Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2614 E. 2022/197 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2019
NUMARASI : … Esas …. Karar

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : Ülke Yatırım Araştırma Geliştirme

VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
YAZIM TARİHİ : 23/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ..Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 09/10/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in ….’nde sahip olduğu hisselerini Konya .. Noterliğinin 15/03/2017 tarih ve …. yevmiye numaralı limited şirket pay devir sözleşmesi ile davalıya 328.125,00 TL bedelle devir ettiğini, ancak davalının devir almış olduğu hisseler karşılığı olan ödemeyi bugüne kadar yapmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından Kadıköy …Noterliğinin 21/09/2018 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarın keşide etdildiğini, davalının bu ihtarnameyi 24/09/2018 tarihinde tebellüğ ettiğini, bu ihtara rağmen davalı yanın ödeme yapmadığını, karşılıklı edim yükleyen iş bu devir sözleşmesi gereğince müvekkilinin kendi edimini eksiksiz yerine getirdiğini, ödeme için maden ruhsatının yenilendiğini ve koşullar tamamlandığı halde davalı tarafın üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 60.000,00 TL alacağın davalının temerrüdünden itibaren ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle taleplerini 268.125,00 TL daha artırarak 328.125,00 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin davalıdan …’ nin hisselerini satın aldığını, noterden pay devir sözleşmesi yapılan sözü geçen şirketin maden ruhsatı temditinin de tamamlandığını, müvekkili şirketin ortaklarının aynı zamanda davacının hissesini sattığını …’nin de ortakları olduğunu, sözü geçen şirketin yaklaşık 40 ortaklı olduğunu, sözü geçen şirketin yıllarca ortaklarına ciddi gelir getirdiğini, müvekkillerinin şirket yönetiminde söz sahibi olduğu dönemde ortakların kararı üzerine 2009 yılında yönetim değişikliği yaşandığını, yönetim değişikliğinden sonra şirkette ciddi sıkıntılar yaşanmaya başlandığını, vergi dairesince mali denetim ve incelemeler sonucunda şirkete yüklü cezalar kesildiğini, şirketin karlılığı iyice azalmışken 2014 yılı sonlarında yaşanan maden kazasında yaşamını yitiren çalışanlar nedeniyle oluşan maddi zararların şirketi zarar eder konuma getirdiğini, şirket yönetiminin aldığı yanlış kararlar nedeniyle şirketin iki yıl kadar üretim yapamadığını, şirkete karşı açılan tazminat davalarının temyiz giderleri ile çalışanların maaşlarını bile zaman zaman müvekili şirket ortaklarının karşıladığını, tüm bunların davacı tarafından bilindiğini, müvekkilli şirketin …’ ni zor durumdan kurtarmak amacıyla hisseleri satın aldığını, davacının da hissesini satmak istemesi üzerine davaya konu satışın yapıldığını, hisse satın alımlarının ileride büyüyecek zararları önlemek adına yapıldığını, davacı ve diğer şirket ortaklarından hisselerin alım tarihinden sonra ortaya çıkan borçlardan hisselerin eski ortaklarının da sorumlu olması gerektiğini, devir bedellerinin buna göre revize edilmesinin istenildiğini, ancak bu taleplerinin karşılık bulmadığını, müvekkili ile müvekkili firma ortaklarının diğer ortakların katılmadığı vergi ve diğer borçları ödemek zorunda kaldığını, bu borçları şirketin elde ettiği gelir ile ödemelerinin mümkün olmadığını, sözleşmede sonradan ortaya çıkan bazı olgular nedeniyle değişiklik yapılabileceğinin mümkün olduğunu, ortada ön görülmez olay olduğunu, müvekkilinin borcunu henüz ifa etmediğini, müvekkilinin sözleşmeyi yeni koşullara uyarlamak suretiyle borç miktarı bulunmasını isteme hakkına sahip olduğunu bu nedenlerle sözleşme tarihinden sonra çıkan durumların dikkate alınarak sözleşme bedelinin yeniden değerlendirilmesine, müvekkilinin sözleşmedeki devir bedelinden sorumlu olmadığına, alacağın dava konusu edilen sözleşmeye göre talep edilemeyeceğinden davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….taraflar arasında Konya .. Noterliğince düzenlenen 15/03/2017 tarih ve …. yevmiye nolu “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile davaya konu … Şirketindeki davacıya ait nominal değeri 125,00 TL olan toplam 11.250,00 TL lik 90 payın davalı şirkete 328.125,00 TL bedelle devredildiği ve satış bedelinin davalı tarafça ödenmediği anlaşılmış olup, davalı vekilince şirkette yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle öncelikle sözleşmenin yeni koşullara göre uyarlanması talep edilmiş ise de; 6098 sayılı BK’ nun 138. maddesi gereğince uyarlama talebi ancak dava olarak talep edilebileceğinden ve davalı vekilince ileri sürülen sebepler sözleşmenin yapımı öncesi ve sözleşme tarihinde var olan sorunlara ilişkin olduğundan davalı tarafın şartları bulunmayan uyarlama talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesiyle açıkça sözleşme bedelinin ifa edilmediği kabul edilmiş olup; sözleşmeye göre davacının edimini tam olarak yerine getirerek sözleşmede belirtilen devir bedeline hak kazandığı anlaşıldığından davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.” gerekçesiyle davacının davasının ıslah dilekçeside nazara alınarak kabulü ile; 328.125,00 TL nin temerrüt tarihi olan 02/10/2018 tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile davalı müvekkili arasındaki bağlantının ortaklık temelli olduğunu, 2014 yılında yaşanan maden kazası neticesinde ocakların uzun süre çalışmadığını, …. İşletmesinin artık zarar eder durumda olduğunu, 2017 yılı mayıs ayında ruhsat süresi dolacağından kömür işletmesinin ruhsat uzatım işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini, bunun için devlete borcunun olmaması gerektiğini, bu borcun müvekkili şirket ortaklarının üstlenmek zorunda kaldığını, kazada ölenlerin tazminatları, yapılandırılan vergi borçları ve devralınmak zorunda kalınan ocakların bedeli, uzun zaman çalışamamanın getirdiği borçlar nedeniyle hissesi satılan şirketin çok zor durumda olduğunu, cevap dilekçelerinde belirtildiği üzere bir sözleşmede sonradan ortaya çıkan bazı olgular nedeniyle değişiklik yapılabilmesi, beklenmeyen hal koşullarının gerçekleşmiş olması halinde mümkün olduğunu, sözleşme yapıldığı sırada mevcut bulunan şartlar önemli surette değişmişse taraflar sözleşme ile bağlı olmaması gerektiğini, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştiğini, bu durumda kötü niyetli davacının tüm taleplerinin kabul edilmemesi gerektiğini, cevap dilekçesinde davacının tüm borçların sebebini bildiğini, şirketin mali tablosunun değerlendirilmesi amacıyla çok sayıda icra dosyası, yasal kayıt ve belge bildirilmiş olmasına rağmen bu belge ve kayıtların getirilmediğini dolayısı ile savunma imkanının kısıtlandığını, şirketin hisseleri devredilmiş olsa bile halen tescil edilmediğini, devrin ancak tescil neticesinde geçerlilik kazanacağını, devrin hissesi devredilen şirket tarafından kabul bulmaması halinde devir geçerlilik kazanmayacağı halde hisse devrinin tescilinin yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; limited şirket pay devrinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacının ….’nde bulunan 90 payını 328.125,00 TL bedelle davacı şirkete Konya ..Noterliği’nin 15/03/2017 tarih, …. yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile devrettiği, sözleşmede davacının devir bedelini nakten ve tamamen aldığı yazılı ise de davalı tarafın cevap dilekçesinde devir bedelinin ödenmediğini kabul ettiği görülmüştür.
Kural olarak pay devrinin hüküm ifade edebilmesi için sözleşmenin noterde tasdiki ve devre ortaklar genel kurulunun onay vermesi gereklidir. Bu şartlardan birinin bulunmaması halinde, limited şirket pay devirlerinde bölünme kuralı geçerli olmadığından pay devri, şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceği gibi ilgililer arasında da hüküm ifade etmez.
Ancak davalının, pay devrinin şirket tarafından kabul bulmaması halinde devrin geçerlilik kazanmayacağına dair savunmasını ilk derece mahkemesinde ileri sürmediği, ilk defa istinaf aşamasında ileri sürdüğü HMK’nın 357/1 maddesi gereğince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dinlenemeyeceği, davalının istinaf aşamasında ileri sürdüğü bu savunmasının resen göz önüne alınacak bir husus olmadığı, pay devri bedelinin ödenmediğinin sabit olduğu, uyarlamanın da ancak dava yoluyla talep edilebileceği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 22.414,22 TL harçtan peşin alınan 5.603,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.810,66 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç