Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2321 E. 2022/95 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2019
NUMARASI : …. Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali/ Yokluğunun Tespiti

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
YAZIM TARİHİ : 08/02/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas – …. Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı Kooperatifin 01.11.2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatif inşaatının kalıp işçiliğini yapan ve bunun karşılığında peşin ödemeli üye olan ……. ….’dan bu üyeliği 04.03.2010 tarihinde borçsuz olarak devraldığını, 2008′ den 2014 yılına kadar üyelik aidatı talep edilmediğini, 2014 yılında 15.000,00 TL talep edildiğini ancak itiraz ettiğini, 2015 yılında ise, mahkeme masrafı adı altında 2.500,00 TL ödendiğini yine bundan sonra da aidat alınmadığını, ancak 26.08.2018 tarihli genel kurulun 4. maddesi ile aidat ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek, anılan kararın iptali ya da yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemiş ancak, davalı temsilcileri verdikleri beyan dilekçeleri ile aşamalardaki sözlü beyanlarında, her ne kadar 01/11/2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile kalıp işçiliği karşılığı 65.000,00 TL bedel biçilen bir dairenin …. ‘ya anahtar teslimi verilmesine ve başkaca herhangi bir ödeme yaptırılmamasına karar verilmiş ise de, gerek kooperatif ana sözleşmesinde hüküm bulunmaması gerekse 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi gereği taşınmaz devirlerinin genel kurulun tekelinde olması ve bu yönde bir genel kurul kararı olmaması nedenleriyle yönetim kurulu kararının hukuken geçersiz olduğunu, Yargıtay bozma ilamı üzerine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sırasına kaydedilen dava dosyasında 32 üyelik ve dairelik kooperatife 47 üyenin kaydedildiğini, bunlardan 21 adedinin üyeliğinin hukuken geçerli olmadığının tespiti için açtıkları davanın halen derdest olduğunu, her ne kadar davacı o dosyada taraf değilse de böyle karmaşık bir durumda davacıdan veya benzeri diğer kişilerden aidat istenmesinin kooperatifi içinden çıkılmaz hukuki süreçlere sürükleyeceğinden üyelerden şimdilik aidat istenilmediğini, üyelik tespiti kararları bittikten sonra gerekirse ihraç işlemleri yapılmasının düşünüldüğünü, dava konusu edilen genel kurul kararının bir önceki 03/12/2017 tarihli genel kurul toplantısındaki .. nolu kararın tekrarı mahiyetinde olduğunu, davacının genel kurul toplantısına usulüne uygun şekilde davet edildiğini ve eşinin genel kurula vekil olarak katıldığını, dava konusu karara davacının muhalefet şerhinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “İşbu dava konusu genel kurul 4. gündem maddesinde 7 üye red yönünde oy kullanmış ise de muhalefetlerini genel kurul tutanağına şerh ettirmemişlerdir. Davacının muhalefet tutanağına şerh koymalarına engel olunduğuna ilişkin bir iddiası da yoktur. Davacının muhalif yönde oy verdiği dahi belli değildir. Muhalif yönde oy verse bile (kimlerin muhalif yönde oy kullandığı belli olmadığından davacının muhalif yönde oy kullandığının kabulü gerekmiştir) muhalefetini tutanağa şerh ettirmediğinden davacının genel kurul kararının iptali davası açmaya hak ve sıfatı yoktur. Davacının iptal ile ilgili talebinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekir ise de yokluğun tespiti talebinin incelenmesi ve bu talebinin esas yönünden bir karara bağlanması gerekmiştir.
Davacı, tercihli üye olduğunu ve uzun süre kendilerinden aidat istenilmediğini ve bu durumun kooperatif tarafından benimsenmiş sayılması gerektiğini iddia etmektedir. Her ne kadar 2015 yılında 2.500,00 TL aidat ödemesi dışında davacının ve üyeliği devraldığı …. ‘nun herhangi bir aidat ödemesi yapmadıkları anlaşılmaktadır. Kooperatifin inşaatlarının kalıp işçiliğinin …. tarafından yapılıp yapılmadığı davamızda tartışma konusu değildir. Bir an için bu işlerin yapıldığı varsayımından hareket edilse bile;
Davalı kooperatif ile davacı dışındaki 21 üye arasında Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas (… Esas iken bozma ile …. Esas olmuştur) sayılı dosyasında kooperatif üyeliğinin varlığı veya yokluğu noktasında dava vardır. Kooperatif bu davanın 7 yıldır sürüyor olması nedeniyle davacı ve benzeri durumda olan diğer üyelerine aidat ödemeleri hususunda ihraç prosedürünü iyi niyetli bir şekilde üyelerine uygulamamıştır. Bu yönde uygulama olmadığı tarafların kabulündedir. Zaten aksine bir iddia ve delil de yoktur. Kooperatifin davacıdan uzun süre aidat istememesi davacıya bir hak bahşetmez. Uzun süre aidat istenilmemesi tercihli üyeliğin kabul edildiği anlamına gelecek kimi Yargıtay kararları dosyamıza sunulmuş ise de dosyamızdaki gibi kooperatifi aidat istememekte haklı kılacak bir neden olmadığından o kararların dosyamızdaki olaya uygun olmadıkları anlaşıldığından örnek kararlara itibar edilmemiştir. Davalı kooperatif aidat istememekte haklıdır ve bu husus davacıya zımnen bir hak bahşetmediğinden davacının aksine iddialarına itibar edilmemiştir.

Tüm dosya kapsamı ile davacı ile davalı kooperatif arasında işbu davamız dışında görülmüş veya görülen başka bir dava yoktur ve bu husus her iki tarafın da kabulündedir. Gerek davacının gerekse davacıya üyelik ve tüm haklarını devreden … ‘nun (B) tipi (tercihli, peşin ödemeli) kooperatif üyesi olduklarına ilişkin genel kurul tarafından verilmiş bir yetkilendirmeye dayanmayan ve bu nedenle hukuken geçersiz olan 01/11/2008 ve 04/03/2010 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararlarına itibar edilemez. Ana sözleşmede ve genel kurul toplantılarında üyeler arasında eşitlikten sapmayı uygun gören bir karar ve hüküm yoktur. Yönetim kurulu eşitliği bozacak ve taşınmaz devri niteliğinde tercihli üyeliği geçerli kılacak bir karar alamaz. Ne zaman ki genel kurul sınırları belirlenmiş bir çerçevede yönetim kuruluna yetki verir ve bu yetkiye dayalı olarak yönetim kurulu işlem yapar, o zaman tercihli üyelik hukuken geçerli olabilir. Davacının, yönetim kurulu kararlarının çerçevesi çizilmiş genel kurul kararlarına dayalı olduğuna ilişkin bir iddia ve delil olmadığı gibi ana sözleşmede ve tüm genel kurul kararlarında yönetim kuruluna tercihli üyelik ve taşınmaz devri konusunda verilmiş bir yetki de yoktur. Davacının tercihli üyelik iddiasına da hukuken itibar edilmemiştir. Davacı tercihli üye olmadığından diğer normal üyeler gibi aidatlarını ödemelidir. Dava konusu genel kurul kararının yokluğunu gerektirir bir başka durum da olmadığından davacının yokluğun hüküm altına alınması ile ilgili talebinin de esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dava konusu genel kurul kararında geçen 03/12/2017 tarihli genel kurul toplantısına davacı veya bir vekili katılmamış ise de davacıya davetiye gönderilmiş olup sözü geçen 03/12/2017 tarihli önceki genel kurul toplantısında alınan kararlara karşı iptal davası açma hakkı yoktur. Bu genel kurul kararları yokluğunu gerektiren bir neden yoksa davacıyı ve tüm üyeleri bağlar. 03/12/2017 tarihli genel kurul toplantısındaki kararlara karşı ne davacı ne de başka bir kimse tarafından iptal veya yokluk davası açılmamış olup bu husus tarafların da kabulündedir. Dava konusu genel kurul kararının 4. maddesinde geçen 03/12/2017 tarihli genel kurul toplantısının 3. maddesinde; “……a)…….b)Daireler için hesaplanan bitiş maliyetini (normal daireler için 165.000,00 TL, dubleks daireler için 231.000,00 TL) ödeyen üyelere dairelerin kat irtifakı tapularının verilmesi, c)…….d)……..ödenmesi, genel kurul oylaması neticesinde 21 kabul, 1 red, 3 çekimser oyu ile oy çokluğu ile kabul edildi.” yazılıdır. Dava konusu genel kurul toplantısının 4. maddesi, bir önceki genel kurul olan 03/12/2017 tarihli genel kurulun 3. maddesine atıf yapmaktadır. Davacı 03/12/2017 tarihli genel kurul kararına tabidir ve toplamda 165.000,00 TL miktarında aidat ödemelidir. Dava konusu genel kurul önceki genel kurulun pekiştirilmiş şeklidir. Davacının yokluk talebi kabul edilecek olsaydı dahi 03/12/2017 tarihli genel kurul toplantısının 3. gündem maddesi iptal ettirilmeden veya yokluğu hüküm altına aldırılmadan bir sonraki dava konusu 26/08/2018 tarihli genel kurul toplantısının yokluğu hüküm altına alınamaz. Kaldı ki yukarıda anlatıldığı gibi davacı tercihli üye olmadığından gerek 03/12/2017 gerekse 26/08/2018 tarihli genel kurul kararlarının yokluğunu gerektirir bir durum olmadığından davacının her yönden redde mahkum 26/08/2018 tarihli genel kurul toplantısındaki aidatlarla ilgili 4. gündem maddesinin yokluğunun tespiti ile ilgili talep ve davasının reddine…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının davaya süresinde cevap vermediğini, sunulan dilekçelerin ve delillerin hükme esas alınmasının usule aykırı olduğunu, kooperatif defter ve belgelerinin eksiksiz toplanması ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, mahkemenin kabulüne göre müvekkilinin 2008 yılından 2014 yılına kadar aidat istenmişse de Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2012 yılından beri devam eden bir dava olması nedeniyle kooperatif aidatı istememekte haklıdır gerekçesinin yerinde olmadığını, müvekkilinin o davada taraf olmadığını, taraf olmamasının da ancak müvekkili lehine değerlendirilebileceğini, daha önce alınan karar hakkında bir dava açılmamış olmasının son genel kurulda alınan karara karşı dava açılmasına engel olamayacağını, müvekkilinin peşin ödemeli tercihli üyeliğinin sabit olduğunu, yıllarca hiçbir engel ve sebep yokken ilk ödenen peşin para dışında aidat istenmeyen, Genel kurul toplantılarına çağrılan, yıllarca bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurul tutanaklarında bir borcu görünmeyen müvekkilinin kooperatifçe zımnen peşin bedelli üye kabul edildiğini, alınan davaya konu kararın yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı Kooperatifin 26.08.2018 tarihli genel kurul toplantısında tüm üyelerden aidat alınmasına ilişkin kararın iptali ya da yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Öncelikle, davacı tarafça, dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararın iptali de talep edilmiş ise de, davacının muhalefetini toplantı tutanağına geçirmediği oysa, bu hususun iptal davası açılabilmesi için dava şartı olduğu ve bu itibarla, davacının iptal davası açmakta aktif husumet ehliyetinin de bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemenin bu yöne ilişkin tespit ve değerlendirmesi yerindedir.
Her ne kadar davalı tarafça, dava dilekçesinin tebliğinden sonra süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemiş ise de, mahkemece ihtarlı ara kararlara verilen beyan dilekçeleri ve ibraz edilen delillerle açıklamalarda bulunulduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, somut uyuşmazlıkta tüm kooperatif kayıtları getirtilerek, davacının ve davacının üyeliği devraldığı kişinin peşin ödemeli üye olup olmadığı hususunda kooperatif defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2019 tarih, …. Esas- …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/02/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T