Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2331 E. 2019/1075 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın dava konusu bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olduğunu, bonoların vade tarihinin geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar ödenmediğini, arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, anlaşmanın sağlanamadığını, dava konusu bono tutarı olan 9.630,00 TL bono bedelinin vade tarihinden (TTK.m. 778/1-d, 725/1-b) tahsiline kadar 3095 sayılı kanunun 2/2. maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi, toplam bono tutarının %0,3 oranında komisyonu ve protesto masrafı ile birlikte davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının arabuluculuk ile ilgili dava ön şartını yerine getirip getirmediğinin tespit edilmesini, şayet yerine getirmemiş ise davanın öncelikle dava ön şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu senetlerin dava dışı … İnşaat ve Turizm Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan “Adi Yazılı Devre Mülk Satış Sözleşmesi” kapsamında düzenlendiğini ve bu şirket lehine keşide edildiğini, resmi şekilde düzenlenmeyen taşınmaz satış ve vaadi sözleşmeleri ile bu sözleşme eki niteliğindeki tüketici senetlerinin geçersiz olduğunu, senetlerin konusu devremülk sözleşmesinin geçersizliğinin Konya … Tüketici Mahkemesinin … esas ve … karar 15/10/2015 tarihli karar ile tespit edildiğini ve senetlerin iadesine karar verilmiş olmasına rağmen senetlerin iade edilmediğini, davacı bankanın nama yazılı düzenlenen senetleri alacağın temliki hükümlerine göre devraldığını, müvekkili aleyhine açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davalının konut edinmek amacıyla ( devremülk ) dava dışı … İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. ile sözleşme yaptığı, sözleşmeye istinaden tüketici senedi tanzim edildiği, bu senetlerin de davacı … Bankası A.Ş.’ ye ciro edildiği, davalının yukarıda kanuni metinleri yazılan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-(k-l) maddesinde düzenlenen tüketici tanımına girdiği, 6502 sayılı TKHK’nın 83/2.madde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü gereğince ve 6502 sayılı (TKHK) 73/1. maddesi gereğince dava tarihi itibariyle mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu…” gerekçesiyle davacının davasının 6502 sayılı yasanın 83, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. ve 5. maddeleri 6100 sayılı kanunun 1, 2, 20, 114/1-c ve 115/1-2 maddeleri gereğince görevsiz olduğu tespiti yapıldığından davanın görev yönünden usulen reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK’nın 4. maddesi gereğince kambiyo senetlerinden kaynaklanan davaların tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayıldığını, dolayısıyla bono-poliçe-çek ile ilgili uyuşmazlıkların mutlak ticari davaya vücut verdiğini, somut olayda davanın niteliği tartışmasız ticari dava olduğundan görevli mahkemenin TTK’nın 5. maddesi gereğince Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan yerel mahkeme ilamının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının nama yazılı senetlere istinaden alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı Kanunda tüketici kavramı, 3/1- k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler “tüketici” 3/1-1 maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da banka hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edildiği ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletildiği, temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, aynı kanunun 73/1 maddesinde ” tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, somut olayda; davacının, davalının dava dışı … İnşaat ve Turizm Sanayi Limited Şirketine devre mülk satış sözleşmesi gereğince verdiği nama yazılı senetlere istinaden alacak talebinde bulunduğu, nama yazılı senet üzerinde yapılan cironun alacağın temliki sonucunu doğuracağı bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü def’ilerini ileri sürebileceği (Yargıtay 12. HD’nin 20/10/2011 tarih 2011/3304 E. 2011/19632 K. sayılı ilamı), taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu (Yargıtay 13. HD’nin 28/02/2017 tarih 2017/561 E. 2017/2628 K. sayılı ilamı) kabul edilerek ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır