Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2659 E. 2022/391 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
NUMARASI : …. Esas …. Karar

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … % Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :15/03/2022
YAZIM TARİHİ :17/03/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasında 04/07/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 12/09/2009 tarihinde yapılan 2008 yılı olağan genel kurulunun 7.maddesi ile ortak ödemeler için sözlü teklifle 2009 yılı sonunda kadar kişi başı ödemelerin 30.000 TL olmasına, ayrıca kooperatifin ihtiyacına göre sabit fiyatla daire satın almak isteyenlere peşin fiyatına en az 100.000 TL bedelle verilmesine, üyelikten ayrılanların yılsonu bilançosu çıktıktan ve genel kurul yapıldıktan sonra ödemelerin yapılmasına dair oybirliği ile karar verildiğini, müvekkilinin genel kurul kararına istinaden kooperatiften peşin bedelli olarak 150.000 TL’ye daire satın aldığını, kooperatif tarafından peşin ödeme karşılığı üye kaydı yapıldığını, kooperatif tarafından 2013 yılı olağan genel kurulunda yapılan görüşme sonucunda peşin ödemeler ile ilgili olarak 150.000 TL bedelle daire satın alanların bu ödemelerinin 220.000 TL sayılmasına ve bu bedel üzerinden kooperatif bitene kadar ödeme yapılmasına karar verildiğini, müvekkilinin peşin bedelle üye olmasına ve daire bedelini peşin olarak yatırmasına rağmen komşuluk ilişkilerinin bozulmaması, genel giderleri karşılamak ve ileride mahsuplaşmak amacı ile ödemelerine devam ettiğini, kooperatif tarafından ihtarname gönderilerek borcun olduğu ve yasal sürede ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkilinin borcunun bulunmadığını yönetim kuruluna müteaddit defalar söylemesine rağmen 12/01/2015 tarih ve 73 sayılı yönetim kurulu kararı ile üyelikten çıkarma kararı verildiğini, ihraç kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kooperatifin kendi genel kurul kararını görmezden geldiğini, müvekkilinin peşin ödemeli üye olduğunu gözardı ettiğini beyan ederek 12/01/2015 tarih 73 sayılı yönetim kurulunun ihraç kararının iptaline, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı ….’in mali durumunun inşaatı yapmaya kafi gelmemesi nedeniyle arsa sahiplerinden gizli, tanıdık yakınları ile kooperatif kurarak inşaatın masraflarını kooperatif üyelerine karşılattırmak, kendisin de kazanç temin etmek amacıyla kooperatifi kurduğunu, 2013 yılının 5.ayına kadar kanuna aykırı olarak kooperatifi tek başına etkin olarak yönettiğini, kooperatifin ikinci genel kurulunun 25/09/2010 tarihinde yapıldığını, bu kurulda divan başkanının …., yönetim kurulu başkanı olarak ….’in seçildiğini, yönetim kuruluna seçilen ….’in davacı ….ın babası olduğunu, kooperatife üye olan her şahıstan komisyon adı altında para alarak kendisine menfaat temin ettiğini, davacının sabit fiyatla kooperatife üye olmadığını, davacının kooperatife müracaat dilekçesinin kabul edilemez olduğunu, sonradan el yazısı ile ilave yazılar yazılarak davacının standart üyelikten çıkarıldığını, davacının peşin ödemesinin bulunmadığını, 12/09/2009 tarihli genel kurulda 140.000,00 TL bedelle dubleks daireye üye olunabileceği yönünde bir karar alınmadığını, davacının peşin ve sabit bedelli daire satın alma şartlarını taşımadığını beyan ederek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….2008 yılı kooperatif genel kurulunda peşin fiyatına en az 100.000,00 TL bedel karşılığında daire satışı yapılmasına ilişkin karar alındığı, bu karara istinaden daire satın alanların peşin ödemeli kooperatif üyesi olduklarının kabul edilmesi gerektiği, davacı tarafından kooperatife sunulan tarihsiz dilekçe ile üyelik başvurusunda bulunulduğu, başvuru dilekçesinin incelenmesinde davacının peşin bedelli üyelik talebinde bulunduğunun sabit olduğu, davacının peşin bedelli üyeliğe ilişkin bu dilekçesinin kooperatif tarafından kabul edildiği, davacı tarafından yapılan ödemelerin kooperatif defterlerine işlenmemesinin ve defterlerin usulünce tutulmamasının davacı aleyhine yorumlanmasının mümkün olmadığı, 28/09/2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile de davacının peşin ödemeli üye olduğunun kabul edildiği, her ne kadar bu yönetim kurulu kararında imzası bulunan ….’in imzası bu şahsa ait olmasa da sırf bu nedenle davacının üyeliğinin kabul edilmemesinin hakkaniyete uygun olmayacağı, yönetim kurulunun bu kararının kooperatifi bağlamadığına ilişkin itirazın yaklaşık 6 yıl boyunca ileri sürülmeyip dava tarihi itibariyle ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, bu bakımdan davacının üyeliğinin peşin bedelli üyelik olduğunun kabul edilmesi gerektiği, peşin bedelli üyelerin aidat ödeme sorumluluklarının olmamasına rağmen kooperatif tarafından davacının aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davacı hakkında ihraç kararı verildiği, anılan nedenlerle kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin …. Konakları Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 12/01/2015 tarih ve 73 sayılı kararının iptaline, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacının kooperatif üyesi olduğunu, üye olmasa ihracın söz konusu olamayacağını, kooperatife dubleks daireler için üyeliğinin olduğunu, bu üyelik için üye aidatı ödemesi gerekeceğini, mahkeme “ihraç kararının iptaline, davacının davalı kooperatif üyesi olduğunun tespitine” şeklinde karar verdiğini, ancak üyeliğinin peşin sabit fiyatlı üye olup olmadığı yönünde hüküm kısmında herhangi bir açıklama olmadığını, her ne kadar davacıya atfedildiği belirtilen kooperatife müracaat dilekçesi dosyaya sunulmuş ise de bu dilekçenin sonradan doldurulduğunu tarihsiz bir dilekçe olduğunu, hangi dönem yönetim kuruluna ait olduğunun, davacıya ait olup olmadığının, “parası alınmıştır, dilekçesi kabul edilmiştir.” yazısının kime ait olduğunun belli olmadığını, 28.09.2009 tarihinde yönetim kurulu tarafından alınan kararın davacının iddiaları ile çeliştiğini, birbirinden tamamen farklı olduğunu, davacının kooperatife 05.11.2014 tarihli gönderdiği ihtarnamede “kooperatiften 2011 yılında peşin ödeme ile daire satın aldık” diyerek 2011 yılında peşin para ödediğini kabul ettiğini, buna rağmen 2009 yılında karar defterine karar alındığını, mahkeme kooperatifin kayıt ve defterlerini kooperatifin tutacağını, üyenin bu konuda sorumluluğunun olmayacağını gerekçede belirtmiş ise de; kooperatifin karar defterini tutan yetkili şahsın davacının öz babası …. olduğunu, usulsüzlük ve davacının kayırmacılığını bu şahsın yaptığını, davacının kooperatif adına para yatırdığını iddia ettiği tarihlerde davacının babası ….’in yönetim kurulu başkanı olduğunu, yine ….’in yönetim kurulu başkanı olduğu 2010 -2011 yılı dönemlerinde ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığını, peşin üyeliğin kabul edilebilmesi için, müracaat dilekçesi ile birlikte en az peşin ve nakden ödemesi gerektiğini, zira 12 eylül 2009 yılındaki genel kurulun 7. Maddesinde karar altına alınan “100.000,00 TL’si satış yapılabilir” kararı dubleks dairelere ait olmadığını, normal daireler için olduğunu, dubleks dairelerle ilgili peşin satışında veya peşin üyelikte genel kurulda alınmış herhangi bir daire kararı olmadığını, davacıya babası …. dubleks daire tapusu verdiğini, üstelik aldığı dairenin de kurasız, tercihli bir daire olduğunu, mahkemenin bilirkişi raporlarına itibar etmediğini, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak mahkemenin davayı tefrik ederek iki ayrı davaya ayırmasının yasal olmadığını, davacının ihraç edilme gerekçesine uygun olmadığını, ayrıca Konya ..Ağır Ceza Mahkemesinin dava dosyası neticesini beklememiş olmasının da yasal olmadığını, bu itibarla söz konusu kararın usule uymaması nedeni ile kaldırılmasını, davanın konusu; davacının dubleks mesken kooperatif üyesi olması nedeni ile 29.12.2013 günlü kooperatif üyelerinin ekseriyeti ile toplanan genel kurulda alınan kararlar ve eşitlik ilkesi gözetilerek, davacının üye yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeni ile ihraç edilmiş olmasından dolayı ihraç kararının iptal edilip edilmemesi yönünde mahkemece bir karar verilmeyerek, davacının kooperatif üyesi olduğu belirtilerek, yönetim kurulunun almış olduğu 12.01.2015 tarihli 73 sayılı kararın iptaline ilişkin verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda davalı kooperatifin 12/09/2009 tarihinde yapılan 2008 yılı olağan genel kurul toplantısında kooperatifin ihtiyacına göre sabit fiyatla daire satın almak isteyenlere peşin fiyatına en az 100.000,00 TL bedelle verilmesine şeklinde karar alındığı, davacının tarihsiz dilekçesiyle davalı kooperatife başvurarak kooperatife üye olmak istediğini bildirdiği, dilekçeye not olarak el yazısı ile peşin fiyatına dubleks daire (140.000,00 TL) almak istiyorum yazıldığı, dilekçe altına kooperatif kaşesi üzerinde çift imzayla ”parası alınmıştır. Dilekçesi kabul edilmiştir.” yazıldığı, 28/09/2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacıya dubleks arka dairenin peşin satışına karar verildiği, yönetim kurulu kararında üç yönetim kurulu üyesinin imzası bulunduğu, bu yönetim kurulu kararındaki imzalardan birinin adına atfen atılan kişiye ait olmadığının ATK raporu ile belirlendiği, alınan bilirkişi raporlarına göre davacının 2010 yılı içinde davalı kooperatife biri 100.000,00 TL olmak üzere parça parça toplam 138.000,00 TL ödediği, 2011 ve 2012 yıllarında ödeme yapmadığı, 2013 yılında 12.000,00 TL daha ödeme yaptığının kooperatif kayıtlarında bulunduğu, 29/12/2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında peşin üye olup da normal daire alanların ödemiş oldukları 100.000,00 TL’nin enflasyon kaybı değeri dikkate alınıp 140.000,00 TL sayılarak, dubleks daire alanların ödemiş oldukları 150.000,00 TL’nin ise 210.000,00 TL sayılarak bundan sonra kooperatif tamamlanana kadar her üyenin ödeyeceği aidatları ödemeleri kararı alındığı, davacının bu karardan sonra 2014 yılı içinde aylık 5.000,00 TL taksitler halinde 55.000,00 TL aidat ödemesi yaptığı, 2015 yılında da 25.000,00 TL aidat ödemesi yaptığı anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif tarafından 15/10/2014 tarihinde noterden davacıya gönderilen 1.ihtarname ile 01/10/2014 tarihi itibariyle eksik olduğu tespit edilen 108.500,00 TL’ye ait ödeme belge ve makbuzlarının tebliğden itibaren 10 gün içinde ibraz etmesi veya ödemesinin ihtar edildiği, daha sonra 27/11/2014 tarihinde noterden gönderilen 2.ihtarname ile 108.500,00 TL’yi 1 ay içinde ödemesinin ihtar edildiği, daha sonra ise 20/01/2015 tarihinde yine noterden gönderilen ihraç kararı ile davacının kooperatiften ihraç edildiğinin davacıya bildirildiği, davacının ihtarnamede bildirildiği kadar borçlu olmadığının tespiti ve ihraç kararının iptali istemleri ile dava açtığı, davacının menfi tespit davasının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği, ihraç kararının iptali talebine ilişkin davanın yukarıda belirtilen esas üzerinden devam edilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 Sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Genel kurulca önceden ya da sonradan açıkça alınan bir karar ile üyenin peşin bedelli ortak olarak kabul edilmediğinin belirlenmesi halinde, üyeden inşaat finansmanı için uzunca bir süre aidat istenilmemişse ya da bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, üyenin peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu sonucuna varılması gerekir.
Tekrar somut olaya dönüldüğünde, İhraç kararına dayanak ihtarnamelerde istenen borcun gerçek borcu yansıtması gerektiği, 2008 yılı olağan genel kurul toplantısında genel kurulun peşin bedelli üye alınmasını kabul ettiği, davacının 2010 yılı içinde kooperatife ödediği miktarlar, peşin bedelli üye olmasıyla ilgili alınan karar ve üye olmasıyla ilgili alınan başka bir kararın olmadığı da dikkate alındığında peşin bedelli üye olduğu, inşaat finansmanı için aidat ödemesinin kendisinden istenemeyeceği, sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu, mahkemece genel yönetim ve altyapı giderlerinin ne kadar olduğu belirlenmemiş ise de davalı kooperatifin davacıdan normal üyelerin ödemesi gereken aidatı istediği, bu durumda ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olamayacağının açık olduğu, genel yönetim ve altyapı giderlerinin tefrik edilen menfi tespit davasında ayrıca belirleneceği bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu kanaatine varıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 15/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç