Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2656 E. 2022/265 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2019
NUMARASI : …. Esas …. Karar

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI :…
VEKİLİ :Av. …-
DAVA :İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
YAZIM TARİHİ : 04/03/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 20/06/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, inşaatın taahhüt edilen zamanda yapılmaması nedeniyle kooperatiften istifa ettiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 17.maddesinde yer alan koşulların gerçekleştiğini ve müvekkilinin kooperatiften alacağının muaccel hale geldiğini, bu nedenle Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı kooperatifin borcun iki taksitle ödenmesine karar verilmesi nedeniyle alacağın muaccel hale gelmediğinden bahisle icra takibine itiraz ettiğini, genel kurulca verilmiş bir yetki olmadan yönetim kurulunun aldığı kararın geçersiz olduğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısının 7.gündem maddesine göre alınan karar gereğince üyelikten çıkarılan ve ayrılanların ödemelerinin Kooperatifler Kanunu’nun 17.maddesine göre yapılmak üzere yönetim kuruluna oy birliğiyle tam yetki verildiğini, yönetim kurulu tarafından 34.340,00 TL’nin davacının kooperatife verdiği 07/01/2016 tarihli dilekçesi dikkate alınarak kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyecek şekilde 01/06/2019 tarihinde 17.150,00 TL ve 01/06/2020 tarihinde 17.150,00 TL olmak üzere iki eşit taksitte ödenmesine karar verildiğini, ayrıca davacının kooperatifin zamanında bitirilememesi nedeniyle değil, maddi imkansızlıklar yüzünden kooperatiften ayrıldığını ve yönetim kurulunun belirleyeceği şekilde yatırmış olduğu aidatların geri ödenmesini kabul ettiğini, müvekkili kooperatifin üyesi 61 iken üyelikten çıkarılan ve istifa edenlerle bu sayının 33’e düştüğünü, kooperatif üye sayısının azalması nedeniyle her çıkan üyeye de yatırdıkları aidatların ödenmesi gerektiğinden bu ödemelerin bir anda yapılmasına imkan bulunmadığını, aidatın hemen ödenmesi durumunun kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceğini, takibe haklı olarak itirazda bulunduklarını beyan ederek davanın reddi ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davalı kooperatif tarafından çıkma payının ödemesinin ertelenmesine dair usulünce bir karar alınmadığı, davacı alacağının takip tarihi itibariyle muaccel olduğu ve alacak tutarının 34.191,71 TL olduğu anlaşılmakla bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. İİK’nın 67/2. Maddesine göre; ” Bu davada (itirazın iptali davasında) borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Somut olayda; davalının, takibe itirazının haksız olması ve alacağın da likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, davalının tazminat talebi yönünden ise yasal koşulların oluşmaması nedeniyle tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 34.191,71 TL alacağın tahsili yönüyle aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 34.191,71 TL’nin takdiren % 20’si oranında hesaplanan 6.838,34 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı kooperatif vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararda davalı kooperatif tarafından çıkma payının ödenmesinin ertelenmesine dair usulünce bir karar alınmadığı gerekçesi ile davacı alacağının takip tarihi itibariyle muaccel olduğuna hükmedildiğini, mahkeme kararında bu usulün hangisi olduğu ve nasıl bir usul izlenmesi gerektiğini açıklamadığını, mahkemenin hangi usul olduğunu belirtmediği gerekçesi tamamen yanlış olup dosya delilleri ile uyuşmadığını, davacı taraf kooperatif üyeliğinden ayrılırken verdiği 01/06/2016 tarihli dilekçesi ile üyelikten istifa ettiğini ve yönetim kurulunun belirleyeceği şekilde yatırmış olduğu aidatların geri ödenmesini peşinen kabul ettiğini, davacının kooperatifin ödemeye ilişkin vereceği karara önceden uyacağını kabul ettiği sabit olmasına ve karşı tarafın bu hususa ilgili herhangi bir itirazının olmamasına rağmen bu hususun mahkemece göz ardı edildiğini, alınan bilirkişi raporunda davacının aidat alacağının hemen ödenmesi halinde kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye düşeceğinin açıkça ortaya çıktığını ancak mahkemece bu bilirkişi raporunun yanlış yorumlandığını, genel kurulun Kooperatifler Kanunu’nun 17.maddesindeki hükün uygulanmasına ilişkin kararı yönetim kuruluna verdiğini, bu yetkinin yönetim kuruluna verilmesini engelleyen herhangi bir kanuni düzenleme olmadığını, davacının davasının kabul edilmesinin ve yargılamayı gerektiren bir durumda icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatif çıkma payının tahsili amacıya başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1 nci maddesi ve anasözleşmenin 15 nci maddesi gereğince, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı Kanun’un 17/2 nci maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir kararın, anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce açılan dava, alacağın muaccel olmasından önce (erken) açıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir.
Somut olayda davacının 07/01/2016 tarihli dilekçesiyle davalı kooperatif üyeliğinden ayrıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre davacının masraf hissesi düştükten sonra kendisine ödenmesi gereken çıkma payının 34.191,71 TL olduğu, 11/06/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında bilançonun kabul edildiği, bu genel kurulda kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir karar alınmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi gereğince genel kurulun kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini yönetim kuruluna devredemeyeceği bu sebeple yönetim kurulunun geri ödeme takvimini belirleyemeyeceği, davacı alacağının 11/07/2017 tarihinde muaccel hale geldiği, davacının davalı hakkında alacak muaccel olduktan sonra 19/09/2017 tarihinde icra takibi başlattığı, davacının ödediği miktarın ve masraf hissenin davalı kooperatifçe tespitinin mümkün olduğu bu sebeple alacağın likit olduğu icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.335,64 TL harçtan peşin alınan 583,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.751,73 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

A.Ç