Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1868 E. 2020/978 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2019
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)

2- … – (T.C. Kimlik No: …)
3- … – (T.C. Kimlik No: …)
4- … – (T.C. Kimlik No: …)
5- … – (T.C. Kimlik No: …)
6- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
İSTİNAF EDEN
DAVALI : 1- …
DAVALI : 2- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/07/2020
YAZIM TARİHİ : 07/08/2020
Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 26/03/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların yurt dışında bulanan binlerce kişinin milli ve de dini duygularını sömürerek yasaya aykırı olarak mevduat topladığını, davalının müvekkillerine yüksek kar alabileceği ve istediği zaman geri alabilecekleri garantisi ile müvekkillerinden toplamda 12.520,00 DM karşılığında davalı şirket tarafından müvekkillerine ortaklık durum belgesi verildiğini, müvekkillerinin parasını talep ettiklerinde paralarını geri alamadıklarını, davalılarca para toplama faaliyetlerinin SPK, TTK Bankalar Kanunu, ve sair mevzuata aykırı olduğunu, haklarında açılan ceza davaları, ceza davasına konu olan fiiller bakımından düzenlenen TBMM araştırma komisyonu raporları, SPK tarafından da davalı şirketlerin usulsüz sermaye ihtarı ve fon toplama fiilleri ile ilgili düzenlediği raporlarda belirtildiğini, davalıların belirsiz durum yaratmak için çift kayıt tutmuş olduğunu, müvekkilinin zararından davalıların sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkillerinin şirket ortağı olmadığının tespitine, müvekkilleri ile davalılar arasında eski TTK, BK, SPK ve sair mevzuata aykırı olarak kurulan ilişkinin hükümsüzlüğüne müvekkillerinden haksız tahsil edilen 3.067,00 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kurları üzerinden Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına ödenmesine, müvekkillerinden haksız tahsil edilen işbu alacağın davalılara ödendiği tarihten itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesine ekli olarak sunulan belgeleri kabul etmediklerini, davalı yönünden belgelerin bağlayıcı olmadığını, TTK’nın 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin ve şirketin kendi paylarını geri almasının mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, müvekkili şirketin bankacılık mevzuatına dayanarak herhangi bir mevduat toplamadığı gibi bunun da mümkün olmadığını, aynı şekilde müvekkilinin SPK, TTK ve BK hükümlerini de ihlal etmediğini, hakdüşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının Türkiye’de mutad meskeni olmadığını, teminat yatırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı … ve davacılar murisi … ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, 1.666,45 Euro’nun dava tarihi olan 22/12/2017 tarihinden itibaren işletilecek 3095 Sayılı Kanun’un 4/A maddesi gereğince T.C. Devlet Bankalarının bir yıl vadeli Euro cinsindeki dövize uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak 833,22 Euro’nun davacı …’e, 833,22 Euro’nun Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/03/2013 tarih ve … Es… Kar. Sayılı veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin alacaktan kar payı ödemesine ilişkin 1.400,55 Euro düşmek suretiyle hüküm kurmasının hatalı olduğunu, imzanın müvekkillerine ait olup olmadığına dair imza incelemesi yapılmadığını, kar payı adı altında ödeme yapıldığına dair davalı tarafından sunulan belgelerin ödeme belgesi niteliğinin olmadığını, müvekkillerinin ilgili kar paylarını nakit olarak aldığına dair dosyaya herhangi bir geçerli evrak sunulmadığını, faiz talebi başlangıcı olarak paranın müvekkillerinden haksız tahsil edildiği tarihin esas alınması gerektiğini, alacağın haksız tahsil edildiği tarihten itibaren faiz talebinde bulunulduğunu, yerel mahkemenin dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davacının ödeme ve hile iddiasını ispat ettiğine yönelik kabulünün yasaya aykırı olduğunu, zamanaşımı definin dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu gerekçesiyle reddedilmesinin usul ve yasa aykırı olduğunu, davalı tarafından SPK’ya sunulan CD ve üst yazı içeriklerinin yanlış değerlendirildiğini, zamanaşımına uğrayan dava hakkında kabul kararı verilmesinin hukuki izahının bulunmadığını, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığına yönelik kabulün TTK 329 ve 405 maddelerine aykırı olduğunu, davacının taleplerini hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddetmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu …’nin ünvanının …. olarak değiştirildiği, bilahare ….’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının …. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
İlk derece mahkemesince delillerin esastan değerlendirilmesi ve tarafların istinaf kanun yoluna başvurmasından sonra dairemizce henüz istinaf sebepleri esastan incelenmeden; 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4. madde eklenmiştir.
Yasal düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu ve bu nedenle Anayasa Mahkemesine gidilmesine yönelik davacı talebi yapılan müzakereler sonucunda uygun görülmemiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen 31/12/2014 tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacıların yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiklerini, verilen para karşılığında kendilerine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen paralarının iade edilmediğini verdikleri paraların faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacılar tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendilerine verdikleri para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini, davacıların şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının 6762 sayılı TK’nın 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle; tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili bildirdiği deliller esastan değerlendirilmeden, 743 sayılı MK. 48 (4721 sayılı TMK 50. maddesi), 6762 sayılı TK 7 ve 321 (6102 Sayılı Yasanın 7/1 ve 371/5. maddeleri) ile 818 sayılı BK 145 (6098 sayılı TBK’nın 166/2. maddesi) maddelerindeki düzenlemeler ve davalı gerçek kişi hakkında sadece davalı şirket yöneticisi olması sıfatıyla şirket ile birlikte müştereken / müteselsilen sorumlu olduğuna ilişkin iddia gözönünde bulundurulmak suretiyle 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacılar lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Yasal düzenleme gereğince tarafların istinaf talebinin KABULÜNE; Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2019 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davalı şirket tarafından yatırılan 128,98 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davalıya iadesine,
2- İstinaf talebinde bulunan davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı …’e ve diğer davacılara iadesine, (diğer davacılara Kocaeli ..Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/03/2013 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı veraset ilamındaki payları oranında)
3- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacılar tarafından yatırılan 121,30 TL başvurma harcının davalı şirketten alınarak davacı …’e ve diğer davacılara verilmesine, (diğer davacılara Kocaeli ..Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/03/2013 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı veraset ilamındaki payları oranında)
4- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,

2- Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 237,38 TL peşin harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 182,98 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı …’e ve diğer davacılara iadesine (diğer davacılara Kocaeli ..Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/03/2013 tarih ve …. Es …. Kar. Sayılı veraset ilamındaki payları oranında)
3- Davacılar tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 54,40 maktu karar harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 286,90 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.172,70 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacı …’e ve diğer davacılara verilmesine (diğer davacılara Kocaeli ..Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/03/2013 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı veraset ilamındaki payları oranında)
4- Davacılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 3.400,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacı …’e ve diğer davacılara verilmesine (diğer davacılara Kocaeli ..Sulh Hukuk Mahkemesinin 06/03/2013 tarih ve … Es…. Kar. Sayılı veraset ilamındaki payları oranında)
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince davalıdan tahsiline karar verilen tamamlama harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
E) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 16/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G.