Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2147 E. 2021/2401 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … . TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … A.Ş.
VEKİLİ : Av…. –
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … . Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu muris … ‘ın müvekkil banka ile … tarihinde “Bireysel Kredi Sözleşmesi” imzalandığını, muris ile müvekkil arasında akdedilen söz konusu kredi sözleşmesi ile birlikte 57.750,00 TL bedelle davalı tarafından hayat sigortası sözleşmesi de yapıldığını, murisin … tarihinde vefat ettiğini, müvekkil banka tarafından borçlu muris … ‘ın ölümünün ardından bakiye borcun ödenmesine ilişkin talepte bulunulduğunu, bu talebe ilişkin taraflarınca yapılan inceleme sonrasında murisin akciğer kanseri nedeni ile öldüğünü, sigorta poliçesinin düzenlendiği sırada da murisin akciğer kanseri hastası olduğunu, buna rağmen sigorta poliçesinin düzenlendiği sırada bu hastalığını gizlediğini, taraflarınca davalıya ödeme yapılması için yazılı olarak başvuruda bulunulduğunu ancak davalı tarafın … tarihli yazıları ile tazminat ödemesi yapamayacaklarını bildirdiklerini, bu nedenlerle davanın kabulü ile 49.510,45 TL’nin muris … ‘ın ölüm tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta sözleşmesi uyarınca kanser hastalığına bağlı vefatın sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, sözleşme kurulmadan önce sorulan sorulara doğru cevap verilmesi gerekliliğinin belirtildiğini, sözleşmenin her aşamasında sigortacıya eksik ve yanlış bilgi verilmesinden kaçınılması gerektiğinin açıklandığını ve bu sözleşmenin sorulan sorulara verilen cevaplar alınarak düzenlendiği belirtilerek, sorulara yanlış cevap verilerek sigorta kapsamına girilmiş olması halinde bu hususun kasten beyan yükümlülüğüne aykırılık kabul edileceğini, bu durumda da poliçenin hükümsüz sayılacağı ve sigorta teminatının ödenmeyeceğinin hüküm altına alındığını, davacı tarafça ticari faiz talebinin herhangi bir yasal dayanağı bulunmadığını, mahkemece ödeme yapılması yönünde karar verilir ise, ödenebilecek olanın ancak yasal faiz olabileceğini, açıklanan nedenlerle alacak isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…sigorta poliçesinin düzenlenmesi sırasında beyan edilmeyen hastalıklar ile müteveffanın ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, somut olayda gerçekleşen rizikonun sigorta poliçesi kapsamında kalmadığı, bu bakımdan davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, bilirkişiler Doç.Dr. … , Uzm.Dr…. ve … tarafından düzenlenen düzenlenen … tarihli raporun denetime elverişli, gerekçeli, usul ve yasaya uygun olduğu…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; murisin hastalığının sigorta öncesi bildirilmediğinden bahisle davanın reddolduğunu, ancak murisin sigorta poliçesi düzenlenirken hastalığını bildirmiş olması halinde sigorta poliçesi yapılıp yapılmayacağı hususu hakkında gerekli araştırma yapılmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının eksik inceleme sonucu tesis edildiğini, kararın bozulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; hayat sigortası poliçesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 18/03/2021 tarih 2020/3951 Esas 2021/2974 karar sayılı ilamında “…6102 sayılı TTK’nun 1435. maddesi (6762 sayılı TTK’nun 1290. maddesi) ile sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü, “sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır” denilmek suretiyle düzenlenmiş ve bu yükümlülüğün kapsamı belirlenmiştir.
Gerek TTK’nın 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne uymamanın sonuçları ise, TTK’nın 1439. maddesinde “(1) Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440. maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez.” 1439/2. fıkrasında ise “rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder” şeklinde düzenlenmiştir.
Poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının, doğru beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin ve sigortacının TTK’nın 1435 ve 1439. maddedeki hükümlerin uygulanabilmesi için de sigortalının gizlediği iddia olunan hastalık ile riziko (ölüm) arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Anılan bu tespit ve değerlendirmenin yapılması da, tıbbi ve teknik bilgiyi gerektiren bir iştir….” hususunun belirtildiği,
Somut olayda; davacının dava dışı … ile bireysel kredi sözleşmesi imzaladığı, söz konusu kredi sözleşmesiyle birlikte davalı tarafından Hayat Sigortası yapıldığını, … ‘ın … tarihinde vefat ettiğini, borcun ödenmesi için davalıya başvurduğunda … ‘ın akciğer kanseri nedeniyle öldüğü, sigorta poliçesinin düzenlendiği sırada bu hastalığını gizlediğini belirtilerek taleplerinin reddedildiğini belirterek alacak talebinde bulunduğu, davalının ise … ‘ın kanser hastalığına bağlı vefatının sigorta teminatı dışında kaldığını belirterek davanın reddini talep ettiği, sigortalı … ‘a sigorta işlemleri yapılmadan önce “Grup Hayat Sigorta Bilgilendirme Formu” verildiği, sigortalının kanser hastalığına ilişkin sorulan “Teşhis Edilmiş Kanser Hastalığınız Var Mı?” “Kanser Şüphesiyle Herhangi Bir Tetkik Yaptırdınız Mı? veya Herhangi Bir Tetkik Sonrası Kanser Şüphesi Bulgusuna Rastlanıldı Mı?” sorusuna “Hayır” yanıtının verildiği, alınan bilirkişi raporunda sigortalı … ‘ın ölümüyle poliçenin tanzimi sırasında beyan edilmeyen hastalığı arasında illiyet bağı bulunduğu, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı bankanın istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır