Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1878 E. 2022/1238 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/09/2022
YAZIM TARİHİ : 12/09/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 07/03/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … Bankası’ndan Bireysel Kredi adı altında 500.000,00 TL tüketici kredisi alındığını, kredi kullanım sırasında müvekkilinden fon kullandırım komisyon tahakkuku adı altında 10.500,00 TL ücret alındığını, ayrıca ayrıca davalı bankanın 1.000,00 TL fatura karşılığında ekspertiz ücreti tahsil ettiğini, fakat ekspertiz firmasına 253,00 TL ödediğini, geriye kalan 746,30 TL’yi fazladan tahsil ettiğini, müvekkilinden haksız olarak alınan bedellerin tahsili için Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir olduğunu, davaya konu kredinin de ticari kredi olduğunu, sözleşmede komisyonun müşteriye ait olduğunun belirtildiğini, kredi sözleşmesinin eki niteliğinde olan geri ödeme planında komisyon tutarının açıkça 10.500,00 TL şeklinde belirtildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkemece; davalı tarafça davacıya kullandırılan kredinin iş yeri alımı için kullandırıldığı,Ankara Bölge Adliye Mahkemesince de uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığının tespit edildiği, 15/11/2014 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ(Sayı:2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2014/6 Sayılı Tebliğ’in 4. Maddesine göre 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. Maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar” şeklinde değiştirildiği, bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken anılan yasal düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oran üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulünün gerektiği,alınan bilirkişi raporuna göre davalı bankanın fon kullandırım komisyon alacağının Merkez Bankasına bildirdiği oranla uyumlu olduğu, ancak bankanın 746,30 TL fazladan ekspertiz ücreti tahsil ettiği, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 08/03/2017 tarih 2016/2081 Esas 2017/1355 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi HMK’nın 331/2. maddesi hükmü, aynı kanunun 326. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, görevsizlik kararı verilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, görevli mahkemece, yargılama giderlerinin esas yönünden aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına hükmedileceği biçiminde yorumlanması gerektiği bu itibarla, görevsizlik kararı verilmesi halinde, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin ancak davaya görevli mahkemede devam olunmaması haline münhasır olduğunun kabulünün gerektiği, bu nedenle Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararı nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiği gerekçesiyle davanın 746,30 TL yönünden davanın kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine..” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından kullandırılan kredinin genel kredi sözleşmesi kapsamında değil, tüketici kredisi kapsamında kullandırıldığının bari şekilde ortada olduğunu, buna rağmen kredinin işyeri alımında kullanıldığı gerekçesi ile genel kredi sözleşmesi olarak değerlendirilmesinin ispat hukukuna ve hakkaniyete açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davalı bankanın müvekkiline kullandırmış olduğu krediyi Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak ticari amaçlı bir kredi olarak kullandırması gerekirken, ticari nitelikli bir krediyi Tüketici Kredi Sözleşmesine dayandırarak kullandırması bankanın kendi hatası olup sonuçlarına da bankanın kendisinin katlanması gerektiğini, bankanın kendi hatasının müşteriye yüklenmesinin kabul edilemeyeceğini, aksi hal özel hukukun temel prensiplerinden dürüstlük kuralının ağır ihlali sonucunu doğuracağını, sözleşmenin genel kredi sözleşmesi olduğu kabul edilse dahi mahkemece Türk Borçlar Kanunu’nun 20. Maddesinde düzenlenen genel İlem koşullarını değerlendirmesi gerektiğini, dava konusu Genel Kredi Sözleşmesinin 10.5. Maddesinde yer alan ”müşteri akreditif niteliği ve bankanın yükümlülüğü ne olursa olsun bankanın akreditif nedeniyle yapacağı ödemeler ve ödemeler nedeniyle yapacağı ve bu ödemeler nedeniyle tahakkuk eden kar paylarından kaynaklanan alacak dışında ayrıca Bankaca ve akreditif başvuru formunda oranı belirlenecek komisyonlar ile yapılacak masrafları da ödemekle yükümlüdür.” ve 10.5.4. maddesinde yer alan ”Banka komisyon oranlarını ayrıca belirlemede bulunmaya gerek olmaksızın tek taraflı olarak artırmaya yetkilidir.” şeklindeki hükümler yukarıda bahsettiğimiz gibi açıkça genel işlem şartları mahiyetinde olduğunu sözleşmeye tek taraflı olarak konulduğunu, yerel mahkeme kararında masrafların hukukilik denetimi yapılırken anılan yasal düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa bankaların bu oran üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü gerektiği, alınan bilirkişi raporuna göre davalı bankanın fon kullandırım komisyon alacağının Merkez bankasına bildirdiği oranla uyumlu olduğunu gerekçesinde belirtilmişse de 11.02.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda açıkça görüleceği üzere Merkez bankasına bildirilmiş bir oran bulunmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, taraflar arasında imzalanan 25.06.2009 tarihli sözleşme kapsamında tahsil edilen komisyon bedeli ve ekspertiz ücretinin iadesini talep etmektedir.
Taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce düzenlenmiştir. Bu nedenle sözleşmeye 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun genel işlem koşularına ilişkin hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinden önceki dönemde aktedilen ticari kredi sözleşmeleri bakımından kredi sözleşmesinde belirlenen bir oran varsa bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmelidir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/1849 Esas, 2019/7439 sayılı kararı) Dava konusu kredi sözleşmesinde tahsil edilecek komisyon miktarı açıkça belirtildiğinden davalı bankanın belirtilen miktarda komisyon tahsil etme hakkı bulunmaktadır. Buna göre mahkemece davacının komisyon bedelinin iadesine yönelik talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/09/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.Y