Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2379 E. 2019/1102 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Kooperatifi
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra; dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkili kooperatife üyelik aidat borcu bulunduğunu, bununla ilgili olarak başlatılan Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu belirterek; davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhinde alacak miktarının %20 si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın İİK 67.maddesi uyarınca hak düşürücü süre olan 1 yıllık süre içerisinde açılmadığından davanın usulden reddine ve ilamsız takibin düşürülmesine karar verilmesini talep ettiklerini, aynı zamanda müvekkilinin davacı kooperatife borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davacı kooperatife yaptığı sıhhi tesisat işi sonrası iş karşılığı … Mah. … ada, … parseldeki … arsa paylı … blok … nolu bağımsız bölümün ferdileştirme işlemi yapılıp tapu kaydı adına tescil edildiğini, müvekkile peşin ve sabit fiyatlarla konut tahsisi ve üyelik statüsü verildiğini, bu nedenle öncelikle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, aksi halde ise davacının davasının esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….somut olayda davalı-borçlunun 09/05/2016 tarihinde itiraz ettiği, davacı-alacaklının itirazın iptali davasını 14/08/2017 tarihinde açtığı, davacı vekili 09/05/2016 tarihinde vaki itirazı “tam olarak öğrendiğini,” … tarihli duruşmada bu durumu imza ile teyit ettiği, her ne kadar yasal düzenleme ve Yüksek Yargıtay kararlarında sürenin başlangıcının tebliğ ile başlayacağı belirtilmişse de somut olayımızda, borçlu- davalının itirazının 09/05/2016 tarihinde tam olarak öğrendiğinin imzalı beyanı karşısında aksine bir durumun kabulü M.K 2. iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, borçlunun itirazının tam olarak öğrenme tarihini tebliğ tarihi sayılması gerektiği sonuç ve kanaati ile hak düşürücü sürenin mahkemece resen dikkate alınacağı hususları da dikkate alındığında süresinde açılmadığı” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka ve İİK 67.maddesine uygun olmadığından kaldırılması gerektiğini, İİK’nın 67.maddesinde itirazın iptali davalarında davada itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde ikame edilmediği takdirde davanın hakdüşüm nedeniyle reddine karar verileceğinin belirtildiğini, yerel mahkemenin itirazın tebliğ olmamasına rağmen öğrenme tarihini esas alarak davanın usulden reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğundan itirazın taraflarına tebliğ edilmediği gözetilmeden verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekili 14/08/2017 tarihli dava dilekçesinde davalı hakkında başlatılan icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın, hak düşürücü süre nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde borçlunun ödeme emrine itirazının hükümden düşürülmesine ilişkin maddeler (m.67, 68) içerisinde yer almaktadır.
Anılan düzenlemelere göre, süresi içinde yapılan geçerli bir itiraz ile veya gecikmiş itiraz nedeninin icra mahkemesince kabulü üzerine duran icra takibine devam edebilmek için alacaklının başvurusu ile itirazın hükümden düşürülmesi lazımdır ve bunu temin gayesiyle alacaklının ya itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurması ya da genel mahkemelerde itirazın iptali davası açması gerekir.
Bu doğrultuda; takip konusu alacak İİK’nın 68, 68-a maddelerindeki belgelerden birine dayanmaktaysa, alacaklı dilerse icra mahkemesinde itirazın kaldırılması, dilerse mahkemede itirazın iptali davası açma (m.67) yoluna gidebilir.
Hem itirazın iptali davası, hem de itirazın kaldırılmasında kanun koyucu hak düşürücü süreler öngörmüş olup, bu süre itirazın kaldırılması için altı ay (m.68, 68-a), itirazın iptali davası için bir yıldır (m. 67). Her ikisinde de süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar ve tebliğ Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlanır (Hukuk Genel Kurulu 2018/13-602 Esas 2019/218 Karar).
Somut olayda; ödeme emrinin borçluya 03/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun takibe 09/05/2016 tarihinde itiraz ettiği, 09/05/2016 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekiline itirazın usulen tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin tahkikat sırasında mahkemece borçlu davalının itirazının 09/05/2016 tarihinde öğrenip öğrenmediği sorusuna “borçlunun itirazını tam olarak öğrendim” şeklinde beyanda bulunulduğu, bu sebeple borçlu itirazının usulen tebliğ olunmaması sebebiyle İİK’nın 67. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin başlamadığı, alacaklının itirazın iptaline ilişkin davayı 14/08/2017 tarihinde açtığı ve İİK’nın 62/2 ve 67/1 maddesindeki düzenlemeler gereğince; davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği bu nedenle; davanın esasına ilişkin deliller toplanarak esastan değerlendirme yapılması gerekirken, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmadığından; davacının istinaf başvuru talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esasına ilişkin delillerin toplanıp değerlendirilmesi için dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır