Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1879 E. 2021/2138 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … Nakliyat Ticaret Limited Şirketi – …
VEKİLİ : Av. … -…

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :01/11/2021
YAZIM TARİHİ :01/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 26/06/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki sonucu nakliye bedelinden doğan alacak nedeniyle davalı yana 13/06/2016 tarihli, 1.762,92 TL bedelli ve 20/06/2016 tarihli 3.515,22 TL bedelli iki adet fatura kesildiğini, kesilen faturaların davalı yan tarafından kabul edildiğini ve defter kayıtlarına işlendiğini, davalı şirket ile müvekkili şirket yetkililerinin yaptıkları görüşmelerde borcun tahsili konusunda anlaştıklarını ancak davalı yanın fatura bedellerini şirkete ödemediğini, davalı şirketin yapılan tebligat sonucu yetkiye ve borca itiraz ettiğini, icra takibine konu alacağın kaynağının fatura olduğunu, borca itiraz dilekçesinde ise akdi ilişkinin inkar edilmediğini, zaten takibe konu faturaların her iki şirketin ticari defterinde de kayıtlı olduğunu, alacak konusunun fatura olması nedeniyle de yetkili mahkemenin alacaklı ikametgah mahkemesi olduğunu beyan ederek Konya ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının yaptığı yetki itirazının ve borca itirazının iptaline, asgari %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”…İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlendiği, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ilamsız icra yolu ile 5.278,17 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 13/06/2016 tarihli, 1.762,92 TL bedelli ve 20/06/2016 3.515,22 TL bedelli iki adet fatura olduğu, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durduğu, tarafların ticari defterlerinde uyuşmazlık konusu alacakla sınırlı olmak üzere Mali Müşavir bilirkişi … vasıtası ile bilirkişi incelemesi yapıldığı, SMMM tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan 21/12/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; davalının davacıya 5.278,14 TL borcunun bulunduğunun bildirildiği görülmüş, mahkememizce bilirkişi raporunun ayrıntılı ve İstinaf denetimine açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine karşı davalı tarafın itirazında haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, Konya … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından davalının yapmış olduğu itirazının iptali ile 5.278,14 TL üzerinden takibin devamına, davalının kabul edilen asıl alacak üzerinden İİK.67/2.maddesi gereğince %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek Yüksek Yargıtay 19. H.D’nin 16/01/2017 tarih, 2016/11472; 185 sayılı kararı da dikkate alındığında alacağın faturaya dayalı alacak olması (likit alacak olması) da dikkate alınarak oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davanın kabulü ile; Konya …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının davalının yapmış olduğu itirazının iptali ile 5.278,14 TL üzerinden takibin devamına, itirazın iptaline karar verilen 5.278,14 TL asıl alacak üzerinden davacı yararına %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemekle mükellef olduğunu, dosya kapsamında yetki itirazında bulunulduğunu, ancak yetki itirazına ilişkin bir gerekçe bulunmaksızın davanın kabulü yoluna gidildiğini, icra dosyasının yetkisi hususu gerekçeli ve açıkça tespit edilmeden esas yönden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, İzmir şirketi olduğunun davacı tarafın da malumu olduğunu, yetkili yerin İzmir olduğunun bildirildiğini, icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, bununla birlikte müvekkili hakkında talimatın, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazıldığını, müvekkilinin, dosyaya sunulu vekalette de açıkça yer aldığı üzere İzmir merkezli bir şirket olduğunu, dolayısıyla talimatın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılması gerektiğini, davacı tarafın, dosya kapsamında fatura temeline dayalı bir ilişkiden bahsettiğini, ancak faturaya konu hizmetin ifasını kanıtlayamadığını, mahkemece fatura ilişkisi kabul edilerek davanın kabulü yoluna gidildiğini, müvekkili ile ticari ilişki içerisinde olduğunu ileri süren davacı tarafın, bu ilişki kapsamında edimini ifa ettiğini gösterir bir belge ortaya koyamadığını, faturaların hizmetin ifasına delalet etmediğini, davacı taraf ile müvekkili arasında mevcut ilişki kapsamında davacı tarafın üstlenmiş olduğu edimin hizmetin ifası olduğunu, davacı tarafın, müvekkiline taraflar arasındaki ilişki gereği herhangi bir hizmet ifasında bulunmadığını, ayrıca buna ilişkin herhangi bir sevk irsaliyesinin de taraflarına gönderilmediğini, dosya kapsamında davacı tarafça teslime ilişkin herhangi bir bilgi, belge ve delilin dosyaya sunulamadığını, ayrıca söz konusu imzasız faturaların müvekkiline tebliği ya da bildiriminin de yapılmadığını, dosya kapsamında gerek dava dilekçesi gerekse de diğer tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, müvekkilinin adil yargılanma ve cevap hakkının ihlal edildiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; faturaya dayalı başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 24/10/2016 tarihinde 13/06/2016 tarihli 1.762,92 TL ve 20/06/2016 tarihli 3.515,22 TL bedelli faturalara dayalı olarak 5.278,14 TL asıl alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, faturaların ” İzmit-Afyon Nakliye Bedeli” olarak düzenlendikleri, davalının süresinde vekili aracılığıyla icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğü tarafından 23/02/2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının 14/11/2017 tarihinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Yine dosya kapsamına göre dava dilekçesinin davalıya tebliğine ilişkin tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine ,mahkemece İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalının adresinin sorulduğu, ticaret sicil müdürlüğü tarafından mahkemeye verilen cevapta davalı şirketin 03/11/2017 tarihinde Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne merkez nakli nedeniyle faaliyet durumunun müdürlüklerinden terk olduğunun bildirildiği, kayıtlı son adres olan ”… Mah…. Sk.No:.. Bornova/İzmir” adresinin bildirildiği, mahkeme tarafından bu adrese dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı, bu tebligatın da bila tebliğ iade edildiği, mahkeme tarafından Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı şirketin adresi sorulmadan davalı şirketin Kocaeli’nde bulunan sistemde kayıtlı mersis adresine dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı ve tebligatın 22/02/2018 tarihinde daimi çalışana tebliğ edildiği, aynı şekilde ön inceleme duruşma tebligatının da daimi çalışana tebliğ edildiği, davalı vekili olarak 25/04/2019 tarihinde Av…. tarafından dosyaya vekaletname sunulduğu ve beyanda bulunmak için süre istendiği, 29/05/2019 tarihli duruşmada davalı vekiline beyanda bulunmak için iki haftalık kesin süre verildiği, davalı vekilinin 18/06/2019 tarihinde dosyaya beyan dilekçesi verdiği görülmüştür.
Davalı tüzel kişiliği haiz ticari şirket olup Tebligat Yasası’nın 12 ve 13, Tebligat Tüzüğünün 17 ve 18.maddeleri tüzel kişilere yapılacak tebligat usulünü düzenlemiştir. Anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılması, yetkili temsilcinin herhangi bir sebeple orada bulunmaması veya evrakı bizzat alamayacak bir halde olması durumunda tebliğin tüzel kişinin memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir. Tebligat yetkili temsilci yerine kanunda belirtilen sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin tebligat mazbatasına açıkça yazılması gerekir.
Somut olayda; dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününü bildirir davetiye, iş yerinde daimi çalışana tebliğ edilmiştir. Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligat, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince usulsüz ise de davalı vekili dosyaya 25/04/2019 tarihinde vekaletname sunduğu için vekaletname sunduğu tarihten itibaren davayla ilgili cevap ve delillerini yasal süreler içerisinde ibraz edebilecektir.
Mahkeme tarafından davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ayrıca davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için Kocaeli … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, talimat mahkemesince davalı şirkete ticari defterlerini ibraz için meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, bu davetiyenin de davalı şirketin daimi çalışanına tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından ticari defterler ibraz edilmediği için talimatın bila ikmal iade edildiği, ilk derece mahkemesince davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davalı şirkete ticari defterlerini ibraz için gönderilen meşruhatlı davetiye de yukarıda yapılan açıklamalarda belirtildiği üzere usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir.
Somut olayda, davalının beyan dilekçesindeki ifadelerinden davacı ile davalı arasında akdi bir ilişki olduğu anlaşılmış olup, davalı, taraflar arasındaki mevcut ilişki gereği davacının herhangi bir hizmet ifasında bulunmadığını savunmuştur.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olduğu için para alacağı nedeniyle davacı kendi yerleşim yerinde icra takibi yapabileceğinden davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraz yerinde değildir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalının akdi ilişkiyi kabul ettiği ancak akdi ilişki kapsamındaki icra takibine konu faturalardaki taşıma hizmetinin davacı tarafından yerine getirilmediğini savunduğu, faturalardaki taşıma hizmetinin yerine getirildiğini davacının ispat etmesi gerektiği, davacı ticari defterlerinin tek başına taşıma hizmetinin yerine getirildiğinin ispatı için yeterli olmadığı, davalı şirkete ticari defterlerini ibraz için gönderilen meşruhatlı davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden davalı şirkete ticari defterlerini bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ibraz etmesi için yeniden meşruhatlı davetiye çıkarılması için talimat yazılması, defterlerin yerinde incelenmesinin talep edilmesi halinde bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek davalı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 90,14 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/11/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır