Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2285 E. 2022/970 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –
:2-… – (T.C Kimlik No: … )
3-… – (T.C Kimlik No: … )
4-… – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …-
İSTİNAF EDEN
DAVALI :1-…
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –

DİĞER DAVALI :2-…
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
YAZIM TARİHİ : 13/06/2022
Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 25/06/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacılar ve davalı …’nin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından, … Bankasına aralarındaki ticari kredi ilişkisine dayanarak vermiş olduğu müvekkilinin imzasını taşıyan boş senedin banka tarafından 18/12/2013 tanzim ve 09/05/2014 vade tarihli 755.000,00 TL miktarlı olarak doldurulduğunu, bu senedi kullanarak müvekkili aleyhinde Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 683.000,00 TL’lik icra takibine başlanıldığını, icra takibinden sonra banka ile yapılan görüşmelerde borcun bu kadar olmadığı yapılan işlemin yanlışlığının anlatıldığını, karşılıklı görüşmelerde ödeme planları üzerinde durulduğunu ve banka yaptığı hatalı icra işlemini düzelteceğini beyan ettiğini ve bu nedenle de alacaklı banka tarafından 2014 yılı Mayıs ayından beri herhangi bir işlem yapmadığını ve icra dosyasının takipsizlik nedeniyle düştüğünü, daha sonra bankanın bu alacağını bir varlık şirketine devrettiğini, takibin 05/05/2017 tarihli yenileme emri ile ….tarafından yenilendiğini, işbu takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, boş senedin bankaya çekilmiş olan krediye teminat karşılığı verildiğini, müvekkilinin senet üzerindeki miktar olan 755.000,00 TL tutarında borcunun bulunmadığını, icra takibinden önce banka tarafından müvekkiline gönderilen 13/05/2014 tarihli ihtarnamede; müvekkilinden kredilerden doğan 463.905,54 TL, kredili mevduattan 50.329,29 TL çek yapraklarından 78.960,00 TL olmak üzere toplam 593.194,83 TL istendiğini, ihtarname istenilen miktarın 593.194,00 TL olmasına rağmen aynı gün yapılan icra takibinde alacak miktarının 683.000,00 TL olduğu, ihtar ve icra takibinin aynı gün olmasına rağmen miktarların birbirinden farklı olduğunu, gönderilen ihtarnameden sonra, ihtarnamede bahsedilen 78.960,00 TL değerindeki 61 adet çek yapraklarının da 17/07/2014 tarihinde bankaya iade edildiğini, müvekkilinin, davalı bankadan aldığı kredilere karşılık 25/11/2013 tarihinde 350.000,00 TL ve 26/11/2013 tarihinde 207.000,00 TL ödediğini ve kredilerini sıfırladığını, daha sonra 05/12/2013 tarihinde 250.000,00 TL kredi kullandığını, bundan başkaca kredi kullanmadığını, müvekkilinin bu miktar borcunun bulunduğunu beyan ederek Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu 18/12/2013 tanzim ve 09/05/2014 vade tarihli 755.000,00 TL miktarındaki senede 250.000,00 TL borçlu olduğunun tespitine, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının 433.309,00 TL’lik kısmının iptaline, davalıların kötü niyetli olmasından dolayı tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, dava dilekçesindeki iddialarının tamamen haksız ve mesnetsiz durumda olduğunu, davacılara yapılan takipteki tutarın, takip tarihinde banka sistemlerindeki güncel bakiye olduğunu, davacı tarafın “borcun bu kadar olmadığı ve yapılan işlemin yanlışlığı” ve “hatalı icra işleminin düzeltileceği” iddialarının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, zira icra dosyasının takipsizlik nedeniyle kapatılması, dosyanın yakın zamanda tahsil kabiliyetinin olamaması nedeniyle varlık satışına konu edilmesinden kaynaklı olup, dosyanın diğer davalı …’ye temlik edildiğini, davacı tarafın iddialarının yazılı delillerler ispat edilmesinin gerektiğini, tanık dinletilmesine muvafakatlerinin olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….(….) vekili cevap dilekçesinde özetle; Temlik eden alacaklı …. ile müvekkil … arasında akdedilen Beşiktaş … Noterliği’nin 27.10.2015 tarih ve … yevmiye sayılı Alacak Temlik Sözleşmesi hükümleri uyarınca, alacaklı ….’nin …’den olan tüm alacak hakları, alacağın tahsiline yönelik her türlü resmi merciye ve yasal yollara başvurma hakları da dahil olmak üzere müvekkili …’ye devir ve temlik edildiğini, davacı tarafın huzurunda ikame etmiş olduğu davanın; hukuki dayanaktan yoksun, tümüyle haksız ve kötü niyetli açılmış ve müvekkili şirketin alacağının tahsilini geciktirmek amacına matuf mesnetsiz bir dava olduğunu, temlik eden … ile davacı borçlulardan … arasında sözleşme imzalandığını ve bu sözleşmeye dayalı olarak davacı borçluya kredi ve kredi kartı tahsis edildiğini, tahakkuk eden borç ödenmeyince temlik eden banka tarafından hesabın kat edilerek davacı borçlu hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas (Eski Esas No:…) sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, devam eden süreçte konu dosya alacağının müvekkili şirkete temlik edildiğini, temlik alan olarak müvekkili … tarafından başlatılmış yeni bir takibin mevcut olmayıp temlik eden banka tarafından açılmış takiplere devam edildiğini, borçlu tarafından söz konusu takibe dayalı olarak haksız ve mesnetten yoksun huzurdaki davanın açıldığını, takip konusu bononun, borçlulardan …’nin mevcut kredi alacaklarından tahsil edildiğinde mahsup edilmek üzere teslim alınmış müşteri senedi olduğunu, alacağı temlik alan müvekkili şirket ve dolayısıyla …’nin takip konusu bonoyu ciro yoluyla teslim almış iyi niyetli hamil olup vadesinde ödenmemiş senet için icra takibine geçildiğini, davaya konu senet üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığını ve neyin teminatı olduğuna yönelik herhangi bir kayıdın da ihtiva etmediğini, kabul anlamına gelmemekle, davacının iddia ettiği gibi söz konusu senedin teminat senedi olduğu kabul edilse dahi senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı sürece takibe konu edilmesini engellemeyeceğini, dava konusu senet üzerinde teminat olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı gibi davacı borçlu tarafından işbu senedin teminat olarak verildiğine dair yazılı bir delilin de dosyaya sunulmadığını, senedin hatır ve teminat senedi olduğu ya da ödendiği yönündeki iddialar açısından ispat külfetinin bu iddiada bulunan borçluya ait olduğunu, davacı tarafın, müvekkili şirkete olan borcunu ödememek ve zaman kazanmak için haksız ve kötü niyetli olarak işbu huzurdaki davayı ikame ettiğini beyan ederek davacı tarafa yönelik karşı talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın reddine, davacı/borçlunun alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Davacı tarafın, … aralarındaki ticari kredi ilişkisine dayanarak vermiş olduğu imzasını taşıyan boş senedin banka tarafından 18/12/2013 tanzim ve 09/05/2014 vade tarihli 755.000,00 TL miktarlı olarak doldurulduğunu, bu senedi kullanarak aleyhinde Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 683.000,00 TL’lik icra takibine başlanıldığını, icra takibinden sonra banka ile yapılan görüşmelerde borcun bu kadar olmadığı yapılan işlemin yanlışlığının anlatıldığını, karşılıklı görüşmelerde ödeme planları üzerinde durulduğunu ve banka yaptığı hatalı icra işlemini düzelteceğini beyan ettiğini ve bu nedenle de alacaklı banka tarafından 2014 yılı Mayıs ayından beri herhangi bir işlem yapmadığını ve icra dosyasının takipsizlik nedeniyle düştüğünü, daha sonra bankanın bu alacağını bir varlık şirketine devrettiğini, takibin 05/05/2017 tarihli yenileme emri ile …tarafından yenilendiğini, işbu takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, boş senedin bankaya çekilmiş olan krediye teminat karşılığı verildiğini, senet üzerindeki miktar olan 755.000,00 TL tutarında borcunun bulunmadığını, icra takibinden önce banka tarafından gönderilen 13/05/2014 tarihli ihtarnamede; kendisinden kredilerden doğan 463.905,54 TL, kredili mevduattan 50.329,29 TL çek yapraklarından 78.960,00 TL olmak üzere toplam 593.194,83 TL istendiğini, ihtarname istenilen miktarın 593.194,000 TL olmasına rağmen aynı gün yapılan icra takibinde alacak miktarının 683.000,00 TL olduğu, ihtar ve icra takibinin aynı gün olmasına rağmen miktarların birbirinden farklı olduğunu, gönderilen ihtarnameden sonra, ihtarnamede bahsedilen 78.960,00 TL değerindeki 61 adet çek yapraklarını da 17/07/2014 tarihinde bankaya iade edildiğini, davalı bankadan aldığı kredilere karşılık 25/11/2013 tarihinde 350.000,00 TL ve 26/11/2013 tarihinde 207.000,00 TL’si ödenmiş ve kredilerini sıfırladığını, daha sonra 05/12/2013 tarihinde 250.000,00 TL kredi kullandığını, bundan başkaca kredi kullanmadığını, bu miktar borcunun bulunduğundan bahisle Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu 18/12/2013 tanzim ve 09/05/2014 vade tarihli 755.000,00 TL miktarındaki senede 250.000,00 TL’sı borçlu olduğunun tespitine, Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının 433.309,00 TL’lik kısmının iptaline, davalıların kötü niyetli olmasından dolayı tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etttiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri, davalılardan …(…)’nin ise davacı/borçlunun alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği, davanın İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde düzenleme yapıldığı, dosyanın bankacı bilirkişi emekli banka müdürü …’a tevdii edilerek Bankacı bilirkişi Emekli Banka Müdürü … tarafından düzenlenen 30/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı asıl borçlu …’nin talep ve başvurusu üzerine taraflar arasında 18/12/2013 tarihinde 1.000.000,00 TL limitinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye asıl borçlu şirket dışında …, …, … ve …’nun müteselsil kefil olarak kefalet imzalarının alındığı, bu sözleşmeye dayalı 18/12/2013 tarihinde 09/05/2014 vadeli borçluları …ve müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri …, …, …, … olan 755.000,00 TL bedelli munzam senet (ek teminat) alındığını, bu sözleşme ve tesis edilen munzam senede dayalı olarak asıl borçlu şirkete Rotatif Kredi + Kredili Mevduat hesabı ve çek karneleri verildiği, bankaca asıl borçlu şirkete kullandırılan krediler ile ilgili borç ekstrelerinin temin edilemediği, talep edilen çek yükümlülük bedelleri ile ilgili çeklerin bankaya iade edildiği ve bankanın verilen çeklerden dolayı depo talebi hakkının bulunmadığını, asıl borçlu şirkete kullandırılan Rotatif Kredi ve Kredili Mevduat hesabı alacaklarının ödenmesi için bankaca 13/05/2014 tarihi itibariyle hesap katı yapılarak borçlulara ihtarname keşide edildiğini, ihtarın asıl borçlu şirkete tebliğ edilemediği, bankanın kredi alacaklarının tahsili için ihtarın gönderildiği tarih ile icra takip tarihinin 13/05/2014 tarihinin aynı tarih olduğu ve bankanın teminata alındığı belirtilen 755.000,00 TL munzam senedin 683.000,00 TL’lik kısmı üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, yapılan bu takip nedeniyle davacıların talep edilen miktar kadar borçlarının bulunmadığı gerekçesi ile işbu menfi tespit davasını açtıklarını, yapılan hesaplamalar sonucunda bankanın 13/05/2014 icra takip tarihi itibariyle olması gereken alacağının toplamının ihtar masrafı dahil 514.544,15 TL olduğu, yapılan icra takibinde 168.765,17 TL fazla talep tespit edildiği, bankaca yapılan takibin kambiyo senetlerine özgü takip olması nedeniyle 514.234,83 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11.75 oranında avans işlemlerine uygulanan faiz işletilerek alacağın tahsil edilmesi gerektiğini, davalı kefillerin sözleşmeden doğan kefalet limitlerinin belirlenen borcun üzerinde olması nedeniyle kefillerinde aynı asıl borçlu gibi 514.544,15 TL borçtan kefalet limitleri kapsamında sorumlu olmalarının gerektiği, icra takip tarihindeki olması gereken 514.234,83 TL asıl alacağa talep doğrultusunda yıllık %11,75 oranında avans faizi işletilerek banka alacağının tahsil edilmesinin gerektiğinin bildirildiği, davalı …tarafından dosyaya ibraz edilen hesap ekstralarının ve tarafların bilirkişi raporuna yönelik itirazları da değerlendirilmek suretiyle bilirkişiden ek rapor tanziminin istenildiği, emekli banka müdürü bilirkişi … tarafından düzenlenen 21/11/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; Davalı bankanın toplam kredilerden doğan alacağının 13/05/2014 icra takip tarihi itibariyle 666.536,06 TL olduğu, takip sonrası tahsil edilen toplam 11.235,78 TL’nin icra müdürlüğünce dikkate alınmasının gerektiğini, bankaca yapılan icra takibinde asıl alacağın 683.000,00 TL olarak talep edilmiş olması ve krediler yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığı dikkate alındığında ve hesaplanan 666.536,06 TL’nin asıl alacak olarak kabul edilmesi halinde davalı ….’nin 13/05/2014 icra takip tarihi itibariyle alacağının 666.536,06 TL olması ve bu alacağa takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda %11,75 oranında avans faizi işletilmesinin gerektiği, diğer kefillerin kefalet limitlerinin belirlenen borcun üzerinde olması nedeniyle kefillerde belirlenen borçtan kefalet limiti kapsamında sorumlu olmalarının gerektiğinin bildirildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08/10/2012 tarih ve 2012/7645 Es. 2012/14531 Kar. Sayılı ilamına göre; önce takip tarihi itibariyle alacak miktarının belirlenmesi gerektiği, yine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 20/111/2013 tarih ve 2013/16944 Es. 2013/18551 Kar. Sayılı ilamına göre; menfi tespit davalarında dava tarihindeki borçluluk durumu saptanıp borçlu olunmayan kısım varsa o tutar üzerinden borçlu bulunulmadığının tespiti biçiminde hüküm kurulması gerektiği, Davacıların kullanılan kredilerden dolayı Konya … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasından takip tarihi olan 13/05/2014 tarihi itibariyle 666.536,06 TL toplam borcunun bulunduğu, icra takibinin 683.000,00 TL asıl alacak, 309,32 TL protesto masrafı olmak üzere toplam 683.309,32 TL üzerinden yapıldığı, takipten sonra davacılar tarafından 11.235,78 TL ödeme yapıldığı, dava tarihi itibariyle davacıların Konya … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasından 655.300,28 TL borçlarının bulunduğu, 28.009,04 TL alacaktan dolayı borçlu olmadıkları, Beşiktaş …Noterliğinin 27/10/2015 tarih ve … yevmiye nolu Alacak Temlik sözleşmesi ile davalı banka tarafından diğer davalı …’ye takip konusu alacağın temlik edildiği, alacağın temlikinin dava tarihinden önce yapıldığı, davalı … AŞ.’ye husumet yöneltilemeyeceği, davalı bankanın pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, husumet itirazının dava şartı olup taraflarca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi ileri sürülmese bile re’sen dikkate alınması gerektiği Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 16/04/2019 tarih ve : 2017/5355 Es. 2019/2571 Kar. Sayılı ilamı’nın da benzer doğrultuda olduğu, ayrıca davacıların dava dilekçesi ile takip konusu senetten dolayı 250.000,00 TL borçlarının bulunduğunun tespitini, 433.309,00 TL yönünden takibin iptalini talep etmiş olmakla dava değerinin 433.309,00 TL olarak belirledikleri, mahkememizce de bu miktar üzerinden dava değerinin kabul edildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacıların ve alacağı temlik alan davalı …(….)’nin kötü niyet tazminatı talebinin İİK.72/4. Ve 72/5. maddesi gereğince şartları oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacıların Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından alacağı temlik alan davalı …(…)’ye 28.009,04 TL’lik kısım yönünden borçlu olmadıklarının tespitine, icra takibinin kabul edilen miktar kadar davacılar yönünden iptaline, davacıların fazlaya ilişkin talepleri ile borçlu olduğuna yönelik tespit taleplerinin reddine, davacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine, alacağı temlik alan davalı ….(…)’nin tazminat talebinin reddine, davalı …hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibinin haksız ve kötüniyetli olup taraflarınca kabul edilmediğini, imzalı boş senedin bankaya tamamiyle çekilmiş olan krediye teminat karşılığı verildiğini, müvekkilinin senet üzerindeki miktar olan 755.000 TL tutarında borcu bulunmadığını, senet üzerindeki imza dışındaki diğer yazıların müvekkiline ait olmayıp uzman kişilerce incelenmesini talep ettiklerini, icra takibinden önce banka tarafından müvekkiline gönderilen 13.05.2014 tarihli ihtarnamede; kredilerden doğan 463.905,54 TL, kredili mevduattan 50.329,29 TL, çek yapraklarından 78.960,00 TL olmak üzere toplam 593.194,83 TL istendiğini, ihtarnamede istenilen miktar 593.194,83 TL olmasına rağmen aynı yapılan icra takibinde alacak miktarının 683.000 TL olduğunu, ihtar ve icra takibi aynı gün olmasına rağmen miktarların birbirinden farklı olduğunu, oysa müvekkili, davalı bankadan aldığı kredilere karşılık 25.11.2013 tarihinde 350.000 TL ve 26.11.2013 tarihinde 207.000 TL ödediğini ve kredilerini sıfırladığını, daha sonra 05.12.2013 tarihinde 250.000 TL kredi kullanmış olup bundan başkacada kredi kullanmadığını, müvekkili tarafından son alınan 250.000.TL değerindeki … nolu hesaptaki kredi kullanımının ise bir takım ticari sıkıntılardan ötürü henüz ödenemediğini, müvekkilinin bu miktar borcu olduğunu, gönderilen ihtarnameden sonra, ihtarnamede bahsedilen 78.960,00 TL değerindeki 6 adet çek yapraklarının da 17.07.2014 tarihinde bankaya iade edildiğini, banka hem bu iade edilen çek yapraklarını düşeceğini, hem de müvekkilinin aldığı 250.000,00 TL değerindeki kredi sebebiyle; 683.000,00 TL değerindeki icra takibini düzelteceğini beyan etmesine rağmen, herhangi bir işlem yapmadan olduğu gibi icra dosyasını diğer davalı …’ye devrettiğini, yerel Mahkemenin tahkikatı aşamasında alınan 30.04.2018 tarihli raporda müvekkilinin 514.234,83 TL borçlu olduğu tespit edildiğini, ancak davalı banka müvekkili aleyhine 683.000.00 TL üzerinden icra takibi başlattığını, davalı banka alacağı olan meblağdan fazla para talep ettiğini, mahkeme dava dosyasının 03.07.2018 tarihli duruşmasında “Davalı … vekili tarafından ibraz edilen hesap eskstralarının ve tarafların rapora yönelik itirazları değerlendirilmek suretiyle bilirkişiden ek rapor alınmasına” karar verildiğini, hesap ekstraları delil niteliğinde olup davalı vekilinin bu belgeleri süresi içerisinde dosyaya sunmadığını, dava dilekçesi usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edildiğini ve dava taraf 2 haftalık süre içerisinde dava ile ilgili delillerini cevap dilekçesi ile birlikte sunmadığını, bu nedenle bu belgelerin bilirkişiler tarafından tanzim edilecek ek raporda dikkate alınmaması gerekmekte iken mahkeme davalı … vekilinin sunduğu evrakları hükme esas kabul ettiğini, bu ekstrelere göre mahkemenin verdiği kararların kanuna ve usule aykırı olduğunu bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne yönelik kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından takipten sonra yapılan 11.235,78 TL ödemenin menfi tespit miktarına dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Hukuk Genel Kurulu’nun 16.10.1996 gün ve … E. … K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, menfi tespit ve itirazın iptali davalarında haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirleneceğinden davacının takipten sonra ödendiği söylenen 11.235,78 TL’nin menfi tespit miktarına dahil edilmemesi gerekeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu temlik eden banka dolayısı ile temlik alan müvekkil şirket alacağının tamamı dikkate alınmaksızın tanzim edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine, davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre, davalı banka tarafından davacılar aleyhine 14/05/2014 tarihinde Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 18/12/2013 tanzim,09/05/2014 vade tarihli 755.000,00 TL miktarlı bonoya dayalı olarak 683.000,00 TL asıl alacak, 309,32 TL protesto masrafı olmak üzere toplam 683.309,32 TL alaca üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, bonoda davacı şirketin borçlu diğer davacıların ie müterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, icra takibinden sonra davalı bankanın dosya alacağını diğer davalıya temlik ettiği, icra dosyasının yenilenmekle … Esas sayısını aldığı anlaşılmıştır.
Yine dosya kapsamına göre davacılardan …. İle davalı banka arasında 18/12/2013 tarihinde 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davacıların sözleşmede müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, dava konusu edilen bononun bu kredi sözleşmesi için verildiği anlaşılmıştır.
İcra takibinden önce 13/05/2014 tarihinde davalı banka tarafından davacılara gönderilen ihtarnamede kredilerin kat edildiği 13/05/2014 tarihi itibariyle kredilerden doğan 457.165,90 TL anapara, 6.084,26 TL faiz, 334,44 TL komisyon ve 320,94 TL BSMV olmak üzere toplam 463.905,54 TL’nin , kredili mevduat hesabından doğan 50.000,00 TL anapara, 313,61 TL faiz ve 15.68 TL BSMV olmak üzere toplam 50.329,29 TL’nin ve çek yapraklarından dolayı banka sorumluluğu gözönüne alınarak toplam 78.960,00 TL’nin 24 saat içerisinde ödenmesi istenmiş, ertesi gün 14/05/2014 tarihinde de davalı banka tarafından davacılar aleyhine dava konusu bonoya dayalı takip başlatılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre icra takibine konu bononun davacılar ile davalı banka arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle verildiğinin sabit olduğu, mahkemece alınan bilirkişi rapor ve ek raporları sonucunda taraflar arasındaki alacak borç durumunun belirlendiği, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi ek raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, takip tarihinden sonra davadan önce ödenen bedeller icra dosyasına bildirilmediğinden, icra takibinden sonra ödenen bedeller yönünden de menfi tespit hükmü kurulmasında bir isabetsizlik olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından istinaf talebinde bulunan davacılar ve davalı …’nin istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar ve davalı …’nin istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacılar ve davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 02/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç