Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2461 E. 2019/1038 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …

DAVALI : Hasımsız
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan zayi belgesi verilmesine ilişkin davada … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin üye kayıt defteri ve karar defterinin 18/01/2019 tarihinde kaybolduğunu, bu durumun 19/01/2019 tarihinde yerel gazetede ilan edildiğini, söz konusu nedenden dolayı faaliyetlerinin devam etmesi için üye kayıt defteri ve karar defterine ilişkin taraflarına zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacının zayi olduğunu bildirdiği defterlerin dava dilekçesinde beyan ettiği 18.01.2019 tarihinden çok öncesinde 2016 yılından beri haberdar olduğu anlaşıldığından ve zıyanın öğrenildiği tarihten itibaren geçerli 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı” gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; sulama kooperatifi başkanı olarak üye kayıt defterlinin kayıp olduğunu yönetimi devir aldığında öğrendiğini, üye kayıt defterinin çok lazım olmadığını düşünerek üzerinde durmadığını, Tarım Oman ve Köy İşleri İl Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede mutlaka üye kayıt defterinin alınıp üyelerin işlenmesinin istenmesi üzerine ihtiyaç olduğunu, söz konusu karar defterlerinin “Konya … Noterliğin 07/09/2001 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile tasdiki yapılan iş bu karar defteri TTK, VUK ve ilgili tebliğ uyarınca son kaydın altına görüldü kaydı konularak kapatıldığını”, kendisinden iki önceki başkan olan …’in, kendisinden bir evvelki başkan olan …’a kapatılmış defterleri verdiğini, kendisinin ise kooperatif başkanlığına geldiğinde farkına varmadan 31/12/2018 tarihine kadar mevcut kapalı karar defterine çeşitli tarihlerde 13 defa karar aldığını, mevcut defterlerin kapalı olduğunu yıllık kapanış tasdiki yaptırmak için notere gittiklerinde karar defterinin olmadığını öğrendiklerini, bu nedenlerle istinaf yolu ile zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava şartlarını düzenleyen 114/1-d maddesindeki dava ehliyeti, fiil ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şeklidir. Fiil ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir. Aynı Kanun’un 114/1-e maddesindeki dava takip yetkisi, davada taraf olan kişinin o davayı kendi adına yürütebilme ve talep sonucu hakkında kendi adına hüküm alabilme yetkisidir (HMK md. 53). Sözü edilen kurum, şeklî taraf kuramının kabulünün sonucu olarak ortaya çıkmış ve sözü edilen kuramı tamamlamak amacıyla geliştirilmiştir. Davayı takip yetkisi, maddi hukuktaki tasarruf yetkisinin usul hukukundaki karşılığını oluşturur. Ayrıca, bu kavram, davada taraf olmadığı hâlde kanun gereği taraf gibi davranmakla görevli kılınmış olanların hukukî konumlarının açıklanmasında başvurulan bir kavram konumundadır.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler. Kural olarak taraf ehliyeti ve dava ehliyeti bulunan kişinin dava takip yetkisi vardır. Ancak bazı istisnai durumlarda davada taraf olarak gösterilen kişinin taraf ve dava ehliyeti olmasına rağmen dava takip yetkisi olmayabilir.
Ancak, tüzel kişiler kural olarak mahkemelerde temsilcileri vasıtasıyla temsil olunurlar. Özel hukuk tüzel kişilerinin organları tarafından temsil edilmesi asıldır.
Kooperatifler Kanunu’nun 58, 59 ve 60. maddeleri gereğince yönetim kurulu Kooperatifler Kanunu’nun ve ana sözleşme hükümleri göre kooperatifi yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Temsile yetkili olan kişiler kooperatif adına onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabilir. Yönetim kurulunun temsil yetkileri kanunda sayılan şubeye hasr (özgüleme) ve birlikte imza dışında sınırlandırılamaz. Sınır sadece kötü niyetli yani sınırı bildiği halde işlemi yapan 3.kişilere karşı ileri sürülebilir.
Somut olayda; davacı Kooperatifi temsile Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümlerine göre Konya … Noterliği 14.10.2016 tarihli … yevmiye nolu imza sirküleri uyarınca yönetim kurulu başkanı …, yönetim kurulu başkan vekili … ve yönetim kurulu üyesi …’ın 20.08.2016 tarihli … nolu yönetim kurulu kararı uyarınca 4 yıl müddetle herhangi ikisinin kooperatif kaşesi üzerine atacakları müşterek imzaları ile kooperatifi temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği, davanın kooperatif adına yönetim kurulu başkanı … tarafından açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı kooperatifin tüzel kişiliği, tasfiye sona erip sicilden terkin edilinceye kadar devam eder. Yeni yönetim ve tasfiye kurulu seçilene ve göreve başlayana kadar eski yönetimin ve tasfiye kurulunun görevine devam edeceğinin kabulü de gerekir. Mevcut yönetim kurulu, bu tarz bir yorum sayesinde şirket için acil ve önemli bulunan iş ve işlemleri yapma olanağına da kavuşmuş ve şirketin devamlılığı sağlanmış olur. Bu sonuca, yönetim ve tasfiye kurulu ile ortaklık arasındaki vekalet sözleşmesine ilişkin BK’nın 397/2. maddesi uyarınca da varılabilir. İlk derece mahkemesince, dava tarihinde davacı kooperatifi yönetim kurulu başkanı …, yönetim kurulu başkan vekili … ve yönetim kurulu üyesi …’ın 20.08.2016 tarihli … nolu kooperatif yönetim kurulu kararı uyarınca 4 yıl müddetle herhangi ikisinin kooperatif kaşesi üzerine atacakları müşterek imzaları ile kooperatifi temsil ve ilzama yetkili oldukları gözetilmeksizin, davacı kooperatif yönetim kurulu başkanının tek başına açtığı davanın esasına girilerek hüküm kurulmasında hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Bu durumda; davacı kooperatif yönetim kurulu başkanına kooperatifi idare ve temsile müşterek yetkili diğer yönetim kurulu üyesinin davaya katılım ve muvafakatini sağlayarak taraf teşkilini tamamlaması yada kooperatif tüzel kişiliğini usulen vekil ile temsili yönüyle HMK 115/2 madde ve bendi gereğince uygun bir kesin süre verilmesi, bu kesin süre içinde taraf teşkilinin sağlanması halinde tüm taraf delillerinin değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde davanın esasına ilişkin hüküm kurulması, verilen kesin süre içinde taraf teşkilinin tamamlanmaması halinde ise davanın HMK 114/1-d bendi gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden değerlendirme yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Dava dosyasının HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır