Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2598 E. 2022/1342 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI :
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
YAZIM TARİHİ : 25/09/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı Kooperatifin 18.4.2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 6 nolu maddesi ile alınan kararla kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiğini, genel kurulda alınan kararın hukuka ve yasaya aykırı olup, iptali gerektiğini zira, davalı tarafından müvekkiline gönderilen ihtarnamelerin hukuka ve usule uygun olmadığını zira, ihtarnamelerin açık, anlaşılır ve çelişkiden uzak olması gerektiğini, müvekkiline aidat borçları ile ilgili ikinci ihtarname ile tanınan sürenin 30 gün olmak zorunda olduğunu, kooperatif yönetim kurulunun 30/03/2003 tarihli genel kurulunda aldığı 6 nolu karar gereğince dükkan ve daire satışları konusunda yönetim kuruluna üye fazlası daire ve dükkanların satılması konusunda yetki verildiğini, dükkanların 100.000,00 TL ve dairelerin 25.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere satılmasına karar verildiğini, bu karar gereğince müvekkiline bir adet dairenin 27.000,00 TL bedel karşılığında satıldığını, satış işlemine binaen 01.12.2004 tarihli yönetim kurulu toplantısında müvekkilinin üye girişi ve daire satışı hakkında karar alındığını ve müvekkiline bir adet daire satışına oybirliği ile karar verildiğini, müvekkilinin normal üye olmayıp, yönetim kurulu kararı ile tercihli üye olduğunu, bu üyelikten kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının 5-6 yıl boyunca müvekkilinden herhangi bir ödeme talebinde bulunmadığını, uzun bir zaman geçtikten sonra aidat borcu bulunduğundan bahisle müvekkilinin borçlu kılınmak istenildiğini ve kötüniyetli olarak ihraç edildiğini, müvekkilinden talep edilen miktarın da fahiş olduğunu ileri sürerek, yönetim kurulu kararının onanmış olduğu 18.4.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan müvekkilinin ortaklıktan ihracına dair kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacıya çekilen ihtarnamenin açık, anlaşılır ve çelişkiden uzak olarak düzenlendiğini, aidat miktarları, ayları ve yıllarının net olarak belirtildiğini ayrıca, ikinci ihtarnamede kanunun aradığı 1 aylık sürenin de verildiğini, buna rağmen davacının bir ödeme yapmadığını, davacının, müvekkili kooperatiften daire aldığı iddiasının da yerinde olmadığını, davacının 2008 yılının Şubat ayından itibaren bir ödeme yapmadığını, ihraç kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…İşbu dava; kooperatif üyeliğinden ihraç ile ilgili yönetim kurulu kararına itirazın reddi ile ilgili kooperatif genel kurulu kararının iptali davasıdır.
Mahkememizce; davacının davalı kooperatife yaptığı ödemeleri gösterir tahsilat makbuzlarının ve ödenmiş bonoların örnekleri, kooperatif ana sözleşmesinin örneği, kooperatif karar defteri örneği, kooperatif üye kayıt defteri örneği, kooperatif genel kurul toplantı tutanaklarının örnekleri, davalının davacıya gönderdiği ihtarnamelerin örnekleri, ihtarnamelerin tebliğ mazbatası örnekleri, üyelikten ihraca ilişkin yönetim kurulu kararı örneği, daha önceden verilmiş dava dışı ihraç kararının iptaline ilişkin mahkememizin 2013/197 Esas sayılı dosyası ve dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler ile taraf vekillerinin verdikleri dilekçeler ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Muhasebeci bilirkişi … ın düzenlediği 25/05/2016 tarihli bilirkişi raporu ve 12/06/2017 tarihli ek rapor ve 22/01/2018 tarihli ikinci ek rapor ve muhasebeci bilirkişi … nin düzenlediği 18/06/2019 tarihli rapor mahkememizce incelenmiştir.
Mahkememizin Yargıtayca onanarak 29/05/2014 tarihinde kesinleşmiş olan … Esas ve … Karar sayılı kararında davacının tercihli üye olup olmadığı konusu tartışma konusu yapılmaksızın o dosyada dava konusu olan ihraç kararının ihtarnamelerin usul ve yasaya uygun olmadıklarından bahisle ihracın iptali davasının kabulüne karar verildiği ve kesinleşen karardaki hususların işbu davamızda dava konusu ihraç kararlarının farklılığı ve tercihli üyelik yönünden bir tespitin olmaması nedenleriyle kesin hüküm etkisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ile davacının davalı kooperatifin üyesi/ortağı olduğu çekişmesizdir. Davacı, davalı kooperatif üye defterinin 84. sayfasında kayıtlı üye olup 01/12/2004 tarihinden beri üye olduğu yazılıdır. Taraflar arasındaki çekişme davacının tercihli üye mi yoksa normal üye mi olduğu ve bunun sonucuna göre de davacının aidat ödeme borcu/sorumlusu olup olmadığı ve ayrıca dava konusu edilen ihraçla ilgili temerrüt/haklı ihtarların usul ve yasaya uygun olup olmadıkları hususlarındadır.
Davalı kooperatifin ana sözleşmesinde daire satışlarının nasıl yapılacağı hakkında özel bir hüküm olmayıp sadece bu hususun genel kurul tarafından karara bağlanacağı belirtilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu da bu konuda genel kurulu yetkili göstermiştir. Genel kurul sınırlarını belirleyerek yönetim kuruluna yetki verebilir.
Davalı kooperatifin ana sözleşmesinde ve genel kurul kararlarında tercihli üyelikle ilgili bir hüküm de yoktur.

Davalı kooperatifin 30/03/2003 tarihli genel kurul toplantısının 6. gündem maddesinde; “Dükkan ve daire satışları konusunda yönetim kuruluna üye fazlası daire ve dükkanların satılması konusunda yetki verilmesi hususu müzakereye açıldı. Dükkanların 100.000,00 TL, dairelerin 25.000,00 TL den aşa olmamak kaydıyla satılmasına ve bu konuda yönetim kurulunun yetkili kılınmasına ayrıca bir komisyon oluşturulmasına” karar verilmiştir.
Davalı kooperatifin 21/03/2004 tarihli genel kurul toplantısının 6. gündem maddesinde; “Dükkan ve daire satışları için genel kurula bilgi verildi. Daha önceki genel kurulda alınan karar aynen geçerlidir denildi.” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 01/12/2004 tarih ve 74 karar sayılı kararı ile davacı … un kooperatif üyeliğine girişine ve ayrıca davacı … a bir adet daire satışına ve 3 nolu dairenin borcu bitmeden satış kararının gerçekleşmiş sayılmamasına şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Bu karara göre davacı … a zemin katta bulunan … nolu dairenin satışına ve üyeliğe kabulüne karar verildiği ancak kararlaştırılan daire bedelinin borcunun bitmemesi halinde satış kararının geçerli sayılmamasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatifin 21/04/2004 tarihli genel kurulundan sonra dava tarihinden sonrasına kadar yaptığı 25/06/2005, 24/06/2006, 17/03/2007, 01/09/2007, 21/06/2008, 04/04/2009, 02/01/2010, 02/01/2011, 26/05/2012, 25/05/2013, 26/04/2014, 18/04/2015, 28/05/2016 tarihli tüm genel kurullarda tercihli üyelik veya daire satışı veya bunlarla ilgili yapılmış işlemlerin onaylanması hakkında herhangi bir genel kurul kararı yoktur.
30/03/2003 tarihli genel kurul kararında geçen şekli ile herhangi bir komisyon oluşturulmamıştır. Komisyon oluşturulacak ve satılacak olan dükkanların ve dairelerin asgari fiyatlarını belirleyecek ve bu belirlemeler 100.000,00 TL ve 25.000,00 TL aşağı olamayacak ve nihayet komisyon belirlemesi doğrultusunda yönetim kurulu satışları gerçekleştirecektir.
Dosya kapsamı ile davacının 42 adet bono ile 500,00 er TL den 21.000,00 TL ve tahsilat makbuzları ile de 6.000,00 TL olmak üzere toplam 27.000,00 TL davalı kooperatife aidat ödemesi yaptığı dosya kapsamı bonolar ve makbuzlar ile sabittir. Bu konuda bir çekişme de yoktur.
Davalının üyeliğe girdiği 01/12/2004 tarihi itibariyle üyelerin kişi başı toplam 9.450,00 TL miktarında aidat ödemesi yaptıkları ve davacının son taksit ödemesini yaptığı 30/06/2008 tarihi itibariyle de üyelerin kişi başı toplam 28.950,00 TL ödedikleri de sabittir.
Davacının davalıya birinci haklı ihtarı gönderdiği 29/11/2013 tarihi itibariyle üyelerin kişi başı toplam 62.950,00 şer TL aidat ödedikleri de sabittir.
Davacı … 2004-2008 dönemi içinde (4 yıl içinde) toplam 27.000,00 TL aidat ödemiştir. Davalı kooperatif 28/10/1999 tarihinde kurularak faaliyete geçmiştir. 1999 sonundan neredeyse 2000 yılının başından itibaren üyeler aidat ödemeye başlamışlardır.
Davacının dairesinin toplam fiyatının kaç lira olduğu ve davacının ne kadar miktar ödeme yapacağı hakkında herhangi bir yazılı delil ve belge yoktur. Yapılan taksitli ödemelerin toplam satış fiyatı olduğunu anlamak mümkün değildir. Davacının 30/06/2008 tarihinde son ödemeyi yaptığı tarihte baştan beri aylık aidat ödeyen üyeler 28.950,00 TL ödemişlerdir. Davacı ise toplam 27.000,00 TL ödemiştir. İşbu 28.950,00 TL nin 9.450,00 TL lik kısmı davacının üye olduğu tarihe kadar diğer üyelerin ödedikleri aidat kısmıdır. Davacı 4 yılda ödeme yapacak şekilde tercihli üye olduğunu ispatlayacak bir delil ve belge sunamamıştır. Tercihli üyelikte umulur ki toplu ödeme yapılır ve yapılan toplu ödeme normal üyelerin yıllara sari ödemeleri karşısında makul bir rakam teşkil eder. Ancak olayımızda böyle bir durum değil neredeyse tam tersi bir durum da söz konusudur. Davacının tercihli üye olmadığı normal üye olduğu anlaşılmıştır. Davacı, diğer üyeler kadar aidat ödemek zorundadır. Davacı eskalasyon/güncelleme talebinde bulunmuş ise de toplu bir ödemesi söz konusu olmadığından yaptığı ödemeler neredeyse baştan beri aidat ödeyen üyeler kadar bile olmadığından bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Davacı zemin katlar ile normal katlar arasındaki fark gözetilmemiştir savunmasında bulunmuş ise de bu en son tasfiye aşamasında şerefiye farkı olarak düşünülecek bir konudur. Kooperatif genel kurulunun veya yönetim kurulunun zemin kattakiler şu kadar diğer kattakiler bu kadar aidat ödeyecek diye bir kararı olmadığından davacının bu iddiasına da itibar edilmemiştir.
Davacı tercihli üye olmayıp normal üye olduğundan ve aidat ödeme sorumlusu olduğundan haklı ihtarnamelerin ve ihraç kararlarının içeriklerinin tartışılmasına şimdi geçilebilir.
Konya … Noterliğinin 29/11/2013 tarih … yevmiye sayılı 1. haklı/temerrüt ihtarnamesi ile davalı kooperatif, davacıdan 2008 yılından 2013 yılına kadar olan aylık aidat miktarlarını ve o yılın ilgili aylarını ve ödenecek toplam aidat miktarını ve varsa ara taksit tutarlarını gösterir içerikte toplam 71.000,00 TL aidat aslının 15 gün içinde ödenmesini aksi halde kooperatiften ihraç edileceğini bildirmiş olup işbu ihtarname davacı … a 06/12/2013 tarihinde usulen tebliğ edilmiştir.
Konya … Noterliğinin 27/01/2014 tarih … yevmiye sayılı 2. haklı/temerrüt ihtarnamesi ile davalı kooperatif, davacıdan 2008 yılından 2013 yılına kadar olan aylık aidat miktarlarını ve o yılın ilgili aylarını ve ödenecek toplam aidat miktarını ve varsa ara taksit tutarlarını gösterir içerikte toplam 71.000,00 TL aidat aslının bir ay içinde ödenmesini aksi halde kooperatiften ihraç edileceğini bildirmiş olup işbu ihtarname davacı … a 10/02/2014 tarihinde usulen tebliğ edilmiştir.
Davacı … un 15 gün ve bir ay içeren iki ihtarnameye rağmen aidat borçlarını ödememesi nedeniyle davalı kooperatif yönetim kurulunun 21/03/2014 tarih ve 3 sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiği ve işbu ihraç kararının Konya … Noterliğinin 28/03/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacı … a 28/03/2014 tarihinde usulen tebliğ edilmiştir.
İhraç kararını tebliğ alan davacı … Konya … Noterliğinin 14/05/2014 tarih … sayılı ihtarnamesi ile yönetim kurulunun ihraç kararına itiraz ederek genel kurul tarafından ihraç kararının kaldırılmasını talep ettiği, işbu itiraz ihtarnamesinin davalıya 02/06/2014 tarihinde usulen tebliğ edildiği, bunun üzerine davalı kooperatif tarafından 18/04/2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının 6. maddesi ile davacı … ve dava dışı bir kısım kişilerin ihraçları görüşülerek davacının ihracına oybirliği ile karar verildiği ve davacının işbu genel kurul ihraç kararının iptali için bir aylık hak düşürücü süre içinde 18/05/2015 tarihinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 2. haklı ihtarnamenin 30 gün yerine bir ay olarak düzenlendiğini ve bunun ihtarnameyi geçersiz kıldığını savunmuştur. İşbu 2. ihtarname davacıya 04/02/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yasa gereği tanınması gereken süre 30 gündür. 2014 yılı Şubat ayı 28 gün çekmektedir. 30 günlük süre 06/03/2014 tarihinde sona ermektedir. İhtarnamede geçen süre bir ay olduğundan bir aya göre son gün 04/03/2014 tarihine isabet etmektedir. Görüldüğü üzere davacının aleyhine 2 günlük bir kısıtlama yapılmış olmaktadır. Tebligatın Şubat ayında yapılması nedeniyle 30 gün veya bir ay süre tanınması davacının lehine veya aleyhine sonuç doğurucu niteliktedir. Diğer aylarda 30 gün yerine bir ay denilmesi davacının asla aleyhine sonuç doğurmaz. Hatta 31 çeken aylarda davacının lehine bile sonuç doğurabilir ise de Şubat ayı üyenin/davacının aleyhine sonuç doğurmaktadır. Davacının bu iddiası yerinde olup 2. ihtarnamede 30 gün yerine bir ay süre tanınması ihtarnameyi geçersiz kılmaktadır.
Ayrıca davalının davacıya gönderdiği 1. haklı ihtarname 29/11/2013 tarihinde düzenlenmiş ve Kasım 2013 aidatı 1.000,00 TL ve yine Kasım 2013 ara aidatı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL de eklenerek 71.000,00 TL istenilmiştir. Aynı husus 2. haklı ihtarnamede de tekrar edilmiştir. Kasım 2013 ayının aidatları 30/11/2013 tarihine kadar ödenebilir. Kasım ayının aidatları yönünden temerrüt tarihi 01/12/2013 tarihidir. Kasım 2013 ayı eklenmeden temerrüt ihtarnameleri gönderilmeli idi. Temerrüt ihtarnameleri bu yönden usul ve yasaya aykırıdır. Kasım 2013 ayı aidatları olan 6.000,00 TL bu ay bitmeden davacıdan istenemez.
Ayrıca bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi Kasım 2013 aidatları hariç davalı, davacıdan 57.950,00 TL isteyebilecekken davacıdan toplam 71.000,00 TL isteyerek fazladan aidat talebinde bulunmuştur. Bu husus da haklı ihtarnameleri geçersiz kılmaktadır.
Davacının temerrüt ihtarnamelerinde herhangi bir faiz talebi yoktur. Aidat alacaklarının sadece asıllarını ihtarnamelere konu etmiştir. Davalının, işbu davada faiz vs. alacaklarından söz etmesi de çelişkili davranış yasağı cümlesindendir.
Davalı kooperatifin gönderdiği ihtarnamelere dayalı olarak üyelikten ihraç kararı verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle dava konusu ihraç kararının temeli olan ihtarnameler hukuken geçersiz olduklarından ve geçersiz ihtarnameler davacının aleyhine bir sonuç doğuramayacağından dava konusu ihraç kararının iptaline karar vermek gerekmiştir.
Kooperatif yönetim kurulu kararına esas olan birinci ve ikinci ihtarname kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olduklarından ihraç kararı yasal dayanaktan yoksundur. Usulsüz ve geçersiz ihtarnamelere dayanarak ihraç kararı verilemez. Sırf bu nedenle üyelikten ihraç kararının iptaline karar vermek gerektiğinden davanın kabulüne…” gerekçesiyle, davalı kooperatif yönetim kurulunun 21/03/2014 tarih, 3 sayılı davacının kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin yönetim kurulu kararına karşı davacının yaptığı itiraz üzerine davalı kooperatifin 18/04/2015 tarihli genel kurulunun 6. maddesindeki davacının üyelikten ihracına (yönetim kurulu ihraç kararına itirazın reddine) ilişkin genel kurul kararının davacı yönünden iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, genel kurul ve davalı kooperatif yönetim kurulunun 01.12.2004 tarih ve 74 karar sayılı kararı ile müvekkilinin kooperatif üyeliğine girişine ve 1 adet daire satışına oy birliğiyle karar verildiğini, verilen karar neticesinde yönetim kurulunun müvekkilini peşin bedelli üye olarak kabul ettiğini müvekkilinin davalı kooperatife 27.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin normal üye olmadığı, yönetim kurulu kararı ile tercihli üye olduğunu ve bu üyelikten doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, mahkemece müvekkilinin normal üye kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili, 22/10/2020 tarihli dilekçesi ile istinaf isteminden feragat ettiklerini bildirmiş, davacı asilin de 20/09/2022 tarihli dilekçe ile, istinaf isteminden feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili, müvekkili tarafından gönderilen ödeme ihtarnamelerinde davacı aleyhine 2 günlük kısıtlamadan söz edildiğini ancak, yönetim kurulu kararının 21.3.2013 tarihli olup, fazlası ile bu sürenin beklendiğini davacı tarafından ise, bir ödeme yapılmadığını, bilirkişi tarafından rakamların doğru hesaplanması halinde toplam ödeme rakamlarının yüksek olduğu ve davacıya gönderilen borcun gerçekliğinin ortaya çıkacağını, bu nedenle davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı Kooperatifin 18.4.2015 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan davacının ortaklıktan ihracına dair kararın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır

Öncelikle, ilk derece mahkemesince verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş ise de, davacı vekilinin 22/10/2020 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiğini bildirdiği, davacı asilin de 20.09.2022 tarihli dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurma hakkından feragat ettiğini beyan ettiği ve beyanını imzası ile teyit ettiği, dilekçe ekinde kimlik tespitinin de yapıldığı, uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri türden olduğu anlaşılmakla, HMK’nın 349/2 maddesi gereğince, davacı tarafın istinaf isteminin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf isteminin incelenmesine gelince ise, 1163 sayılı Koopetifler Kanunu’nun ” Ortaklıktan Çıkarılma Esasları ve İtiraz” başlıklı 16. maddesinde ”Değişik fıkra: 06/10/1988 – 3476/4 md.) Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.
Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.
(Ek fıkra: 06/10/1988 – 3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. ” hükmü düzenlenmiştir.
Davalı Kooperatif ana sözleşmesinin ”Ortaklıktan Çıkarma ” başlıklı 14. maddesinin 2. bendinde de ”Parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden otuz gün içerinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenler”in ortaklıktan çıkarılmasına karar verileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davalı Kooperatifin 27.11.2013 tarihli 1. ihtarı ile 2008 yılınından 2013 yılına kadar olan toplam 71.000,00 TL borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 15 gün içerisinde ödenmesi aksi halde kooperatif üyeliğinden ihraç edileceği, Konya … Noterliği’nin 29.11.2013 tarih, … nolu ihtarı ile davacıya ihtar edilmiş, anılan ihtarname 06.12.2013 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş, 27.1.2014 tarihli ikinci ihtarname ile de, 71.000,00 TL borcu bulunduğu ve bu borcun birinci ihtara rağmen halen ödenmediği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 1 ay içerisinde borcun ödenmesi aksi halde üyelikten ihraç edileceği, Konya … Noterliğinin 31.1.2014 tarih, … no’lu ihtarnamesi ile ihtar edilmiş, söz konusu ihtarname de davacının eşine 10.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından 1. ve 2. ihtarnamelere rağmen ödeme yapılmadığından bahisle Yönetim Kurulu’nun 21.3.2014 tarih ve … sayılı kararı ile davacının üyelikten ihracına karar verilmiş ve ihraç hususu davalı tarafından 27.3.2014 tarihinde, Konya … Noterliğinin 28.3.3014 tarih, … nolu ihtarnamesi ile davacıya ihtar edilmiş, anılan ihtarnamenin de 28.3.2014 tarihinde davacının eşine tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bunun üzerine davacı tarafından 14.5.2014 tarihinde, Konya … Noterliği’nin ihtarnamesi ile genel kurula sunulmak üzere yönetim kuruluna itiraz edilmiş, davalı Kooperatifin 18.4.2015 tarihli genel kurulunda davacının ihracına oy birliği ile karar verilmiş, davalı Kooperatif tarafından da, 27.4.2015 tarihli, Konya … Noterliği’nin … nolu ihtarnamesi ile davacının itirazının genel kurulda görüşülerek oy birliği ile reddedildiği davacıya bildirilmiş, işbu ihtarnamenin davacıya tebliğine ilişkin belge dosya içerisinde bulunmamakla birlikte, dava tarihi 18.5.2015 tarihi olup, gerek dava konusu genel kurul, gerekse de işbu genel kurul kararının davacıya bildirildiği ihtarname tarihi esas alındığında davanın 3 aylık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkemece yasal 1 aylık süre içerisinde açıldığı belirtilmiş ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 10/04/2006 tarih, 2005/4157 E- 2006/3817 K. sayılı ilamında “….1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/3 üncü maddesine göre, yönetim kurulunun ihraç kararına karşı genel kurula itiraz edilmiş ise, artık yönetim kurulunun ihraç kararına karşı iptal davası açılamaz. Dava, genel kurul kararına karşı ve tebliğinden itibaren üç ay içinde açılmalıdır. Zira, aynı hükümde, itiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır…” ve yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’ nin 12/10/2012 tarih, 2012/5387 E- 2012/5947 K. sayılı ilamında da “… 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/3. ve anasözleşmenin 14/2. maddeleri hükümlerine göre, yönetim kurulunun ihraç kararına karşı genel kurula itiraz edilmiş ise, artık yönetim kurulunun ihraç kararına karşı iptal davası açılamaz. Dava, genel kurul kararına karşı ve tebliğinden itibaren üç ay içinde açılmalıdır. Zira, aynı hükümde, itiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı iptal davası hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır…” belirtildiği ve davanın da 3 aylık süre içerisinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davalı tarafından, davcıya gönderilen ihtarnamelerin kanuna ve usule uygun olup olmadığının incelenmesine gelince ise, her ne kadar mahkemece 2. ihtarın davacıya 04.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği hatalı kabulünden hareketle hüküm tesis edilmiş ise de, işbu ihtarın 10.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, yasa gereği tanınması gereken sürenin 30 gün olduğu, 2014 yılı Şubat ayının 28 gün çektiği, 30 günlük sürenin 12.3.2014 tarihinde sona erdiği, ihtarnamede geçen süre ise 1 ay olduğundan, 1 aya göre son günün 10.03.2014 tarihine isabet etmesi nedeniyle davacı aleyhine 2 günlük kısıtlama yapılmış olduğundan ikinci ihtarnamede 30 gün yerine 1 ay süre tanınması ihtarnameyi geçersiz kılmaktadır.
Daha önce de davacı tarafından davalı aleyhine üyelikten ihraç kararına karşı açılan davada, Konya … ATM’nin … E-… K. sayılı ilamı ile ihtarın usulüne uygun olmaması nedeniyle verilen ihraç kararının iptali kararı Yargıtay … HD’nin … E-… K. sayılı ilamı ile de onanmıştır.
Bu itibarla, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında, davacının istinaf isteminin, istinaf isteminden feragat edilmesi nedeniyle reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin ise, yukarıda da açıklandığı üzere, davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarın usulüne uygun olmaması nedeniyle ihraç kararı yasaya aykırı olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf başvuru dilekçesinin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
1- Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Davalı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
1- Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
5- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 23/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T