Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1809 E. 2019/1070 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Bankası Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın bildirilen bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olup söz konusu alacak ile ilgili olarak dava konusu alacağa dayanak bonoların vade tarihinin geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar davalı borçlu tarafından ödenmediğini, arabuluculuk görüşmesi yapıldığını anlaşmanın sağlanamadığını, dava konusu bono tutarı olan toplam 870,00 TL bono bedellerinin, vade tarihlerinden (TTK.m. 778/1-d, 725/1-b) tahsiline kadar 3095 sayılı kanunun 2/2. maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi , toplam 20.785,00 TL bono tutarının % 0,3 oranında komisyonu ( TTK.m. 778/1-d, 725/1-d ) ve protesto masrafı ile birlikte davalı borçludan tahsiline (davalıdan alınarak müvekkil bankaya verilmesine), yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı … Bankası A.Ş,’nin dava dilekçelerinin ekinde bir örneği ibraz edilen davalının keşideci olduğu, dava dışı … İnşaat ve Turizm Sanayi Ltd.’ nin lehdar olduğu NAMA yazılı bonoların vadesinde ödenmemesi sebebiyle talep edilen alacak davası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı bankanın dava konusu aynı mahiyette olan ve mahkememiz esasına kayıtlı bir çok dosyanın olduğu görülmekle, mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyasının incelenmesi ile dava dilekçesinde beyan edilen ve bir suretinin dava dosyasına eklendiği görünen davacı … Bankası A.Ş. ile dava dışı … İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. Arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında TEMİNAT ilişkisine dayalı olarak dava konusu bonoların tevdi alındığı anlaşılmıştır.
Yine davacı bankanın dava konusu aynı mahiyette olan ve mahkememiz esasına kayıtlı … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden de anlaşılacağı üzere dava konusu edilen bonoların; davalı bono borçlusu ile dava dışı … İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’ arasında akdedilen … DEVREMÜLK SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ’ ne istinaden sözleşmeye konu devremülkün bedeli olarak düzenlenen sıralı, eşit bedelli ve ara ödemeli senetler olduğu anlaşılmıştır.
Bu husus ayrıca davacının dava dilekçesine eklediği ve matbu olarak düzenlenen bono örneklerinden de açıkça anlaşılmaktadır. Zira bonoların sol kenarında ” …-… İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.” ibaresi matbu olarak yer almakta, senet metni içeriğinden bononun NAMA düzenlendiği ve bonoların sıralı olduğu açıkça görülmektedir. Bu sebeple dava konusu senetlerin TKHK 4/5 maddesi gereği TÜKETİCİ SENEDİ olduğu anlaşılmaktadır.
Yine mahkememiz dosyalarından … E. Sayılı dosyada Ankara … Tüketici Mahkemesi’ nin … E. ve … K. Sayılı ilamı istenmiş ve dosyaya gelen ilamın incelenmesinden tüketici ile … İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. arasında devre mülk sözleşmesine ilişkin verilen senetlerin iptaline yönelik olduğu, bu senetlerin … Bankası A.Ş.’ ye ciro edildiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalının konut edinmek amacıyla ( devremülk ) dava dışı … İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. ile sözleşme yaptığı, sözleşmeye istinaden tüketici senedi tanzim edildiği, bu senetlerin de davacı … Bankası A.Ş.’ ye ciro edildiği, davalının yukarıda kanuni metinleri yazılan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-(k-l) maddesinde düzenlenen tüketici tanımına girdiği, 6502 sayılı TKHK’nın 83/2.madde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü gereğince ve 6502 sayılı (TKHK) 73/1. maddesi gereğince dava tarihi itibariyle mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş…” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu senetlerin nama yazılı senet olarak kabulünün mümkün olmayıp emre yazılı olduklarını, bunlara ilişkin uyuşmazlıkların TTK hükümleri gereğince mutlak ticari dava sayıldığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kambiyo senetlerinin illeten mücerret senetler olduklarından temel ilişkiyi ilgilendiren hususların temel ilişkinin tarafı olmayan iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, iyiniyetli hamil konumunda bulunan müvekkiline karşı tüketici senedi hükümlerinin ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu açık olduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının nama yazılı senetlere istinaden alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı Kanunda tüketici kavramı, 3/1- k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler “tüketici” 3/1-1 maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da banka hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edildiği ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletildiği, temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, aynı kanunun 73/1 maddesinde ” tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, somut olayda; davacının; davalının dava dışı … İnşaat ve Turizm Sanayi Limited Şirketine devre mülk satış sözleşmesi gereğince verdiği nama yazılı senetlere istinaden alacak talebinde bulunduğu, nama yazılı senet üzerinde yapılan cironun alacağın temliki sonucunu doğuracağı bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü def’ilerini ileri sürebileceği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20/10/2011 tarih 2011/3304 Esas 2011/19632 Karar sayılı ilamı), taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/02/2017 tarih 2017/561 Esas 2017/2628 Karar sayılı ilamı) kabul edilerek ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır