Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1913 E. 2020/1011 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… -…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE… TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLİ : Av….

İSTİNAF EDEN DAVALI : … Holding Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

BİRLEŞEN KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS … KARAR SAYILI DAVA DOSYASINDA
DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Holding Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av…. – …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/07/2020
YAZIM TARİHİ : 14/08/2020
Davacı ve birleşen dosya davacısı tarafından davalı – birleşen dosya davalısı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ve bu dosyayla birleşen Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 19/04/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillinin davalılar … Holding ve … İnşaat A.Ş.’ye 05.04.2000 tarihinde toplam 64.950,00 DM para yatırdığını, müvekkilinin adı geçen parayı davalı şirket adına hareket eden, kendini davalı şirketin yetkilisi gibi tanıtan ve bu şekilde birçok kişiden para toplayan ….. isimli şahsa teslim ettiğini, müvekkillinin söz konusu parayı yurt dışında işçi olarak çalışarak biriktirdiğini ve davalı şirketlere para verirken de yurt dışında biriktirdiği paranın Türkiye’de değerlenmesi ve ülke ekonomisine katkı sağlaması amacını güttüğünü, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edeceği ve yatırdığı paranın istendiğinde kendisine iade edileceği konusunda güven telkin edildiğini, davalı tarafça yatırılan para karşılığında ortaklık durum belgesi ve kâr payı kuponlarının teslim edildiğini, yurt dışında toplanan paraların Türkiye’ye gönderildiğini, müvekkilinin yatırdığı paraları defalarca talep etmesine rağmen yatırdığı parayı geri alamayacağını anlaması üzerine iş bu davanın ikame edildiğini, müvekkilinin ilk başta parayı eşi ve kendi adına vermiş ise de; 2011 yılında eşi … adına kayıtlı hisselerinin tamamının müvekkili …’e devrettiğini, şuanda davalı şirkette sadece müvekkilinin hak sahibi olarak gözüktüğünü, davalı şirket yetkililerinin Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiklerinden bahisle davanın kabulü ile müvekkili …’in davalı şirketlere ödemiş olduğu toplam 64.950,00 DM’nin dava tarihindeki TL karşılığında fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL’sinin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi … ile birlikte … Holding A.Ş. ve … İnşaat Tarım ve Sanayi İşlt. A.Ş.’ye bir adet ortaklık durum belgesi karşılığında para yatırdıklarını, müvekkilinin bu parayı davalı şirket adına hareket eden, kendini davalı şirketin yetkilisi gibi tanıtan ve bu şekilde birçok kişiden para toplayan Ekrem Kavas isimli şahsa teslim ettiğini, yatırılan paranın istenilen her an geri alınabileceği ve kâr payı verileceği ümidiyle yatırım yapıldığını, davalı şirketin ortak olduğuna inandırıldığını fakat daha sonra paranın iade edilmediğini, davalı şirket yetkililerinin Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiklerinden bahisle müvekkili …’in parayı beraber ve aynı ortaklık belgesi ile verdiği eşi …’in davalı şirket aleyhine açmış olduğu alacak davasının Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından devam ettiğinden, işbu dosyanın Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı birleştirilmesini, davanın kabulü ile müvekkili …’in davalı … Holding A.Ş.’ye vermiş olduğu SPK tahsilat listelerinde gözüken meblağın dava tarihindeki TL karşılığından fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL’sinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ve birleşen dosya davacı vekili 08/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını artırarak 93.500,00 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Asıl dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesine ekli olarak sunulan belgeleri kabul etmediklerini, davalı yönünden belgelerin bağlayıcı olmadığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin ve şirketin kendi paylarını geri almasının mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, müvekkili şirketin bankacılık mevzuatına dayanarak herhangi bir mevduat toplamadığı gibi bunun da mümkün olmadığını, aynı şekilde müvekkilinin SPK, TTK ve BK hükümlerini de ihlal etmediğini, hakdüşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacıların Türkiye’de mutad meskeni olmadığını, teminat yatırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’in dava dosyasına sunulan devir belgelerine göre sahibi bulunduğu tüm hisse senetlerini diğer davacı …’e devrederek bedelini tahsil ettiğini, davacının müvekkiline şirketle ortaklık ilişkisi dahi kalmadığını, davanın aktif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, dava dilekçesine ekli olarak sunulan belgeleri kabul etmediklerini, davalı yönünden belgelerin bağlayıcı olmadığını, TTK’nın 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin ve şirketin kendi paylarını geri almasının mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, müvekkili şirketin bankacılık mevzuatına dayanarak herhangi bir mevduat toplamadığı gibi bunun da mümkün olmadığını, aynı şekilde müvekkilinin SPK, TTK ve BK hükümlerini de ihlal etmediğini, hakdüşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının Türkiye’de mutad meskeni olmadığını, teminat yatırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Asıl dava yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 64.910,81 TL’nin dava tarihi olan 21/03/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, birleşen dosya yönünden de davanın kısmen kabul kısmen reddine, 64.910,81 TL’nin birleştirilen dosyanın dava tarihi olan 31/12/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak birleştirilen dosyanın davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı – birleşen dosya davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davacı ve birleşen dosya davacısının ödeme ve hile iddiasını ispat ettiğine yönelik kabulünün yasaya aykırı olduğunu, zamanaşımı definin dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu gerekçesiyle reddedilmesinin usul ve yasa aykırı olduğunu, davalı tarafından SPK’ya sunulan CD ve üst yazı içeriklerinin yanlış değerlendirildiğini, zamanaşımına uğrayan dava hakkında kabul kararı verilmesinin hukuki izahının bulunmadığını, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığına yönelik kabulün TTK 329 ve 405 maddelerine aykırı olduğunu, davacının taleplerini hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddetmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının elinde bulunan hisse senetlerinin iadesine karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu … İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş’nin ünvanının … Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare … Holding A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının … Holding A.Ş. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
İlk derece mahkemesince delillerin esastan değerlendirilmesi ve davalının istinaf kanun yoluna başvurmasından sonra dairemizce henüz istinaf sebepleri esastan incelenmeden; 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4. madde eklenmiştir.
Yasal düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu ve bu nedenle Anayasa Mahkemesine gidilmesine yönelik davacı talebi yapılan müzakereler sonucunda uygun görülmemiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen 31/12/2014 tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacı ve birleşen dosya davacısının yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiklerini, verilen para karşılığında kendilerine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen paralarının iade edilmediğini verdikleri paraların faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacı ve birleşen dosya davacısı tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendilerine verdikleri para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini, davacı ve birleşen dosya davacısının şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının 6762 sayılı TK’nın 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle; tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili bildirdiği deliller esastan değerlendirilmeden, 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince asıl dosya ve birleşen dosyada açılan davalar ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı ve birleşen dosya davacısı lehine davalı – birleşen dosya davalısı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Yasal düzenleme gereğince davalı – birleşen dosya davalısının istinaf talebinin KABULÜNE; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2019 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davalı – birleşen dosya davalısı tarafından yatırılan 2.217,03 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalı – birleşen dosya davalısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Asıl dosyada açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2- Birleşen dosyada açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
3- Asıl dosyada davacı … tarafından yatırılan 341,55 TL peşin ve ıslah talebi sırasında yatırılan 798,50 TL olmak üzere toplam 1.140,05 TL harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.085,65 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Asıl dosyada davacı … tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 54,40 maktu karar harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 276,60 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.362,40 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5- Asıl dosyada davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 3.400,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6- Birleşen dosyada davacı … tarafından yatırılan 341,55 TL peşin ve ıslah talebi sırasında yatırılan 798,50 TL olmak üzere toplam 1.140,05 TL harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.085,65 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen dosya davacısına iadesine,
7- Birleşen dosyada davacı … tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 54,40 maktu karar harcı, 28,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 118,30 TL yargılama giderinin birleşen dosya davalısı şirketten alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine,
8- Birleşen dosyada davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 3.400,00 TL maktu ücreti vekaletin birleşen dosya davalısı şirketten alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine,
9- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,

D) İlk derece mahkemesince davalıdan tahsiline karar verilen tamamlama harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
F) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 16/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G.