Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2455 E. 2019/1071 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … Bankası Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
Av. …

DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın dava konusu 44 adet bonodan dolayı toplam 18.600,00 TL alacaklı olduğunu, davalının bonolara istinaden borcunun dava tarihine kadar ödemediğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, toplam 18.600,00 TL. bono bedellerinin vade tarihlerinden (TTK.nın m. 778/1-d, 725/1-b) tahsiline kadar 3095 s. Kanunun 2/2. maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizini, toplam bono tutarının % 0,3 oranında komisyonu (TTK.nın m. 778/1-d, 725/1-b) ve protesto masrafı ile birlikte davalı borçludan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.6502 sayılı Kanunun 73. maddesinde de bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nın 4/5. maddesinde;”(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nın 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nın 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir.
Davacının açtığı davanın; dava dilekçesinin ekine bir örneği ibraz edilen davalının keşideci olduğu, dava dışı … İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’ nin lehdar olduğu, NAMA yazılı bonoların vadesinde ödenmemesi sebebiyle talep edilen alacak davası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı … Bankası A.Ş. ile dava dışı … İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında TEMİNAT ilişkisine dayalı olarak dava konusu bonoların tevdi alındığı davalı bono borçlusu ile dava dışı … İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen … DEVREMÜLK SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ’ ne istinaden sözleşmeye konu devremülkün bedeli olarak düzenlenen sıralı, eşit bedelli ve ara ödemeli senetler olduğu anlaşılmıştır. Bu husus ayrıca davacının dava dilekçesine eklediği ve matbu olarak düzenlenen bono örneklerinden de açıkça anlaşılmaktadır. Zira bonoların sol kenarında ” …-… İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.” ibaresi matbu olarak yer almakta, senet metni içeriğinden bononun NAMA düzenlendiği ve bonoların sıralı olduğu açıkça görülmektedir. Bu sebeple dava konusu senetlerin TKHK 4/5 maddesi gereği TÜKETİCİ SENEDİ olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının konut edinmek amacıyla (devremülk) dava dışı … İnş. ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. ile sözleşme yaptığı, sözleşmeye istinaden nama yazılı tüketici senedi tanzim edildiği, bu haliyle uyuşmazlığın temelde tüketici hukukundan kaynaklandığı, davacı yönünden nama yazılı senetlerin iktisabı ile uyuşmazlığın her ne kadar kambiyo hukukundan kaynaklandığı iddia edilse de temel uyuşmazlık devre mülk satışından kaynaklanmakta olup davalının yukarıda kanuni metinleri yazılan 6502 TKHK 3/1-(k-l) maddesinde düzenlenen tüketici tanımına girdiği, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l), 73/1., 83/2. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle TTK. 4 ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş…” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kambiyo senetlerinden kaynaklanan davalarda, kambiyo senetlerinin hükümlerinin TTK’da düzenlenmesi nedeniyle tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılmakta olduğunu, yerel mahkemenin davalının tüketici konumunda olduğu gerekçesiyle verdiği görevsizlik kararının isabetsiz olduğunu, tüketici işleminden bahsedebilmek için, alıcının tüketici, satıcının ve sağlayıcının ise ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olması gerektiğini, müvekkil bankanın iş bu bonolarla ilgili olarak tüketiciye hizmet sunanın adına veya hesabına hareket eden konumundaki sağlayıcı değil, aksine bonoları tüketici ilişkininin tarafı olan dava dışı … İnşaat Tur. San. Tic. Ltd. Şti. Den iyiniyetle devralan 3. Kişi konumunda olduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; davacının nama yazılı senetlere istinaden alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı Kanunda tüketici kavramı, 3/1-k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler “tüketici” 3/1-1 maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da banka hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edildiği ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletildiği, temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, aynı kanunun 73/1 maddesinde” tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, somut olayda; davacının; davalının dava dışı … İnşaat ve Turizm Sanayi Limited Şirketine devre mülk satış sözleşmesi gereğince verdiği nama yazılı senetlere istinaden alacak talebinde bulunduğu, nama yazılı senet üzerinde yapılan cironun alacağın temliki sonucunu doğuracağı bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü def’ilerini ileri sürebileceği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20/10/2011 tarih 2011/3304 Esas 2011/19632 Karar sayılı ilamı), taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/02/2017 tarih 2017/561 Esas 2017/2628 Karar sayılı ilamı) kabul edilerek ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır