Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1759 E. 2022/1247 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –

Müteveffa …’in Mirasçıları:
DAVALILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)

2- … – (T.C. Kimlik No: …)

DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
YAZIM TARİHİ : 21/09/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas- … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin 3 adet dubleks (büyük mesken) mesken ve ayrıca 1 adet de normal (küçük) mesken ortağı olduğunu, müvekkili kooperatifin 18/04/2010 tarihli genel kurul toplantısında, küçük meskenlerin maliyetlerinin, dubleks/ büyük meskenlerin maliyetinin 2/3’ü kadar olacağı öngörüldüğünden küçük meskenlerin aylık 200,00 TL, büyük meskenlerin aylık 300,00 TL aidat ödemelerine, sonraki yıllarda da anılan 2/3 oranının korunmasına karar verildiğini, davalının 1 adet normal ve 3 adet dubleks olmak üzere toplam 4 adet kooperatif meskenini Ağustos 2008’den bu yana kadar işgalinde tuttuğunu, genel kurulun 18/04/2010 günü yapılan 2009 yılı olağan toplantısında alınıp kesinleşmiş kararı gereğince, küçük/normal daire ortaklarının 31/03/2010’a kadarki birikmişlerinin 30.000,00 TL olması, Nisan 2010’dan başlamak üzere her ay sonraki genel kurul tarihine kadar aylık 300,00 TL aidat ödemeleri gerektiğinin belirtildiğini, davalıdan Nisan/2015’den başlayıp 31.10.2015 tarihinde son bulan aidat asılları ile bunların fer’ilerinin tahsili için aleyhine takip başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin 3 adet dubleks daireyi ….’den toplamda 46.000,00 TL bedel karşılığında aldığını ve bedelini peşin ödediğini, müvekkilinin davacı kooperatifin B tipi yani peşin ödemeli üyesi olduğunu, B tipi üyelerin kat farkı, elektrik, su ve doğal gaz sayaç ve katılım payları dışında herhangi bir ödemede bulunmayacağını ve bu hususun 28/06/2002 tarihli Olağan Genel Kurul Kararında da değinildiğini, Konya … ATM’nin … Esas sayılı dosyası ile genel kurul kararlarının iptali/yok olduğunun tespiti talepli olarak açılan davada verilen tedbir kararı ile aidat alınmasının durdurulmasına karar verildiğini, tedbir kararına rağmen davacının icra takibi başlatmasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davalının davacı kooperatifinin 3 adet dubleks (büyük mesken) mesken ve ayrıca 1 adet de normal (küçük) mesken ortağı olduğunu, davacının kooperatifinin 18/04/2010 tarihli genel kurul toplantısında, küçük meskenlerin maliyetlerinin, dubleks/ büyük meskenlerin maliyetinin 2/3’ü kadar olacağı yönünde karar alındığını, küçük meskenlerin aykı 200,00 TL., büyük meskenlerin aylık 300,00 TL. aidat ödemelerine karar verildiğini, sonraki yıllarda da anılan 2/3 oranının korunmasına karar verildiğini, davacının kooperatifin şantiyesindeki oturulmaya hazır olmakla birlikte kuraları çektirilmemiş toplam 48 adet meskeni Ağustos 2008 ayı başlarında, içlerinde davalının da bulunduğu toplam kırk kadar ortak tarafından birkaç gün içinde zorla topluca hareket edilerek işgal edildiğini, davalının 1 adet normal ve 3 adet dubleks olmak üzere toplam 4 adet kooperatif meskeninin Ağustos 2008’den bu yana kadar işgalinde tutmakta olduğunu, davacı kooperatifin genel kurulun 18/04/2010 günü yapılan 2009 yılı olağan toplantısında alınıp kesinleşmiş kararı gerğince, küçük/normal daire ortaklarının 31/03/2010’a kadarki birikmişlerinin 30.000,00 TL. olması, Nisan 2010’dan başlamak üzere her ay (sonraki genel kurul tarihine kadar) aylık 300,00 TL. aidat ödemeleri gerekmekte olduğunu, davalının borcu için ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin 12.600,00 TL. aidat asıl alacağının takip tarihine kadar tahakkuk eden (2.709,17 TL.) temerrüt faizi olmak üzere toplam 15.309,17 TL. üzerinden takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Bilirkişinin 28/08/2017 tarihli raporuna göre ; davalının davacı kooperatife Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle 80.982,23 TL. tutarında borcunun olduğunu, ayrıca davalıyı peşin bedelli üye olarak kabul edilmez ve aidat ödeme yükümlülüğü olduğu kabul edilirse, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. nolu dosyada takip tarihi olan 18/11/2015 itibari ile 12.600,00 TL. aidat aslı ve 677,25 TL. faiz borcunun olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporuna tarafların itiraz etmesi üzerine bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişinin 10/10/2018 tarihli ek raporuna göre ; Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. nolu dosyasında takibe konu edilen Haziran 2010 – Ekim 2015 tarih aralığındaki aylar için davacının 1 daire için payına düşen genel gider turarı 1b788,27 TL. olarak hesaplandığı, takip talebinde belirtildiği üzere 3 daire için 5.364,81 TL. olduğu, aidatın ödenmesi gereken tarihlerden takip tarihine kadar geçen sürede faiz işletilmesi gerektiği, 1 daire için 48,50 TL. olduğu ve takip talebinde belirtildiği üzere 3 daire için 145,50 TL. olduğu tespit edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Konya …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ilamsız icra yolu ile icra takibi yapıldığı, bilirkişi incelemesine göre iki farklı sonuç ortaya çıktığı, eğer davalı iddiasında haklı görülerek özellikli üye sıfatı kabul edilirse, aidat ödemeden muaf olacağı ancak genel giderlerden sorumlu tutulacağı ve bu sorumlu tutulacak miktarın da bilirkişi raporu ile de tespit edilmiştir.
Ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamının da emsal nitelikte olduğu, emsal kararda; “davalının davacı kooperatifin (… Konut Yapı Kooperatifi) peşin bedelli üyesi olduğunun kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçelerle normal üye olduğunun isabetli olmayacağı, peşin bedelli ortaklardan üyelik aidatı istenmesinin mümkün olmayacağını ancak ortağın kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan gele yönetim ve alt yapı giderlerinden sorumluluğunun devam edeceğini, kooperatifin en yetkili organının genel kurul olacağını, genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınacağını daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesinin mümkün ve geçerli olacağını, bu durumda kazanılmış hakların ihlalinden söz edilemeyeceğini, aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararının kazanılmış hakların ihlaline sebebiyet vereceğini ve yok hükmünde olacağını, bu durumda mahkemece peşin bedelli ortak olduğu tartışmasız olan davalının inşaat finansman gideri ile ilgili talep bölümünden sorumlu olmayacağının göz önünde bulundurularak kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracığı ile kooperatif defter, kayıt ve belgelerinin incelenerek talep konusu alacağın davalının sorumlu tutulamayacağı inşaat finansman gideri mi yoksa sorumlu tutulabileceği genel gider ve alyapı gideri mi olduğu konusunda rapor alınarak oluşacak sonuç doğrultusunda varsa davalının sorumluluk miktarının belirlenmesinin gerektiğini” aynı zamanda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … H.D’nin 26/09/2017 tarih ve … Es…. Kar. sayılı ilamı ile davacı kooperatif üyesinin peşin bedelli üye olarak kabul edilerek, peşin bedelli ortakların kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olacaklarının kabul edildiği, aynı zamanda Ankara … HD’nin … Esas, … Karar sayılı ilamının da benzer nitelikte olduğu dikkate alındığında ayrıca 2000 Yılı Genel Kurul Kararının İptaline yönelik Mahkememizin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına yönelik talebinin daha önce aynı genel kurul kararının iptaline ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı olmasından dolayı (Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamının Yüksek Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar 21/11/2016 tarihli kararıyla onandığı, yine iş bu karar üzerine düzeltmek kanun yoluna gidildiği, yine Yüksek Yargıtay … H.D’nin … Esas, … Karar, 31/05/2018 tarihli ilamıyla karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği ve ilk derece mahkeme kararının 31/05/2018 tarihinde karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi üzerine kesinleştiği görülmekle) mahkememiz de kesin hüküme bağlı olduğundan bekletici mesele yapılmadığı, ancak Mahkemenin son celsesinde taraflara davaya konu itirazın iptali içeren borcun ne olduğu sorulduğunda, hem davacı hem davalı taraf davaya konu icra takibine ilişkin borcun aidat ücreti olduğunu belirtmiş olduklarından, mahkememizce yukarıda esas alınan BAM’den farklı karar vermek gereği hasıl olmuştur.
Zira 6100 sayılı HMK’nun tasarruf ilkesi başlıklı 24. maddesine göre Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. Aynı yasanın taleple bağlılık ilkesi başlıklı 26. maddesinde de “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Aynı kanunun 141 maddesinde ise Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunmanın genişletilemeyeceği, ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümlerinin saklı olduğu düzenlenmiştir Hâkimin, tarafların talep etmediği bir hususta karar vermesi mümkün değildir. Tarafın neyi talep edip etmediği ve hâkimin ne hakkında karar verip veremeyeceği dava dilekçesine bakılarak tespit edilir. Bu tespitin konusunu, istenilen hukukî sonuç oluşturur. Bu itibarla hâkimin karar verme sınırı dava dilekçesi ile belirlenmiş olur.
Bu nedenlerle davacının davasının taleple bağlılık ilkesi gereğince dava konusu alacak yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Alacağın miktarı belirli olup bu haliyle likit olduğundan asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesine…”şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin dosyaya sunulan ve mutlaka uyulması gereken kararlara uymadığını, açılan kamu davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, kamu davasının sonucu beklemeksizin karar verilebilecek ise de bunun için içtihatlara uygun diğer yoldan gidilmesi gerektiğini, davaların hepsinin birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini ayrıca, Konya … ATM’nin … E. sayılı dosyasının da sonucunun beklenmesi gerektiği halde karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlenen aidat alacağı nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, davacı kooperatifin 30.06.2000 tarihli genel kurulunda, kooperatifin, inşaatın yapım ve yürütülmesi işini üstlenen ….’ne borcunu ödeyemediği takdirde, istenirse yapım karşılığı olarak şirkete kooperatif üyeliği verileceği, bu üyeliklerin şirket tarafından üçüncü kişilere devredilmesi halinde, yükümlülüklerin şirket tarafından yerine getirileceği ve şirket tarafından temsil edileceği, normal üyelerin A tipi, şirket tarafından üyelik devralanların B tipi üyeler olarak kaydedileceği, B tipi üyelerin kat farkı, elektrik, su ve doğalgaz sayaç ve katılım payları dışında herhangi bir ödemede bulunmayacakları hususunun kararlaştırıldığı, kararın toplantıya katılan 24 üyenin oybirliği ile alınmış olduğu,
28.06.2002 tarihli genel kurulunda da, kooperatif inşaatının en geç 2005 yılı sonunda bitirilmesi kaydıyla daha önceki genel kurulda belirlenen B tipi üyeliklerin yapılan işe göre şirkete verilmesine oybirliği ile karar verildiği,
Davacı kooperatife ait belgelerde davalının davacı kooperatifte 3 adet dubleks ve 1adet normal mesken üyesi olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık esas itibariyle davalının peşin ödemeli ortak (B tipi) olup olmadığı, peşin ödemeli ortak olarak kabul edilmesi halinde üyelik aidatlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı ya da hangi miktarda sorumlu olacağı noktasında toplanmaktadır. Davalının 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar çerçevesinde peşin ödemeli (B tipi) üye olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
Öncelikle uyuşmazlığın kaynağı olan davacı kooperatifin 1999 yılına ilişkin 30/06/2000 tarihli genel kurul kararı hakkında, davacı kooperatifin tarafı olduğu ve davalının peşin ödemeli ortak olup olmadığının tespitine ilişkin benzer nitelikteki davaların incelenmesinde;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.-… K.sayılı dosyası ile kooperatif üyesi ve denetçisi olan davacılarca davalı kooperatif ve diğer bir kısım üyelere karşı 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduklarının tespiti talebi hakkında açılan davada mahkemece ” Tüm dava dosyalarında ortakların B tipi üye olup olmadıkları tartışılmış veya tartışılmaktadır. Bunca sene ve bunca davadan sonra dava konusu genel kurul kararlarının yokluğunun tespitinin istenilmesi iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gibi kazanılmış hakları da zedeleyici niteliktedir. İddialara göre hakları zedelenenler ise ters yönden davacılar gibi gözüküyor ise de normalde esas hakları zedelenecek olanlar dava da taraf olmayan bir çok B tipi üyedir. Zaten davaya asli müdahale talebinde bulunan asli müdahiller de onlardan bazılarıdır. Diğer B tipi üyelerin davadan haberleri olmadığı gibi davanın kabulü halinde kazanılmış hakları temelden zedeleneceğinden davanın kabulüne karar verilmesi halinde kişilerin hukuka ve hukuk düzenine olan güvenleri zedeleneceğinden ve ayrıca davalı kooperatifin davayı kabulünün hukuki sonuç doğurması da (başkalarının hakkını etkileyecek şekilde davayı kabulünün sonuç doğurması da) mümkün olmadığından, davacıların iyi niyetten yoksun ve kazanılmış hakları zedelemeye yönelik işbu davalarının mahkememiz başkanının muhalefeti ve oy çokluğu” ile davanın reddine karar verilmiş; dosyayı temyizen inceleyen Yargıtay …HD’nin … E.-… K.sayılı ilamı ile ” Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle genel kurul kararlarının geçersizliğine ilişkin uyuşmazlık iki tarafın arzusuna tabi olan, yani mahkeme kararına gerek olmaksızın davalı ile davacı arasında sağlanacak bir uyuşma ile geçerli olarak sonuçlandırılabilecek uyuşmazlıklardan olmamasına (bkz. E. Moroğlu, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü Altıncı Baskı, İst. 2012, s.219), zira davalı tüzel kişiliği temsil eden organın dava konusu hukuki ilişki üzerinde tasarruf yetkisi bulunmamasına, aksi halin kabulünün tüzel kişilerde en üst karar organı olan genel kurul kararının yönetim kurulu tarafından bertaraf edilmesi sonucu doğuracak olmasına, böyle bir sonucun hukuk düzenince kabulü mümkün görülmemesine göre” gerekçesiyle, karar onanmıştır.
Konya … Asliye Ticaret mahkemesi’nin … E.-… K.sayılı dosyası ile yine 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğunun tespiti ile iptali talebine ilişkin kooperatif üyesi davacı tarafından … Kooperatifi, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü ve bir kısım peşin ödemeli ortak statüsündeki üyelere karşı açılmış, mahkemece, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Es. … K. Sayılı kararı güçlü taktiri delil olarak kabul edilerek, “dava konusu davalı … Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığı’ının 30.06.2000 tarihli genel kurul karar tarihinden dava tarihine kadar yaklaşık 18 yıl geçtiği ve bu süre zarfında neredeyse dava konusu genel kurul kararlarına dayalı olarak yüzlerce kişinin kooperatife B tipi üye olarak kaydedildiği, bunca seneden sonra dava konusu genel kurul kararlarının yokluğunun tespitinin istenilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gibi kazanılmış hakları da zedeleyici nitelikte olduğu anlaşıldığından davacı tarafından davalı … Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığı hakkında açılan davanın reddine” karar verilmiştir. Karar istinaf edilmek üzere Dairemize gelmiş, …. Esas numarası almış olup, dosya hakkında henüz bir karar verilmemiştir.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E….. K.sayılı dosyası ile bir kısım peşin ödemeli ortak statüsündeki üye tarafından … Konut Yapı Kooperatifine karşı, 30/06/200 tarihli genel kurul toplantısında alınan peşin ödemeli ortakların aidattan sorumlu olmayacaklarına dair alınan kararın aksine, davalı kooperatifin 05/05/2013 tarihli genel kurulunda alınan … ve …nolu kararların yoklukla malül olduğunun tespiti (terditli) talepli davada mahkemece, “Davacı taraf terditli olarak, 05/05/2013 tarihli olağan genel kurulunda alınan … ve … nolu kararların yoklukla malül olduğunu tespitini istemiştir. B tipi (peşin ödemeli) üyeler inşaat finansmanından sorumlu olmayıp, genel giderlerden sorumlu iseler de; 05/05/2013 tarihli genel kurulda alınan … nolu karardaki aidatların (miktarları da gözetilerek) genel giderlere ilişkin aidatlar olmadığının anlaşılması ve … nolu karar ile de 30/06/2000 ve 28/06/2002 tarihli genel kurul kararlarının değiştirilmesine ilişkin sonraki genel kurul kararlarının teyit edilmek istenilmesi karşısında, bilirkişi raporları ve yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadı gereğince … ve … nolu kararların B tipi üyelerin kazanılmış haklarını ihlal eden kararlar olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı tarafın terditli ( 2. ) talebi kabul edilerek, bu kararların B tipi üyeler yönünden yoklukla (mutlak butlanla) malül olduğunun tespitine” karar verilmiş, kararın istinafı üzerine Dairemizin … E.-…. K. sayılı dosyası ile yapılan inceleme sonucunda, “Davacılar …, …, …., …., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … taleplerinin KABULÜ ile davalı … Konut Yapı Kooperatifi’nin, 05/05/2013 tarihlinde gerçekleştirilen 2012 yılına ilişkin olağan genel kurulunda alınan kararların, 4 ve 7. maddelerinin İPTALİNE karar verilmiş, işbu karar da Yargıtay …HD’nin 01/06/2021 tarihli, …. E.-… K. sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davamız konusu aidat alacağına benzer nitelikte bir uyuşmazlığa ilişkin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E.-… K.sayılı kararı ile davanın kabulüne dair verilen kararın istinafı üzerine, Ankara BAM ….HD’nin … E.-… K. sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi raporunda “takibe konu aidatların tamamının genel kurul giderleri, kırtasiye giderleri, noter giderleri, yargılama giderleri gibi genel giderlere ait olduğu” belirlenmek suretiyle İDM kararının kaldırılmasına karar verilerek, davanın bu gerekçeyle kabulüne dair yeniden hüküm kurulmuştur.
Belirtilen dava dosyaları, dosya arasında bulunan … Konut Yapı Kooperatifi Ana Sözleşmesi, genel kurul toplantı tutanakları, rapor ile sair kayıt ve belgeler çerçevesinde;
Uyuşmazlığın temelini teşkil eden ve davalının savunmasına dayanak, 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında ve davalının peşin ödemeli ortak olarak aidat ödemelerinden sorumlu olmayacağına ilişkin alınan kararların geçerli kabul edilip edilemeyeceği önem taşımaktadır. Bilindiği üzere ilgili genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti talebinin reddine dair Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.-… K. sayılı dosyasından verilen kararın istinafı üzerine dosya Dairemizde olup henüz karar verilmemiştir. Ancak aynı talebe (30/06/2000 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduklarının tespiti) ilişkin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.-… K.sayılı dosyasından, davanın reddine dair verilen kararın Yargıtayca onanmış olması, yine Dairemizin incelemesinden geçerek Yargıtayca onanan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.-…. K.sayılı dosyası ile 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında peşin ödemeli ortaklara ilişkin karara karşı 05/05/2013 tarihli olağan genel kurulunda alınan kararların, 4 ve 7. maddelerinin iptaline karar verilmiş olması, dosyasıyla 30/06/2000 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlara geçerlilik izafe edilmesi nedenleriyle henüz Dairemizde inceleme aşamasında olan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.-…. K.sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine gerek bulunmamaktadır.
Davacı kooperatifin 30.06.2000 tarihli genel kurulunda alınan karar, taşınmaz satışı niteliğinde olmayıp, yüklenici ….’ne peşin bedelli üyelik hakkı verilmesine yöneliktir. Konut yapı kooperatiflerinde, üyelere konut tahsisi yapılması, kooperatifin kuruluş amaçlarından olduğundan, üyeliğe bağlı taşınmaz tahsisinin, satış olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Somut olayda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42/6. maddesinin uygulama yeri de yoktur.
Davacı, dava dışı … ile aralarındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan taleplerini dava dışı yüklenici şirkete yöneltebileceği, yapılacak daire sayısından fazla üye kaydedilmesi veya peşin üyelik verilmesi sebebiyle kooperatifin uğramış olduğu ya da uğrayacağı zararı kooperatifin o dönemdeki yöneticilerinden talep edilebileceği, 30/06/2000 tarihli genel kurulun yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin yukarıda zikredilen mahkeme kararlarıyla, davaların reddine karar verildiği, temyiz ve karar düzeltme yolları tüketilerek kararın kesinleştiği, peşin ödemeli ortaklardan üyelik aidatı istenmesi mümkün değil ise de, ortağın, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumluluğunun devam edeceği, öte yandan, kooperatifin en yetkili organı olan genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararların alınabileceği, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesinin mümkün ve geçerli olacağı, bu durumda kazanılmış hakların ihlâlinden söz edilemeyeceği, aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlâl edeceğinden yok hükmünde olacağı, bu durumda, mahkemece, peşin bedelli ortak olduğu tartışmasız olan davalının, genel giderlerden sorumlu tutulması gerektiği, mahkemece bilirkişi SMMM …’dan alınan ve davacı kooperatif defter ve kayıtları incelenerek hazırlanan 10/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda takibe konu aidat alacağı döneminde davalının payına düşen genel gider tutarının toplam 5.364,81 TL olacağının tespit edildiği, raporun kooperatifin defter ve kayıtları üzerinden açıklayıcı ve denetime elverişli şekilde hazırlandığı, genel gider olarak tespit edilen bedelin kabul edilebileceği, genel giderler için TBK’nın 117. maddesi hükmüne uygun temerrüt ihtarı gönderilmesi halinde yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte talepte bulunulabileceği (Y.23.HD 2016/9712 E.-2020/1307 K.sayılı ilamı), davalıya yapılmış geçerli bir ihbar olmadığından, takip tarihinden itibaren faiz istenilebileceği, kabul edilen 5.364,81 TL genel gider alacağının belirli ve likit olması nedeniyle 2004 sayılı İİK’nın 67/2.maddesi gereğince bu miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı verilmesi gerekeceği, davalı tarafından talep edilen kötüniyet tazminatının şartlarının ise oluşmadığı kanaatine varılmakla, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2019 tarih, … Esas-… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile yapılan 4,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 125,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2. maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen İPTALİ ile takibin 5.364,81 TL üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak 5.364,81 TL’nin %20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 366,47 TL harçtan, peşin alınan 184,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 181,57‬ TL karar ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- Davacı tarafından yatırılan 184,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince belirlenen 5.364,81 TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve istinaf eden aleyhine karar verilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince hükmedilen 2.725,00 TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kabul ve red oranına göre davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 450,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 127,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 606,20 TL yargılama giderinden 212,43 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/09/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T