Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2699 E. 2022/329 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2019
NUMARASI : …. Esas -…. Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –
İHBAR OLUNANLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. … –
2- … – …
3- …
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
YAZIM TARİHİ : 14/03/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas- …. Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin bakliyat satışı yaptığını, işyerinde bakliyatları ambalajlamak için kullandığı cihazın voltajın yükseltilmesi nedeniyle arıza yaptığını, bunun üzerine müvekkilinin cihazı tamir ettirdiğini, tamir için 8.496,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin, davalı şirket ile imzaladığı abonelik sözleşmesi gereği işyerinin elektriğinin davalı tarafından sağlandığını, elektrik akımının bildirimsiz olarak yüksek verilmesinden ve müvekkilinin bundan dolayı gördüğü zarardan davalının sorumlu olduğunu ancak, davalının zararı gidermediğini ileri sürerek, müvekkilinin uğradığı zararın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının cihazında meydana gelen arızadan müvekkilinin sorumlu olmadığını, davaya konu olayın … unvanlı abonenin güç artışı için trafo ve pano değişimi yapan 3A enerji firmasının kusurundan kaynaklandığını, buna rağmen müvekkili şirketin zararın büyümemesi için zamanında gerekli müdahaleyi yaptığını, davacının cihazın hukuken kendisine aidiyetine dair dosyaya bir delil ya da fatura sunamadığını, davacının kendi tamircisine tek taraflı hazırlattığı raporları ve faturaları kabul etmediklerini, kendi tesisatında gerekli tedbirleri almayan davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, …. Mahallesi, …. Caddesinde bulunan …. de 21.05.2017 tarihinde yapılan “trafo gücü yükseltme” işlemleri sırasında meydana gelen arıza ve trafoya bağlı tesislerde davacıya ait ambalaj cihazında meydana gelen hasardan dolayı dava açıldığı, makinenin kompresör olduğu, dava konusu olaya ilişkin olarak …. personelleri ve çalışmayı yapan elektrikçi tarafından düzenlenen 21.05.2017 tarihli tutanak ile cihazı değerlendiren servis raporunun hasarın cihaza gelen enerji faz sırasının değişiminden kaynaklı olduğunu gösterdiği, güç artırımı işlemi yapılan trafonun montaj demontajı esnasında faz sıralarının değiştiği, fazlardaki bu değişimin kompresör cihazındaki hasarın oluşmasına sebep olduğu, kompresörün arızasının temel sebebinin cihaz üzerinde ya da enerji aldığı panoda faz sırası rölesinin bulunmaması olduğu, dava konusu kompresördeki zararın oluşumu bakımından cihazın satış ve servis hizmetini veren kuruluşun, kompresörün enerji bağlantısını gerçekleştiren tesisatçının, trafo gücü yükseltme işinin montaj demontaj işlemleri esnasında faz sırası konusunda gerekli dikkati göstermemesi nedeniyle ….’nin, proje müellifi … ve ….’ın ve davalı … şirketinin her iki tarafı da ihtilaflardan koruyacak önlemleri almadığından ve ihbar üzerine sebep tespiti yaptırmadığından kusurlu olduğu, dava konusu kompresörün ikinci el değeri ve onarım bedelinin kompresörün değerinin %50’nden az olmasından dolayı onarımın ekonomik olduğu, bu bakımdan onarım bedelini isteyebileceği, TBK’nın 49. vd. m. düzenlenen haksız fiilin gerçeklemesi için gerekli olan kusur, zarar, hukuka aykırılık ve illiyet bağı şartlarının somut olayda davalı bakımından mevcut olduğu, davacının onarım bedelini istemekte hukuki yararının bulunduğu, hasarın meydana gelmesindeki kusur oranlarının kusurlu tarafların birbirlerine karşı rücu ilişkisini ilgilendirdiği ve davacı tarafından onarım bedelini davalıdan istemesine engel herhangi bir durum söz konusu olmadığı, davalının amortismana ilişkin iddiası yönünden gerekli bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, raporun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 8.496,00 TL’ nin ödeme tarihi olan 21.05.2017 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinin defterlerin delil olma niteliklerinin bulunup bulunmadığı, usulüne uygun tutulup tutulmadığı bile değerlendirilmeden defterler üzerinden değil, harici bellek üzerinden yapıldığını, davacının talep ettiği 8.496,00 TL onarım bedelinin 1.296,00 TL’sinin KDV olduğunu, bu bedelin davacı tarafça indirim konusu yapılıp yapılmadığının raporda incelenmediğini, bilirkişi raporunun ticari defter kayıtlarının dayanakları incelenmeden düzenlendiğini, raporda 28.990,99 TL tutar gösterildiğini ancak bu tutarın dayanağı olabilecek herhangi bir fatura ibaresine rastlanılmadığını, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı belli olmadığı için bilirkişi raporundaki amortismanın ayrılmadığına ilişkin değerlendirmenin de karar vermeye elverişli olmadığını, bilirkişi tarafından demirbaşın edinilmesinden itibaren bu demirbaş için amortisman ayrılıp ayrılmadığının da incelenmediğini, kusur oranının yanlış değerlendirildiğini, anılan parçaların değiştiğini, masraf belgelerini ve bedelleri kabul etmediklerini, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, onarım için talep edilen bedelin yapıldığı iddia edilen işle uyumlu olup olmadığının da denetlenmediğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının kusuru ile uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça, davalı ile akdedilen abonelik sözleşmesi gereği iş yerinin elektriğinin davalı tarafından sağlandığı, elektrik akımının bildirimsiz olarak yüksek verilmesi nedeniyle iş yerinde bulunan makinenin arızalandığı ve bu nedenle zarara uğradığı ileri sürülmüş, davalı tarafça, husumet itirazında bulunulmuş, davacının meydana geldiğini iddia ettiği zarardan sorumluluğunun bulunmadığı, davacının zararının da kabul edilmediği, davacının gerekli tedbirleri almamakla kendisinin kusurlu olduğu savunulmuştur.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira, somut uyuşmazlıkta davacı tarafça, zararın varlığı ve miktarı, zarar ile davalının eylemi arasındaki illiyet bağı ve davalının kusurunun ispatı gerekirken anılan bilirkişi raporları haksız fiil sorumluluğunun bu ilkelerinin mevcudiyetini tespite elverişli değildir. Ayrıca, davacının da zararın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı yönünden de bir değerlendirme yapılmamıştır.
Bu itibarla, mahkemece davalı savunmaları ve bilirkişi raporuna itirazları üzerinde durularak, davacının meydana geldiğini iddia ettiği zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, davalının sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde zararın miktarı ve davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında aralarında iki elektrik ve bir makine mühendisinin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyetinden, taraf iddia ve savunmalarını karşılayan, denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2019 tarih, …. Esas- …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 145,10 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/03/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T