Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2274 E. 2019/979 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : Hasımsız
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan çek iptali davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin hamili olduğu … Bankası A.Ş Karatay Şubesine ait keşidecisinin … Gıda Hayv. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu … seri numaralı çekin 19/09/2019 tarihinde davacı şirketten şirketin muhasebecisi tarafından çalındığını, çekin üzerinin boş ve imzasız olduğunu, hırsızlık olayının davacı şirketin muhasebecisi tarafından gerçekleştirilmesinden ve davacı şirket yetkilisi ile arasında hırsızlık olayı nedeniyle husumet oluşmasından dolayı üzerinin doldurularak bankaya ibraz edilme olasılığı kuvvetle muhtemel olduğundan, zayi olan çekin boş olmasından dolayı çek hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini, sonrasında çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davanın, çek iptali talepli dava olduğu, dava dilekçesindeki ” Çekin üzeri boş ve imzasız” olduğuna ilişkin beyan ve Türk Ticaret Kanununun 780. Maddesinde çekin unsurları yani geçerlilik şartları açık olarak belirtilmiştir. 780. Maddede yazılı unsurların bulunmaması halinde bu belge çek sayılmayacaktır. Dava dilekçesinin incelemesinde açıkça anlaşılmaktadır ki, kaybedildiği belirtilen çek yaprakları boş olup “herhangi bir işleme, imzaya tabi tutulmamıştır.” Bu itibarla da ortada çek mahiyetinde bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda ortada çek denen belge de mevcut değildir. Dolayısıyla davacının talebinde hukuki yarar bulunmadığı…” gerekçesiyle davacının davasının reddi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verdiğini, çekin üzerinin boş ve imzasız olmasına karşın hırsızlık olayının müvekkili şirketin muhasebeci tarafından gerçekleştirilmesi, müvekkili şirket yetkilisi ile hırsızlık olayını gerçekleştiren arasında olay nedeniyle husumet oluşmasından dolayı üzerinin doldurularak bankaya ibraz edilme olasılığının kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkilinin çek yaprağı üstünde tedbir kararı verilmezse bankaya ibraz edilebileceğini ve ödenebileceğini, kıymetli evrakın iptali için başvuru yapmaktan başka hukuki yol kalmadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılarak çek hakkında tedbir kararı verilmesini, kıymetli evrakın iptalini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; boş ve imzasız çek yaprağının zayi nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 818(1).s maddesi delaleti ile çekler bakımından iptal davaları açısından uygulanması gerekli TTK.’nın 759/2. maddesi uyarınca iptal isteminde bulunan kişi çek elinde iken zayi olduğuna dair inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak, çekin bir suretini ibraz etmek yahut da çekin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.
İptal davası açılabilmesinin ilk koşulu, senedin zayi olmasıdır. Senedin zayi olması demek, hak sahibinin isteği dışında elden çıkması nedeniyle ibrazının mümkün olmamasıdır. İptal davasının ikinci koşulu, senette yer alan hakkın halen mevcut olmasıdır. Eğer hak, bir ödeme ile ortadan kalkmışsa, artık senedin iptaline gerek kalmaz. İptal davasının üçüncü koşulu, iptal talebinde bulunanın hak sahibi olmasıdır. Başka bir anlatımla,kıymetli evrakın yitirilmesi nedeniyle iptalinin dava edilebilmesi için, davacının senedin kaybolduğu veya bunun öğrenildiği anda senetteki hakkın alacaklısı sıfatını taşıması gerekir. Zayi nedeniyle iptal davası açılabilmesinin dördüncü koşulu senet zilyetliğinin yeniden iktisabının mümkün olmamasıdır. Başka bir deyişle,senedin yitirilmesinin geçici değil devamlı olması gerekir. Örneğin,senedin kimin elinde olduğu biliniyorsa,bu durumda senet zilyetliğinin yeniden kazanılması imkanı,açılacak bir istirdat davası ile mümkün olduğundan iptal davası açılamaz.İptal davası açılabilmesinin beşinci ve son koşulu ise iptali dava edilen senedin kıymetli evrak niteliğini taşımasıdır. Kıymetli evrak niteliğinde olmayan senetlerin TTK hükümlerine göre iptali istenemez.
İptal kararının hüküm ve sonuçları bakımından üç ilkeden söz edebiliriz.Birinci ilkeye göre; iptal kararı ile iptal isteminde bulunan kişi,zayi olan ve zayi olduğu iddia edilen senedi ibraz edebilmiş olsaydı,hangi hukuki durumda bulunacak idiyse, o hukuki duruma gelir.İkinci ilke şudur; Yapılan ilan üzerine senedin hamilinin ortaya çıkmadığı,bu sebeple istihkak iddiasının mahkemece karara bağlanmadığı hallerde iptal kararı mülkiyet sorununu çözen bir karar değildir. İptal kararı senedin temlik fonksiyonunu ortadan kaldırmamasına rağmen teşhis fonksiyonunu yok eder. Eski (orijinal)senet ile hak dermeyan edilemez. Nihayet iptal kararı,iptal talebinde bulunan kimseye borçludan ifayı isteme hakkını verir. İptal kararına göre iyiniyetle ödemede bulunan borçlu borcundan kurtulur. Üçüncü ilkeye göre,iptal kararı iptal edilen senedin yerine geçmez (Poroy- Tekinalp).
Davacı tarafça iptali istenen belgenin boş ve imzasız çek yaprağı olduğu, çek yapraklarının da esasen kıymetli evrak niteliğinde bulunmadığı, kaybolan boş çek yaprağının üçüncü kişilerce doldurularak kullanılması halinde bu durumun onlara karşı genel hükümlere göre açılacak bir menfi tespit davasında ileri sürülmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir (Yargıtay 11.HD’nin 2015/3702 Esas 2015/10367 Karar 13/10/2015 tarihli ilamı).
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.ç maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır