Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2130 E. 2020/865 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/07/2020
YAZIM TARİHİ : 07/09/2020
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti davasında 02/07/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete ve iştiraki olan şirketlere değişik zamanlarda yüksek oranlarda kar payı dağıtılacağı, istediği zaman parasını kısmen veya tamamen geri alabileceği yönünde güven telkin edildiği için para verildiğini, müvekkilinin defalarca istemesine rağmen yatırdığı parayı geri alamadığını, davalı şirket yetkililerinin Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiklerini, bu konuda şirket yetkilileri hakkında ceza davaları açıldığını, bu nedenlerle taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı tarafa verilen 20.000,00 TL’nin, 08/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 76.000,00 TL artırarak toplam 96.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete her hangi bir bedel ödemediğini, davacının hisse senetlerini davalı ile ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerden devren iktisap ettiğini, davalı tarafından SPK’ya sunulan listelerin tahsilatları değil, “ortaklar arasında hisse devri esnasında ortakların birbirine yaptıkları ödemeleri” gösterdiğini, bu nedenle davacının davalı şirketten alacak talebinde bulunmasının eski TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince mümkün olmadığını, davacının hata ve hile iddialarının yasalarda belirtilen bir yıllık hak düşürücü süresinin geçmiş olması nedeniyle dinlenemeyeceğini, davada haksız fiil hükümlerinin uygulanamayacağını, ayrıca yasalarda belirtilen nedenlerle davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, hatta olayda uygulanması mümkün olmayan sebepsiz zenginleşme ile ilgili yasalarda belirtilen on yıllık zaman aşımı sürelerinin de dolduğunu, bu nedenlerle davalı aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, 96.000,00 TL’nin dava tarihi olan 12/03/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karar davalı tarafça istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkindir.
Dosyanın yapılan incelenmesinde; ilk derece mahkemesince açılan dava ile ilgili 19/06/2019 tarihinde davanın kabulüne ilişkin karar verildiği, ancak yargılama devam ederken 02/10/2019 tarihinde davacının vefat ettiği anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 55. maddesinde “Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir” hükmü yer almaktadır.
Yargılama sırasında (ilk derece mahkemesince deliller esastan değerlendirilip karar verildikten sonra) öldüğü anlaşılan davacı ile vekili arasındaki vekalete dayalı hukuki ilişki sona erdiğinden mahkemece davacı vekiline davacı mirasçılarının vekili olduğuna dair vekaletnameleri ibraz etmesi veyahut mirasçıları davadan haberdar etmesi gerekirken; ölüm olayı gözardı edilerek vekil sıfatıyla delillerin esastan değerlendirilip hüküm kurulması doğru değilse de; davacı vekilinin mirasçılardan vekalet almış olması ihtimaline binaen yargılamanın uzamaması bakımından öncelikle davacı vekiline davacı mirasçılarının vekili olduğuna ilişkin vekaletnameleri ibraz etmesi için muhtıra düzenlenmesi, davacı vekiline verilen sürenin geçmesi sonucu usulüne uygun vekaletnameler ibraz edilmediği taktirde kararın davacı mirasçılarına tebliğ edilip yasal süreler beklendikten sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dava dosyasının dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Dava dosyasının HMK’nın 352. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi gereğince, İlk Derece Mahkemesi’ne GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2- Yukarıda belirtilen işlemler yapıldıktan sonra istinaf talebinin incelenmesi için dosyanın dairemize gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, 16/07/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e imzalıdır
Üye …
e imzalıdır
Üye …
e imzalıdır
Katip …
e imzalıdır