Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1689 E. 2021/2174 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … -…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No:…)
VASİ : … -(T.C Kimlik No…)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bankası A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/11/2021
YAZIM TARİHİ : 09/11/2021
Davacı (kısıtlı) vasisi tarafından davalı banka aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 06/05/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı vasinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra; dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın davalı bankadan kredi kullandığını, banka tarafından kredi sözleşmesinin tanzimi sırasında davacının bilgi ve rızası olmaksızın diğer belgelerle birlikte boş olarak imzalatılan bir belgenin de senet haline getirilerek icra takibine konu olduğunu, söz konusu senedin sahte ve hileli yollarla elde edildiğini, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine dayanak teşkil eden borçlusu …, lehtarı … Bankası A.Ş. olan, 28/04/2016 tanzim 13/08/2018 vade tarihli 350.000 TL. bedelli bonodan dolayı davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı bankadan kredi çektiğini, borcun zamanında ödememesi üzerine icra takibi başlatıldığını, senedin hileli yollarla elde edildiğinin davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davacının dava konusu bononun tanzim tarihi olan 28/04/2016 tarihinden sonra … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 02/05/2018 gün ve… E. … K. sayılı ilamı ile kısıtlandığı, davacının dinlenen tanıklarının anlatımlarının davacının iddialarını ispata yeterli olmadığı gibi, davacının iddiasını başka belge veya delillerle de ispat edemediği, banka görevlileri hakkında davacının Cumhuriyet Başsavcılığına her hangi bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasını ispat edemediği sonucuna varılmış davanın reddine, Davalı taraf tazminat talebinde bulunmuş ise de ; dava içerisinde takibe yönelik her hangi bir tedbir istenilmediği ve tedbir kararı verilmediği anlaşıldığından davalı tarafın 2004 s. İİK’nin 72/4. maddesindeki şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine ….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili … adına kayıtlı Konya ili, Meram İlçesi, … Mah. … ada … parsel, … ve… nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazların davalı bankaya ipotek olarak verildiğini, ticari hayatta her ne kadar taraflar kendilerini güvence altına almak istese de müvekkilinin tüketici konumunda olduğunu, aynı kredi için hem ipotek hem de kambiyo senedi alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yapılan kredi sözleşmesine istinaden alındığı iddia edilen senedin kredi sözleşmesi ile aynı tarih olduğunu, müvekkilinin 2 sene boyunca düzenli olarak ödeme yaptığını, sonrasında hastalığı nedeniyle ödemelerini geciktirdiğini, neticede 350.000 TL borç kaldığını, sözleşmedeki tutar 650.000 TL iken senet üzerindeki meblağın 650.000 TL olarak düzenlenmeyip kalan borç miktarı kadar (350.000 TL) düzenlendiğini, senedin sonradan doldurulduğunun açıkça ortada olduğunu, yerel mahkemece verilen red kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan Yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/3521 Esas 2019/1844 Karar sayılı ilamı).
Davacının takibe konu senedin kredi evraklarını imzalarken boş olarak imzalatılan belgenin üzerini sonradan doldurularak oluşturulan senet olduğunu yazılı delille ispat edemediği, banka görevlileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına her hangi bir şikayette de bulunmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 05/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır