Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2689 E. 2022/327 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2019
NUMARASI : …. Esas – …. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
YAZIM TARİHİ : 14/03/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas – …. Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı kooperatifin inşaat malzemeleri temini ve taşeron işçiliği konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin 43.871,75 TL’lik fatura keserek, mal-ürünleri teslim ettiğini, alacağın bir kısmının tahsil edildiğini, kalan kısmı için davalı kooperatife müteaddit defalar müracaat edilmesine rağmen hiçbir sonuç alınamadığını, bunun üzerine takip başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili kooperatifin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, faturayı teslim alan şahsın müvekkili kooperatifin yetkilisi, çalışanı olmadığı gibi müvekkili adına hareket etme hak ve yetkisine de sahip olmadığını, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…davaya ve takibe konu faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaya konu malların davalıya teslim edildiği, takip tarihi itibariyle davacının 11.871,75 TL tutarında bakiye alacağının bulunduğu, ancak takipten sonra davadan önce davalının faturadan doğan bakiye borcunu davacıya ödediği, dava tarihi itibariyle davacının alacağının bulunmadığı, bu nedenle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda verilen kararın niteliği gereği tarafların tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, kabule göre borcun takipten sonra, davadan önce 10.02.2015 tarihinde ödendiğini, ancak böyle bir ödemenin olmadığının davalı tarafça bile ileri sürülmediği ve dosyadaki ek raporda da davalının defterlerinde böyle bir kayıt olmadığının belirtildiğini, müvekkilinin defterinde yapılmış gibi görünen bu ödemenin tamamıyla muhasebe usulünde yapılan yanlışlıktan doğduğunu, mahkemece tarafların beyanları dahi değerlendirilmeksizin sadece bilirkişi raporlarının sonuç kısmının değerlendirildiğini, mahkemece davalı tarafın ödemeye ilişkin belgesi var ise sunması için süre verildiğini ve davalının ödemeye ilişkin herhangi bir belge sunamadığını, maddi hata sonucu oluşan durumun esas alınarak teknik açıklamasının yapılması ve muhasebecinin dinlenmesi talep edilmesine rağmen mahkemece bu talepleri yerine getirilmeden hüküm kurulduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
Ancak, dosyanın incelenmesinde, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen müzekkere cevabında, davalı Kooperatifin sicil kaydının 07.03.2016 tarihli tescille terkin edildiğinin bildirilmiş olması karşısında, karar tarihi itibariyle dahi tüzel kişiliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüzel kişinin, tüzel kişiliğinin sona ermesi halinde, o tüzel kişinin taraf ehliyeti de sona erer. HMK’nun 114/1-d maddesi gereğince, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlü olup, usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilemez.
Bu durum karşısında, tüzel kişiliği sona eren davalı Kooperatifin yeniden ihyası ile sicile kaydedilmesi halinde hakkında dava görülebileceğinden mahkemece, davalı Kooperatifin ihyası için davacı tarafa, dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldıktan sonra, bu davanın sonucunun beklenilmesi, şirketin ihyasından ve taraf teşkilinin sağlanmasından sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, re’sen göz önünde bulundurulması gereken işbu husus nazara alınmasızın hüküm tesisi cihetine gidilmesi yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığında dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2019 tarih, …. Esas- …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/03/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T