Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/2127 E. 2022/116 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI : …. Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – T.C Kimlik No:…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
YAZIM TARİHİ : 07/02/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 10/07/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili kooperatifin 1 adet normal mesken statüsünde ortağı olduğunu, müvekkili kooperatifin genel kurul toplantısında yöntemine uygun bir maliyet hesabı tahmini yaptırdıktan sonra normal adı verilen küçük meskenlerin maliyetlerinin büyük meskenlerin maliyetlerinin 2/3 ü kadar olacağının öngörülmesi nedeniyle küçük meskenlerin aylık 200 TL büyük meskenlerin aylık 300 TL aidat ödemelerine, sonraki yıllarda da aynı oranın korunmasına karar verildiğini, aynı zamanda kuraları henüz çekilmemiş ve müvekkiline ait toplam 48 adet meskenin 2008 Ağustos ayı başlarında içinde davalının da bulunduğu toplam 40 kadar ortak tarafından işgal edildiğini ve işgalin devam ettiğini, davalının da 2008 Ağustos ayından bu yana işgalci konumunda bulunduğunu, meskenden haksız olarak faydalandığını, gelen kurullarının 18/04/2010 günü yapılan 2009 yılı olağan toplantısında alınıp kesinleşmiş karar gereğince normal daire ortaklarının 31/03/2010 a kadarki birikmişlerinin 20.000,00 TL olduğunu, aylık 200 TL aidat ödemelerinin gerektiğini, takibe kadar geçen yılların yıllık olağan genel kurul toplantılarında alınan aidat kararlarının kesinleşmiş hükümlerinin de hesaba katılarak takip taleplerindeki hesaplamanın bir adet normal mesken ortaklığı için olduğunu, davalının ise her ay ödemesi gerekli 200 TL aidatı ödememesi nedeniyle başlatılan takibi durdurduğu, bu nedenle Konya …. İcra Müdürlüğü’nün …. numaralı dosyasından yapılan icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile asıl alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin davacı kooperatifin resmi üyesi olduğunu, müvekkilinin üyeliğinin 19/10/2004 tarihli genel kurul kararı ile gerçekleştiğini, müvekkilinin kooperatife üye olduğunu, 19/10/2004 tarihli yönetim kurulu kararında müvekkilinin yükümlülüklerinin yapımcı firma ile yapılan devir sözlemesine göre yerine getirileceğinin karar altına alındığını, müvekkilinin kooperatifte 15.500,00 TL üyelik aidatının defaten ve nakden yatırıldığını, müvekkilinin kooperatife üyelik aidatı adı altında herhangi bir borcunun kesinlikle bulunmadığını, diğer yandan müvekkilinin davacı kooperatife ödemiş olduğu aidatlarının ödeme tarihindeki bedel olan 15.500,00 TL karşılığında üyelerinin o tarihte ödendiği bedelin ne olduğunun dahi belli olmadığını, müvekkilinin peşin ödeme bedelinin kabul edilmemesi halinde ise ödeme yaptığı tarihte diğer üyelerin ödeme tutarları ve günümüz aidat miktarları iye üyelerin ödeme tarihlerine göre güncelleme işlemleri yapıldıktan sonra aidat miktarlarının karşılaştırılması ve düzenlenmesi gerektiğini ve bu hali ile müvekkilinin borcunun bulunup bulunmadığı konusunda tespit yapılmasının gerektiğini, müvekkilinin davacı kooperatife bir borcunun bulunmadığını, bulunduğunun düşünülmesi halinde ise borçların hangi aya tekabül ettiklerinin tespitinin gerektiğini, müvekkiline hiçbir açıklayıcı bilgi verilmediğinden müvekkilinin de borca itiraz ettiğini, davacının davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının icra inkar tazminat taleplerinin de tamamen kötü niyetli olunması ve alacağın likit olması nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkilinin aidat ödeme yükümlüsü olmadığını,kooperatifin müvekkilinden aidat adı altında bir ücret talep edemeyeceğini, bu hususun Yargıtay’ın bozma ilamlarıyla da sabit olduğunu aynı zamanda talep edilen faiz miktarının asıl alacak miktarını da aştığını, hükmedilecek faiz oranının yasal faiz oranı üzerinden belirleme yetkisi olsa dahi bu yetkinin sınırsız olamayacağını, bu nedenle açılan davanın reddi ile davacı yanın takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere haksız talep tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, Konya …İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile 2.080,38 TL asıl aidat, 278,71 TL gecikme zammı borcu olmak üzere toplam 2.359,09 TL üzerinden takibin devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine, İİK.67/2.maddesi gereğince asıl alacağın takdiren % 20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince dosyaya sunulan YHGK kararlarının mahkemenin mutlaka uyması gerektiği kararlara uymadığını, açılan kamu davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, kamu davasının sonucunu beklemeksizin karar verilebilecek ise de bunun için içtihatlara uygun diğer yoldan gidilmesi gerektiğini, butlan konusu olguların mahkemelerce resen gözetilmesi gerektiğini, davanın emsalleri gibi kamu düzeninden olan emredici hükümlere aykırı olmaları sebebiyle hepsinin birlikte değerlendirilmesiyle karar verilmesi gerektiğini, ayrıca Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiği halde esas hakkında inceleme yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava tarihinde geçerli oranda kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı kooperatifin 30.06.2000 tarihli genel kurulunda, kooperatifin, inşaatın yapım ve yürütülmesi işini üstlenen …. Ltd. Şti.’ne borcunu ödeyemediği takdirde, istenirse yapım karşılığı olarak şirkete kooperatif üyeliği verileceği, bu üyeliklerin şirket tarafından üçüncü kişilere devredilmesi halinde, yükümlülüklerin şirket tarafından yerine getirileceği ve şirket tarafından temsil edileceği, normal üyelerin A tipi, şirket tarafından üyelik devralanların B tipi üyeler olarak kaydedileceği, B tipi üyelerin kat farkı, elektrik, su ve doğalgaz sayaç ve katılım payları dışında herhangi bir ödemede bulunmayacakları hususunun kararlaştırıldığı, kararın toplantıya katılan 24 üyenin oybirliği ile alınmış olduğu,
Davacı kooperatifin 28.06.2002 tarihli genel kurulunda da, kooperatif inşaatının en geç 2005 yılı sonunda bitirilmesi kaydıyla daha önceki genel kurulda belirlenen B tipi üyeliklerin yapılan işe göre şirkete verilmesine oybirliği ile karar verildiği,
Davacı kooperatifin karar defterinde, yevmiye defterinde ve üye kayıt defterinde davalının 19/10/2004 tarihinde 15.500,00 TL ödeyerek üye olarak kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık esas itibariyle davalının peşin ödemeli ortak (B tipi) olup olmadığı, peşin ödemeli ortak olarak kabul edilmesi halinde üyelik aidatlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı yada hangi miktarda sorumlu olacağı noktasında toplanmaktadır. Davalının 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar çerçevesin peşin ödemeli (B tipi) üye olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
Öncelikle uyuşmazlığın kaynağı olan davacı kooperatifin 1999 yılına ilişkin 30/06/2000 tarihli genel kurul kararı hakkında, davacı kooperatifin tarafı olduğu ve davalının peşin ödemeli ortak olup olmadığının tespitine ilişkin benzer nitelikteki davaların incelenmesinde;
*Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E._…. K.sayılı dosyası ile kooperatif üyesi ve denetçisi olan davacılarca davalı kooperatif ve diğer bir kısım üyelere karşı 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduklarının tespiti talebi hakkında açılan davada mahkemece ” Tüm dava dosyalarında ortakların B tipi üye olup olmadıkları tartışılmış veya tartışılmaktadır. Bunca sene ve bunca davadan sonra dava konusu genel kurul kararlarının yokluğunun tespitinin istenilmesi iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gibi kazanılmış hakları da zedeleyici niteliktedir. İddialara göre hakları zedelenenler ise ters yönden davacılar gibi gözüküyor ise de normalde esas hakları zedelenecek olanlar dava da taraf olmayan bir çok B tipi üyedir. Zaten davaya asli müdahale talebinde bulunan asli müdahiller de onlardan bazılarıdır. Diğer B tipi üyelerin davadan haberleri olmadığı gibi davanın kabulü halinde kazanılmış hakları temelden zedeleneceğinden davanın kabulüne karar verilmesi halinde kişilerin hukuka ve hukuk düzenine olan güvenleri zedeleneceğinden ve ayrıca davalı kooperatifin davayı kabulünün hukuki sonuç doğurması da (başkalarının hakkını etkileyecek şekilde davayı kabulünün sonuç doğurması da) mümkün olmadığından, davacıların iyi niyetten yoksun ve kazanılmış hakları zedelemeye yönelik işbu davalarının mahkememiz başkanının muhalefeti ve oy çokluğu” ile davanın reddine karar verilmiş; dosyayı temyizen inceleyen Y 23.HD 2015/7080 E.-2016/5129 K.sayılı ilamı ile ” Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle genel kurul kararlarının geçersizliğine ilişkin uyuşmazlık iki tarafın arzusuna tabi olan, yani mahkeme kararına gerek olmaksızın davalı ile davacı arasında sağlanacak bir uyuşma ile geçerli olarak sonuçlandırılabilecek uyuşmazlıklardan olmamasına (bkz. E. Moroğlu, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü Altıncı Baskı, İst. 2012, s.219), zira davalı tüzel kişiliği temsil eden organın dava konusu hukuki ilişki üzerinde tasarruf yetkisi bulunmamasına, aksi halin kabulünün tüzel kişilerde en üst karar organı olan genel kurul kararının yönetim kurulu tarafından bertaraf edilmesi sonucu doğuracak olmasına, böyle bir sonucun hukuk düzenince kabulü mümkün görülmemesine göre” gerekçesiyle, karar ONANMIŞTIR.
*Konya …. Asliye Ticaret mahkemesi’nin …. E.-…. K.sayılı dosyası ile yine 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğunun tespiti ile iptali talebine ilişkin kooperatif üyesi davacı tarafından …. Konut Yapı Kooperatifi, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü ve bir kısım peşin ödemeli ortak statüsündeki üyelere karşı açılmış, mahkemece, Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Es. …. K. Sayılı kararı güçlü taktiri delil olarak kabul edilerek, “dava konusu davalı …. Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığı’ının 30.06.2000 tarihli genel kurul karar tarihinden dava tarihine kadar yaklaşık 18 yıl geçtiği ve bu süre zarfında neredeyse dava konusu genel kurul kararlarına dayalı olarak yüzlerce kişinin kooperatife B tipi üye olarak kaydedildiği, bunca seneden sonra dava konusu genel kurul kararlarının yokluğunun tespitinin istenilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gibi kazanılmış hakları da zedeleyici nitelikte olduğu anlaşıldığından davacı tarafından davalı… Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığı hakkında açılan davanın reddine” karar verilmiştir. Karar istinaf edilmek üzere dairemize gelmiş … Esas numarası almış olup, dosya hakkında henüz bir karar verilmemiştir.
*Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E… K.sayılı dosyası ile bir kısım peşin ödemeli ortak statüsündeki üye tarafından … Konut Yapı Kooperatifine karşı, 30/06/200 tarihli genel kurul toplantısında alınan peşin ödemeli ortakların aidattan sorumlu olmayacaklarına dair alınan kararın aksine, davalı kooperatifin 05/05/2013 tarihli genel kurulunda alınan 4 ve 7 nolu kararların yoklukla malül olduğunun tespiti (terditli) talepli davada mahkemece, “Davacı taraf terditli olarak, 05/05/2013 tarihli olağan genel kurulunda alınan 4 ve 7 nolu kararların yoklukla malül olduğunu tespitini istemiştir. B tipi (peşin ödemeli) üyeler inşaat finansmanından sorumlu olmayıp, genel giderlerden sorumlu iseler de; 05/05/2013 tarihli genel kurulda alınan 7 nolu karardaki aidatların (miktarları da gözetilerek) genel giderlere ilişkin aidatlar olmadığının anlaşılması ve 4 nolu karar ile de 30/06/2000 ve 28/06/2002 tarihli genel kurul kararlarının değiştirilmesine ilişkin sonraki genel kurul kararlarının teyit edilmek istenilmesi karşısında, bilirkişi raporları ve yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadı gereğince 4 ve 7 nolu kararların B tipi üyelerin kazanılmış haklarını ihlal eden kararlar olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı tarafın terditli ( 2. ) talebi kabul edilerek, bu kararların B tipi üyeler yönünden yoklukla (mutlak butlanla) malül olduğunun tespitine” karar verilmiş, istinafı üzerine dairemizin … E… K. Sayılı dosyası ile yapılan inceleme sonucunda, “Davacılar …., …., …., …., …, ….,…., …, …, …., …., …, …, …, …, …., …. ve …’ın taleplerinin KABULÜ ile davalı…Konut Yapı Kooperatifi’nin, 05/05/2013 tarihlinde gerçekleştirilen 2012 yılına ilişkin olağan genel kurulunda alınan kararların, 4 ve 7. maddelerinin İPTALİNE, karar verilmiş, iş bu karar da Y.15.HD’nin 01/06/2021 tarihli …. E…. K. Sayılı ilamı ile ONANMIŞTIR.
*Davamız konusu aidat alacağına benzer nitelikte bir uyuşmazlığa ilişkin Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E…. K.sayılı kararı ile davanın kabulüne dair verilen kararın istinafı üzerine, Ankara BAM …HD …. E.-…. K.sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi raporunda “takibe konu aidatların tamamının genel kurul giderleri, kırtasiye giderleri, noter giderleri, yargılama giderleri gibi genel giderlere ait olduğu” belirlenmek suretiyle İDM kararının kaldırılmasına karar verilerek, davanın bu gerekçeyle kabulüne dair yeniden hüküm kurulmuştur.
Belirtilen dava dosyaları, dosya arasında bulunan …. Konut Yapı Kooperatifi Ana Sözleşmesi, genel kurul toplantı tutanakları, rapor ile sair kayıt ve belgeler çerçevesinde;
Uyuşmazlığın temelini teşkil eden ve davalının savunmasına dayanak, 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında ve davalının peşin ödemeli ortak olarak aidat ödemelerinden sorumlu olmayacağına ilişkin alınan kararların geçerli kabul edilip, edilemeyeceği önem taşımaktadır. Bilindiği üzere ilgili genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti talebinin reddine dair Konya …. Asliye Ticaret mahkemesi’nin …. E.-… K.sayılı dosyasından verilen kararın istinafı üzerine , dosya dairemizde olup henüz karar verilmemiştir. Ancak aynı talebe (30/06/2000 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduklarının tespiti) ilişkin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E._… K.sayılı dosyasından, davanın reddine dair verilen kararın Yargıtayca onanmış olması, yine dairemizin incelemesinden geçerek Yargıtayca onanan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E….. K.sayılı dosyası ile 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında peşin ödemeli ortaklara ilişkin alınan karara karşı alınan 05/05/2013 tarihli olağan genel kurulunda alınan kararların, 4 ve 7. Maddelerinin iptaline karar verilmiş olması, dosyasıyla 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlara geçerlilik izafe edilmesi nedenleriyle henüz dairemizde inceleme aşamasından olan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.-…. K.sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine gerek bulunmamaktadır.
Davacı kooperatifin 30.06.2000 tarihli genel kurulunda alınan karar, taşınmaz satışı niteliğinde olmayıp, yüklenici … Ltd. Şti.’ne peşin bedelli üyelik hakkı verilmesine yöneliktir. Konut yapı kooperatiflerinde, üyelere konut tahsisi yapılması, kooperatifin kuruluş amaçlarından olduğundan, üyeliğe bağlı taşınmaz tahsisinin, satış olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Somut olayda 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 42/6. maddesinin uygulama yeri de yoktur.
Davacı, dava dışı … Ltd. Şti. ile aralarındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan taleplerini dava dışı yüklenici şirkete yöneltebileceği, yapılacak daire sayısından fazla üye kaydedilmesi veya peşin üyelik verilmesi sebebiyle kooperatifin uğramış olduğu yada uğrayacağı zararı kooperatifin o dönemdeki yöneticilerinden talep edilebileceği, 30/06/2000 tarihli genel kurulun yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin yukarıda zikredilen mahkeme kararlarıyla, davaların reddine karar verildiği, temyiz ve karar düzeltme yolları tüketilerek karar kesinleştiği, peşin ödemeli ortaklardan üyelik aidatı istenmesi mümkün değil ise de, ortağın, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumluluğunun devam edeceği, öte yandan, kooperatifin en yetkili organı olan genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararların alınabileceği, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesinin mümkün ve geçerli olacağı, bu durumda kazanılmış hakların ihlâlinden söz edilemeyeceği, aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlâl edeceğinden yok hükmünde olacağı, bu durumda, mahkemece, peşin bedelli ortak olduğu tartışmasız olan davalının, inşaat finansman gideri ile ilgili bölümünden sorumlu olmayacağı gözönünde bulundurularak, genel gider ve altyapı giderinden sorumlu tutulmasının gerektiği, mahkemece bilirkişi SMMM ….’dan alınan ve davacı kooperatif defter ve kayıtları incelenerek hazırlanan 28/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda takibe konu aidat alacağı döneminde davacının payına düşen genel gider tutarının toplam 2.359,09 TL olacağının tespit edildiği, raporun kooperatifin defter ve kayıtları üzerinden açıklayıcı ve denetime elverişli şekilde hazırlandığı, genel gider olarak tespit edilen bedelin kabul edilebileceği bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/02/2022 tarihinde oy çokluğu ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
(muhalif)
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

A.G

MUHALEFET ŞERHİ: Dava dışı kooperatif üyesi …. tarafından Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasıyla açılan davada davalı kooperatifin 30/06/2000 tarihli genel kurulda alınan kararların yokluğunun tespiti ve iptali davası açıldığı, ilk derece mahkemesince 29/09/2020 tarihinde davanın reddine karar verildiği, bu kararın istinaf incelemesinde olduğu henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere “bekletici sorun” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (TMK) 165. maddesinde düzenlemeye bağlanmış ve maddenin birinci bendinde “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Belirtmek gerekir ki bazı hâllerde kanun koyucu bekletici sorunu hâkimin takdirine bırakmamış, konunun öneminden dolayı başka bir mahkemede görülen veya görülecek olan davanın bekletici sorun yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu zorunlu hâller dışında, görülmekte olan davayla bağlantısının bulunması durumunda bekletici sorun yapılması mahkemenin takdirine bağlıdır. Böyle bir durumda, usul ekonomisi ilkesi ve davanın sürüncemede bırakılması amacıyla açılıp açılmadığı gibi hususları dikkate alarak, her davanın somut özelliğine göre bekletici sorun hakkında bir karar vermesi gerekir. Ayrıca bekletici sorun yapmak yargılamada beklenen yararı sağlamayacak ya da davayı gereksiz yere uzatacak ise bekletici sorun yapılmamalıdır.
Genel kurul kararının iptali için açılan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı davası sonucunda verilecek olan kararın davacının aidat ödeme yükümlülüğünün varlığı ya da yokluğu hususunda bir hüküm içereceği sabit olduğuna göre eldeki davanın sonucunu etkileyeceği anlaşıldığından bu dosyanın bekletici mesele yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan,(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2017 tarih 2017/23-862 esas 2017/2024 Karar ve 20/12/2017 tarih 2017/23-865 esas 2017/2025 karar sayılı ilamları) davacının istinaf başvurusunun kabulü ile diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır