Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2719 E. 2022/887 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –

ASIL VE BİRLEŞEN
DAVADA DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – …

BİRLEŞEN DAVA : KONYA .. ATM’NİN … E.
ASIL DAVA : İtirazın İptali
BİRLEŞEN DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
YAZIM TARİHİ : 30/05/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 30/03/2016 tarihli satım sözleşmesi ile 495.000 metrik ton “…” satımı konusunda anlaşıldığını, sözleşmeye konu malların davalıya teslim edilmek üzere Suudi Arabistan’dan Mersin Limanı’na taşındığını ve Mersin Gümrük Müdürlüğü’ne getirilmiş olmasına rağmen bedeli ödenmediği gibi teslim de alınmadığını, malların davalı tarafından teslim alınmaması ve yükün tahliyesinde yaşanan gecikmeler nedeniyle demuraj alacağı ve yine Mersin Gümrük Müdürlüğü sahasında bekletilmesi nedeniyle depolama ve ardiye masrafları doğduğunu öte yandan, malların gümrükten çekilmemesi nedeniyle millileşme süresi de yaklaştığından mevcut zararın artmasını engellemek amacıyla malları satmak için yeni alıcı arayışına girdiklerini, malların teslim alınmaması nedeniyle gümrükte kaldığı sürede oluşan 2.378,50 USD antrepo masrafı, 80.680,00 USD ardiye ücreti, 99.374,20 USD demuraj ücretinin tahsili için davalı aleyhine takip başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrarla, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle müvekkilinin dava konusu malları daha düşük bedelle satmak zorunda kalarak zarara uğradığını, davalının müvekkilinin zararını karşılaması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ikame satış bedeli farkı 116.325,00 USD ile malların antrepoda beklediği sürede tahmil ve tahliye işlemleri için oluşan 3.906,82 USD ardiye bedeli toplamı 120.231,82 USD’nin faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl ve birleşen davada davalı vekili, dava konusu malların satışının “DAP KONYA/TÜRKİYE” teslim şartlı bir satış olduğunu, malların Mersin Limanına getirilmesinden ve oradaki tüm liman ve gümrük masraflarının yapılmasından ve ayrıca Mersin’den müvekkilinin fabrikasının bulunduğu Konya’ya kamyon ile taşınmasından ve buna ilişkin masraflardan DAP teslim nedeniyle satıcı davacı sorumlu olup, her türlü hasar ve zararın da davacıya ait olduğunu, müvekkilinin Konya’da malı teslim alma dışında bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının sözleşmeye ve DAP teslim şartına aykırı olarak malları Mersin’de teslim almasını istemesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, davacının kendi kusuru nedeniyle dava konusu zararların oluşumuna sebebiyet verdiğini, bu nedenle müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… taraflar arasındaki sözleşmede ticari satıma konu malın teslim yeri DAP KONYA/TÜRKİYE dir. Bilirkişi raporlarında ayrıntılı olarak belirtildiği gibi DAP teslim şeklinde satıma konu malın teslim yeri Konya ilidir. Davacı satıcı, sattığı malı Konya ‘da davalı alıcıya teslim etmelidir. Mal kara, deniz, hava ve/veya demir yoluyla vs. neyle taşınır ise taşınsın nihayet mal satıcı tarafından alıcıya Konya ‘da teslim edilmelidir. Mal Konya ‘ya gelinceye kadar tüm hasar ve zarar ve masraflar satıcıya aittir. Taraflar arasındaki sözleşmede teslim yeri ve şekli DAP KONYA olduğundan davalının, malları Konya dışında Mersin ‘de veya bir başka yerde teslim almak gibi bir sorumluluğu yoktur. Davalı alıcının malları Mersin ‘de teslim alması gerektiğine ilişkin davacı vekilinin sunduğu bilirkişi kurullarının raporlarına ters düşen uzman görüşündeki açıklama ve yorumlara mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalının Mersin Gümrüğünde ve Limanında malları teslim almak gibi bir borcu ve sorumluluğu olmadığından oluşan zararlardan bunların oluşmasına neden olan davacının kendisi sorumlu olduğundan, davacının davalara konu ettiği zararlarla ilgili talep ve davalarının (davanın ve birleşen davanın) ayrı ayrı reddine ayrıca davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğuna dair iddia ve delil de olmadığından aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına…” gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, mahkemece, sözleşmede kararlaştırılan “DAP KONYA” teslim şekli ile mal Türkiye’ye geldikten sonra yaşananların ve buna ilişkin delillerin yanlış yorumlandığını, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, taşıma organizasyonu ve buna ilişkin masrafların müvekkiline ait olduğunu ancak, malın DAP teslim şekli gereği gümrüklemesi ve buna dair masrafların davalı alıcıya ait olduğunu, davalı tarafın mal Mersin’e ulaştıktan sonra gümrük işlemlerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü ve müvekkilinin zararına kasten sebep olduğunu, müvekkilinin davalıdan malı Mersin’de teslim almasını istediği ve bu yönde zorladığı yönündeki varsayımın da doğru olmadığını, malın Mersin’de beklediği süre ve aynı fiyattan yeni bir alıcı bulunup bulunamayacağı konusundaki belirsizlik düşünüldüğünde, bunu hiçbir basiretli tacirin yapmayacağını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, itirazın iptali, birleşen dava ise, tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda; davacı tarafça asıl davada, taraflar arasında 30.3.2016 tarihli sözleşme akdedildiği, sözleşmeye konu malların davacı tarafından davalıya teslim edilmek üzere Suudi Arabistan’dan Mersin Limanı’na taşındığı ve Mersin Gümrük Müdürlüğü’ne getirilmiş olmasına rağmen davalının malların bedelini ödemediği gibi malları teslim de almadığı, malların davalı tarafından teslim alınmaması ve yükün tahliyesinde yaşanan gecikme sebebiyle demuraj alacağı ve gümrük sahasında bekletilmesi nedeniyle depolama ve ardiye masrafları doğduğu, davalının sözleşmeye aykırı eylemi nedeniyle davacıyı zarara uğrattığı ve sözleşme uyarınca da tüm zararların tazmininden sorumlu olduğu, malların teslim alınmaması nedeniyle gümrükte kaldığı sürede 2.378,50 USD tutarında antrepo masrafı, antrepocuya ödenen 80.680,00 USD ardiye ücreti, 99.374,20 USD demuraj ücreti olmak üzere toplam 182.432,70 USD’nin tahsili istemi ile başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durdurulduğu ileri sürülerek, itirazın iptali ile takibin devamı talep ve dava edilmiş,
Birleşen davada ise, asıl davada ileri sürülen iddiaları tekrarla, malların davalı tarafından gümrükten çekilmemesi nedeniyle millileşme süresi de yaklaştığından mevcut zararın artmasını engellemek amacıyla malları satmak için yeni alıcı arayışına girildiği ve malların daha düşük bedelle satılmak zorunda kalınarak 116.325,00 USD zarara uğranıldığı ayrıca, malların antrepoda beklediği süreye ilişkin olarak davacı tarafından tahmil ve tahliye için ödenen 3.906,82 USD’den de davalının sorumlu olduğu ileri sürülerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ikame satış bedeli farkı ile tahmil ve tahliye işlemleri için oluşan ardiye bedeli olmak üzere toplam 120.231,82 USD’nin faiziyle davalıdan tazmini talep ve dava edilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davacı tarafça oluştuğu iddia edilen zararların sebebinin bizzat kendisi olduğu, davacının kendisinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, kendisi ile arasında hukuki irtibat sağlanmamış bir malın gümrük işlemlerini yapmasının beklenemeyeceği ayrıca, davacının kusuru ile iddia ettiği zararın büyümesine sebebiyet verdiği savunulmuştur.
Somut uyuşmazlığın, taraflar arasında akdedilen sözleşmede ”DAP KONYA/TÜRKİYE” olarak kararlaştırılan teslim şekli nedeniyle, dava konusu malların davacı tarafından deniz yolu ile taşıttırılarak getirildiği Mersin Gümrük Müdürlüğü’nde gümrükleme işlemlerinin davalı tarafından yapılması gerekip gerekmediği diğer bir değişle taşıma sözleşmesine göre taşınan malların davalıya usulüne uygun olarak teslim edilip edilmediği, malların davalıya usulüne uygun teslim edildiğinin kabulü halinde ise,, gerek gümrükleme işlemleri ve gerekse malların satılması sonucu davacının zararının bulunup bulunmadığı varsa zararlardan davalının sorumlu olup olmadığı, davalının sorumluluğu bulunması halinde ise, sorumluluk miktarının tespiti hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve benimsenen bilirkişi raporu uyarınca asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafça bilirkişi raporunun aksi yönde görüş içeren uzman raporunun sunulduğu ve ayrıca, yargılama sırasında davalının avukatı tarafından kendilerine gönderildiği iddia edilen ”Hammadde Tasfiye Protokolü ”adlı protokolle de davalı tarafından satış sözleşmesine konu malların bedellerinin ödenmesi ve Mersin Gümrük Müdürlüğü sahasından tesliminin şartlarının kararlaştırıldığı iddia edildiğine göre, davacının bu iddiası hususunda HMK’nın 31. maddesi uyarınca davalının beyanı da alınarak, davacı tarafından ibraz edilen uzman raporu ve bilirkişi raporuna itirazları ile, taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesi, taşımaya konu konşimento ile somut olayda gümrük müdürlüğünde yapılan tüm işlemler hususunda taraf iddia ve savunmaları ile davacının itirazlarını karşılayan, denetime elverişli ek rapor ya da yeni bir bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde olmadığından davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2019 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan asıl ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan 88,80 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/05/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T