Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2149 E. 2022/1464 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: -…)

VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
YAZIM TARİHİ : 05/10/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 10/05/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile dava dışı …. arasında 23.07.2015 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 7. maddesi gereğince sözleşmeye teminat teşkil etmek üzere davalı tarafa ait … İli, … İlçesi, … Köyü, … Pafta, … Ada, … Parsel, … Cilt ve …. sayfaya kayıtlı gayrimenkul üzerine ipotek konulması noktasında anlaşıldığını, bayilik sözleşmesi gereğince bilgileri verilen gayrimenkule ilişkin olarak Esenyurt Tapu Müdürlüğünce düzenlenen ipotek belgesi ile müvekkili lehine 1. Derecede ipotek tesisi yapıldığını, zaman içerisinde müvekkil şirket ile dava dışı …. arasında devam eden cari hesap miktarı 158.726,62 TL olduğunu, bu borcun ödenmesi noktasında müvekkil şirketin …. ile şifahi olarak tüm görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, bu duruma istinaden Konya … Noterliğinin 25.01.2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı ve …. ne Cari Hesap Kat İhtarı gönderildiğini, bu ihtara davalının ve …. itiraz etmediğini, müvekkili şirket ile … arasındaki cari hesabın kesinleştiğini, alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin 31.03.2017 tarihinde Konya … İcra Müdürlügü’nün … E. Numaralı dosyası ile 80.000,00 TL değerinde İpoteğin Paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe … itiraz etmediğini ve takibin bu şirket açısından kesinleştiğini, davalı haksız itirazı üzerine takibin davalı açısından durdurulduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın haksız olup bu itirazın kaldırılması amacıyla huzurdaki davayı açma gereği hasıl olduğunu belirterek ; borçlunun haksız olan itirazının iptaline ve takibin devamına, borçlunun borcun %20 oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve davalının tarafımıza ücret-i vekalet ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin ve müvekkilinin adresinin İstanbul İli, Esenyurt ilçesinde olduğunu, bu sebeple yargılamanın da İstanbul-Bakırköy adliyesi Ticaret Mahkemelerinde devam etmesinin gerektiğini bu mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, öncelikle davacının da dilekçesinde beyan ve kabul ettiği üzere müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının iddialarına göre ….’den alacaklı olduğunu, ancak düzenlenen resmi senette ….’den hiçbir surette bahsedilmeyerek ipoteğin bu şirketin borcuna karşılık verildiğine ilişkin hiçbir ibare bulunmadığını, ipotekte temel ve bağlayıcı unsurun resmi senet olması ve resmi senette ….’ye ilişkin teminat ipoteğine ve kefalete ilişkin hiçbir ibare yer almaması dolayısyla dava içerisinde müvekkili davalının davacıya borcunun olup olmadığı hususunun incelenmesi gerektiğini, sözleşmede müvekkilinin adı geçmemekte olup müvekkili adına da şahsi imza bulunmadığını, yrıca resmi senette de açıkça işbu sözleşmeye atıf yapılmadığını, bu sebeple işbu sözleşmenin dava konusu ipotek açısından bağlayıcılığı bulunmadığını, her ne kadar resmi senette yer almaması dolayısıyla kefaletten bahsedilmesi mümkün değil ise de mahkemece aksi kanaatte olunması halinde dahi sözleşmenin içeriğinde kefalete ilişkin hüküm bulunmadığını, öncelikle işbu dosyaya ilişkin kefaletin varlığını kesinlikle kabul etmediklerini, bu sebeple öncelikle Sayın Mahkemenizce resmi senede istinaden müvekkil …’in davacıya borcunun olup olmadığı hususunun resmi kayıtlarla incelenmesi gerektiğini, işbu inceleme sonucunda müvekkilinin borcunun olmadığının ortaya çıkacağını, aksi kanaat halinde ise davacının dayanmış olduğu sözleşme ise gerek müvekkilinin taraf olmadığından, gerek resmi sözleşmede yer almadığından ve gerekse açıkça şekli şartlara aykırılıkları dolayısıyla dava konusu borcun varlığını ispatlayamadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… Yukarıda izah edilenler, ilgili icra dosyası ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle usul yönünde yapılan değerlendirmede; her ne kadar davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuşsa da HMK nın 5 vd. Maddeleri gereğince Mahkememizin yetkili olduğu, bu bakımdan davalının yetkiye ilişkin itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmekle yargılamaya mahkememizce devam edilerek dosyanın esasına girilmiştir. Bayilik sözleşmesi başılıklı 23.07.2015 tarihli “….” ile “…” tarafından düzenlenerek imzalanmış olan sözleşmenin teminat başlıklı 7. Maddesinin “Bayi, işbu sözleşmedeki taahhütlerinin teminatı olmak üzere ve sözleşme süresince geçerli olacak şekilde … ili … ilçesi … köyü, … pafta, … ada, … parsel, … cilt ve … sayfaya kayıtlı gayrimenkul üzerinden ipotek vermekle yükümlüdür. İpotek bedeli 80.000,00 TL’dir. Bayi’nin borç miktarı, ipotek limiti ile sınırlıdır. İşbu sözleşme kapsamında Bayi tarafından verilecek teminatlarla ilgili her türlü masraf şirket tarafından karşılanacaktır. Şirket, Bayi’nin borçlarının muaccel olması ve/veya sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde ihbarla 30 gün içinde tüm cari borcu kapatacak olup ayrıca bir ihbara, ihtara ve hüküm istihsaline gerek olmaksızın, teminatı paraya çevirerek irat kaydetmeye yetkilidir.” şeklinde düzenlendiği, … yevmiye nolu 05.08.2015 tarihli Resmi Senet’te Esenyurt Tapu Müdürlüğü Yetkili Müdür Yardımcısı … huzurunda … ile … arasında yukarıdaki sözleşme hükmünde belirtilmiş olan taşınmaz üzerinde malikin talebiyle ipotek tesisi işlemi gerçekleştirildiği, bu kapsamda söz konusu taşınmaz hakkında … tarafından 05.08.2015 tarih ve … nolu ipotek belgesi düzenlendiği, dosya kapsamında davacının borcunun ödendiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı, bu bakımdan bayilik sözleşmesi hükümleri gereğince teminat niteliğindeki dava konusu taşınmazı paraya çevirme hakkının doğduğu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 24.10.2017 tarihli yazı cevabında davalı …’in bayilik sözleşmesini imzalayan “….” nin yetkili olduğunun belirtildiği, tüm bu hususlar gözetildiğinde davalının yetkilisi olduğu şirketin dava konusu bayilik sözleşmesinin taraflarından biri olduğu, resmi senet ve ipotek belgesinin davalının muvafakatiyle düzenlendiği, davacının yukarıda belirtilen sözleşme maddesi hükmü ve resmi senetle ipotek belgesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla alacağını tahsil etme yoluna başvurmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, davalının kefalete ilişkin itirazından öte, yetkilisi olduğu şirket tarafından imzalanmış bayilik sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı tarafın muvafakatiyle düzenlenen resmi senet ve ipotek belgesine istinaden davacı tarafça icra takibine başlanıldığı, davalının icra takibine itirazının haksız ve mesnetten yoksun olduğu kanaatine varılmakla davacının davasının kabulü ile davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına, hüküm altına alınan likit ve hesaplanabilir nitelikteki 80.000,00 TL asıl alacağın %20 si oranında hesaplanan 16.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Bakırköy asliye ticaret mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu husustaki yeki itirazının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkine ilişkin, delil listesinde açıkça belirtilmesine rağmen, ticari defter ve kayıt incelemesi yapılmadan ve dosyaya bilirkişi atanmadan eksik inceleme ile hukuka aykırı hüküm ihdas edildiğini, müvekkilinin bayilik sözleşmesinin imza tarihinde şirket yetkilisi olmadığının ticaret sicil gazetesi kayıtları ile sabit olduğunu, söz konusu bayilik sözleşmesinde veya ipotek senedinde kefalete ilişkin hiçbir düzenleme bulunmadığını, geçerli bir kefalet sözleşmesi olmadığından baştan itibaren kefalet hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinden dolayı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı şirket ile dava dışı … arasında 23/07/2015 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun davacı tarafından üretilen ve/veya dağıtımı yapılan ürünlerin dava dışı bayi şirketçe pazarlanmasına ilişkin olduğu, sözleşmenin 7.maddesinde sözleşmedeki taahhütlerin teminatı olmak üzere ve sözleşme süresince geçerli olacak şekilde … İli, … İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel de yer alan ve davalı adına kayıtlı 4 bağımsız bölüm sayılı taşınmazın 80.000,00 TL bedelle, davacı lehine ipotek olarak verileceğinin kararlaştırıldığı, teminat konusu taşınmaz üzerine 05/08/2015 tarih ve … yevmiye numara ile davacı şirket lehine 80.000,00 TL bedelli, 1 yıl süreli, faizsiz, 1. Derece ipotek tesis edildiği, davacı tarafça dava dışı bayi şirkete gönderilen mallar ile yapılan ödemelerin yer aldığı “cari hareket dökümü” düzenlenerek, Konya … Noterliği 24/01/2017 tarih, … yevmiyeli ihtarname ile cari hesaptan kaynaklı 153.726,62 TL’nin ödenmesine yönelik muacceliyet ihtarnamesi keşide edildiği, bilahare davalı hakkında alacak taminatı olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla Konya …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile “İpoteğin Paraya Çevrilmesi yolu ile Takip” başlatıldığı, davalı borçlunun, itirazı üzerine, eldeki itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince mahkemesin yetkisi, ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisine ilişkin davacı ve dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmediği, bilirkişi inceleme yaptırılmadığı, davacının bayilik sözleşmesinin imza tarihinde bayi şirketin yöneticisi olmadığı, ipotek senedinde ve bayilik sözleşmesinde kefalete ilişkin hüküm olmadığı, ipoteğin davacıya ihtar edilmediği, kefalet sözleşmesi bulunmadığı, sebeplerine dayalı olarak istinaf isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin yetki itirazı hakkında yapılan değerlendirmede; sözleşmeden doğan para borçlarının ifa yerini düzenleyen TBK’nın 89/1 maddesinde “…taraflar arasında aksine bir anlaşma bulunmaması halinde, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir…” hükmü uyarınca davacının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağı, İDM’nin bu gerekçe ile yetki itirazının reddine dair kararı yerindedir.
Sair istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Dava konusu ipotek süreli olarak tesis edilmiş ise de, ipotek süreli dahi olsa borcun ödenmemesi halinde salt sürenin geçmesi ipoteğin kaldırılması sonucunu doğurmayacaktır (Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 21/10/2003 tarihli ve 2003/9012-2003/11096 esas ve karar sayılı kararı).
Davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan 23.07.2015 tarihli Bayilik Sözleşmesinde, davalının kefil olarak yer almadığı, ipotek senedinde, ipoteğe konu taşınmaz davalı tarafından davacı şirket lehine 80.000,00 TL bedelle teminat olarak verilmiş ise de; ipotek senedinde, ipoteğin hangi borca teminat olarak verildiğinin belirtilmediği, bu anlamda taraflar arasında TBK’nın 581 vd maddeleri gereğince geçerli bir vekalet sözleşmesi bulunmadığı, sözleşme ve ipotek tesis tarihinde davalının, bayi şirket ortağı yada yetkilisi de olmadığı, dava konusu ipoteğin dava dışı …’nin borçları nedeniyle teminat olarak verildiğinin davacı tarafça usulünce ileri sürülmüş delillerle ispatlanamadığı, ancak davacının yemin deliline de dayandığı, yemin delilinin HMK’nın 225 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, yeminin kesin delillerden olduğu, yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlü olduğu, şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemeyeceği, hal böyle olunca davacı, davalıya ait taşınmaz üzerinde lehine tesis edilen ipoteğin, dava dışı …’nin borçları nedeniyle konulduğunu iddia ettiğinden, davacıya bu hususta yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş yukarıda belirtilen eksikliklerin ikmalinden sonra delillerin esastan değerlendirilip hüküm tesis etmek üzere HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2019 tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,

2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.366,20 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/10/2022 tarihinde oy çokluğu ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
(Muhalif)

M.Y.

MUHALEFET ŞERHİ: Davacı ile dava dışı borçlu …. imzalanan bayilik sözleşmesinin 7.maddesinde ipotek verilecek taşınmazın mevkii, ada ve parsel numaralarının davacı tarafından ipotek verilen taşınmaz ile uyumlu olduğu, davalının dava dışı borçlu şirketin yetkilisi olduğu, davalının dava konusu ipoteği dava dışı borçlu şirketin borcundan dolayı verdiğinin sabit olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır