Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1915 E. 2020/924 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN
ASIL DAVACILAR: 1 -… – (T.C. Kimlik No:…)
: 2 -… – (T.C. Kimlik No:…)
: 3 -… – (T.C. Kimlik No:…)
İSTİNAF EDEN
BİRLEŞEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …- …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ :
KARAR TARİHİ : 16/07/2020
YAZIM TARİHİ : 29/07/2020
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak
davasında 24/04/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yurt dışında vatandaşların dini duygularına hitap ederek hukuka aykırı olarak para topladıklarını, kâr getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile müvekkillerinin murisi ……. ile davacılardan …’nın para yatırdığını, müvekkillerinin murisinin davalı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ortaklık sözleşmesinin feshine, davalı tarafa verilen para nedeniyle şimdilik 47.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yurt dışında vatandaşların dini duygularına hitap ederek hukuka aykırı olarak para topladıklarını, kâr getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile müvekkilinin murisi …… ile davacının para yatırdığını, müvekkili davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ortaklık sözleşmesinin feshine, davalı tarafa verilen para nedeniyle şimdilik 47.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçelerinde özetle; varsayıma dayalı olarak davacının iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu nedenlerle davanın öncelikle husumetten reddini talep ettiklerini, dava dilekçesine ekli olarak sunulan belgeleri kabul etmediklerini, davalı yönünden belgelerin bağlayıcı olmadığını, TTK’nın 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin ve şirketin kendi paylarını geri almasının mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, hakdüşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…davacılar …, … ve …’nın alacak davasının kısmen kabulü ile; 27.222,97 TL’nin dava tarihi olan 29/11/2010 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı …Ş.’den alınarak adı geçen davacıların veraset ilamındaki payları olan 2/8 inin davacı …’ya, 3/8 erinin davacılar … ve …’ya verilmesine, adı geçen davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine”,
“…Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı birleşen dosyadaki davacı …’nın alacak davasının kısmen kabulü ile; 27.222,97 TL nın dava tarihi olan 04/02/2011 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı …Ş.’den alınarak adı geçen davacı …’ya verilmesine, adı geçen davacının birleşen davadaki fazlaya ilişkin taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince müvekkillerinin murisi ve davacılardan …’ya 5.817,00 Euro kâr payı ödendiğini kabul edilerek bu meblağın müvekkillerinin alacağından mahsup edildiğini, anılan belgenin gerçek anlamda ödeme belgesi olmadığını, ilk derece mahkemesince bu ödemenin kâr payı olduğu kabul edilmesine rağmen asıl alacaktan mahsup etmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davacının ödeme ve hile iddiasını ispat ettiğine yönelik kabulünün yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafından SPK’ya sunulan CD ve üst yazı içeriklerinin yanlış değerlendirildiğini, zamanaşımına uğrayan dava hakkında kabul kararı verilmesinin hukuki izahının bulunmadığını, davacının taleplerini hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddetmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının iyi niyetten yoksun ve dürüstlük kuralına aykırı davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin yasalara açık aykırılık oluşturduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ortak olunmadığının tespiti, kâr payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu … İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş’nin ünvanının … Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare … Holding A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının … Holding A.Ş. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
İlk derece mahkemesince delillerin esastan değerlendirilmesi ve tarafların istinaf kanun yoluna başvurmasından sonra dairemizce henüz istinaf sebepleri esastan incelenmeden; 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4. madde eklenmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen 31/12/2014 tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiğini, verilen para karşılığında kendisine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen parasının iade edilmediğini verdiği paranın faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacı tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendisine verdiği para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini , davacının şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının 6762 sayılı TK’nın 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle; tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili bildirdiği deliller esastan değerlendirilmeden, 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Yasal düzenleme gereğince tarafların istinaf talebinin KABULÜNE; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 24/04/2019 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 929,80 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2- İstinaf talebinde bulunan davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacılar tarafından yatırılan 121,30 TL başvurma harcının davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine,
4- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,

B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Açılan asıl dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2-Açılan birleşen dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
3- Asıl Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 697,95 TL peşin harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 643,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl davacılara iadesine,
4- Birleşen davacı tarafından dava açılırken yatırılan 697,95 TL peşin harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 643,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen davacıya iadesine,
5- Asıl davacılar tarafından yapılan 17,15 TL başvurma harcı, 54,40 maktu karar harcı, 170,80 TL keşif harcı, 2.950,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 193,70 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.386,05 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak asıl davacılara verilmesine,
6- Birleşen davacı tarafından yapılan 18.40 TL başvurma harcı, 54,40 maktu karar harcı olmak üzere toplam 72,80 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak birleşen davacıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
8- Asıl Davacılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 3.400,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak asıl davacılara verilmesine,
9- Birleşen davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 3.400,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak birleşen davacıya verilmesine,
10- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
D) İlk derece mahkemesince davalıdan tahsiline karar verilen tamamlama harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
F) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 16/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

E/Y