Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2423 E. 2021/2459 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … Bankası Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …) –
DAVA : İtrazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine … Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun … tarihli kredi kartı başvurusu üzerine müvekkili banka ile davalı arasında bankacılık hizmetleri ve kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlunun … müşteri numarası ile davacı bankanın kredi kartını kullanmaya başladığını, ancak davalının kredi kartı borcunu ödemeyerek müvekkili bankayı zarara uğrattığını, tüm uyarılara rağmen borcunu ödemeyen borçluya uyarı mektubu gönderildiğini, uyarı mektubuna rağmen borcunu ödemeyen borçluya karşı Konya …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun hiçbir gerekçesi olmadığı halde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun icra müdürlüğüne verdiği dilekçede daha az harcama yaptığını beyan ederek aslen borcun varlığını kabul ettiğini, davalı inkar ettiği borç kısmını belirtmemiş olsa da gerçek borcunun inkar ettiği kısım da dahil olmak üzere takip tutarı kadar olduğunu, takip tutarının asıl alacaktan ibaret olmamasının gayet doğal olduğunu, buna zamanında ödeme yapmayan davalının kendi kusurlu davranışlarının neden olduğunu, uyarı mektubuna ve icra takibine rağmen borcunu ödemeyen davalının itirazının iyi niyetli olmadığını, ödemeyi geciktirmeye yönelik haksız ve kötüniyetli olduğunu beyanla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, kötüniyetle takibe itiraz eden davalının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının bir kısmının sübjektif beyanlar olduğunu, kredi kartı borcunun 3.000,00 TL. olduğunu, ancak davacı bankanın fahiş faiz uyguladığını, mahkemece yasada düzenlenen faiz miktarının uygulanıp karar verilmesini talep ettiğini, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle öncelikle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiğini, alacaklı bankaya olan borcunu yapılandırılması halinde ödemeyi teklif ettiğini ancak taahhüt vermediği için talebinin kabul edilmediğini, taahhüt vermemek şartıyla taksitlendirme yapılması halinde borcunu ödemeye hazır olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “…davalının … tarihli başvurusu üzerine davacı ile davalı arasında kurulan Bankacılık Hizmetleri ve Kredi Kartı Sözleşmesi uyarınca davalının davacı bankadan kredi kartı aldığı; kartın kullanımından kaynaklanan borçların ödenmesi hususunda temerrüde düştüğü; söz konusu kredi kartına son olarak … tarihinde 722,80 TL. ödemede bulunduğu; bu ödemeden sonra kalan borcunun 2.750,02 TL. olduğu; temerrüt nedeniyle davacı banka tarafından kredi hesabının … tarihinde katedildiği ve bu tarih itibariyle de davalının davacı bankaya 2.789,02 TL. borcu bulunduğu; söz konusu borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından Konya …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibinde bulunulduğu; davalının … tarihinde kendisinin bu kadar borcu bulunmadığından ve kredi hesabının usulüne uygun olarak kat edilmediğinden bahisle icra takibine konu borca ve fer’ilerine itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği; mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalının yaklaşık 3.000,00 TL. borcu olduğunu kabul ederek takipte işletilen faiz oranına itiraz ettiğini beyan ettiği; buna göre icra takibinde asıl borcu da inkar ederek yapmış olduğu itirazın iyiniyetli olmadığı; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre takip tarihi itibariyle söz konusu kredi kartı harcamalarından dolayı davalının davacı bankaya 2.789,02 TL. anapara, 1.951,41 TL. işlemiş akdi faiz (kar payı) ve 97,57 TL: BSMV olmak üzere toplam 4.838,00 TL. borcu bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının yukarıda belirtilen alacak kalemleri yönünden iptaline, takip konusu asıl alacağa TCMB’nın belirlediği azami faiz oranında kar payı işletilmek suretiyle takibin devamına; davalının icra takibine haksız suretle itiraz ederek alacaklının alacağının tahsilini geciktirmiş olması nedeniyle takip konusu asıl alacak tutarının % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine….” gerekçesiyle karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkemenin alacağın herhangi bir ticari işlemden kaynaklanmadığı asliye ticaret mahkemesinin yetkisiz olduğunun belirtilmesine rağmen yetki hususunda karar verilmediğini, icra takibi yapılmadan önce tebligat yapılması gerektiğinden takibin usulsüz olarak yapıldığından bankaya borcun yapılandırılmasını talep etmesine rağmen yapılandırılma yapılmadığından mahkemenin bu kararının yersiz ve mesnetsiz olduğundan istinaf talep ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi kartı alacağının tahsiline yönelik takibe yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden alacaklı… Bankası A.Ş. tarafından borçlu olan davalı aleyhine 2.789,02 TL asıl alacak, 2.153,14 TL asıl alacağa işlemiş kar payı, 107,66 TL BSMV, 6.30 TL masraf olmak üzere toplam 5.056,12 TL üzerinden 21/04/2016 tarihinde takibe girişildiği, ödeme emrinin borçlu davalıya … tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde borca itiraz ettiği, mahkemece kredi kartı sözleşmesinin, ödeme kayıtlarının dosya arasına alındığı, bilirkişi raporu alınarak, rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile toplam 4.838,00 TL alacak yönünden itirazın iptaline karar verildiği, kararın davalı tarafından süresinde, mahkemenin görevine, kendisine ihtarname gönderilmemesi nedeniyle icra takibi yapılamayacağı, yapılandırma talebinin kabul edilmediği itirazları yönünden istinaf edildiği, anlaşılmıştır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nın 30.05.2015 tarih ve 29371 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 29.05.2015 tarih ve 6318 sayılı kararı ile “5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında … A.Ş. ile ilgili olarak… bankanın temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin… Kanunun 71’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine” karar verildiği, yine kurumun 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 22.07.2016 tarih ve 6947 sayılı kararı ile de “Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun 21.07.2016 tarih ve 9029 sayılı yazısında yer alan talebi üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107 nci maddesinin son fıkrası hükmü çerçevesinde … Bankası A.Ş.’nin faaliyet izninin kaldırılmasına…” karar verildiği, TMSF’nin resmi internet sitesinde yayınlanan … tarihli duyuruya göre alınan bu kararın bankanın 5411 sayılı Kanun gereğince TMSF tarafından yürütülecek tasfiye sürecinin başlaması anlamına geldiği, …tarihli duyuruya göre de “… Bankası A.Ş.’nin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E. sayılı kararı ile … günü saat 15:28 de iflasına…” karar verildiği anlaşılmıştır.
Özetlenen bu duruma göre davacı… Bankası A.Ş.’nin 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 111. maddesi ile kurulan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamında olduğu sabittir. Anılan yasanın görev ve yetkiye ilişkin 142. maddesinde “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesince bakılır. O yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemelerinde görülür” ve Yasanın geçici 13. maddesinde ise “Sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda (… … … Bankası A.Ş. dâhil) 26.12.2003 tarihinden önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya yetersiz teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar ya da yeniden yapılandırma şartlarını ihlal edenler ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat mektupları, kabul kredileri ve avaller, taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak tesisine ilişkin sözleşmeden doğan hakların da diğer bankaların ve üçüncü kişilerin muvazaadan arî hakları aleyhine olmamak üzere Fon alacaklarının tahsiline ilişkin 123, 134, 136, 137, 138, 140, 142 ve 165 inci madde hükümleri, tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası şartı aranmaması, dâhil bankalarınca uygulanır.” hükümleri mevcuttur.
Şu hale göre mevcut yasal düzenleme karşısında fon bankaları tarafından açılacak hukuk davalarının ihtisas mahkemesi olarak ticaret mahkemelerinde görülmesinin gerektiği açıktır. Nitekim bu konuya ilişkin Yargıtay uygulaması da aynı yöndedir. (Bkz:Yargıtay 13.H.D.’nin 15.12.2015 tarih, 2014/44268E- 2015/36792K sayılı ilamı)
Dava dilekçesinde, davalı/borçluya uyarı mektubu gönderildiği belirtilmiş ise de, uyarı mektubunun dosyaya sunulmadığı yine davalı/borçluya keşide edilmiş bir ihtarnamenin de dosya arasında olmadığı, asıl borçluya ihtarnamenin tebliğ edilmemiş olmasının kredi kartı alacağının muaccel hale gelmesine değil, temerrütün ve temerrüt tarihinin tespitine ilişkin olacağı, takip tarihinden önce borçlunun temerrüte düşürülmüş olduğunun davacı/alacaklı tarafından kanıtlanamadığı, bu durumda davalı/borçlunun takip tarihi itibariyle temerrüte düşeceğinin kabulünün gerekeceği, kaldı ki alacaklı tarafından icra takibinde temerrüt faizinin de talep edilmediği, dosyadan alınan … tarihli banka müfettişi bilirkişi raporunun dosya arasında bulunan banka belgeleri ile sair kayıtlar incelenerek hazırlandığı, raporun dosya kapsamına uygun, açıklayıcı ve denetime elverişli olarak hazırlandığı, raporda temerrütün takip tarihi itibariyle oluşacağı bildirilmiş ise de tarihin takip tarihinden sonraki bir tarih olarak tespit edildiği, ancak bunun takip tarihine kadar olan alacağa tesirinin olmadığı, taraflarca da bu hususun istinaf edilmediği, davalı/borçlunun kredi kartı borcu hesabına ilişkin bilirkişi raporunda yanlışlık olmadığı nazara alındığında, mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Her ne kadar … tarihli sayman mutemedi alındısında istinaf harçlarını yatıranın davacı banka olarak yazıldığı görülmekte ise de davacı banka vekilinin …tarihli beyan dilekçesi nazara alınarak, davacının istinaf talebinin bulunmadığı, bunun sehven maddi hatadan kaynaklandığı, istinaf harçlarının davalı tarafından yatırıldığı anlaşılmakla, alınması gereken 330,48 TL harçtan peşin alınan 82,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 247,86 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır