Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2595 E. 2022/1314 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLLERİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
YAZIM TARİHİ : 22/09/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 24/10/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
ASIL DAVA: Asıl davada (Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası) davacı … vekili; müvekkilinin kendisine ait araçlar ve çalıştırmış olduğu araçlar ile davalıya yük nakliyesi yaptığını, davalının farklı firmaların nakliyesini üstlenmiş olup, Türkiye’nin çeşitli bölgelerine ulaştırılması gereken nakliye işini belirli ücret karşılığında müvekkiline yaptırdığını, taraflar arasında gerçekleşen bu nakliye ticareti sonucunda müvekkilinin davalıdan 232.589,00 TL alacağı doğduğunu, yaptığı işin karşılığını davalıdan tahsil edemediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhinde Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere inca inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada (Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası) davalı … vekili; Müvekkilinin hem nakliye, hem de araç alım satımı yaptığını, müvekkili ile davacının karşılıklı nakliye işlerinin olduğunu, davacının müvekkiline yapmış olduğu nakliye bedeli için 233.179,14 TL değerinde fatura kesildiğini, müvekkilinin ise davacıya nakliye bedeli için 302.478,47 TL fatura kestiğini, davacının müvekkiline nakliye işinden kalan yaklaşık olarak 69.299,33 TL borcuna mahsuben 10.280,00 TL, 10.000,00 TL, 23.000,00 TL, 24.500,00 TL bedelli dört adet çek verdiğini, nakliye işinden dolayı müvekkilinin davacıdan 1.519,33 TL alacaklı olduğunu, müvekkili ile davacı arasında nakliye işi dışında araç alım satımı, araç kiralaması ve emanet para alışverişinin de olduğunu, davalı tarafından davacıya kiralanan araçlara ilişkin olarak 10.000,00 TL, davalıya satılan araçlara ilişkin olarak ise 335.000,00 TL civarında fatura kesildiğini, davacının borçlarına karşılık müvekkiline toplam 372.000,00 TL bedelli 23 adet aylık sıralı senet verdiğini, davacı adına kayıtlı … /… İlçesi, …Mah. …Ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine 500.000,00 TL limitli süresiz 1.derece 1.sıra ipotek tesis edildiğini, davacının bu senetlerin bir çoğunu banka aracılığıyla ödediğini, yalnızca halen vadesi dolmamış olan 20/02/2016 vadeli 15.750,00 TL ve 20.03.2016 tarihli 15.750,00 TL bedelli iki adet senedin kaldığını, davacının adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipotek bedelini davalıya ödeyerek ödeme sonrasında ipoteğin fek edilmesini talep ettiğini, davalının ipotek bedeli ödenmesi şartı ile talebi kabul ettiğini, bu işlemi gerçekleştirmesi tarafların tanıdığı olan …’e vekaletname verdiğini, ancak müvekkilinin davacının taşınmaz üzerindeki şerhi ipotek bedeli ödenmeden kaldırttığını öğrendiğini, bu nedenle vekalet görevini kötüye kullanan …’e ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen davada (Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası) davacı … vekili; taraflar arasında 2013-2014 yıllarında farklı tarihlerde davalı adına nakliye işini yaptığını, karşılığında toplam 254.478,48 TL değerli 20 adet faturayı davalı adına düzenlediğini, müvekkilinin 4 adet araç kira sözleşmesi ile 21 adet aracını davalıya kiraya verdiğini, kira bedelleri için davalı adına toplam 48.000,00 TL bedelli 4 adet fatura düzenlediğini, ayrıca 21 adet aracını da davalıya sattığını, satışlar sebebiyle davalı adına toplam 345.000,00 TL bedelli 20 adet fatura kesildiğini, davalının, müvekkiline borcunun 67.780,00 TL’sini ödediğini, bakiye 579.698,48 TL’sini ise yapılan tüm uyarılara rağmen ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhinde Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhinde %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada (Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası) davalı … vekili; davacının Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına sunduğu beyanlar ile bu davadaki beyanlarının örtüşmediğini, davacı tarafın önceki bayanlarında müvekkilimden alacağı olduğu ve ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin kendilerine 372.000 TL değerinde bono senedi verdiği ileri sürdüğünü, daha sonra bu beyanlarını değiştirip müvekkilinin … Ltd. Şti.nin borcuna kefil olduğunu ve bu sebeple işbu bono senetlerini verdiğini ileri sürdüğünü, davacının mahkemeyi yanıltma çabası içinde olduğunu, 372.000,00 TL lik bono seretlerinin tamamı müvekkilimin 2014 yılında doğan borçlarından dolayı verilmiş bonolar olduğunu, fakat karşı taraf sözleşmeyi eski tarihli tanzim ederek iyi niyetli müvekkiline imzalattığını, zaten ticari defterlerde de görüleceği üzeretaraflar arasındaki ticari ilişki 2014 yılında başladığını, müvekkilinin başkasının borcunu yüklenmesinin sözkonusu olmadığını, karşı tarafça ileri sürülen sözleşmede belirtilen bonolarda tanzim tarihi karşı tarafça gerçeği yansıtmayacak şekilde kendi istediği şekilde yazıldığını, fakat vade tarihlerine baktığımızda nakliye ve diğer faturalardan sonra vade tarihlerinin olduğu gerçeğinin anlaşılacağını, davacı taraf müvekkiline bir kısım araçlar sattığını ve müvekkilinin 345,000,00 TL yi kendisine ödemediğini iddia etmişse de bu yöndeki beyanların gerçeği yansıtmadığını, qraç satışları noter huzurunda yapıldığını ve bedelinin alındığı açıkça noter huzurunda beyan edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın beyan ettikleri alacak ve borç ilişkisinin örtüşmediğini, davacı tarafından iş bu dava dosyası ile … Esas sayılı dosyasının birleştirilmesine yönelik taleplerinin ve açılan davanın yasal dayanaktan ve iyi niyetten uzak olup gerçeği yansıtmadığından reddine, kötü niyetli karşı tarafın tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı-birleşen dosya davalısı tarafın ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davalı-birleşen dosya davacı tarafın ise ödeme hususunu yazılı ve kesin delillerle ispat edemediği görüldüğünden Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip konusu faturalardan dolayı takip talebinde yazıldığı gibi 267.645,17 TL. borçlu olduğu sonucuna varıldığı, bu nedenle davanın kabulüne ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalı-birleşen dosyanın davacısı … açtığı davada, davacı ödeme hususunu yazılı ve kesin delillerle ispat edemediği, takibe geçmekte haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle; 1- Davacı- karşı davalının davasının kabulü ile davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile 267.645,17 tl. üzerinden takibin devamına, 2-Hükmedilen 267.645,17 TL.nin % 20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davalı -karşı davacının davasının reddine, 4-Davalı – karşı davacının 234.698,48 TL.nin % 20’si kadar kötü niyet tazminatının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı birleşen dosya davacısı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ile davacı/karşı davalı arasında çeşitli konularda yapılan ticari ilişki kapsamında 2014-2015 yıllarında, davacı/karşı davalı adına toplam 647.478,48 TL fatura düzenlediğini, 2014 yılı öncesine dair tek ticari ilişkilerinin 14/01/2013 tarih ve … sayılı 8.094,88 TL bedelli fatura olduğunu, taraflar arasındaki ticari defterlere de yansıyan ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davacı/karşı davalıdan 372.000,00-TL alacaklı olduğunu, bu alacağına ilişkin olarak davacı/karşı davalı tarafça 20.11.2013 tarihli muacceliyet sözleşmesi ve 23 adet toplam 372.000,00-TL bedelli bononun müvekkiline verildiğini, borcun teminatı olarak davacı/karşı davalı adına kayıtlı …/…, … Mah. …ada, …parselde kayıtlı tarla nitelikli gayrimenkul üzerine 500.000,00-TL limitli süresiz 1. derece 1. sıra ipotek vekil eden lehine tesis edildiğini, alacak davacı/karşı davalının daha evvel gayri resmi ortak olduğu … Ltd. Şti. nin vekil edene olan borçlarından doğmuş olup, davacı/karşı davalı bu borçları ödemek amacı ile müvekkiline bonoları verdiğini, … Ltd. Şti. piyasaya borçlarının fazla olması nedeniyle daha sonra davacı/karşı davalı adına ticari faaliyete başlanıldığını, söz konusu 23 adet bononun taraflar arasındaki ticari ilişki ile bağı olmadığı gibi ticari ilişkiye dair faturaların düzenlenme tarihlerinden çok önce bonoların düzenlenerek teslim edildiğini, taraflar arasındaki 2014 yılı sonrasına dayanan ticari ilişki ile bu bonoların bir bağının olmadığını, müvekkilinin 2013-2014 yıllarında çeşitli tarihlerde davacı/karşı davalı adına nakliye işi yaptığını ve bu hizmet karşılığında toplam 20 adet 254.478,48-TL faturayı davacı/karşı davalı adına düzenlediğini, ayrıca kendisine ait 21 adet aracını kira sözleşmeleri ile davacı/karşı davalıya kiraya verdiğini, bu taşıtların kira bedelleri için davacı/karşı davalı adına 4 adet toplam 48.000,00-TL bedelli fatura düzenlediğini, davacı/karşı davalıya 21 adet araç sattığını, satımlar sebebiyle müvekkili tarafından davacı/karşı davalı adına 20 adet toplam 345.000,00-TL bedelli fatura kesildiğini, davacı/karşı davalı tarafından müvekkiline 67.780,00-TL ödendiğini, ancak fatura bedellerinden bakiye kalan 579.698,48-TL yapılan tüm uyarılara rağmen vekil edene davacı/karşı davalı tarafça ödenmediğini, davacı/karşı davalı tarafça açılan asıl davaya konu alacakları ile müvekkilinin alacakları toplamı hesap edildiğinde müvekkilinin davacı/karşı davalıdan 234.698,48-TL alacağı olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunda, müvekkili tarafından araç satış sözleşmelerine dayanan faturaların davacı/karşı davalı defterlerinde bulunmadığının belirtildiğini, faturaların bilirkişi demirbaş listesinde kayıtlı olduğunu, satışa konu olan araçların tamamının demirbaş listesinde kayıtlı olmasına rağmen bu hususta ilk derece mahkemesi tarafından eksik ve hatalı karar verildiğini, müvekkili tarafından davacı/karşı davalıya kesilen araç satış faturalarına dair ticari ilişkinin kabul edildiğini,listesinde kayıtlı olmasına rağmen bu hususta ilk derece mahkemesi tarafından eksik ve hatalı karar verildiğini, müvekkilinin davacı/karşı davalıya kestiği faturalar için hem kendi vergi dairesine hem davacı/karşı davalının vergi darisine “BF” formu düzenlenip verildiğini, “BA” formunun davacı/karşı davalının kayıtlı olduğu vergi dairesinden istenmesi halinde bu ticari ilişkinin davacının muhasebe kayıtlarında da işlenmiş olduğunun açıkça ortaya çıkacağını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, raporda, davacı/karşı davalı … tarafından müvekkiline ödediğini iddia ettiği ödemelerin müvekkilinin ticari defterlerinde olmadığının belirtildiğini, davacı/karşı davalının müvekkiline yaptığı ödemelerin 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinde olmasının ve 2014 – 2015 yılında yapılan ticari ilişkilere mahsup edilmesinin mümkün olmadığını, çünkü, müvekkili tarafından davacı/karşı davalıya kesilen faturaların tarihinin 2014 yılı olduğunu, davacı/karşı davalının iddia ettiği ödemelerin ise muacceliyet sözleşmesinde yer alan bonolara karşılık yapılan ödemeler olduğunu, bu bonoların ekte ibraz edilen muacceliyet sözleşmesinden anlaşılacağı üzere 2013 yılında keşide edildiğini, faturaların keşide tarihinden önce düzenlenen bonolara ilişkin yapılan ödemelerin ayrı bir ticari ilişki olduğu açıkça ortada olduğunu, bu nedenle ayrı bir ticari ilişkiden dolayı verilen bonoların ödemelerinin fatura borçlarına mahsup edilmesinin hukuken mümkün olmadığı gibi hayatın akışına da ters olduğunu, zaten bu bonoların müvekkili tarafından bir bankaya verilmiş olup banka vasıtası ile ödendiğini, söz konusu ödemeler … Bankası …Şubesi ve … Bankası … Şubesi vasıtası ile bono bedeli olarak tahsil edildiğin, hükme esas alınan bilirkişi raporunda takas ve mahsup konusuna hiç değinilmediğini, bu yönüyle de bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı/karşı davalının, müvekkili tarafından kesilen bir kısım faturaları ticari defterlerine işlediğinin, bu durumun 2015 yılı BA formunda yer aldığının, sonradan da bu faturaları ticari defterlerinden çıkardığı tespit edildiğini, davacı/karşı davalının bu faturaları ticari defterlerinden çıkarması sonucu defterler arasında bir çelişki doğduğunu, davacı/karşı davalı tarafın söz konusu borcu hem çek ve senetlerle ödediğini beyan ettiğini, hem de nakit olarak ödediğini söylediğini, davacı/karşı davalının birbiriyle çelişen bu beyanları dikkate alınarak hüküm verildiğini, müvekkilinin davacı/karşı davalı …’ a her hangi bir borcu bulunmadığını, aksine müvekkilinin davacı/karşı davalıdan alacağı olduğunu, yerel mahkemenin ispat yükünün tayininde hataya düştüğünü, yeminin sadece davacı/karşı davalının araçlarının satışına ilişkin yemin verildiğini, oysaki dava konusu faturalar ve dosyada bulunan muacceliyet sözleşmesine istinaden verilen senetlere ilişkin verilen herhangi bir yemin bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin bu hususlara ilişkin davacı/karşı davalıya yemin ettirmeyerek hataya düştüğünü ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; asıl ve birleşen dava faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı-birleşen davada davalı …, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan 15 adet fatura nedeniyle asıl davada davalı-birleşen davada davacı …’dan alacaklı olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep etmekte, asıl davada davalı-birleşen davada davacı … ise davalıya borçlu olmadığını, aksine Konya …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan 26 adet fatura nedeniyle alacaklı olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini savunmaktadır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki ihtilafın asıl davada davacı-birleşen davada davalı …’ın asıl davada davalı-birleşen davalı …’dan satın aldığı 20 adet aracın bedelinin peşin ödenip ödenmediği hususunda olduğu görülmekte olup 20 adet araç bedeli dışında kalan fatura ve ödemeler konusunda her iki tarafın da ticari defterleri birbirini teyit etmektedir. Taraflar arasındaki araç satışına ilişkin noter satış sözleşmelerinde araç bedellerinin peşin ödendiği belirtilmektedir. Bu durumda noter satış sözleşmesinin aksini iddia eden tarafın iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davalı-birleşen davada davacı …, asıl davada davacı-birleşen davada davalı …t’a satılan araçların bedelini peşin ödenmediği yönündeki iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil sunmamıştır. Ayrıca asıl davada davacı-birleşen davada davalı … bu hususta kendisine teklif edilen yemini ifa etmiştir. Buna göre mahkemece davalı … tarafından davacı …t’a satılan araçların bedelinin peşin ödendiğinin kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından asıl davada davalı-birleşen davada davacı … vekilinin istinaf başvuru talebinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 18.282,84 TL harçtan peşin alınan 4.615,11‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 13.667,73‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
6- Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 21/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B