazaya elektrik getirdiğinin, kira borçlarını ödemediğinin 21/02/2017 tarihli tutanakla belgelendirildiğini, bu tutanağı mağaza yetkilisi … ve müvekkili şirket yetkilisi …’nin imza attığını, ayrıca davalının ödemeleri de eksik yaptığını, yaptığı ödemeleri de zamanında yapmadığını, tarafların şifahi görüşmeleri sonucunda taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin ve ilişkisinin sürdürülemeyeceğinin anlaşılması üzerine müvekkili tarafından Konya … Noterliğinin 15/03/2017 tarih … yevmiye sayılı fesih ihtarnamesi ile sözleşmenin davalının kusurlu hareketleri nedeniyle haklı olarak fesih edildiğini ayrıca 325.300,69 TL alacaklarının da ödenmesini davalıya ihtar ve tebliğ ettiklerini, davalının ferileri ile birlikte toplam 325.976,97 TL miktarındaki borcunu ödemesi için Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden giriştikleri icra takibine davalının haksız itirazda bulunması üzerine takibin durduğundan ve alacağın 197.945,88 TL lik kısmının kampanya desteği, flayer desteği, kira desteği, tabela desteği, mağaza tefriş bedeli, tablet kampanyası ve dekorasyon desteği yatırımları karşılığı olduğunu, kalan 127.354,81 TL’lik kısmın ise bayilik gereği müvekkilinin davalıya yaptığı ticari satışlardan kaynaklandığını, böylelikle müvekkilinin 325.300,69 TL alacağının olduğunu, davalının icra takibine itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yerleşim yerinin … ilçesi olması nedeniyle davanın öncelikle yetki yönünden reddine, işin esası yönünden ise taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin davacı tarafından haksız yere fesih edildiğini, haksız fesihte bulunan davacının sözleşmede geçen ve dava dilekçesinde belirttiği 197.945,88 TL’lik kısmını müvekkilinden isteyemeyeceğini, müvekkilinin mağazayı dilediği kişiye devretme hakkının kullanılmasına davacının engel olduğunu, müvekkilinin sözleşme ve bayilik ilişkisi gereği tüm edimlerini eksiksiz yerine getirdiğinden bahisle davanın reddine ve davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dosya kapsamı ile davacının, davalıya 197.945,88 TL lik bayi desteğinde bulunduğu taraflar arasında çekişmesizdir. Sözleşme 18/04/2014 tarihli olup 3 yıl süreli olduğundan 18/04/2017 tarihinde sözleşme sona erecektir. Sözleşmenin feshi davalıya 20/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğinden ve bu tarihte sözleşme feshedilmiş sayıldığından 3 yıllık sürenin bitmesine 28 gün kala sözleşme feshedilmiştir. 3 yıl karşılığı 197.945,88 TL bayi desteğinde bulunan davacının 28 gün için zararı (3 yıl x 365 gün = 1095 gün, 197.945,88 TL : 1095 gün = 180,7724 TL günlük destek bedeli, 28 gün x 180,7724 TL = 5.061,63 TL) 5.061,63 TL dir. Davacının 3 yıllık sürenin tamamına özgü verdiği desteğin tamamını geri istemesi, iyi niyet kurallarına ve hakkaniyete uygun olamayacağından davacının bayi desteği zararının tamamının tahsiline ilişkin talebi yerinde görülmemiş olup kalan süre ile orantılı olarak bu kalem talebinin 5.061,63 TL lik kısmının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Yine tarafların ticari defterleri ve halen davacının uhdesinde olan 232.000,00 TL lik bonoların da varlığı nedeniyle icra takibine konu 127.354,81 TL lik ticari satımdan kaynaklanan alacağın varlığı sabit ise de davacının ticari defterlerine göre davalının lehine olarak bu miktar 125.361,81 TL olduğu anlaşıldığından ticari satımla ilgili davanın bu miktar üzerinden kabulü gerekmiş olup böylelikle davacının davasının kısmen kabulüne…” dair, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki davalının itirazının kısmen iptali ile bonolara dayalı icra takibindeki borç ile mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde icra takibine 5.061,63 TL bayi yatırımı zararı, 125.361,81 TL ticari satımdan kaynaklanan alacak, 197,24 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 130.628,68 TL ve bu miktara icra takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi üzerinden devam olunmasına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, ticari satımdan kaynaklanan 125.361,81 TL’nin %20’si oranı olan 25.072,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının tazminat kalemi üzerinden istediği icra inkar tazminatı talebinin alacağın likit olmaması nedeniyle reddine, reddedilen tazminat ve alacak kalemleri üzerinden davalının istediği kötü niyet tazminatı taleplerinin de yasal koşullar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece gerekçeli kararda 127.354,81 TL alacağın varlığının sabit olduğunu ancak davalının lehine olarak bu miktarın 125.361,81 TL olduğunun anlaşıldığının ifade edildiğini, gerekçenin çelişkili olduğunu, ticari alım satımdan kaynaklı alacağa ilişkin olarak 1.993,00 TL’nin reddedilmesinin hukuki açıklaması yapılmadığı gibi çelişki ve belirsiz bir ifadeye dayalı bir şekilde 1.993,00 TL’nin reddedilmesinin isabetli olmadığını, 197.945,88 TL tutarlı bayi destek destek yatırımı yapıldığının çekişmesiz olduğunun tespit edildiğini, davalının temerrüde düştüğünü, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini ve sözleşmenin feshinde haksız olduğunu bu sebeple davacının uğradığı zararları ödemesi gerektiğinin belirtildiğini, tespitin doğru olduğunu ancak iyiniyet kurallarından bahisle hakimin yorumuna dayalı bir hüküm kurulduğunu, hakimin bu konuda takdir yetkisinin bulunmadığını, alacaklarının likit olmasına rağmen icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline ait defterler ve belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen kök ve ek raporlarda müvekkilinin davacı şirketten 54.656,75 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, mahkemece herhangi bir haklı neden gösterilmeksizin sadece davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi nazara alınarak, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeksizin eksik ve hatalı inceleme ile hüküm kurulduğunu, bayilik sözleşmesi davacı tarafından feshedildiğinden talep edilen destek bedellerinin ya da yatırım zararlarının davacıya iade edilmesi için haklı bir neden bulunmadığını, müvekkilinin sözleşme süresi boyunca sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, mahkemece kabul edilen kısımlar bakımından kötüniyet tazminatına hükmedilmesi, reddedilen kısımlar yönünden kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin kabul edilemeyeceğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında 3 yıl geçerli olacak şekilde 18.04.2014 tarihli Yetkili Bayilik Sözleşmesi yapıldığı, davacı tarafça, sözleşme şartlarının davalı tarafından ihlal edildiği, sözleşmenin 6. Maddesinde bayinin yükümlülükleri başlığı altında düzenlenen bayi sorumluluklarının yerine getirilmediği, bunun 21.02.2017 tarihli tutanakla tespit edildiği, bunların haricinde ödemelerin eksik yapıldığı ve zamanında yapılmadığı, bayii ile görüşüldüğü, şifahen sözleşmeyi yürütemeyeceğini bildirmesi üzerine sözleşmenin feshedildiği, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle davacı yatırımlarının zarar gördüğü, sözleşme kapsamında alacaklarının olduğu, sözleşeme kapsamında davalı ya 197.945,88 TL kampanya desteği, flayer desteği, kira desteği, yapıldığı, ayrıca 127.354,81 TL mal satışından kaynaklı alacak olduğu, toplam 325.300,69 TL’nin ödenmesi için noter kanalıyla 15.03.2017 tarihinde ihtarname çekildiği, ihtarnamenin 20.03.2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, alacaklarının ödenmemesi nedeniyle Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, borçlu/davalının, borca ve ferilerine itirazı nedeniyle takibin durduğu, davacı tarafından süresinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, davalı tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesi ile mahkemenin yetkisine itiraz edildiği, esasa ilişkin olarak ise sözleşmenin haksız olarak feshedildiği, davacı firanın satış temsilcisi olan … ve kendileri arasında imzalanan 23.02.2017 tarihli Ürün Teslim ve Borç Mahsubu Muvafakati Tutanağı başlıklı belge ile sabiy olacağı üzere, sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği, davanın reddinin talep edildiği, İlk derece mahkemesince, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinden keşif yapıldığı, keşfe katılan muhasebeci bilirkişi …’tan 14/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış-kapanış tasdiklerinin yapıldığı, bayiye yapılan 197.945,88 TL destek ödemelerinin defterlerde yer aldığı, yine 125.361,81 TL borç bakiyesi tespit edildiği, 27.03.2017 tarihinden sonra takip ve dava ile ilgili yapılan masraflara ilişkin cari hesapta 18.657,74 TL alcak kaydı bulunduğunun bildirildiği, davalının ticari defter ve belgeleri talimat yoluyla muhasebeci bilirkişi …’ya incelettirildiği, bilirkişiden alınan 09/08/2018 tarihli raporda ve 12/12/2018 tarihli ek raporda davalının, davacıdan 54.656,25 TL alacağının bulunduğunun bildirildiği, taraflar arasında 18/04/2014 tarihli bayilik sözleşmesi gereği davacının, davalıya bayilik desteğinde bulunduğu, sözleşme gereği ticari mal satımında bulunduğu, sözleşmenin davacı tarafından 20/03/2017 tarihinde davalıya tebliğ edilen noter fesih ihtarnamesi ile feshedildiği, bayilik sözleşmesinin 15. Maddesinde Konya Mahkemelerinin yetkili kılındığı, tarafların tacir olması nedeniyle yetki şartının geçerli olduğu,
Davacı şirket ile davalı arasında 05.04.2016 tarihinde yapılan Muacceliyet Sözleşmesi ile sözleşme tarihinde davalının 210.000,000 TL borcunun olduğu, borcun sözleşmede belirtilen bonolar ile yapılandırıldığı, iş bu bonoların ödenmemesi üzerine davacı tarafça, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 232.000,00 TL asıl alacak üzerinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığı, takibe konu bonoların 10 adetinin 05/04/2016 tarihli muacceliyet sözleşmesinde yer alan bonolara, diğer 7 adetinin ise 15/12/2016 tarihli muacceliyet sözleşmesinde yer alan bonolara istinaden yapıldığı, icra takibinin derdest olduğu, her iki icra dosyasından dolayı icraen veya haricen davacıya yapılmış herhangi bir ödemenin olmadığı ve Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasındaki takip konusu edilen 127.354,81 TL lik kısmın takip konusu bonolar kapsamında kalan bir alacak olduğu ve davacının icra takibi yaparken tahsilde tekerrür kaydına yer verildiği,
İlk derece mahkemesince yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne, ticari satımdan kaynaklanan 125.361,81 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verildiği,
Karara karşı davacı vekilince ticari alacak yönünden reddedilen 1.993,00 TL yönünden ve bayi destek yatırımı alacağından reddedilen 192.884,25 TL yönünden; davalı vekilince, davacı tarafa borç bulunmadığı, 54.656,75 TL alacaklı oldukları, mahkemece destek bedeline ilişkin verilen kararın yerinde olmadığı, reddi gerektiği, reddedilen kısım yönünden kötüniyet tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği sebeplerine dayalı olarak istinaf başvurusunda bulundukları görülmüştür.
İlk derece mahkemesince taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin, muacceliyet sözleşmesinin, tutanak ve fesih ihtarnamesinin, icra dosyalarının dosya arasına alınarak incelendiği, sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenlere dayalı olarak feshedildiği, muacceliyet sözleşmeleri kapsamında davalıdan alınan bonolar yönünden Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 232.000,00 TL alacak yönünden yapılan kambiyo takibinin derdest olduğu, alacağın tahsilinde tekkerrüre yer vermeme kaydının bulunduğu, bu nedenle davacı alacağının varlığının sabit olduğu ancak davacı defterlerine göre alacağının 125.361,81 TL olarak tespit edildiği, davacı tarafından tutulan kayıtlarının kendisi yönünden bağlayıcı olacağı, bu nedenlerle mal satışından kaynaklı olarak 125.361,81 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesine, bayi destek kapsamında yapıldığı sabit olan 197.945,88 TL’nin sözleşeme süresi ve fesih tarihi dikkate alınarak oranlanması suretiyle belirlenmesine, ticari satıştan kaynaklı alacağın likit olması nedeniyle kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davalı tarafça, davalının kötüniyetli olarak takip yaptığının ispatlanamaması nedeniyle, şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak ve davalı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla, tarafların istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereği ayrı ayrı esas yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Tarafların istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalıdan alınması gereken 8.923,24 TL harçtan peşin alınan 2.230,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.692,56 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinafa başvuran taraflarca tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
7- Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 02/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.